CHP MYK Toplantısı

Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Tezcan: '(Bahçeli'nin Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin açıklamaları) Sayın Bahçeli tekerleme yapmayı sever. Mesela şöyle bir tekerlemesi vardı, '2 artı 3, 4 etmez. Suyun içinde ateş yanmaz. Bala tuz katılmaz. Recep Tayyip Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olmaz.' Şimdi ne oldu Sayın Bahçeli, yeni bir matematik mi keşfettiniz? Suda yanan ateşi mi buldunuz, yoksa tuzlu bala mı alıştınız' 'Anamuhalefet partisinin görevi iktidar olmaktır. 'Yavru muhalefet' sözü bize ait değildi ama yaşanan süreçten görüyoruz ki 'yavru muhalefetin' hedefi de 'yavru iktidar' olmakmış. Bugün gelinen nokta, bir 'yavru iktidar' üslubu' 'Erdoğan'ı eleştiriyoruz, cevap Sayın Bahçeli'den geliyor. Sayın Bahçeli, sizin muhabbetinizi Allah artırsın. Bizim bu muhabbetle ilgili bugüne kadar söylediğimiz bir şey yok, bundan sonra da olmayacak ama muhabbetinizin devam ediyor olması, Erdoğan adına bize cevap vermek zorunluluğunu size yüklemese gerek'

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin açıklamalarına ilişkin, "Sayın Bahçeli tekerleme yapmayı sever. Mesela şöyle bir tekerlemesi vardı, '2 artı 3, 4 etmez. Suyun içinde ateş yanmaz. Bala tuz katılmaz. Recep Tayyip Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olmaz.' Şimdi ne oldu Sayın Bahçeli, yeni bir matematik mi keşfettiniz? Suda yanan ateşi mi buldunuz, yoksa tuzlu bala mı alıştınız?" dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.

Tezcan, toplantının ardından açıklamada bulunmak için geldiği salonunda, gazetecilere karanfil dağıtarak, "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü"nü kutladı.

Daha sonra açıklamada bulunan Tezcan, bugün Türkiye'de Çalışan Gazeteciler Günü'nün, çalıştırılmayan gazeteciler gününe dönüştüğünü söyledi.

Türkiye'nin dünyada basın özgürlüğü endeksinde, 180 ülke arasında 155. olduğunu belirten Tezcan, bunun bir "utanç tablosu" olduğunu bildirdi.

İktidarın, bu tabloyu kapatmak yerine, karneyi daha da kötüleştirmek için elinden gelini yaptığını savunan Tezcan, Türkiye'nin son 12 yıl içerisinde basın özgürlüğü konusunda 56 basamak aşağı düştüğünü ifade etti. Tezcan, Türkiye'de tutuklu gazeteci sayısının takip edilemez hale geldiğini, tarihin hiçbir döneminde basının bu kadar baskı altına alındığı bir sürecin yaşanmadığını ileri sürdü.

Tezcan, Türkiye'de "tutuklu ve tembihli gazeteci" gerçeğine alışan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Fransa'da bir gazetecinin sorusuna öfkelendiğini öne sürerek, Erdoğan'ın bu soruya "Dünyanın her yerinde istihbarat örgütleri operasyon yapar." yanıtını verdiğini aktardı. Tezcan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gazeteciye verdiği bu cevabıyla "MİT tırlarında silah taşındığı" iddiasını ikrar etmiş olduğunu savundu.

- "Türkiye, AB standartlarını hak eden bir ülke"

Erdoğan'ın Fransa gezisinde, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ve çağdaş dünyayla bağının koptuğunun çok açık görüldüğünü iddia eden Tezcan, Türkiye'nin AB hedefi ve değerlerinden hızla uzaklaştığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Fransa'da, "AB'ye gireceğiz diye size yalvaracak halimiz yok." dediğini hatırlatan Tezcan, "Sayın Erdoğan'a yalvar diyen mi var? Biz, Sayın Erdoğan'a yalvar demiyoruz ama adamların ağzına laf verme. Sen, Türkiye'de OHAL uygulamasıyla bütün demokrasiyi, hukuku, basın ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldıracaksın, adamın ağzına laf vereceksin, ondan sonra da kapıda 'sana yalvarmayız' diyeceksin. Türkiye, AB standartlarını hak eden bir ülkedir." ifade etti.

Türkiye'nin, AB istediği için değil millet bunu hakkettiği için AB standartlarına ulaşması gerektiğini vurgulayan Tezcan, fasıl açılması beklenmeden, AB standartlarına taşınması için muhalefet olarak her türlü desteği vereceklerini dile getirdi.

