Menopozla gelen kilolara dikkat
Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, menopozla birlikte artan kilo artışına dikkat çekti.
Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, “Menopoz doğurganlık yeteneğinin son bulduğu dönemdir. Erken ya da geç her kadın mutlaka menopoz sürecini yaşar. Bu süreç kimi zaman rahat geçerken, kimi zaman da sıkıntılı olabilir. Şişman kadınlarda daha erken olmakla birlikte menopoz yaşı 48-55 olarak belirtilmektedir. Fakat sebebi ne olursa olsun 40 yaş öncesi ortaya çıkan menopoz, erken menopoz olarak adlandırılır. Kadınlar bu döneme kadar üretkenliği sağlayan östrojen-progesteron hormonları sayesinde doğurganlıklarını korurlar. Menopoz döneminde organizmada önemli değişiklikler gözlenir; bunların dışında hormonal değişiklikler gelmektedir. Menopoz döneminde sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite yapma ve ek olarak tıbbi tedavi çok önem kazanmaktadır” dedi.
Halk sağlığı çalışmaları sonuçlarının menopoz sonrası kadınlarda beden kitle indeksi ile meme kanseri arasında pozitif ilişkinin varlığını gösterdiğini ifade eden Enç, “Bu nedenle menopozdaki kadınların mutlaka vücut ağırlıklarını hedef tartılarında tutmaları önemlidir. Menopoz sonrası kadınlardaki en büyük problem hızlı kilo alınmasıdır. Kimi kadınlar yemek yemekten bağımsız olarak yağlandıklarını hissederler. Bu normal fizyolojinin getirdiği bir yağlanmadır. Daha önce kilo sorunu olmayan kadınlarda da şişmanlık gelişebilmektedir. Östrojen düzeyindeki azalma besin alımını etkiler ve bazal metabolik hızda azalmaya neden olur. Kadınlarda fiziksel aktivite düzeyindeki azalma da bu ağırlık kazanımının daha hızlanmasını sağlamaktadır” diye konuştu.
Menopoza girmiş kadınlarda kardiyovasküler hastalıkların, osteoporozis gibi hastalıkların gelişme riskinin fazla olduğunu vurgulayan Enç, “Kardiyovasküler hastalıkların gelişmesinde sadece östrojen hormonu değil, menopoz öncesi kadının beslenme durumu, şişmanlık, sigara kullanımı da menopoz sonrası etkendir. Menopozda östrojen düzeyindeki azalma nedeniyle kadınların kemik kaybı hızlanır, böylece kalsiyum gereksinimi artar. Bu dönemde idrarda kalsiyum atımındaki artış, bağırsaklardan kalsiyumun etkin emilmesindeki azalma ve diyet ile yeterli kalsiyumun alınmaması, kemik kaybının sebeplerindendir” ifadelerini kullandı.
Menopoz sonrası sağlığın korunması ve kaliteli yaşam için diyet ve yaşam şeklinin önemli olduğunu kaydeden Enç, bu dönemde beslenmede dikkat edilecek noktaları şöyle sıraladı:
“Her öğünde dört besin grubundaki besinler aynı öğünde yer almalı ve kişinin gereksinmesine uygun miktarlarda tüketilmelidir. Aşırı kafein tüketiminden kaçınılmalıdır. Süt yoğurt grubunda günlük mutlaka 3-4 porsiyon tüketilmelidir. Bu dönemde ideal kilonun korunması önemlidir. Aşırı kilo verilmemelidir. Çünkü menopozdan sonra vücut, yağ dokusundaki östrojenden de yararlanmaktadır. Bitkisel özlü sıvı yağlar, özellikle soya yağı ve erken hasat zeytinyağı menopozdaki kadınlar için hayat kurtarıcıdır. Çiğ sebze, kabuklu meyveler ve soyalı ürünlerin beslenmelerinde mutlaka yer alması gerekmektedir. Düşük kolesterollü ve düşük yağlı diyet uygulanmalıdır. Çünkü bu dönemde kan yağları ve kolesterolü üzerinde artışlar olmaktadır. Et tüketiminde ise mümkün olduğunca yağsız et tercih etmeye, pişirme yöntemi olarak da ızgara, haşlama ya da buğulama yapmaya özen gösterilmelidir. Tuz tüketimine dikkat edilmeli ve salamura besinlerden uzak durulmalıdır. Tuzun ödem artırıcı etkisi olduğundan ve hormonal değişimlerin olduğu dönemlerde vücudumuz ödem tutmaya çok yatkın olduğundan fazla tuz tüketiminden uzak durmak en doğrusu olacaktır. Özellikle omega -3 yağ asitlerinden zengin diyetin tüketilmesi önerilmektedir. Bunlar; ceviz, balık, ayçiçeği yağı, soya yağı, ay çekirdeği, badem gibi besinlerdir ve güvenli miktarda tüketilmelidir. Sebzeler ve meyveler yönünden zengin diyetlerin tüketilmesi gerekir. Diyetin vitamin ve mineral içeriği yeterli olmalıdır. Özellikle kalsiyumun yeterli miktarda tüketilmesi önem taşımaktadır. Kalsiyum yönünden zengin bazı besinler; süt, kefir, yoğurt, susam, pekmez, fındık, fıstık, beyaz peynir, yeşil yapraklı sebzeler gibi. Her gün bol sıvı tüketilmeli ve sulu yiyeceklerin alımı arttırılmalıdır. Basit karbonhidratlar tüketmek yerine kompleks karbonhidratlar seçilmelidir. Kuru baklagiller, esmer ekmek (çavdar, kepek, tam buğday ekmeği) ve normal pirinç pilavı yerine bulgur pilavı tüketilmelidir. Sigara ve alkol tüketiminden uzak durulmalıdır.”
