'Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ı Anma Ve Anlama' Programı
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: '150 yıllık Türkiye'nin siyasi ve fikri hayatında, bir tarafta her şeyiyle mutlak manada Batı'yı taklit etmeyi erdem sananlar, diğer tarafta da kendi değerleri üzerinde yeniden yükselebileceğine inananlar arasındaki mücadelede Nevzat Hoca, tavrını, tarzını, yerini ikinci safta yer tutarak belirlemiş ve bu anlamda Türkiye'de milli fikir, milli siyaset geleneğinin önemli simalarından olmuştur' 'Nevzat Hoca, Doğu'nun ve Batı'nın gerçeklerini anlamak ve bunun üzerinden insanlık, bu memleket, ülkemiz, milletimiz için bir şeyler çıkarmayı, sonuçlar elde etmeyi planlamış olan bir öğretim üyesiydi, bir aydındı, bir münevverdi'.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, '150 yıllık Türkiye'nin siyasi ve fikri hayatında, bir tarafta her şeyiyle mutlak manada Batı'yı taklit etmeyi erdem sananlar, diğer tarafta da kendi değerleri üzerinde yeniden yükselebileceğine inananlar arasındaki mücadelede Nevzat Hoca, tavrını, tarzını, yerini ikinci safta yer tutarak belirlemiş ve bu anlamda Türkiye'de milli fikir, milli siyaset geleneğinin önemli simalarından olmuştur.' dedi.
Kurtulmuş, İstanbul Üniversitesinin (İÜ) ev sahipliğinde İstanbul İktisatçılar Derneği tarafından üniversitenin Doktora Salonu'nda düzenlenen 'Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ı Anma ve Anlama' programında, herkesin üzerinde Yalçıntaş'ın izlerinin olduğunu belirterek, anma programında emeği geçenlere teşekkür etti.
Nevzat Yalçıntaş'ın hayatının, sadece bir kişinin yaşamı olmaktan öte aslında bir devrin de özeti mahiyetinde olduğunu dile getiren Kurtulmuş, Türkiye'nin hem fikir hem siyaset bakımından büyük fırtınalar içerisinden geçtiği, yeniden oluşların yaşandığı çok fırtınalı bir döneminde Yalçıntaş'ın şahsiyeti ve fikirleriyle bu döneme şahitlik ettiğini anlattı.
Numan Kurtulmuş, Prof. Dr. Yalçıntaş'ın bütün önemli olayların içerisinde yer aldığını, fikir mücadelelerinin hep içerisinde olduğunu, 'Türkiye'nin milli siyaset geleneği' denilebilecek siyaset aksına katkıda bulunduğunu kaydetti.
- 'Aydın, entelektüel olmanın Batı taklitçisi olmadığını ortaya koymuştur'
İÜ İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi Bölümü'ndeki öğretim üyeliği döneminde ve Fazilet Partisi'ndeki siyasi hayati sırasında Yalçıntaş ile siyaset yaptığını anlatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Nevzat Yalçıntaş'ın yaşadığı dönem, aslında Türkiye'de yeniden oluşların, siyasi fikir alanında büyük mücadelelerin verildiği bir dönemdi. Aydın, entelektüel olmanın esas itibarıyla mutlaka manada Batıcı, modern olmanın da mutlak manada Batı taklitçisi olarak değerlendirildiği bir dönemde Nevzat Yalçıntaş Hoca, modernizmi hem iyi bir şekilde anlamış hem de aydın, entelektüel olmanın, Batı taklitçisi olmak olmadığını, tam ersine bu milletin kendi ruh kökü, milli değerleri, bu milletin kültürü, sanatı, edebiyatı, var oluş nedenleriyle ilgili olduğunu ortaya koymuş, hayatında da bunu ispat etmiş birisidir. Bu anlamda belki de 150 yıllık Türkiye'nin siyasi ve fikri hayatında, bir tarafta her şeyiyle mutlak manada Batı'yı taklit etmeyi erdem sananlar, diğer tarafta da kendi değerleri üzerinde yeniden yükselebileceğine inanlar arasındaki mücadelede Nevzat Hoca, tavrını, tarzını, yerini ikinci safta yer tutarak belirlemiş ve bu anlamda Türkiye'de milli fikir, milli siyaset geleneğinin önemli simalarından olmuştur. Aydın olmak, önce kendisini tanımak, topraklarını, kültürünü, geçmişini tanımak ve geçmişinin üzerinde bu milleti yeniden kendi ayakları üzerinde yükselebilecek bir güce kavuşturmak olduğunu bilen birisiydi. Bunu, siyasi ve ilmi hayatının her safhasında hem yaşamış hem de etrafındakilere öğretmiştir.'