Tezcan, Türkiye'nin başı dik, yapması gerekeni yapmış, alması gereken kararı almış bir ülke olarak Avrupa'da dolaşması gerektiğinin altını çizdi.

- "Daha yüksek bir nişan lazım"

İktidarı, "OHAL bağımlısı" olmakla suçlayan Tezcan, şöyle devam etti:

"Bonzai bağımlısı gibi, uyuşturucu bağımlısı gibi OHAL'siz yönetemiyorlar Türkiye'yi. Uyuşturucu müptelası nasıl uyuşturucu olmadan yaşayamaz, bonzai müptelası nasıl bonzaisiz yaşayamaz, bunlar da OHAL'siz yaşayamaz hale gelmişler. OHAL'in olduğu yerde, AB standartları olmaz. OHAL'in, 20 Temmuz darbesinin olduğu yerde, tabi ki siz, başınız dik dünyada dolaşamazsınız."

Tezcan, Erdoğan'ın Fransa'da ayrıca "5 bin 700 ton parça et ithal edilmesi" sözü verdiğini hatırlatarak, Türkiye'de hayvancılığın ve tarımın bittiğini ileri sürdü.

"Bunlar alışık tabi Fransız köylüsünün, çiftçisinin hakkını koruyup, Türk çiftçisini batırmaya." diyen Tezcan, 2012'de eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'in Fransa'da "şövalyelik" nişanı aldığını ifade etti. Tezcan, "Herhalde Erdoğan da bir başka Fransız nişanına talip. Onun için gitti, şimdi 5 bin 700 ton parça et istiyor. Fransızlara, Fransız hükümetine bir tavsiyemdir, Sayın Erdoğan 'şövalyelik' nişanını kabul etmez, daha yüksek bir nişan bulmanız lazım. Herhalde ona da Fransa'nın en yüksek düzeyli nişanı olan 'büyük haç' nişanını vereceklerdir. Yanlış yapmasınlar diye söylüyorum." diye konuştu.

Erdoğan'ın ziyaret ettiği Tunus'tan zeytinyağı, Fransa'dan ise parça et ithali yapılacağını söylediğini aktaran Tezcan, Erdoğan'a bir KHK çıkarılarak yurt dışı yasağı getirilmesini istedi.

- "Uyuşturucu müptelalığı kötüdür"

Tezcan, iktidarın, OHAL'i yeniden uzatmaya hazırlandığını, Türkiye'nin 18 aydır bu şart altında yaşadığını belirterek, OHAL şartlarında "mühürsüz" seçimin yapıldığını, Seçim Kanununun değiştirildiğini, grev yasaklarının getirildiğini, darbenin siyasi ayağının ortaya çıkmasının gizlendiğini savundu.

Bülent Tezcan, OHAL yetkisini kullananların, yargıya, yürütmeye, emniyete, istihbarata hükmeder durumda olduğunu öne sürerek, darbenin ucu, OHAL yetkisini kullanan AK Partili yöneticilere geldiğinde, frene basılarak soruşturmaların kesildiğini bildirdi.

Tezcan, "Uyuşturucu müptelalığı kötüdür, bilirsiniz her gün dozunu artırır. Ondan sonra 'altın vuruş' derler en sonunda kendi kendilerini imha ederler, canlarına kıyarlar. Allah muhafaza bu iktidar OHAL müptelalığıyla, kendi kendini bitirecek noktaya gelecek. Bu iktidarın sonu, bu OHAL hastalığından gelecek. Bu millet, bunun hesabını sandıkta soracak." diye konuştu.

Tezcan, iktidara, OHAL'i uzatmaktan vazgeçerek kaldırmaları çağrısında bulundu.

- "Ciranta muhalefet değiliz"

CHP'nin iktidara talip bir anamuhalefet partisi olduğunu hatırlatan Tezcan, "Geçmişte Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli'yi ve MHP'yi 'yavru muhalefet' diye tabir ederdi, onlar da bu sözden çok rahatsız olurlardı. Şimdi bu tartışma yok. Olabilir, partiler birbirlerine yakınlaşabilirler. Bunda bir rahatsızlığımız yok." ifadesini kullandı.

