İRAM'dan Uluslararası Sempozyum
Kuzey Afrika, Türkiye ve İran'da Süreklilik ve Değişim Sempozyumu'na Cezayir, Fas, Mısır, Libya, Tunus, Sudan, Moritanya, Türkiye, İran ve Avrupa'dan 200'e yakın akademisyen, yazar, diplomat ve siyasetçi katılacak.
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) ile Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Kuzey Afrika, İran ve Türkiye'de siyasi, sosyal, iktisadi ve güvenlik sorunlarının ele alınacağı uluslararası sempozyum düzenleyecek.
İRAM'dan yapılan açıklamaya göre, yarın başlayacak 'Kuzey Afrika, Türkiye ve İran'da Süreklilik ve Değişim' adlı uluslararası sempozyum 3 gün sürecek.
Sempozyumda, Kuzey Afrika ülkeleri, İran ve Türkiye bağlamında ekonomi, siyaset, sosyoloji ve güvenlik alanlarındaki değişim ve dönüşüm süreçleri üzerine araştırmalar yapan akademisyenler, bölge uzmanları ve ilgililer bir araya gelecek.
İran-Arap ilişkileri, İran-Türkiye ilişkileri, Türkiye-Kuzey Afrika ülkeleri ilişkileri, güvenlik, ekonomi, sosyoloji, medya, çevresel sorunlar, terörizm, sosyal güvenlik, genç işsizliği ve beyin göçü gibi konular Cezayir, Fas, Mısır, Libya, Tunus, Sudan, Moritanya, Türkiye, İran ve Avrupa'dan, 200'e yakın araştırmacı tarafından ele alınacak.
Açıklamada, katılımcıların fikir alışverişinde bulunmaları için 'özgür ve etkili' bir platform oluşturulmasının hedeflendiği belirtildi.
Çoğunlukla genç nüfusa sahip Ortadoğu ülkelerinde, ekonomik ve siyasi politikaların nüfusun ihtiyaçlarına cevap verememesinden işsizlik, fakirlik, göç ve terör gibi sorunların ortaya çıktığı ifade edilen açıklamada, Tunus'ta demokrasi ve iyi yaşam arayışı için patlak veren, daha sonra Libya, Mısır, Ürdün, Cezayir, Yemen, Suriye ve Irak'a yayılan ve büyük umutlar atfedilen Arap Baharı'nın bu ülkelerde çok farklı yönlerde ilerlediği anımsatıldı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
'Devrim süreci Tunus'ta reforma, Mısır'da darbeye ve Libya'da iç savaş dönüşmüş, Moritanya ve Cezayir'de ciddi etki yaratmamış ve Fas'ta kısmi reform süreciyle atlatılmıştır. İç savaş yaşanan yerlerde çatışmalar çok şiddetli olmuş ve yüz binlerce insanın ölümüne ya da başka ülkelere veya başka bölgelere göç etmelerine neden olmuştur. Başta Suriye olmak üzere Yemen ve diğer ülkelerde devlet-dışı aktörler eliyle yürütülen silahlı mücadele (vekalet savaşları) uluslararası boyut kazandığı için Kuzey Afrika ve Ortadoğu'nun geleceği hem iç hem de dış müdahalelerden etkilenecektir. Çin ve Hindistan'ın yükselişi, Brexit, Trump'ın seçilmesi ve Avrupa'da aşırı sağın yükselişi küresel sistemde yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeler tüm dünyada olduğu gibi bizatihi İran, Türkiye ve Kuzey Afrika ülkelerinde de hissedilmektedir. Hem kendi iç ekonomik, siyasi ve sosyal dinamikleri hem de iddialı politikaları ile bölgesel gelişmelere etkisi olan İran'ın resimdeki yeri çok önemli hale gelmiştir. Aynı şekilde hem bu gelişmelerin Türkiye'ye etkisi hem de Türkiye'nin bölge gelişmelerine etkisi söz konusudur. Bölge ülkeleri bir yandan söz konusu değişimi iyi anlamaya çalışmakta ve diğer taraftan da değişimin neden olacağı sorun ve fırsatları dikkate alarak yeni arayışlar ve yeni politikalar üretmeye çabalamaktadır.'
