Kanseri 3 Yıllık Tedaviyle Yendi
Rektum kanserine yakalanan Recep Sulu, 3 yıllık tedavinin ardından kanserden kurtuldu Recep Sulu: 'Hastalığı öğrendiğimde şok oldum. Sonrasında ise herkes için böyle bir ihtimal bulunduğunu kabul ettim. Böyle bir ihtimal her zaman var, herkesin başına gelebilir. Ve ben bu hastalığı kabul ettim' ' İlk sonucun olumlu çıkmasından, tümörlerin küçülmesini görünce kemoterapiye devam ettik. 18 kez kemoterapi aldım. Yoğun bir dönemdi. 15 günde bir kemoterapi aldım'
KENAN IRTAK - Rektum kanserine yakalanan Recep Sulu, 3 yıllık tedavinin ardından kanseri yenmeyi başardı.
Vitrin mankeni imalatı yapan atölyesi bulunan bir çocuk babası Recep Sulu, 3 yıl önce babasının kanser tedavisiyle uğraşırken, aynı dönemde annesinin de meme kanserine yakalandığı öğrendi. Ailesinden iki kanser hastasıyla ilgilenen 44 yaşındaki Sulu, uzun süren tedavilerin ve stresli günlerin ardından babasını kaybetti. Babasının ölümünden sonra Sulu, vücudundaki değişiklikleri yorgunluktan ve stresten kaynaklandığını düşünerek önemsemedi. Bu sırada annesini sık sık doktora götüren Recep Sulu, tuvalet alışkanlığının değişmesi ve dışkısında kan görme şikayeti ile doktora gitmeye karar verdi. Doktora görünen Sulu'ya annesinin kanser tedavisi gördüğü hastanede yapılan tetkikler sonucu rektum (kalın bağırsağın makata yakın olan ilk 12 santimetrelik bölümüne verilen ad) kanseri teşhisi konuldu.
Recep Sulu, kansere karşı verdiği mücadeleyi AA muhabirine anlattı. Sulu, babasının akciğer kanserine yakalanmasının kendisi çok üzdüğünü ve yoğun strese neden olduğu söyledi. Bu stres sonucu vücudunda bir takım değişiklikler oluştuğunu belirten Sulu, 'Aynı dönem içinde annem meme kanserine yakalandı. Erken evrede anneme teşhis konduğu için annem kurtuldu ancak babamı kaybettik. Babamın vefatından sonra bu kez bana kansere teşhisi konuldu.' diye konuştu.
Sulu, ailesinde iki kanser hastasının olmasına ve bu hastalığı bilmesine rağmen, kendisine kanser teşhisinin konulmasının kendisini karmaşık duygulara sevk ettiğini belirterek, 'Hastalığı öğrendiğimde şok oldum. Sonrasında ise herkes için böyle bir ihtimal bulunduğunu kabul ettim. Böyle bir ihtimal her zaman var, herkesin başına gelebilir. Ve ben bu hastalığı kabul ettim.' ifadelerini kullandı.
- İş yerini kapatmak zorunda kaldı
Kanser teşhisinin konulmasının ardından, doktorlarla birlikte tedavi yöntemini belirlediklerini söyleyen Sulu, bu sırada iş yerini kapatmak zorunda kaldığını ve evinde dinlenmeye geçtiğini kaydetti.
Tedavi süreci hakkında da bilgi veren Sulu, şunları dile getirdi:
'Kanser karaciğerimin 8 bölgesine de sıçramıştı. Karaciğerimdeki bu tümörler 3 ile 8 santimetre büyüklüğü sahipti. Doktorlar bu aşamada ameliyat yapılamayacağını söylediler. Kemoterapi almamı önerdiler. Babamda kemoterapi çok kötü sonuçlar verdiği için ilk başlarda korktum. Doktorum Ahmet Bey'e sorduğumda kemoterapide sonuç almamızın yüzde 50 ihtimal olduğunu söyledi. Bunun üzerine kemoterapi almayı kabul ettim. İlk 3 ayda çok güzel sonuçlar aldık. Doktorumun önerilerini birebir yerine getirdim. Bol bol dinlendim. İlk sonucun olumlu çıkmasından, tümörlerin küçülmesini görünce kemoterapiye devam ettik. 18 kez kemoterapi aldım. Yoğun bir dönemdi. 15 günde bir kemoterapi aldım. İlk hafta da yaklaşık 5 kilo kaybediyordum sonraki hafta alıyordum.'
Sulu, sonraki aşama olan rektum ameliyatı öncesi radyoterapi tedavisi gördüğünü, bu tedavinin amacının kanserin yeniden nüksetmesinin engellemek olduğunu aktardı.