- 'Türk ve İslam dünyasına önemli katkıları oldu'
Nevzat Yalçıntaş'ın bir diğer önemli özelliğinin 'iki tarafı birden anlamaya gayret eden çabası' olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, aynı zamanda Yalçıntaş'ın hem Doğu'yu hem Batı'yı tanımaya gayret eden birisi olduğunu söyledi.
'Batı'yı tarayarak Doğu'ya karşı kör olan, hatta Doğu'dan nefret eden sahte aydınların her köşe başını tuttuğu bir dönemde, tam manasıyla Batı'yı tanımak için gayret etmiş ama Batı'yı tanırken de Doğu'nun ruhunu, özünü, özelliğini kaybetmemenin en önemli erdemlerden birisi olduğuna inanmış bir şahsiyetti.' ifadesini kullanan Kurtulmuş, Yalçıntaş'ın, bu çerçevede ne mutlak manada gözünü Doğu'ya diktiğini ne Batı'nın değerlerinden uzak kaldığını dile getirdi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:
'Nevzat Hoca, Doğu'nun ve Batı'nın gerçeklerini anlamak ve bunun üzerinden insanlık, bu memleket, ülkemiz, milletimiz için bir şeyler çıkarmayı, sonuçlar elde etmeyi planlamış bir öğretim üyesiydi, bir aydındı, bir münevverdi. Nevzat Hoca'nın üçüncü önemli özelliği olarak; Türk ve İslam dünyasını yakından tanıma gayreti ve Türk ve İslam dünyasıyla olan ilişkilerin geliştirilmesine verdiği önemi söyleyebiliriz. Özellikle 1990 sonrasında Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle Türk dünyasının yeniden özgürlüğüne kavuşmaya başlaması ve 1970'li yılların ortalarından itibaren İslam dünyasını yeniden şahsiyat kazanmaya başlaması mücadelesinde Nevzat Hoca, her iki alanda da fevkalade önemli fonksiyonlar icra etmiştir.
Türk ve İslam dünyasının şahsiyetlerini geliştirmesi için hem ilişkilerini geliştirmiş hem Türkiye ile İslam dünyasının ve Türk dünyasının irtibatlarını kuvvetlendirmiş hem de bu her iki dünyada da çok önemli dostlukları biriktirmiş bir şahsiyetti. Bu çerçevede yakın dönemde Türk ve İslam dünyasına yaptığı katkıları da önemli zikretmek hepimizin boynunun borcudur.”
- 'Kendisine çok aykırı yerlerde duranlar tarafından bile takdirle izlenmiştir'
Kurtulmuş, 'beşeri ilişkilerdeki kapsayıcı, kuşatıcı tavrı ve ahlakının' Yalçıntaş'ın bir diğer özelliği olduğunu vurgulayarak, şunları anlattı:
'Hayat tarzları kendisiyle taban tabana zıt olan insanlarla bile çok rahatlıkla ilişki kurabilen, onlarla beşeri münasebetlerini fevkalade sıcak ve canlı tutan bir kişiliğe sahipti. Bu bakımdan hayatı boyunca Nevzat Yalçıntaş Hoca, kendisine çok aykırı yerlerde duranlar tarafından bile takdirle izlenmiş, ilişkilerine ve dostluklarına önem verilmiş olan bir şahsiyetti. Herkesle iyi geçinmesi önemli bir özelliğiydi ama herkesle iyi geçinirken de kendi düşüncelerinden fikrinden taviz veren bir tarzda ilişkilerini geliştiriyor değildi. Nevzat Hocamızın bir başka önemli özelliği, çok ince bir diplomatik şahsiyete, zekaya ve kabiliyete sahip olmuş olmasıdır. Nevzat Hoca'yı tanımlayın derseniz, bence önemli özelliklerinden birisi bu.'
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ın, 'İnsanların en iyisi, insanlara en faydalı olandır.' düsturunu benimseyen birisi olduğunu aktaran Kurtulmuş, Yalçıntaş'ın, Türkiye'nin siyasi mücadelesinde özellikle de sivil toplum mücadelesinde yer aldığını kaydetti.
Numan Kurtulmuş, Nevzat Yalçıntaş'ı tanıyanların, onu sadece tarihi bir şahsiyet olarak değil, örnek bir kişi olarak görmesi gerektiğini belirtti.
Yalçıntaş'ı anlama ve anlatma çabalarının sonraki yıllarda genç nesillere de örnek teşkil edeceğine inandığını dile getiren Kurtulmuş, Yalçıntaş gibi nice şahsiyetlerin çıkmasına da bu çabaların katkı sunacağını ifade etti.
