Ağaç Evini Turistlere Açtı
Artvin'deki köyünde hobi olarak yaptığı ağaç evi, yoğun ilgi üzerine aile işletmesine dönüştüren Osman Kaba, 8 metre yükseklikteki, içerisinde tuvalet, banyo ve sıcak suyu bulunan, 7 kişinin konaklayabileceği, 8 köşeli evde, yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor Kaba: 'Buraya gelenlere müşteri değil misafir gözüyle bakıyoruz' 'Türkiye'nin değişik yerlerinden, Avrupa'dan ve Uzakdoğu'dan çok sayıda turist ağırladık'.
YUSUF OKUR - Artvin'in Arhavi ilçesine bağlı Kemerköprü köyünde yaşayan Osman Kaba, çocukluk hayalini gerçekleştirmek için 3 yıl önce yaptığı ağaç evi, yoğun ilgi üzerine turistlere açtı.
İzmir'de kendisine ait bir şirkette 30 yıl inşaat mühendisliği yapan, doğayla iç içe sakin bir yaşantı sürmek için işlerini çocuklarına devrederek eşiyle birlikte 4 yıl önce köyüne dönen Kaba, çocukluğundan beri hayalini kurduğu ağaç evi, bahçesindeki çam ağacının gövdesine yaptı. Dede yadigarı köy evini yöre mimarisine uygun olarak restore eden Kaba'nın, 15 metrelik çam ağacının gövdesine yaptığı ağaç ev, hem sosyal medyada hem de yörede yoğun ilgi görüp ziyaretçi akınına uğradı. Bunun üzerine Kaba, gerekli belgeleri alarak evi aile işletmesi haline getirdi.
Yaklaşık 15 metrelik ağacın gövdesinde, yerden 8 metre yükseklikte yer alan, içerisinde tuvalet, banyo ve sıcak su bulunan, 7 kişinin konaklayabileceği ağaç ev, 8 köşeli, renkli çatısı ve eşsiz manzarasıyla hayranlık uyandırıyor. Bu ilginç deneyimi yaşamak isteyenler, ağaç evde gecesi 300 liraya konaklayabiliyor.
Çocukluğundan beri ağaç evin hayalini kurduğunu dile getiren Kaba, "Hayalimi gerçekleştirmek için tamamen hobi olarak kendi emeğimle bir ağaç ev yaptım. Gitgide proje değişti, ilerledi. Biraz büyüttüm, değişik bir çatı yaptım. İki yıl önce bir açılış yaptık. Fenomen olunca aile işletmesi olarak turizme kazandırdım." dedi.
Yöre kültürüne uygun olarak, ağaç evin önüne semender ve salıncak da yaptığını belirten Kaba, şöyle devam etti:
"Kayıkhaneden kayık getirdim. 'Kayık her zaman denizde olmaz, biraz da karada olsun' dedim. Köyümüzde önceleri üzüm sarmaşıklarıyla yapılan salıncaklar vardı. Ben de ağaçtan halatlarla büyük salıncak yaptım. Yani değişik bir ortam oldu. Çok tutuldu. Yurt içinde, yurt dışında, sosyal medyada çok güzel, iyi tepkiler alıyorum. Buraya gelenlere müşteri değil misafir gözüyle bakıyoruz. Bizim için de iyi oldu, burada sosyal bir yaşantımız oldu. Değişik insanlarla tanışıyoruz. Türkiye'nin değişik yerlerinden, Avrupa'dan ve Uzakdoğu'dan çok sayıda turist ağırladık."
- Kanseri doğa sevgisiyle yendi
Kaba bir yıldır kanser hastalığıyla mücadele ettiğini anlatarak, "Çok sevdiğim Kazım Koyuncu'nun hastalığıyla mücadele ediyorum. 2 ameliyat, 4 kemoterapi ile Allah'a şükür bitirdik. Doğa sevgisi olmasa belki de yaşamazdım. Buralar benim uzun yaşamama inşallah vesile olacak." dedi.
Geleceğe yönelik projelerinden de bahseden Kaba, şunları söyledi:
"Norveç'te Finlandiya'da kuzey ışıklarını seyretme bungalovları oluyor. Türkiye'de fazla yok. Ben bir iki tane daha böyle bungalov yapmayı düşünüyorum. Yapabilirsem, Allah ömür verirse, toprağa gömülü hobit evlerden yapmak istiyorum. Hobit evleri çok seviyorum. Bunu da Yüzüklerin Efendisi filminden esinlendim. Bir tane daha kayık aldım, onu da 15 metre yüksekte ağaca asacağım motorla inip çıkacak insanlar oturacak."
Osman Kaba'nın eşi Nurten Kaba ise ağaç evin hayatlarına ayrı bir renk kattığını ifade ederek, "Eskiden kimse gelmiyordu, çok sıkılıyordum. Şimdi gelen gidenden sıkılmaya fırsat bulamıyorum, o yönden çok güzel oldu. Bazen 'acaba yapmasaydık mı' diyorum, tatlı bir yorgunluk oluyor." diye konuştu.
Ağaç eve gelen turistlerden Nazım Koto da, internette yaptıkları araştırmalar ve arkadaşlarının tavsiyesi ile İstanbul'dan geldiklerini ve umduklarından daha güzel bir yerle karşılaştıklarını kaydetti.
