İstanbul'daki KCK 'Basın' Davası
Terör örgütü PKK'nın üst yapılanması KCK'ya ilişkin aralarında gazetecilerin de bulunduğu 44 sanığın yargılanmasına devam edildi İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi duruşmayı 19 Ocak 2018'e erteledi
Terör örgütü PKK'nın üst yapılanması KCK'ya ilişkin aralarında gazetecilerin de bulunduğu 44 sanığın yargılanmasına devam edildi, duruşma 19 Ocak 2018'e ertelendi.
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki onbirinci duruşmaya tutuksuz sanıklar Çağdaş Ulus ve Nurettin Fırat katıldı. Diğer sanıkları ise avukatları temsil etti.
Duruşmada beyanı sorulan Çağdaş Ulus'un avukatı Hüseyin Ersöz, 14 Ağustos 2017'de tarihli dilekçeyle, Yunus Dolar'ın tanık olarak verdiği ifadeleri mahkemeye sunduklarını belirterek, "Bu ifadelerde müvekkilimiz Çağdaş Ulus'un cemaat aleyhine haberler yapması sebebiyle Yurt Atayün tarafından (eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü/FETÖ davalarından tutuklu) KCK basın davasına dahil edildiği açıkça belirtilmektedir. Verilecek kararda bu tanık beyanlarının gözetilmesini istiyoruz." dedi.
Müvekkili Ulus'un davaya katılımını sağlamak için deliller oluşturulduğunu ve bu suçlamayla ilgili İstanbul 26. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılama gerçekleştiğini de aktaran Ersöz, müvekkili Ulus ve eşinin, bu mahkemeden yazılan yazı sonucu KHK kapsamında pasaportlarının iptal edildiğini hatırlattı ve daha fazla mağduriyet oluşmaması için yasağın kaldırılmasını istedi.
- "AİHM kararı beklensin"
Davada 5 sanığı temsil eden avukat Özcan Kılıç ise, Yunus Dolar isimli kişinin itirafçı olarak, Çağdaş Ulus'ın yanı sıra diğer sanıklarla ilgili tüm delillerin de aynı yöntemle hazırlandığı" yönünde beyanda bulunduğunu hatırlatarak, "Bahsi geçen asliye ceza mahkemesindeki dava tüm sanıkları ilgilendirmektedir. Hem bu hususun verilecek kararda gözetilmesini hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) hak ihlal sebebiyle yaptığımız tazminat başvurumuzla ilgili yakında çıkacak sonucun beklenmesini talep ediyoruz." diye konuştu.
Söz alan diğer sanık avukatları ise kimi talepleriyle birlikte müvekkillerinin derhal beraatlerine karar verilmesini talep etti.
- "OHAL boyunca beraat kararı verilmedikçe pasaport iadesi yok"
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan İsmet Kayhan hakkında savunmasının alınabilmesi amacıyla yakalama emri çıkarılmasına karar verdi.
Hak ihlali iddiasıyla ilgili AİHM'e yapılan tazminat başvurusu sonucunun beklenmesi talebini şimdilik reddeden heyet, yeni bir durum ortaya koyacak karar gelmesi halinde bu hususun gözetilmesini kararlaştırdı.
Sanık avukatlarının dava açıldığı yönünde beyanda bulunduğu İstanbul 26. Asliye Ceza Mahkemesine yazı yazılmasına ve bahsedilen davayla ilgili iddianame ile duruşma tutanaklarının istenilmesine karar veren heyet, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) 5. maddesi gereğince, atılı suçtan yargılaması süren sanıklar yönüyle OHAL boyunca ve beraat kararı verilmedikçe pasaport iadesi yapılamayacağına dikkati çekerek, pasaportların iadesi taleplerinin reddine hükmetti.
Sanık Çağdaş Ulus'un avukat olan eşinin pasaportunun, bu mahkemedeki yargılama sebebiyle iptal edildiği bilgisinin, Ulus'un avukatı tarafından mahkemeye bildirildiğini belirten heyet, pasaportunun iadesiyle ilgili işlem yapılıp yapılamayacağı veya hangi prosedüre göre işlem yapılacağı yönünde karar için, avukat Ersöz'ün evrak sunmasının beklenmesini de hükme bağladı.