Nevzat Yalçıntaş'ın cenazesine gelmeye niyet ederken, tarihinin en hain darbe teşebbüslerinden, en ağır ihanet hareketlerinden birisiyle Türkiye'nin karşı karşıya kaldığını anlatan Kurtulmuş, bu nedenle de Nevzat Yalçıntaş'ın cenazesine katılamadığını söyledi.
Kurtulmuş, Yalçıntaş'a bir kez daha Allah'tan rahmet diledi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş'un konuşmasının ardından Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş için hazırlanan özel oturum gerçekleştirildi.
Kaynak: AA
Kurtulmuş, İstanbul Üniversitesinin (İÜ) ev sahipliğinde İstanbul İktisatçılar Derneği tarafından üniversitenin Doktora Salonu'nda düzenlenen 'Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ı Anma ve Anlama' programında, herkesin üzerinde Yalçıntaş'ın izlerinin olduğunu belirterek, anma programında emeği geçenlere teşekkür etti.
Nevzat Yalçıntaş'ın hayatının, sadece bir kişinin yaşamı olmaktan öte aslında bir devrin de özeti mahiyetinde olduğunu dile getiren Kurtulmuş, Türkiye'nin hem fikir hem siyaset bakımından büyük fırtınalar içerisinden geçtiği, yeniden oluşların yaşandığı çok fırtınalı bir döneminde Yalçıntaş'ın şahsiyeti ve fikirleriyle bu döneme şahitlik ettiğini anlattı.
Numan Kurtulmuş, Prof. Dr. Yalçıntaş'ın bütün önemli olayların içerisinde yer aldığını, fikir mücadelelerinin hep içerisinde olduğunu, 'Türkiye'nin milli siyaset geleneği' denilebilecek siyaset aksına katkıda bulunduğunu kaydetti.
- 'Aydın, entelektüel olmanın Batı taklitçisi olmadığını ortaya koymuştur'
İÜ İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi Bölümü'ndeki öğretim üyeliği döneminde ve Fazilet Partisi'ndeki siyasi hayati sırasında Yalçıntaş ile siyaset yaptığını anlatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Nevzat Yalçıntaş'ın yaşadığı dönem, aslında Türkiye'de yeniden oluşların, siyasi fikir alanında büyük mücadelelerin verildiği bir dönemdi. Aydın, entelektüel olmanın esas itibarıyla mutlaka manada Batıcı, modern olmanın da mutlak manada Batı taklitçisi olarak değerlendirildiği bir dönemde Nevzat Yalçıntaş Hoca, modernizmi hem iyi bir şekilde anlamış hem de aydın, entelektüel olmanın, Batı taklitçisi olmak olmadığını, tam ersine bu milletin kendi ruh kökü, milli değerleri, bu milletin kültürü, sanatı, edebiyatı, var oluş nedenleriyle ilgili olduğunu ortaya koymuş, hayatında da bunu ispat etmiş birisidir. Bu anlamda belki de 150 yıllık Türkiye'nin siyasi ve fikri hayatında, bir tarafta her şeyiyle mutlak manada Batı'yı taklit etmeyi erdem sananlar, diğer tarafta da kendi değerleri üzerinde yeniden yükselebileceğine inanlar arasındaki mücadelede Nevzat Hoca, tavrını, tarzını, yerini ikinci safta yer tutarak belirlemiş ve bu anlamda Türkiye'de milli fikir, milli siyaset geleneğinin önemli simalarından olmuştur. Aydın olmak, önce kendisini tanımak, topraklarını, kültürünü, geçmişini tanımak ve geçmişinin üzerinde bu milleti yeniden kendi ayakları üzerinde yükselebilecek bir güce kavuşturmak olduğunu bilen birisiydi. Bunu, siyasi ve ilmi hayatının her safhasında hem yaşamış hem de etrafındakilere öğretmiştir.'
- 'Türk ve İslam dünyasına önemli katkıları oldu'
Nevzat Yalçıntaş'ın bir diğer önemli özelliğinin 'iki tarafı birden anlamaya gayret eden çabası' olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, aynı zamanda Yalçıntaş'ın hem Doğu'yu hem Batı'yı tanımaya gayret eden birisi olduğunu söyledi.