- 'Ameliyatla karaciğerimin yüzde 60'ı alındı'
Sulu, 3 kez yapılan ameliyatın ardından kanserden kurtulduğunu belirterek, 'Ameliyatla karaciğerimin yüzde 60'ı alındı. 3 ay sonra rektum ameliyatı oldum, tümörlü bölge alındı. Sonrasında bir kez daha ameliyat oldum. Ameliyatlardan sonra yapılan tetkiklerde sonuçlarım iyi çıktı. Patoloji sonuçlarım iyi geldi. Vücudumda tümörlü hücre kalmadı.' şeklinde konuştu.
İnanmanın kanseri yenmenin en önemli şartı olduğunu anlatan ve aile desteğinin bu süreçte önemine vurgu yapan Sulu, kanser hastalarına şu tavsiyede bulundu:
'Umutsuzluğa asla kapılmasınlar. Bu hastalık neden benim başıma geldi diye düşünmesinler. Doktorlarına yardımcı olsunlar. Onların tavsiyelerine uysunlar, onlara güvensinler.'
Sulu, tedavi sürecinde her zaman yanında bulunan eşine, oğluna ve doktorlarına teşekkür etti.
- 'Yaklaşık 18 aylık bir tedavi programı uyguladık'
Sulu'nun doktoru Medipol Üniversite Hastanesi Öğretim Üyesi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Bilici, Recep Uslu'nun kendilerini çok mutlu eden hastalardan biri olduğunu söyledi.
Tedavi sürecinde Sulu'nun, kendilerine çok yardımcı olduğunu belirten Bilici, şunları kaydetti:
'Birlikte bu işi başardık. Recep Bey bize geldiğinde kalın bağırsağın son kısmında rektum dediğimiz bölgede tümörü vardı. Aynı zamanda Recep Bey'in karaciğerine sıçramalar da vardı. Sıçramalı hastalık olduğu için cerrahi müdahaleyi ilk olarak uygun görmedik. Cerrah, radyolog, onkoloji uzmanı gibi 15-20 kişinin yer aldığı bir heyette kalın bağırsak tümörüne kemoterapi ilk olarak müdahale etme kararı aldık. Kemoterapiye yanıt aldıktan sonra Recep Bey'e uyguladığımız kürlerde tümörün gerilediğini, küçüldüğünü gördük. Yaklaşık 18 aylık bir tedavi programı uyguladık. Ailesi de gerekli desteği verdi. Yaptığımız değerlendirme de hem bağırsakta hem de karaciğerdeki tümörün küçüldüğünü gördük. Bunlara aşamalı olarak cerrahi uygulama yapıldı. Çok şükür hastamız kurtuldu.'
Bilici, hastaları Recep Sulu'yu takip etmeye devam ettikleri, 3 ay da bir yaptıkları kontrollerin ardından Sulu'nun iyileşmesi dolayısıyla kontrollere 6 ayda bir devam edeceklerini ifade etti.
Kaynak: AA
Vitrin mankeni imalatı yapan atölyesi bulunan bir çocuk babası Recep Sulu, 3 yıl önce babasının kanser tedavisiyle uğraşırken, aynı dönemde annesinin de meme kanserine yakalandığı öğrendi. Ailesinden iki kanser hastasıyla ilgilenen 44 yaşındaki Sulu, uzun süren tedavilerin ve stresli günlerin ardından babasını kaybetti. Babasının ölümünden sonra Sulu, vücudundaki değişiklikleri yorgunluktan ve stresten kaynaklandığını düşünerek önemsemedi. Bu sırada annesini sık sık doktora götüren Recep Sulu, tuvalet alışkanlığının değişmesi ve dışkısında kan görme şikayeti ile doktora gitmeye karar verdi. Doktora görünen Sulu'ya annesinin kanser tedavisi gördüğü hastanede yapılan tetkikler sonucu rektum (kalın bağırsağın makata yakın olan ilk 12 santimetrelik bölümüne verilen ad) kanseri teşhisi konuldu.
Recep Sulu, kansere karşı verdiği mücadeleyi AA muhabirine anlattı. Sulu, babasının akciğer kanserine yakalanmasının kendisi çok üzdüğünü ve yoğun strese neden olduğu söyledi. Bu stres sonucu vücudunda bir takım değişiklikler oluştuğunu belirten Sulu, 'Aynı dönem içinde annem meme kanserine yakalandı. Erken evrede anneme teşhis konduğu için annem kurtuldu ancak babamı kaybettik. Babamın vefatından sonra bu kez bana kansere teşhisi konuldu.' diye konuştu.
Sulu, ailesinde iki kanser hastasının olmasına ve bu hastalığı bilmesine rağmen, kendisine kanser teşhisinin konulmasının kendisini karmaşık duygulara sevk ettiğini belirterek, 'Hastalığı öğrendiğimde şok oldum. Sonrasında ise herkes için böyle bir ihtimal bulunduğunu kabul ettim. Böyle bir ihtimal her zaman var, herkesin başına gelebilir. Ve ben bu hastalığı kabul ettim.' ifadelerini kullandı.
