112 Acil Servis'e 'İnme Hastalığı' Eğitimi
İstanbul Sağlık Müdürlüğü Acil Sağlık Hizmetleri Başkanı Doç. Dr. Semih Korkut: 'İstanbul 112 Acil Servis'te görevli 4 bin çalışanımızı, inme hastalığının teşhisi ve hızlı müdahale konusunda eğittik, sınava tabi tuttuk. Arkadaşlarımız, online bir sistem üzerinden inme hastalığı ve riskiyle ilgili her türlü veriye ulaşabiliyor' 'İstanbul, hastalarımızı hızlı bir şekilde hastaneye ulaştırabilmemiz noktasında oldukça şanslı. Çünkü çok ciddi sayıda ambulans ve personelimizle inme hastalarımızın tedavisi için çok hızlı bir şekilde tedavi merkezlerine ulaşımlarını sağlıyoruz' 'İstanbul 112 Acil Servis'i olarak, 'akut inme' diye bir tanım geliştirdik ve oradan bir kodu seçtik. Bizim için büyük bir artı olan bu tanı sayesinde, tek tuşla İstanbul'da akut inme sayısı nedir, hangi hastaneye ne kadar gitmiştir, bütün bunlara ulaşabiliyoruz. Bu sistem sayesinde ne kadar hastamızın olduğunu öğrenebiliyoruz ve ona göre yönlendirmelerimizi, çalışanlarımızın eğitimlerini ve gelecek planlarımızı yapıyoruz'
AA muhabirine açıklama yapan Doç. Dr. Korkut, inme hastalarının kalp krizi hastaları kadar riskli bir gruba dahil olduğunu belirterek, inme hastalarının ölüm riski dahilinde engelli kalma riski de taşıdığını söyledi.
İstanbul 112 Acil Servisi'nde yaklaşık 265 istasyon olduğu bilgisini veren Korkut, "Bu 265 istasyon, İstanbul'un çeşitli noktalarına yayılmış vaziyettedir. Hastalar bizi aradığı zaman hastaya ulaşma süremiz yaklaşık 10 dakikadır, yüzde 80 hastamıza 10 dakikada ulaşabiliyoruz. Hastayı aldıktan sonra yaklaşık yüzde 90 civarındaki hastayı da hastaneye götürüyoruz ama inme hastalığı haricindeki hastaların yüzde 10'unu, olduğu yerde biz tedavi ediyoruz." dedi.
Korkut, şöyle devam etti:
"112 Acil Servisi'nde görev yapan 4 bin çalışanımızı, inme hastalığının teşhisi ve hızlı müdahalesi konusunda eğittik, sınava tabi tuttuk. Arkadaşlarımız online bir sitem üzerinden inme hastalığı ve riskiyle her türlü veriye ulaşabiliyor. İstanbul'da 14 inme merkezimiz var, inme merkezlerimizin de mesafe bilgileri bizde mevcuttur ve merkezlerimiz 24 saat çalışmaktadır. Hasta bize ulaştıktan sonra en fazla 10-15 dakika içerisinde inme merkezine ulaştırıyoruz. İnme merkezlerimiz, dünyadaki inme merkezlerine örnek teşkil eden merkezlerdir ve pek çoğu da çok iyi çalışıyor. Aldığımız hasta, inme merkezine gelir, gerekli işlemleri yapılır ve şayet gerekiyorsa her türlü işlemlerin ve trombektominin yapılabildiği birkaç üst inme merkezimizden birine sevki gerçekleştirilir."
-Havada, karada ve denizde acil müdahale
112 Acil Servis'in havada, karada ve denizde sahip olduğu ekipmanlarıyla vatandaşın yardımına koştuğunu vurgulayan Korkut, "Havada helikopter ambulansımız var, uzak olan hastalarımızı helikopter ambulansımızla alıyoruz. Eğer gece uçuşumuz gerekiyorsa, İstanbul'da çok gerekli olmuyor ama bu noktada da gerekli olduğu zaman bize, gece uçuşu yapabilen helikopterleri mevcut olduğu için Hava Kuvvetleri destek oluyor." diye konuştu.
Korkut, adalarda yaşayan hastaların yardımına da deniz ambulanslarının koştuğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Adalarda yaşayanların yanı sıra, gemide veya Boğaz'da bir yolcu veya yük gemisinde seyahat ederken rahatsızlanan inme hastalarımız olursa, deniz ambulanslarımızla gidip hastaya ulaşıyoruz ve hastalarımızı inme merkezlerimize getiriyoruz. Adadan hastayı aldığımızda, 6 dakika içerisinde Maltepe İDO İskelesi'ne organize bir şekilde ulaştırıyoruz. Oradan da eğer hastanın inme hastası olduğu netleşirse, İstanbul Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi veya Kartal'da Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne oldukça hızlı bir şekilde götürebiliyoruz."
