Birleşik Krallık'ta Erken Genel Seçime Doğru

Seçimde yarışacak partilerin liderleri canlı yayınlanan tartışma programına katılarak, programa gelmeyi reddeden Başbakan May'i 'korkaklık'la eleştirdi Programda May'in partisini temsil eden İçişleri Bakanı Rudd: 'İyi bir lider olmanın bir parçası da iyi ve güçlü bir ekibe sahip olmaktır'.

Birleşik Krallık'ta gelecek hafta yapılacak genel seçimde yarışacak siyasiler, canlı yayınlanan bir tartışma programına katıldı. Programa çıkmayı reddeden Başbakan Theresa May 'korkaklık'la suçlanarak, eleştiri yağmuruna tutuldu.

Devlet televizyonu BBC'de dün akşam yayınlanan liderler tartışmasına Başbakan May'in genel başkanlığındaki Muhafazakar Partiden May'i temsilen İçişleri Bakanı Amber Rudd, İngiltere'de ana muhalefetteki İşçi Partisinin lideri Jeremy Corbyn, Liberal Demokrat Parti lideri Tim Farron, aşırı sağcı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) lideri Paul Nuttall, İskoç Ulusal Partisi (SNP) Genel Başkan Yardımcısı Angus Robertson, Yeşil Parti Eş Başkanı Caroline Lucas ve Galler'in milliyetçi partisi Plaid Cymru lideri Leanne Wood katıldı.

Eğitim, sağlık, güvenlik ve sosyal yardımlar gibi alanlar başta olmak üzere muhafazakar hükümetin uyguladığı kemer sıkma politikaları odağında 90 dakika süren programda siyasiler, seçim vaatlerini anlattı. Muhafazakar Parti temsilcisi dışındaki diğer konuşmacılar, Theresa May'i 'cesaret yoksunu' olmak ve 'tartışmadan kaçmak ve korkmak'la suçladı.

May'in programa katılmama kararını savunan Muhafazakar Partili İçişleri Bakanı Rudd ise 'İyi bir lider olmanın bir parçası da iyi ve güçlü bir ekibe sahip olmaktır.' dedi.

Ana muhalefet lideri Corbyn, seçim tartışmasına katılacağını programa saatler kala açıklayarak, May'e de tartışmaya katılması için meydan okumuştu. Corbyn, 'Halka oy kullanmadan önce siyasi partilerin liderlerini dinleme ve onlarla etkileşim içinde olma şansı vermemiz gerektiğine inanıyorum. Hayatımda hiçbir zaman tartışmaktan korkmadım. Tartışmaya katılmayı reddetmesi Theresa May'in gücünün değil zayıflığının bir başka göstergesi olacaktır.' ifadelerini kullanmıştı.

Başbakan May, seçim öncesi televizyonlarda canlı yayınlanan tartışma programlarına katılmama kararını seçime gidileceğini bildirmesinin hemen arkasından duyurmuştu. May bu kararından dolayı ülkedeki birçok kesim tarafından eleştirilmişti. İngiltere'deki birçok siyasi lider May'in kararını 'siyasilerle karşı karşıya gelmekten kaçmak' ve 'tartışmalara katılmaktan korkmakla' suçlamıştı. May ise canlı yayında kamunun sorularını cevaplamak yerine, 'kapı kapı gezerek seçmenle yüz yüze görüşmeyi' tercih ettiğini bildirmişti.

- Anketler May'in oy kaybedeceğine işaret ediyor

Ülkede 8 Haziran'da yapılacak erken genel seçime ilişkin dün yayımlanan bir ankette iktidar partisinin oylarının beklenenin çok altına düşeceği tahmininde bulunuldu.

Ankete göre, Muhafazakar Parti genel seçimde 20 milletvekili az çıkararak tek başına hükümet şansını kaybedebilir, İşçi Partisi ise milletvekili sayısını 28 artırabilir.

Siyasi gözlemciler, May'in seçim beyannamesinde emeklilerin sosyal haklarına yönelik kısıtlamalara yer vermesinin ve genel olarak seçmenle iletişimdeki başarısızlığının, muhalefet partisinin şansını artırdığı yorumunu yapıyor. Corbyn liderliğindeki İşçi Partisinin hızlı yükselişinde, partinin kampanyasını somut sorunlar üzerine kurmasının etkili olduğu belirtiliyor.

Başbakan Theresa May seçim kampanyasını 'güçlü ve istikrarlı liderlik' sloganıyla yürütüyor. May seçmene, kendisinin alternatifinin İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn öncülüğünde 'bir kaos koalisyonu' olacağı iddiasını sunuyor.

May'in partisini 'ayrıcalıklı azınlık için çalışmak'la suçlayan Corbyn ise kampanyasını 'azınlık değil, çoğunluk için' sloganıyla yürütüyor. Corbyn'in propaganda kampanyasında yılda 9 bin sterlini bulan öğrenci harçlarını kaldırmak, demiryollarını ve enerji şirketlerini kamulaştırmak gibi vaatler öne çıkıyor. Corbyn, bankaların ve finans sektörünün vergilerini artırarak oluşan geliri kamu hizmetlerine aktarma sözü de vermişti.
Kaynak: AA