Anamuhalefet partisinin iktidara talip olduğunu, bu görevi hakkıyla yerine getireceğini iddia eden Tezcan, şu görüşlere yer verdi:

"Seçmenin iradesini AK Parti'ye ve Erdoğan'a ciro etmeyeceğiz. Biz, ciranta muhalefet değiliz. Seçmenden aldığımız iradeyi, Erdoğan'a ciro etmek için burada bulunmuyoruz. Biz iktidar olmak için bulunuyoruz. Anamuhalefet partisinin görevi iktidar olmaktır. 'Yavru muhalefet' sözü bize ait değildi ama yaşanan süreçten görüyoruz ki 'yavru muhalefetin' hedefi de 'yavru iktidar' olmakmış. Bugün gelinen nokta, bir 'yavru iktidar' üslubu. Erdoğan'ı eleştiriyoruz, cevap Sayın Bahçeli'den geliyor. Sayın Bahçeli, sizin muhabbetinizi Allah artırsın. Bizim bu muhabbetle ilgili bugüne kadar söylediğimiz bir şey yok, bundan sonra da olmayacak ama muhabbetinizin devam ediyor olması, Erdoğan adına bize cevap vermek zorunluluğunu size yüklemese gerek herhalde."

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal'ın söylemesi gerekenleri söylediğini belirten Tezcan, "Siyasette ittifaklar olabilir ama iltihaklar olmaz. Yani MHP, iradesinin bir başka yere ciro edilmesini hak eden bir seçmen kitlesi mi? MHP ciddi bir partidir. Türkiye'nin tarihinde önemli görevler almıştır." ifadesini kullandı.

- "Adresi millet bulsun"

Tezcan, bütün diğer partiler gibi MHP'nin de demokratik düzlemde, düzeyli olarak yarışacakları partilerden birisi olduğuna işaret ederek, "Kalkıp da Erdoğan'a karşı her türlü muhalefeti tutup FETÖ'cülük ya da bölücülük diye ifade eden kumpanyaya katılırsanız, o zaman sizin muhalefetiniz kendi tabanınız tarafından sorgulanır. MHP, şimdi bu noktadaki bir iltihak görüntüsünü hak eden bir parti mi? Bunun kararını mutlaka milliyetçi taban verecektir." dedi.

Türkiye ikiye bölünüp 'Erdoğan'ın yanında olanlar yerli ve milli, onun dışındaki herkes FETÖ'cü ve bölücü' diye bir siyaset kültürü yaratılmaya çalışıldığını savunan Tezcan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kim ki buna teşne oluyor, kendisi siyaseten bütün varlığını Erdoğan'a ve saraya ipotek etmiş demektir. Kim yapıyorsa... Adresi millet bulsun. Sözümü ortaya koydum, sözün sahibi ortadan sözü alsın. Teröre destek meselesine gelince... Çadır mahkemelerini, karşılama alaylarını unuttunuz mu? Çadır mahkemelerinde mübaşir tayin edenlerle bugün beraber olurken, siz o sürecin neresinde görüyorsunuz kedinizi? Sayın Bahçeli tekerleme yapmayı sever. Güzel de tekerlemeleri vardır, zaman zaman bazısını anlamayız ama bazısı anlaşılır. Mesela şöyle bir tekerlemesi vardı, '2 artı 3, 4 etmez. Suyun içinde ateş yanmaz. Bala tuz katılmaz. Recep Tayyip Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olmaz.' Şimdi ne oldu Sayın Bahçeli, yeni bir matematik mi keşfettiniz? Suda yanan ateşi mi buldunuz, yoksa tuzlu bala mı alıştınız?"

Tezcan, milletin sandıkta, yönetme iddiası olanla, olmayan, demokrasiyi savunanla, savunmayan arasında bir tercih yapacağını söyledi.

- "Geniş mutabakatı sağlayacak strateji"

Tezcan, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

"Erdoğan, 'UYAP'ı FETÖ'cülere kaptırdık' açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Tezcan, devletin, kozmik odanın FETÖ'ye teslim edildiğini, en sonunda milletin el koyduğunu belirtti.

"CHP kongrelerinde yaşanan tartışmaların" hatırlatılması üzerine Tezcan, yarışın olduğu yerde, küçük tartışmaların olabileceğini, adayların Ankara'dan belirlenmediğini ileri sürdü.

Tezcan, "CHP'nin 2019 için bir ittifak düşüncesi" olup olmadığının sorulması üzerine, resmi olarak dillendirilecek bir kararın bulunmadığını ancak, geniş toplumsal kesimin mutabakatını sağlayacak bir seçim stratejisinin izlenmesi gerektiğini kaydetti.

Kaynak: AA