'Tamara'nın Çığlığı' Diyarbakır'da
Diyarbakır Şehir Tiyatroları’nın önümüzdeki günlerde kadının tüm coğrafyalarda kendine, ülkesine ve başka ülkelerde mülteci olma durumunu anlatan Tamara’nın Çığlıkları adlı oyunu sahneleyecek. Oyunun yönetmeni Ata Aksoy, bu oyunla Avrupa ve Türkiye’de ilk kez kadın sorununun deneysel olarak 4 ayrı sanatı kapsadığını söyledi.

Tiyatro, pantomim ve dansı buluşturan, lirik şiirin bağlayıcı unsur olarak kullanıldığı disiplinler arası performans türü olan Tamara’nın Çığlığı, kadının tüm coğrafyalarda kendine, ülkesine ve başka ülkelerde mülteci olma durumunu anlatıyor. Zamanın ruhu bağlamında şiddetin ağırlıklı olduğu; savaş, zorunlu göç ile bunun getirdiği ırkçılık ve kadın cinayetleri trajedisinin çokça yaşandığı bir çağda geçer oyun. Oyunda, Mezopotamya kadınını ve tüm coğrafyalardaki kadınların yansımasını anlatması bağlamında İranlı kadın şair Furuğ Ferruhzad umut dolu dizeleri ve Lorca’nın dizeleriyle seyirciye şiirle anlatım sunuluyor.
“Pandomim dört sanat dalını barındırıyor”
Oyunun yönetmeni Ata Aksoy, pandomim sanatının Avrupa’da daha çok önemsendiğini ve destek bulduğunu ancak Türkiye’de bu sanatı yapanların sayısının beşi geçmediğini söyledi.
Avrupa ve Türkiye’de ilk kez kadın sorununun deneysel olarak oyuna uyarlandığını belirten Aksoy, "Oyunun güçlü göstergelerle seyirciye lirik imgeleme gücüyle hafızalarda yeni bir bakış açışı yaratacağını düşünüyorum. Türkiye genelinde turnelere hazırlanıyoruz" dedi.
Mülteciler ve kadın sorununu dört farklı sanat dalını da içerecek bir şekilde sahneye konulacak olan Tamara’nın Çığlığı, 12 Ekim tarihinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında sahnelenecek.
