MÜSİAD Konya Şubesi'nde Konferans
MÜSİAD Konya Şubesi tarafından mutat olarak düzenlenen ve KTO-Karatay Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ömer Akdağ’ın konuk olduğu toplantıda, “Darbeler Tarihi ve Referandumun Önemi” konuşuldu.
MÜSİAD Konya Şubesi brifing salonunda gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak katılan KTO Karatay Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ömer Akdağ, Cumhuriyet döneminde 14 darbe ve darbe teşebbüsünün yapıldığını söyledi.
Doç. Dr. Ömer Akdağ, “Meşru yollarda iktidara gelmesi mümkün olmayanlar silah veya benzeri metotlarla ve dış mihrakların desteğiyle iktidar olmaya teşebbüs ettiler. Devlet-millet bütünlüğünden rahatsız olan kesimler darbe girişimi ve darbe teşebbüslerinde bulundular. Bütün darbeciler İrade-i Milliye’ye karşıdır. Milletin temel değerlerine düşmandır. Bütün darbeciler tam batıcıdır, kısmi batıcı değildir. Bütün darbeler batının bilgisi dahilinde gerçekleşmektedir.12 Eylül darbesinin gerekçesi Kenan Evren’in şu sözüyle çok iyi anlaşılacaktır; ‘Ne yani, 12 Eylül’de yönetime el koymasaydık ta, Türkiye İran mı olsaydı!’ ifadesi bu. Ne demek İran olmak. Genelkurmay Başkanlığına gelmiş bir insan, İran’daki İslam anlayışı ile Türklerdeki İslam anlayışını nasıl ayırt edemez. Bu ne uzaklık böyle. Kenan Evren ve onun gibiler İslam’ın ne olduğunu bilmiyorlar. Cumhuriyet döneminde yapılan bütün darbeler Milletimizin İslami uyanışına bir tepki olarak yapılmıştır. Peki, bu tepki karşılık buldu mu? Her darbeden sonra İslami uyanış eskisinden iki kat daha yükseldi. Osmanlı döneminde 8 yılda bir darbe yapılırken, Cumhuriyet döneminde ise 1950’den 2016’ya kadar 5 yılda bir darbe ve darbe teşebbüsünde bulunulmuştur. Darbe ve darbe teşebbüsleri daha da sıklaşmıştır. Milletimizin kök değerlerine ulaşması yaklaşmıştır. Milletimizin dönüşü hızlandıkça darbecilerin darbe teşebbüsleri artmıştır. Milletimiz Orduyu hep Peygamber ocağı olarak gördü, bundan sonrada yine öyle görmek istiyor. 15 Temmuz’da Millet son hamlesini ve direnişini ortaya koyarak Orduda veya benzeri mahfillerde devlete ve millete karşı bir harekete geçilirse, Millet iki misli direnişini gösterecektir. Bu Millet artık kökleriyle buluşmaya başlamıştır. 27 Mayıs’ta Menderes’in idam edildiği gün Camilerde sessizce ağlayan Millet, 15 Temmuz’da tankın üzerine çıkacak kadar cesaretlenmiştir. Bu son derece önemlidir. 15 Temmuz darbe teşebbüsü Milletimizin direnişiyle başarıya ulaşamamıştır. Tehlikenin devam ettiği kanaatindeyim. İnancımızın ve ruhumuzun güçlendirecek çalışmalar yapılmalıdır. Yani direnişe ve dirilişe devam edilmelidir. Mevcut parlamenter sistem Türkiye’yi meşgul etmektedir. Referandumda milletimizin en doğru kararı vereceği kanaatindeyim” diye konuştu.
Konferansın sonunda MÜSİAD Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Osman Ulular,KTO-Karatay Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ömer Akdağ’a hediye takdim etti.
Kaynak: İHA
Doç. Dr. Ömer Akdağ, “Meşru yollarda iktidara gelmesi mümkün olmayanlar silah veya benzeri metotlarla ve dış mihrakların desteğiyle iktidar olmaya teşebbüs ettiler. Devlet-millet bütünlüğünden rahatsız olan kesimler darbe girişimi ve darbe teşebbüslerinde bulundular. Bütün darbeciler İrade-i Milliye’ye karşıdır. Milletin temel değerlerine düşmandır. Bütün darbeciler tam batıcıdır, kısmi batıcı değildir. Bütün darbeler batının bilgisi dahilinde gerçekleşmektedir.12 Eylül darbesinin gerekçesi Kenan Evren’in şu sözüyle çok iyi anlaşılacaktır; ‘Ne yani, 12 Eylül’de yönetime el koymasaydık ta, Türkiye İran mı olsaydı!’ ifadesi bu. Ne demek İran olmak. Genelkurmay Başkanlığına gelmiş bir insan, İran’daki İslam anlayışı ile Türklerdeki İslam anlayışını nasıl ayırt edemez. Bu ne uzaklık böyle. Kenan Evren ve onun gibiler İslam’ın ne olduğunu bilmiyorlar. Cumhuriyet döneminde yapılan bütün darbeler Milletimizin İslami uyanışına bir tepki olarak yapılmıştır. Peki, bu tepki karşılık buldu mu? Her darbeden sonra İslami uyanış eskisinden iki kat daha yükseldi. Osmanlı döneminde 8 yılda bir darbe yapılırken, Cumhuriyet döneminde ise 1950’den 2016’ya kadar 5 yılda bir darbe ve darbe teşebbüsünde bulunulmuştur. Darbe ve darbe teşebbüsleri daha da sıklaşmıştır. Milletimizin kök değerlerine ulaşması yaklaşmıştır. Milletimizin dönüşü hızlandıkça darbecilerin darbe teşebbüsleri artmıştır. Milletimiz Orduyu hep Peygamber ocağı olarak gördü, bundan sonrada yine öyle görmek istiyor. 15 Temmuz’da Millet son hamlesini ve direnişini ortaya koyarak Orduda veya benzeri mahfillerde devlete ve millete karşı bir harekete geçilirse, Millet iki misli direnişini gösterecektir. Bu Millet artık kökleriyle buluşmaya başlamıştır. 27 Mayıs’ta Menderes’in idam edildiği gün Camilerde sessizce ağlayan Millet, 15 Temmuz’da tankın üzerine çıkacak kadar cesaretlenmiştir. Bu son derece önemlidir. 15 Temmuz darbe teşebbüsü Milletimizin direnişiyle başarıya ulaşamamıştır. Tehlikenin devam ettiği kanaatindeyim. İnancımızın ve ruhumuzun güçlendirecek çalışmalar yapılmalıdır. Yani direnişe ve dirilişe devam edilmelidir. Mevcut parlamenter sistem Türkiye’yi meşgul etmektedir. Referandumda milletimizin en doğru kararı vereceği kanaatindeyim” diye konuştu.
Konferansın sonunda MÜSİAD Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Osman Ulular,KTO-Karatay Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Ömer Akdağ’a hediye takdim etti.