Kaynak: İHA
Halk sağlığı çalışmaları sonuçlarının menopoz sonrası kadınlarda beden kitle indeksi ile meme kanseri arasında pozitif ilişkinin varlığını gösterdiğini ifade eden Enç, “Bu nedenle menopozdaki kadınların mutlaka vücut ağırlıklarını hedef tartılarında tutmaları önemlidir. Menopoz sonrası kadınlardaki en büyük problem hızlı kilo alınmasıdır. Kimi kadınlar yemek yemekten bağımsız olarak yağlandıklarını hissederler. Bu normal fizyolojinin getirdiği bir yağlanmadır. Daha önce kilo sorunu olmayan kadınlarda da şişmanlık gelişebilmektedir. Östrojen düzeyindeki azalma besin alımını etkiler ve bazal metabolik hızda azalmaya neden olur. Kadınlarda fiziksel aktivite düzeyindeki azalma da bu ağırlık kazanımının daha hızlanmasını sağlamaktadır” diye konuştu.
Menopoza girmiş kadınlarda kardiyovasküler hastalıkların, osteoporozis gibi hastalıkların gelişme riskinin fazla olduğunu vurgulayan Enç, “Kardiyovasküler hastalıkların gelişmesinde sadece östrojen hormonu değil, menopoz öncesi kadının beslenme durumu, şişmanlık, sigara kullanımı da menopoz sonrası etkendir. Menopozda östrojen düzeyindeki azalma nedeniyle kadınların kemik kaybı hızlanır, böylece kalsiyum gereksinimi artar. Bu dönemde idrarda kalsiyum atımındaki artış, bağırsaklardan kalsiyumun etkin emilmesindeki azalma ve diyet ile yeterli kalsiyumun alınmaması, kemik kaybının sebeplerindendir” ifadelerini kullandı.
Menopoz sonrası sağlığın korunması ve kaliteli yaşam için diyet ve yaşam şeklinin önemli olduğunu kaydeden Enç, bu dönemde beslenmede dikkat edilecek noktaları şöyle sıraladı:
“Her öğünde dört besin grubundaki besinler aynı öğünde yer almalı ve kişinin gereksinmesine uygun miktarlarda tüketilmelidir. Aşırı kafein tüketiminden kaçınılmalıdır. Süt yoğurt grubunda günlük mutlaka 3-4 porsiyon tüketilmelidir. Bu dönemde ideal kilonun korunması önemlidir. Aşırı kilo verilmemelidir. Çünkü menopozdan sonra vücut, yağ dokusundaki östrojenden de yararlanmaktadır. Bitkisel özlü sıvı yağlar, özellikle soya yağı ve erken hasat zeytinyağı menopozdaki kadınlar için hayat kurtarıcıdır. Çiğ sebze, kabuklu meyveler ve soyalı ürünlerin beslenmelerinde mutlaka yer alması gerekmektedir. Düşük kolesterollü ve düşük yağlı diyet uygulanmalıdır. Çünkü bu dönemde kan yağları ve kolesterolü üzerinde artışlar olmaktadır. Et tüketiminde ise mümkün olduğunca yağsız et tercih etmeye, pişirme yöntemi olarak da ızgara, haşlama ya da buğulama yapmaya özen gösterilmelidir. Tuz tüketimine dikkat edilmeli ve salamura besinlerden uzak durulmalıdır. Tuzun ödem artırıcı etkisi olduğundan ve hormonal değişimlerin olduğu dönemlerde vücudumuz ödem tutmaya çok yatkın olduğundan fazla tuz tüketiminden uzak durmak en doğrusu olacaktır. Özellikle omega -3 yağ asitlerinden zengin diyetin tüketilmesi önerilmektedir. Bunlar; ceviz, balık, ayçiçeği yağı, soya yağı, ay çekirdeği, badem gibi besinlerdir ve güvenli miktarda tüketilmelidir. Sebzeler ve meyveler yönünden zengin diyetlerin tüketilmesi gerekir. Diyetin vitamin ve mineral içeriği yeterli olmalıdır. Özellikle kalsiyumun yeterli miktarda tüketilmesi önem taşımaktadır. Kalsiyum yönünden zengin bazı besinler; süt, kefir, yoğurt, susam, pekmez, fındık, fıstık, beyaz peynir, yeşil yapraklı sebzeler gibi. Her gün bol sıvı tüketilmeli ve sulu yiyeceklerin alımı arttırılmalıdır. Basit karbonhidratlar tüketmek yerine kompleks karbonhidratlar seçilmelidir. Kuru baklagiller, esmer ekmek (çavdar, kepek, tam buğday ekmeği) ve normal pirinç pilavı yerine bulgur pilavı tüketilmelidir. Sigara ve alkol tüketiminden uzak durulmalıdır.”