Kolçak Yeşilçam'ı Anlattı
Bursa Büyükşehir Belediyesi Karagöz Sinema Atölyesi, ünlü oyuncu Eşref Kolçak’ı hayranlarıyla buluşturdu.
Büyükşehir Belediyesi Kültür Turizm Şube Müdürlüğü Karagöz Sinema Atölyesi tarafından düzenlenen ‘Ahde Vefa Yaşayan Sinema’ faaliyeti oyunculuğa merak duyan öğrencileri Türk sinemasının deneyimli sanatçısı Eşref Kolçak ile buluşturdu. Gürsu IMKB Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen söyleşide ünlü oyuncu Kolçak, Yeşilçam anılarını anlattı, Türk sinemasına ilişkin samimi eleştirilerde bulundu. Balet olarak başladığı sanat hayatına bir tesadüf sonucu aktör olarak devam ettiğini anlatan Kolçak, Yeşilçam’ın Türk sinema tarihinin yüz akı olduğunu söyledi.
Babasının son derece katı ve disiplinli olduğunu, buna rağmen oldukça zor şartlarda Ses Opereti’nde önceleri balet olarak sahneye çıktığını ifade eden Kolçak, bir arkadaşının yönlendirmesi ile sinemayla tanıştığını anlattı. Sultanahmet Erkek Sanat Okulu’ndan mezun olduğunu söyleyen Kolçak, “Ben Ses Tiyatrosu’nda sahne ile tanıştım. Türkiye’nin sayılı dansçılarından biriyim, aktör olmadan önce de iyi bir baletim. Güzel sanatların okulu yok, kitabı yok. Allah size o yeteneği vermemişse maalesef oyuncu olunmuyor” dedi.
Sanat hayatı boyunca 180 üzerinde filmde rol alan ve onlarca dizide oynayan Kolçak, ilk filminin 1947’de çekilen ‘Fedakâr Ana’ adlı film olduğunu söyledi.
“Beni sinemada kimse keşfetmedi, kendimi orda buldum” diyen Kolçak, “Benim Eşref Kolçak olmam ve başrol oynamama vesile olan film ise Neriman Köksal ile kamera karşısına geçtiğim yönetmenliğini Şinasi Özonuk’un yaptığı 1953’de çekilen ‘Affet Beni Allah’ım’ adlı film olmuştur. Bu film, Türk sinemasının kilometre taşlarından biridir ve benim için külttür” dedi.
“Fatih Sultan Mehmet’i canlandırmak isterdim”
Sinemada 70 yılı geride bıraktığını ifade eden Kolçak, Türkiye’de sinemanın sevilmesinin kendi neslinin usta aktör ve aktrisleri ile Yeşilçam’ın başarılı yapımlarıyla olduğunun altını çizerek, “Çünkü biz Anadolu’yu oynuyorduk. Anadolu insanını canlandırıyorduk. Samimiydik ve insanlar bizden bir şeyler buluyordu. Filmlerde kötü karakter canlandıran oyuncular, halkın tepkisinden çekindikleri için sosyal hayatın içinde zorlanırlardı. Türk sinemasının kötü karakter jönlerinden Ahmet Tarık Tekçe’yi rol aldığı bir filmin etkisinde kalan kadınların oklava ile kovaladığını bilirim. Biz sinemanın esas oğlanlarıydık. O kuşaktan geriye bugün Ahmet Mekin, Fikret Hakan, Muhterem Nur ve ben kaldık” diye konuştu.
Mahsun Kırmızıgül’ün ‘New York’ta 5 Minare’ filminde rol almaktan keyif duyduğunu ancak son dönemdeki Türk sinemasının gelişen teknolojiye rağmen sınıfta kaldığını, tekdüze ve duygu yoksunu projelerin üretildiğini ifade eden Kolçak, birçok rolde oynadığını içinde kalan uhdenin ise tarihi bir yapımda cihan padişahı Fatih Sultan Mehmet’i canlandırmak olduğunu ifade etti.
“Ata Demirer’in bir filminde oynamak istiyorum”
Ata Demirer’in oynadığı filmleri senaryo ve oyunculuk açısından beğendiğini ve bir komedi filminde rol almak istediğini de ifade eden Kolçak, Demirer’in başarısının ise Anadolu’yu beyaz perdeye taşımasından dolayı olduğuna dikkat çekti.