'Batı'yı tarayarak Doğu'ya karşı kör olan, hatta Doğu'dan nefret eden sahte aydınların her köşe başını tuttuğu bir dönemde, tam manasıyla Batı'yı tanımak için gayret etmiş ama Batı'yı tanırken de Doğu'nun ruhunu, özünü, özelliğini kaybetmemenin en önemli erdemlerden birisi olduğuna inanmış bir şahsiyetti.' ifadesini kullanan Kurtulmuş, Yalçıntaş'ın, bu çerçevede ne mutlak manada gözünü Doğu'ya diktiğini ne Batı'nın değerlerinden uzak kaldığını dile getirdi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:
'Nevzat Hoca, Doğu'nun ve Batı'nın gerçeklerini anlamak ve bunun üzerinden insanlık, bu memleket, ülkemiz, milletimiz için bir şeyler çıkarmayı, sonuçlar elde etmeyi planlamış bir öğretim üyesiydi, bir aydındı, bir münevverdi. Nevzat Hoca'nın üçüncü önemli özelliği olarak; Türk ve İslam dünyasını yakından tanıma gayreti ve Türk ve İslam dünyasıyla olan ilişkilerin geliştirilmesine verdiği önemi söyleyebiliriz. Özellikle 1990 sonrasında Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle Türk dünyasının yeniden özgürlüğüne kavuşmaya başlaması ve 1970'li yılların ortalarından itibaren İslam dünyasını yeniden şahsiyat kazanmaya başlaması mücadelesinde Nevzat Hoca, her iki alanda da fevkalade önemli fonksiyonlar icra etmiştir.
Türk ve İslam dünyasının şahsiyetlerini geliştirmesi için hem ilişkilerini geliştirmiş hem Türkiye ile İslam dünyasının ve Türk dünyasının irtibatlarını kuvvetlendirmiş hem de bu her iki dünyada da çok önemli dostlukları biriktirmiş bir şahsiyetti. Bu çerçevede yakın dönemde Türk ve İslam dünyasına yaptığı katkıları da önemli zikretmek hepimizin boynunun borcudur.”
- 'Kendisine çok aykırı yerlerde duranlar tarafından bile takdirle izlenmiştir'
Kurtulmuş, 'beşeri ilişkilerdeki kapsayıcı, kuşatıcı tavrı ve ahlakının' Yalçıntaş'ın bir diğer özelliği olduğunu vurgulayarak, şunları anlattı:
'Hayat tarzları kendisiyle taban tabana zıt olan insanlarla bile çok rahatlıkla ilişki kurabilen, onlarla beşeri münasebetlerini fevkalade sıcak ve canlı tutan bir kişiliğe sahipti. Bu bakımdan hayatı boyunca Nevzat Yalçıntaş Hoca, kendisine çok aykırı yerlerde duranlar tarafından bile takdirle izlenmiş, ilişkilerine ve dostluklarına önem verilmiş olan bir şahsiyetti. Herkesle iyi geçinmesi önemli bir özelliğiydi ama herkesle iyi geçinirken de kendi düşüncelerinden fikrinden taviz veren bir tarzda ilişkilerini geliştiriyor değildi. Nevzat Hocamızın bir başka önemli özelliği, çok ince bir diplomatik şahsiyete, zekaya ve kabiliyete sahip olmuş olmasıdır. Nevzat Hoca'yı tanımlayın derseniz, bence önemli özelliklerinden birisi bu.'
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ın, 'İnsanların en iyisi, insanlara en faydalı olandır.' düsturunu benimseyen birisi olduğunu aktaran Kurtulmuş, Yalçıntaş'ın, Türkiye'nin siyasi mücadelesinde özellikle de sivil toplum mücadelesinde yer aldığını kaydetti.
Numan Kurtulmuş, Nevzat Yalçıntaş'ı tanıyanların, onu sadece tarihi bir şahsiyet olarak değil, örnek bir kişi olarak görmesi gerektiğini belirtti.
Yalçıntaş'ı anlama ve anlatma çabalarının sonraki yıllarda genç nesillere de örnek teşkil edeceğine inandığını dile getiren Kurtulmuş, Yalçıntaş gibi nice şahsiyetlerin çıkmasına da bu çabaların katkı sunacağını ifade etti.
Nevzat Yalçıntaş'ın cenazesine gelmeye niyet ederken, tarihinin en hain darbe teşebbüslerinden, en ağır ihanet hareketlerinden birisiyle Türkiye'nin karşı karşıya kaldığını anlatan Kurtulmuş, bu nedenle de Nevzat Yalçıntaş'ın cenazesine katılamadığını söyledi.
Kurtulmuş, Yalçıntaş'a bir kez daha Allah'tan rahmet diledi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş'un konuşmasının ardından Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş için hazırlanan özel oturum gerçekleştirildi.