- İş yerini kapatmak zorunda kaldı
Kanser teşhisinin konulmasının ardından, doktorlarla birlikte tedavi yöntemini belirlediklerini söyleyen Sulu, bu sırada iş yerini kapatmak zorunda kaldığını ve evinde dinlenmeye geçtiğini kaydetti.
Tedavi süreci hakkında da bilgi veren Sulu, şunları dile getirdi:
'Kanser karaciğerimin 8 bölgesine de sıçramıştı. Karaciğerimdeki bu tümörler 3 ile 8 santimetre büyüklüğü sahipti. Doktorlar bu aşamada ameliyat yapılamayacağını söylediler. Kemoterapi almamı önerdiler. Babamda kemoterapi çok kötü sonuçlar verdiği için ilk başlarda korktum. Doktorum Ahmet Bey'e sorduğumda kemoterapide sonuç almamızın yüzde 50 ihtimal olduğunu söyledi. Bunun üzerine kemoterapi almayı kabul ettim. İlk 3 ayda çok güzel sonuçlar aldık. Doktorumun önerilerini birebir yerine getirdim. Bol bol dinlendim. İlk sonucun olumlu çıkmasından, tümörlerin küçülmesini görünce kemoterapiye devam ettik. 18 kez kemoterapi aldım. Yoğun bir dönemdi. 15 günde bir kemoterapi aldım. İlk hafta da yaklaşık 5 kilo kaybediyordum sonraki hafta alıyordum.'
Sulu, sonraki aşama olan rektum ameliyatı öncesi radyoterapi tedavisi gördüğünü, bu tedavinin amacının kanserin yeniden nüksetmesinin engellemek olduğunu aktardı.
- 'Ameliyatla karaciğerimin yüzde 60'ı alındı'
Sulu, 3 kez yapılan ameliyatın ardından kanserden kurtulduğunu belirterek, 'Ameliyatla karaciğerimin yüzde 60'ı alındı. 3 ay sonra rektum ameliyatı oldum, tümörlü bölge alındı. Sonrasında bir kez daha ameliyat oldum. Ameliyatlardan sonra yapılan tetkiklerde sonuçlarım iyi çıktı. Patoloji sonuçlarım iyi geldi. Vücudumda tümörlü hücre kalmadı.' şeklinde konuştu.
İnanmanın kanseri yenmenin en önemli şartı olduğunu anlatan ve aile desteğinin bu süreçte önemine vurgu yapan Sulu, kanser hastalarına şu tavsiyede bulundu:
'Umutsuzluğa asla kapılmasınlar. Bu hastalık neden benim başıma geldi diye düşünmesinler. Doktorlarına yardımcı olsunlar. Onların tavsiyelerine uysunlar, onlara güvensinler.'
Sulu, tedavi sürecinde her zaman yanında bulunan eşine, oğluna ve doktorlarına teşekkür etti.
- 'Yaklaşık 18 aylık bir tedavi programı uyguladık'
Sulu'nun doktoru Medipol Üniversite Hastanesi Öğretim Üyesi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Bilici, Recep Uslu'nun kendilerini çok mutlu eden hastalardan biri olduğunu söyledi.
Tedavi sürecinde Sulu'nun, kendilerine çok yardımcı olduğunu belirten Bilici, şunları kaydetti:
'Birlikte bu işi başardık. Recep Bey bize geldiğinde kalın bağırsağın son kısmında rektum dediğimiz bölgede tümörü vardı. Aynı zamanda Recep Bey'in karaciğerine sıçramalar da vardı. Sıçramalı hastalık olduğu için cerrahi müdahaleyi ilk olarak uygun görmedik. Cerrah, radyolog, onkoloji uzmanı gibi 15-20 kişinin yer aldığı bir heyette kalın bağırsak tümörüne kemoterapi ilk olarak müdahale etme kararı aldık. Kemoterapiye yanıt aldıktan sonra Recep Bey'e uyguladığımız kürlerde tümörün gerilediğini, küçüldüğünü gördük. Yaklaşık 18 aylık bir tedavi programı uyguladık. Ailesi de gerekli desteği verdi. Yaptığımız değerlendirme de hem bağırsakta hem de karaciğerdeki tümörün küçüldüğünü gördük. Bunlara aşamalı olarak cerrahi uygulama yapıldı. Çok şükür hastamız kurtuldu.'
Bilici, hastaları Recep Sulu'yu takip etmeye devam ettikleri, 3 ay da bir yaptıkları kontrollerin ardından Sulu'nun iyileşmesi dolayısıyla kontrollere 6 ayda bir devam edeceklerini ifade etti.