Avrupa ve Amerikan sinemasını imkân buldukça takip ettiğini ifade eden Kolçak, son dönemde yapımcılardan gelen tekliflerle sektördeki vefa duygusunun yitirildiğini de üzülerek gördüğünü söyledi.
Kolçak, “2000’li yılların ortasına geldik, ancak yapımcılar hala kasaya giren paraya bakıyor. Bu yüzden sinema sektörü gelişmekte zorlanıyor” dedi.
Söyleşinin ardından Kolçak, öğrencilerle fotoğraf çektirdi.
Kaynak: İHA
Babasının son derece katı ve disiplinli olduğunu, buna rağmen oldukça zor şartlarda Ses Opereti’nde önceleri balet olarak sahneye çıktığını ifade eden Kolçak, bir arkadaşının yönlendirmesi ile sinemayla tanıştığını anlattı. Sultanahmet Erkek Sanat Okulu’ndan mezun olduğunu söyleyen Kolçak, “Ben Ses Tiyatrosu’nda sahne ile tanıştım. Türkiye’nin sayılı dansçılarından biriyim, aktör olmadan önce de iyi bir baletim. Güzel sanatların okulu yok, kitabı yok. Allah size o yeteneği vermemişse maalesef oyuncu olunmuyor” dedi.
Sanat hayatı boyunca 180 üzerinde filmde rol alan ve onlarca dizide oynayan Kolçak, ilk filminin 1947’de çekilen ‘Fedakâr Ana’ adlı film olduğunu söyledi.
“Beni sinemada kimse keşfetmedi, kendimi orda buldum” diyen Kolçak, “Benim Eşref Kolçak olmam ve başrol oynamama vesile olan film ise Neriman Köksal ile kamera karşısına geçtiğim yönetmenliğini Şinasi Özonuk’un yaptığı 1953’de çekilen ‘Affet Beni Allah’ım’ adlı film olmuştur. Bu film, Türk sinemasının kilometre taşlarından biridir ve benim için külttür” dedi.
“Fatih Sultan Mehmet’i canlandırmak isterdim”
Sinemada 70 yılı geride bıraktığını ifade eden Kolçak, Türkiye’de sinemanın sevilmesinin kendi neslinin usta aktör ve aktrisleri ile Yeşilçam’ın başarılı yapımlarıyla olduğunun altını çizerek, “Çünkü biz Anadolu’yu oynuyorduk. Anadolu insanını canlandırıyorduk. Samimiydik ve insanlar bizden bir şeyler buluyordu. Filmlerde kötü karakter canlandıran oyuncular, halkın tepkisinden çekindikleri için sosyal hayatın içinde zorlanırlardı. Türk sinemasının kötü karakter jönlerinden Ahmet Tarık Tekçe’yi rol aldığı bir filmin etkisinde kalan kadınların oklava ile kovaladığını bilirim. Biz sinemanın esas oğlanlarıydık. O kuşaktan geriye bugün Ahmet Mekin, Fikret Hakan, Muhterem Nur ve ben kaldık” diye konuştu.
Mahsun Kırmızıgül’ün ‘New York’ta 5 Minare’ filminde rol almaktan keyif duyduğunu ancak son dönemdeki Türk sinemasının gelişen teknolojiye rağmen sınıfta kaldığını, tekdüze ve duygu yoksunu projelerin üretildiğini ifade eden Kolçak, birçok rolde oynadığını içinde kalan uhdenin ise tarihi bir yapımda cihan padişahı Fatih Sultan Mehmet’i canlandırmak olduğunu ifade etti.
“Ata Demirer’in bir filminde oynamak istiyorum”
Ata Demirer’in oynadığı filmleri senaryo ve oyunculuk açısından beğendiğini ve bir komedi filminde rol almak istediğini de ifade eden Kolçak, Demirer’in başarısının ise Anadolu’yu beyaz perdeye taşımasından dolayı olduğuna dikkat çekti.
Avrupa ve Amerikan sinemasını imkân buldukça takip ettiğini ifade eden Kolçak, son dönemde yapımcılardan gelen tekliflerle sektördeki vefa duygusunun yitirildiğini de üzülerek gördüğünü söyledi.
Kolçak, “2000’li yılların ortasına geldik, ancak yapımcılar hala kasaya giren paraya bakıyor. Bu yüzden sinema sektörü gelişmekte zorlanıyor” dedi.
Söyleşinin ardından Kolçak, öğrencilerle fotoğraf çektirdi.