Yaşlandıran Yiyeceklere Dikkat
Her gün zararını bilmeden tüketilen besinlerin yaşlandırdığını belirten Diyetisyen Melis Destereci, yaşlandıran besinlerle ilgili uyarılarda bulundu.
Diyetisyen Melis Destereci, “Günümüzde herkes yaşlanmayı önlemek ve genç bir görünüm elde etmek için yoğun çaba sarf ediyor. Eminim ki herkes genç kalmak, genç bir bedene ve cilde yaşı ilerlese de sahip olabilmek istiyor. İşte tam da bunun için cildimizi ve bedenimizi içeriden doğru besinlerle beslememiz gerekiyor. Bir besinin kan şekerini yükseltme hızı yani glisemik indeksi ne kadar yüksekse bizi de aynı hızda yaşlandırabileceğini biliyor muydunuz? Yediğimiz besinler cildimize ve bedenimize ışık tutuyor. Dinamik hissedebilmemizi ya da tam tersi yorgun, bitkin hissetmemizden yediklerimiz ve içtiklerimiz sorumludur” dedi.
Basit karbonhidrat olan şeker ve beyaz unun içinde barındığı tüm yiyeceklerin olumsuz etkisi olduğunu ifade eden Destereci, yaşlandıran yiyecekleri şöyle sıraladı:
“Şeker: Hücre yaşlanmasının birinci sebebi olarak şeker tüketimini gösterebiliriz. Rafine şeker tüketimi vücudun dengesini bozarak, deri altı ve organ yağlanmasına sebep oluyor, bölgesel yağlanmaların birinci sebebi olarak biliniyor. Tabi ki şeker dendiğinde aklımıza ilk olarak kesme şeker gelse de şekerin içine girdiği her türlü besin, paketli yiyecek ve içecekler buna dahildir.
Hamur işleri: İçerisinde bulunan basit şeker, karbonhidrat ve doymuş yağlarla metabolizmamızı bozarak kan şekerimizi ani yükseltiyor ve yaşlanmamıza neden oluyor.
Doymuş yağlar: Margarin, tereyağı, kuyruk yağı ve iç yağ gibi hayvansal kaynaklı olan yağlar grubuna giren bu yağ grubu toksin madde oluşumunu hızlandırıyor ve dokularda biriken depo yağları arttırıyor, vücudu yağlandırarak metabolik hastalıklara zemin hazırlıyor.
Tuz: Günde 5 gramdan fazla tuz tüketmek cildi erken yaşlandırarak, vücudun su dengesini bozmakta, ödem oluşumuna sebep olmaktadır. Böylelikle cildi erken yaşlandıran besin grubuna girmektedir.
Asitli İçecekler: Yüksek miktarda basit şeker içerdiği için kan şekerinin dengesini bozuyor, zaman içinde vücudun asitlenmesine de sebep olduğu için iç organlarda hasara sebep oluyor. Kalsiyum emilimini azaltarak kemik erimesine sebep olup, vücudun yağ yakmasını engelliyor.
Kızartmalar: Yağlar uzun süre ısı ile maruz kaldığında dumanlanma yaratarak kanserojen etki göstermektedir. Trans yağ asitleri ile cilt ve iç organ yağlanmasına öncü olurlar. Bu sebeple kızartılmış her tür yiyecek, kızartılmış sebze ve etler, cipsler, kremalı her tür yiyecek ve soslardan uzak durulmalıdır.
Glisemik İndeksi Yüksek Besinler: Beyaz ekmek, beyaz makarna, pirinç, beyaz un ile yapılmış kek, poğaça, kurabiye, börek, mısır nişastası, yüksek fruktozlu mısır şurubu, glikoz şurubu gibi besinlerden kan şekerini ani yükseltip, ani düşüreceği için uzak durulmalıdır. Vücudun dengesini koruyabilmesi için kan şekerinin stabil kalması gerekir.
Alkol ve Kokteyller: Alkoller de diğer içecek grubu gibi yüksek şeker ve maya içerdiğinden erken yaşlanmaya sebep olur. En iyi içecek sudur ve vücut için elzemdir.”
Kaynak: İHA
Basit karbonhidrat olan şeker ve beyaz unun içinde barındığı tüm yiyeceklerin olumsuz etkisi olduğunu ifade eden Destereci, yaşlandıran yiyecekleri şöyle sıraladı:
“Şeker: Hücre yaşlanmasının birinci sebebi olarak şeker tüketimini gösterebiliriz. Rafine şeker tüketimi vücudun dengesini bozarak, deri altı ve organ yağlanmasına sebep oluyor, bölgesel yağlanmaların birinci sebebi olarak biliniyor. Tabi ki şeker dendiğinde aklımıza ilk olarak kesme şeker gelse de şekerin içine girdiği her türlü besin, paketli yiyecek ve içecekler buna dahildir.
Hamur işleri: İçerisinde bulunan basit şeker, karbonhidrat ve doymuş yağlarla metabolizmamızı bozarak kan şekerimizi ani yükseltiyor ve yaşlanmamıza neden oluyor.
Doymuş yağlar: Margarin, tereyağı, kuyruk yağı ve iç yağ gibi hayvansal kaynaklı olan yağlar grubuna giren bu yağ grubu toksin madde oluşumunu hızlandırıyor ve dokularda biriken depo yağları arttırıyor, vücudu yağlandırarak metabolik hastalıklara zemin hazırlıyor.
Tuz: Günde 5 gramdan fazla tuz tüketmek cildi erken yaşlandırarak, vücudun su dengesini bozmakta, ödem oluşumuna sebep olmaktadır. Böylelikle cildi erken yaşlandıran besin grubuna girmektedir.
Asitli İçecekler: Yüksek miktarda basit şeker içerdiği için kan şekerinin dengesini bozuyor, zaman içinde vücudun asitlenmesine de sebep olduğu için iç organlarda hasara sebep oluyor. Kalsiyum emilimini azaltarak kemik erimesine sebep olup, vücudun yağ yakmasını engelliyor.
Kızartmalar: Yağlar uzun süre ısı ile maruz kaldığında dumanlanma yaratarak kanserojen etki göstermektedir. Trans yağ asitleri ile cilt ve iç organ yağlanmasına öncü olurlar. Bu sebeple kızartılmış her tür yiyecek, kızartılmış sebze ve etler, cipsler, kremalı her tür yiyecek ve soslardan uzak durulmalıdır.
Glisemik İndeksi Yüksek Besinler: Beyaz ekmek, beyaz makarna, pirinç, beyaz un ile yapılmış kek, poğaça, kurabiye, börek, mısır nişastası, yüksek fruktozlu mısır şurubu, glikoz şurubu gibi besinlerden kan şekerini ani yükseltip, ani düşüreceği için uzak durulmalıdır. Vücudun dengesini koruyabilmesi için kan şekerinin stabil kalması gerekir.
Alkol ve Kokteyller: Alkoller de diğer içecek grubu gibi yüksek şeker ve maya içerdiğinden erken yaşlanmaya sebep olur. En iyi içecek sudur ve vücut için elzemdir.”