İstanbul'dan gelen Burcu Kırımlı Karabey ise ağaç gövdesinde uyumanın ve kahvaltı yapmanın farklı bir şey olduğunu ifade ederek, "Herkese tavsiye edebileceğimiz bir yer. Şehrin gürültüsünden uzak, manzarası gerçekten çok güzel." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
İzmir'de kendisine ait bir şirkette 30 yıl inşaat mühendisliği yapan, doğayla iç içe sakin bir yaşantı sürmek için işlerini çocuklarına devrederek eşiyle birlikte 4 yıl önce köyüne dönen Kaba, çocukluğundan beri hayalini kurduğu ağaç evi, bahçesindeki çam ağacının gövdesine yaptı. Dede yadigarı köy evini yöre mimarisine uygun olarak restore eden Kaba'nın, 15 metrelik çam ağacının gövdesine yaptığı ağaç ev, hem sosyal medyada hem de yörede yoğun ilgi görüp ziyaretçi akınına uğradı. Bunun üzerine Kaba, gerekli belgeleri alarak evi aile işletmesi haline getirdi.
Yaklaşık 15 metrelik ağacın gövdesinde, yerden 8 metre yükseklikte yer alan, içerisinde tuvalet, banyo ve sıcak su bulunan, 7 kişinin konaklayabileceği ağaç ev, 8 köşeli, renkli çatısı ve eşsiz manzarasıyla hayranlık uyandırıyor. Bu ilginç deneyimi yaşamak isteyenler, ağaç evde gecesi 300 liraya konaklayabiliyor.
Çocukluğundan beri ağaç evin hayalini kurduğunu dile getiren Kaba, "Hayalimi gerçekleştirmek için tamamen hobi olarak kendi emeğimle bir ağaç ev yaptım. Gitgide proje değişti, ilerledi. Biraz büyüttüm, değişik bir çatı yaptım. İki yıl önce bir açılış yaptık. Fenomen olunca aile işletmesi olarak turizme kazandırdım." dedi.
Yöre kültürüne uygun olarak, ağaç evin önüne semender ve salıncak da yaptığını belirten Kaba, şöyle devam etti:
"Kayıkhaneden kayık getirdim. 'Kayık her zaman denizde olmaz, biraz da karada olsun' dedim. Köyümüzde önceleri üzüm sarmaşıklarıyla yapılan salıncaklar vardı. Ben de ağaçtan halatlarla büyük salıncak yaptım. Yani değişik bir ortam oldu. Çok tutuldu. Yurt içinde, yurt dışında, sosyal medyada çok güzel, iyi tepkiler alıyorum. Buraya gelenlere müşteri değil misafir gözüyle bakıyoruz. Bizim için de iyi oldu, burada sosyal bir yaşantımız oldu. Değişik insanlarla tanışıyoruz. Türkiye'nin değişik yerlerinden, Avrupa'dan ve Uzakdoğu'dan çok sayıda turist ağırladık."
- Kanseri doğa sevgisiyle yendi
Kaba bir yıldır kanser hastalığıyla mücadele ettiğini anlatarak, "Çok sevdiğim Kazım Koyuncu'nun hastalığıyla mücadele ediyorum. 2 ameliyat, 4 kemoterapi ile Allah'a şükür bitirdik. Doğa sevgisi olmasa belki de yaşamazdım. Buralar benim uzun yaşamama inşallah vesile olacak." dedi.
Geleceğe yönelik projelerinden de bahseden Kaba, şunları söyledi:
"Norveç'te Finlandiya'da kuzey ışıklarını seyretme bungalovları oluyor. Türkiye'de fazla yok. Ben bir iki tane daha böyle bungalov yapmayı düşünüyorum. Yapabilirsem, Allah ömür verirse, toprağa gömülü hobit evlerden yapmak istiyorum. Hobit evleri çok seviyorum. Bunu da Yüzüklerin Efendisi filminden esinlendim. Bir tane daha kayık aldım, onu da 15 metre yüksekte ağaca asacağım motorla inip çıkacak insanlar oturacak."
Osman Kaba'nın eşi Nurten Kaba ise ağaç evin hayatlarına ayrı bir renk kattığını ifade ederek, "Eskiden kimse gelmiyordu, çok sıkılıyordum. Şimdi gelen gidenden sıkılmaya fırsat bulamıyorum, o yönden çok güzel oldu. Bazen 'acaba yapmasaydık mı' diyorum, tatlı bir yorgunluk oluyor." diye konuştu.
Ağaç eve gelen turistlerden Nazım Koto da, internette yaptıkları araştırmalar ve arkadaşlarının tavsiyesi ile İstanbul'dan geldiklerini ve umduklarından daha güzel bir yerle karşılaştıklarını kaydetti.
İstanbul'dan gelen Burcu Kırımlı Karabey ise ağaç gövdesinde uyumanın ve kahvaltı yapmanın farklı bir şey olduğunu ifade ederek, "Herkese tavsiye edebileceğimiz bir yer. Şehrin gürültüsünden uzak, manzarası gerçekten çok güzel." değerlendirmesinde bulundu.