Doç. Dr. korkut, İstanbulluların, 112 Acil Servis konusunda pek çok imkandan yararlandığını işaret ederek, "İstanbul, hastalarımızı hızlı bir şekilde hastaneye ulaştırabilmemiz noktasında oldukça şanslı. Çünkü çok ciddi sayıda ambulans ve personelimizle inme hastalarımızın tedavisi için çok hızlı bir şekilde, tedavi merkezlerine ulaşımlarını sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.
-"Kalp krizini herkes bilir ama 'beyin krizi'ni kimse bilmez"
İnme hastalığının, en az kalp krizi kadar dikkat edilmesi gereken bir hastalık olduğunu hatırlatan Korkut, şöyle konuştu:
"İnme, bizim için kalp kriziyle aynıdır. Yıllar önce biz, inme hastasına servis hastası gibi bakardık fakat artık inme hastalarımıza kalp krizi vak'ası gibi bakıyoruz ve bizim için her dakikanın değerli olduğunu biliyoruz. İnmenin başlama dakikasını kaydediyor, hiç zaman kaybetmemek için doğru merkeze, doğru zamanda hastamızı götürmeye çalışıyoruz."
Kalp krizi geçiren hastanın hızlı müdahale edilmediği takdirde hayatını kaybedebileceğini fakat inme hastasına doğru ve hızlı müdahale edilmediği zaman hayatını kaybetme riskinin yanı sıra, hayatının sonuna kadar engelli kalabileceğini dile getiren Korkut, şunları kaydetti:
"İnme hastası, hasta yakınları ve herkesin bilmesi gereken bir ayrıntı olarak, kalp krizi kadar inme hastalığının da önemli olduğunu son dönemlerde görmeye ve bu konuda eğitim vermeye başladık. İnme, eğitimlerimizde oldukça önemli bir yer alıyor çünkü kalp krizini herkes bilir ama 'beyin krizi'ni kimse bilmez. Arkadaşlarımız ise yeni yeni öğrenmeye başladı. Yıllardır devam eden eğitim modüllerinde de bu ayrıntıya yer veriyorduk. Fakat inme riskinin, kalp krizinden sonra ikinci ve en sık ölüm nedeni olduğunu önemle anlatıyoruz."
-"112 Acil Servis'i olarak, 'Akut inme' diye bir tanım geliştirdik"
Korkut, inme hastalarının tedavisi ve hastanelere ulaştırılması konusunda eğitim ayağının çok önemli olduğunu vurgulayarak, "Biz, acil servis çalışanı 4 bin kişiye, eğitim vermeden önce ve sonrasında bir test yaptık. 265 istasyonumuza da gün içerisinde telsizlerden inme hastalığıyla ilgili küçük bilgiler veriyoruz. Böylece inme hastalığının nasıl kayıt edileceği öğretiliyor ve bu bilgileri anons geçiliyor ve sürekli tekrarlıyoruz." bilgisini paylaştı.
Son zamanlarda gerçekleştirilen çalışmalara nöroloji derneklerinin katkıda bulunduğunu söyleyen Korkut, "Bizleri eğitim için her yere çağırıyorlar, bizler de istenilen yerlere gidip konuşuyoruz. Bu eğitimler sayesinde bizler de çok önemli bilgiler ediniyoruz, böylece karşılıklı iyi bir iletişim halindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Eğitimden önce inme hastalığının kayıt aşamasında bile sıkıntıların yaşandığını ifade eden Korkut, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye'de ve dünyada ICD 10 kodu diye hastalıklar listesi var. Bu hastalık içerisinde 'Akut inme' diye bir tanı yok. Biz, İstanbul 112 Acil Servis'i olarak, 'Akut inme' diye bir tanım geliştirdik ve oradan bir kodu seçtik. Bizim için büyük bir artı olan bu tanı sayesinde tek tuşla İstanbul'da akut inme sayısı nedir, hangi hastaneye ne kadar gitmiştir bütün bunlara ulaşabiliyoruz. Bu sistem sayesinde ne kadar hastamızın olduğunu öğrenebiliyoruz ve ona göre yönlendirmelerimizi, çalışanlarımızın eğitimlerini ve gelecek planlarımızı yapıyoruz."