Mahkeme heyeti duruşmayı 19 Ocak 2018'e erteledi.
- Süreç
PKK terör örgütünün üst yapılanması KCK'ya ilişkin aralarında gazetecilerin de bulunduğu 36'sı tutuklu 44 sanığın, ''terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği'' suçlarından, 7,5 ile 22,5 yıl arasında hapis cezası istemiyle yargılanmasına 10 Eylül 2012'de başlandı.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi dışında oluşturulan büyük salonda yapılan duruşmalarda tutuklu sanıkların bir kısmı tahliye edildi. 3 Mart 2014'deki duruşmada 3 tutuklu sanığın daha tahliye edilmesiyle 15 tutuklu sanık kaldı.
- Dava geri bırakıldı, tekrar başladı
Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli mahkemelerin yetkisinin kaldırıldığı 6526 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinin ardından kapatılan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyası İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Bu mahkeme 8 sanığın tahliyesini, 7 sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı. Heyet, 12 Mayıs 2014 tarihli duruşmada ise tüm tutuklu sanıkların tahliyesini hükme bağladı ve 6526 sayılı yasanın 1. maddesi ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na eklenen geçici 14/4. maddesinin anayasaya aykırı olduğu iddialarıyla ilgili dosyayı Anayasa Mahkemesine gönderdi ve sonuçlanıncaya kadar davayı geri bıraktı.
Mahkeme heyeti, dördüncü duruşmada, henüz Anayasa Mahkemesinden olumlu ya da olumsuz bir karar gelmediği için davanın geri bırakılması kararından vazgeçti ve yargılamaya devam etti.
- İddianameden
Kapatılan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, 12 sanığın, ''silahlı KCK/PKK terör örgütü yöneticisi olmak'' suçundan 15 yıldan 22,5 yıla, 3 sanığın da ''terör örgütü üyesi olmak'' ve ''Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek'' suçlarından 9,5 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
İddianamede, çoğu gazeteci olan 29 sanığın ise ''terör örgütü üyesi olmak'' suçundan 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
Kaynak: AA
İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki onbirinci duruşmaya tutuksuz sanıklar Çağdaş Ulus ve Nurettin Fırat katıldı. Diğer sanıkları ise avukatları temsil etti.
Duruşmada beyanı sorulan Çağdaş Ulus'un avukatı Hüseyin Ersöz, 14 Ağustos 2017'de tarihli dilekçeyle, Yunus Dolar'ın tanık olarak verdiği ifadeleri mahkemeye sunduklarını belirterek, "Bu ifadelerde müvekkilimiz Çağdaş Ulus'un cemaat aleyhine haberler yapması sebebiyle Yurt Atayün tarafından (eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü/FETÖ davalarından tutuklu) KCK basın davasına dahil edildiği açıkça belirtilmektedir. Verilecek kararda bu tanık beyanlarının gözetilmesini istiyoruz." dedi.
Müvekkili Ulus'un davaya katılımını sağlamak için deliller oluşturulduğunu ve bu suçlamayla ilgili İstanbul 26. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılama gerçekleştiğini de aktaran Ersöz, müvekkili Ulus ve eşinin, bu mahkemeden yazılan yazı sonucu KHK kapsamında pasaportlarının iptal edildiğini hatırlattı ve daha fazla mağduriyet oluşmaması için yasağın kaldırılmasını istedi.
- "AİHM kararı beklensin"
Davada 5 sanığı temsil eden avukat Özcan Kılıç ise, Yunus Dolar isimli kişinin itirafçı olarak, Çağdaş Ulus'ın yanı sıra diğer sanıklarla ilgili tüm delillerin de aynı yöntemle hazırlandığı" yönünde beyanda bulunduğunu hatırlatarak, "Bahsi geçen asliye ceza mahkemesindeki dava tüm sanıkları ilgilendirmektedir. Hem bu hususun verilecek kararda gözetilmesini hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) hak ihlal sebebiyle yaptığımız tazminat başvurumuzla ilgili yakında çıkacak sonucun beklenmesini talep ediyoruz." diye konuştu.