Kaynak: AA
İRAM'dan yapılan açıklamaya göre, yarın başlayacak 'Kuzey Afrika, Türkiye ve İran'da Süreklilik ve Değişim' adlı uluslararası sempozyum 3 gün sürecek.
Sempozyumda, Kuzey Afrika ülkeleri, İran ve Türkiye bağlamında ekonomi, siyaset, sosyoloji ve güvenlik alanlarındaki değişim ve dönüşüm süreçleri üzerine araştırmalar yapan akademisyenler, bölge uzmanları ve ilgililer bir araya gelecek.
İran-Arap ilişkileri, İran-Türkiye ilişkileri, Türkiye-Kuzey Afrika ülkeleri ilişkileri, güvenlik, ekonomi, sosyoloji, medya, çevresel sorunlar, terörizm, sosyal güvenlik, genç işsizliği ve beyin göçü gibi konular Cezayir, Fas, Mısır, Libya, Tunus, Sudan, Moritanya, Türkiye, İran ve Avrupa'dan, 200'e yakın araştırmacı tarafından ele alınacak.
Açıklamada, katılımcıların fikir alışverişinde bulunmaları için 'özgür ve etkili' bir platform oluşturulmasının hedeflendiği belirtildi.
Çoğunlukla genç nüfusa sahip Ortadoğu ülkelerinde, ekonomik ve siyasi politikaların nüfusun ihtiyaçlarına cevap verememesinden işsizlik, fakirlik, göç ve terör gibi sorunların ortaya çıktığı ifade edilen açıklamada, Tunus'ta demokrasi ve iyi yaşam arayışı için patlak veren, daha sonra Libya, Mısır, Ürdün, Cezayir, Yemen, Suriye ve Irak'a yayılan ve büyük umutlar atfedilen Arap Baharı'nın bu ülkelerde çok farklı yönlerde ilerlediği anımsatıldı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
'Devrim süreci Tunus'ta reforma, Mısır'da darbeye ve Libya'da iç savaş dönüşmüş, Moritanya ve Cezayir'de ciddi etki yaratmamış ve Fas'ta kısmi reform süreciyle atlatılmıştır. İç savaş yaşanan yerlerde çatışmalar çok şiddetli olmuş ve yüz binlerce insanın ölümüne ya da başka ülkelere veya başka bölgelere göç etmelerine neden olmuştur. Başta Suriye olmak üzere Yemen ve diğer ülkelerde devlet-dışı aktörler eliyle yürütülen silahlı mücadele (vekalet savaşları) uluslararası boyut kazandığı için Kuzey Afrika ve Ortadoğu'nun geleceği hem iç hem de dış müdahalelerden etkilenecektir. Çin ve Hindistan'ın yükselişi, Brexit, Trump'ın seçilmesi ve Avrupa'da aşırı sağın yükselişi küresel sistemde yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeler tüm dünyada olduğu gibi bizatihi İran, Türkiye ve Kuzey Afrika ülkelerinde de hissedilmektedir. Hem kendi iç ekonomik, siyasi ve sosyal dinamikleri hem de iddialı politikaları ile bölgesel gelişmelere etkisi olan İran'ın resimdeki yeri çok önemli hale gelmiştir. Aynı şekilde hem bu gelişmelerin Türkiye'ye etkisi hem de Türkiye'nin bölge gelişmelerine etkisi söz konusudur. Bölge ülkeleri bir yandan söz konusu değişimi iyi anlamaya çalışmakta ve diğer taraftan da değişimin neden olacağı sorun ve fırsatları dikkate alarak yeni arayışlar ve yeni politikalar üretmeye çabalamaktadır.'