Söz alan diğer sanık avukatları ise kimi talepleriyle birlikte müvekkillerinin derhal beraatlerine karar verilmesini talep etti.
- "OHAL boyunca beraat kararı verilmedikçe pasaport iadesi yok"
Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklardan İsmet Kayhan hakkında savunmasının alınabilmesi amacıyla yakalama emri çıkarılmasına karar verdi.
Hak ihlali iddiasıyla ilgili AİHM'e yapılan tazminat başvurusu sonucunun beklenmesi talebini şimdilik reddeden heyet, yeni bir durum ortaya koyacak karar gelmesi halinde bu hususun gözetilmesini kararlaştırdı.
Sanık avukatlarının dava açıldığı yönünde beyanda bulunduğu İstanbul 26. Asliye Ceza Mahkemesine yazı yazılmasına ve bahsedilen davayla ilgili iddianame ile duruşma tutanaklarının istenilmesine karar veren heyet, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (KHK) 5. maddesi gereğince, atılı suçtan yargılaması süren sanıklar yönüyle OHAL boyunca ve beraat kararı verilmedikçe pasaport iadesi yapılamayacağına dikkati çekerek, pasaportların iadesi taleplerinin reddine hükmetti.
Sanık Çağdaş Ulus'un avukat olan eşinin pasaportunun, bu mahkemedeki yargılama sebebiyle iptal edildiği bilgisinin, Ulus'un avukatı tarafından mahkemeye bildirildiğini belirten heyet, pasaportunun iadesiyle ilgili işlem yapılıp yapılamayacağı veya hangi prosedüre göre işlem yapılacağı yönünde karar için, avukat Ersöz'ün evrak sunmasının beklenmesini de hükme bağladı.
Mahkeme heyeti duruşmayı 19 Ocak 2018'e erteledi.
- Süreç
PKK terör örgütünün üst yapılanması KCK'ya ilişkin aralarında gazetecilerin de bulunduğu 36'sı tutuklu 44 sanığın, ''terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği'' suçlarından, 7,5 ile 22,5 yıl arasında hapis cezası istemiyle yargılanmasına 10 Eylül 2012'de başlandı.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi dışında oluşturulan büyük salonda yapılan duruşmalarda tutuklu sanıkların bir kısmı tahliye edildi. 3 Mart 2014'deki duruşmada 3 tutuklu sanığın daha tahliye edilmesiyle 15 tutuklu sanık kaldı.
- Dava geri bırakıldı, tekrar başladı
Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. maddesiyle görevli mahkemelerin yetkisinin kaldırıldığı 6526 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinin ardından kapatılan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyası İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Bu mahkeme 8 sanığın tahliyesini, 7 sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı. Heyet, 12 Mayıs 2014 tarihli duruşmada ise tüm tutuklu sanıkların tahliyesini hükme bağladı ve 6526 sayılı yasanın 1. maddesi ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na eklenen geçici 14/4. maddesinin anayasaya aykırı olduğu iddialarıyla ilgili dosyayı Anayasa Mahkemesine gönderdi ve sonuçlanıncaya kadar davayı geri bıraktı.
Mahkeme heyeti, dördüncü duruşmada, henüz Anayasa Mahkemesinden olumlu ya da olumsuz bir karar gelmediği için davanın geri bırakılması kararından vazgeçti ve yargılamaya devam etti.
- İddianameden
Kapatılan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, 12 sanığın, ''silahlı KCK/PKK terör örgütü yöneticisi olmak'' suçundan 15 yıldan 22,5 yıla, 3 sanığın da ''terör örgütü üyesi olmak'' ve ''Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek'' suçlarından 9,5 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
İddianamede, çoğu gazeteci olan 29 sanığın ise ''terör örgütü üyesi olmak'' suçundan 7,5 yıldan on beşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.