'Türk Fındığı Tehdit Altındadır'
Fındık Tanıtım Grubu Başkanı Sevinç: 'Türk fındığı tehdit altındadır. Önlem alınmazsa Türk fındık üretiminin dünya genelindeki payının yüzde 60’lara düşmesi felaket olacaktır' 'Türkiye'de fındık üretimi ve verimliliği artırıldığı takdirde diğer ülkelerin esamesi okunmaz. Çünkü Türkiye, ticaret potansiyeli, bankacılık sistemi, lojistikteki hakimiyeti ve ithalatçı ülkelere yakınlığı çerçevesinde rakip kabul etmez' TÜGİS Başkanı Buzbaş: 'Her yıl 500 bin ton civarında fındık satışıyla yaklaşık 3 milyar dolar döviz girdisi sağlanıyor. Bu rakamla fındık sektörü, otomotiv sanayinin dış ticaretiyle sağladığı gelirin yüzde 20’sine denk gelen bir satış gerçekleştirmektedir'
Fındık Tanıtım Grubu (FTG) Başkanı İlyas Edip Sevinç, Türk fındığının tehdit altında olduğunu belirterek, 'Önlem alınmazsa Türk fındık üretiminin dünya genelindeki payının yüzde 60’lara düşmesi felaket olacaktır.' dedi.
Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) ve Fındık Tanıtım Grubu (FTG) iş birliğiyle gerçekleştirilen 'Fındık ile Sağlık' panelinde konuşan Sevinç, FTG’nin Türkiye’deki arz fazlası fındığı devlete yük olmadan, fiyatları da düşürmeden yurt dışında satabilmeyi amaçladığını kaydetti.
Sevinç, Mart 2009'da devletin elinde 695 bin ton kabuklu fındık olduğunu belirterek, 'Devlet 3 milyar dolar zarar etmişti. Ortalama 5 lira olan fındık çok ucuz fiyatla yağlığa verilmişti. Maalesef o dönemde fındık tüketme alışkanlığı oluşturulamadı ve fındığın başka ülkelere ihraç edilmesi yeterince gerçekleştirilemedi.' diye konuştu.
2009 yılından itibaren fındıkta, ucuz fiyatlardan bahsedilmesinin söz konusu olmadığını ve vesayetin ortadan kalktığını, fındık fiyatının serbest piyasa ve arz talep dengesine bırakıldığını anlatan Sevinç, dünyada fındık fiyatlarının hep Türkiye’de belirlendiğini söyledi.
Sevinç, 'Son yıllarda fındıkta yaşanan üretim düşüşleri, hastalıklar ve piyasaya müdahaleler bizleri fındık üretimi ve verimliliğini ön planda tutmaya sevk etti. Türkiye ilk defa 2012 yılında 301 bin ton iç fındık ihraç etti. Bu 600 bin ton kabuklu fındığa tekabül ediyor. Biliyoruz ki daha fazla fındık olsaydı, daha fazla satış yapmak mümkündü.' ifadelerini kullandı.
- 'Tüketim odaklı düşünmek zorundayız'
İlyas Edip Sevinç, bazı ülkelerin fındık üretimlerini artırma çabasında olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
'Bugün Türkiye tehdit gördüğü şeyleri kaldırmak durumdadır. Tehditler sadece askeri olmaz, ekonomik ve tarımsal tehditler de olur. Açıkça ifade ediyorum, Türk fındığı tehdit altındadır. Önlem alınmazsa Türk fındık üretiminin dünya genelindeki payının yüzde 60’lara düşmesi felaket olacaktır.
Türkiye'de fındık üretimi ve verimliliği artırıldığı takdirde diğer ülkelerin esamesi okunmaz. Çünkü Türkiye, ticaret potansiyeli, bankacılık sistemi, lojistikteki hakimiyeti ve ithalatçı ülkelere yakınlığı çerçevesinde rakip kabul etmez. Böyle bir durumda başta İtalya ve ABD olmak üzere diğer ülkelerin rekabet etme şansı olmayacaktır. Türkiye’deki verimliliğin artırılması için yaşlanan bahçeler yenilenmeli, zirai hastalıklarla mücadele konusunda devlet ile özel sektörün el ele vermesi gerekmektedir. Fındıkla ilgili tüketim odaklı düşünmek zorundayız.'
- 'Bu değerli ürünü ne yazık ki yeterince tüketemiyoruz'
Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Başkanı Necdet Buzbaş da fındığın insanlık tarihinin her döneminde önemli bir besin kaynağı olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin dünya fındık üretiminin yüzde 70-75’ini gerçekleştirdiğini bildirdi.
Buzbaş, 'Fındık, dünyada en fazla üretilen sert kabuklu ürünlerde bademden sonra ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de 43 ilde fındık yetiştirilebiliyorsa da Bakanlar Kurulu kararıyla 16 il ile sınırlandırılmış durumda. 16 ilde 700 bin hektar alanda fındık ziraati yapılıyor. Ortalama yıllık 600-650 bin ton fındık hasat ediliyor. Son 10 yıl içinde 2 kez yaşanan don olayı fındık hasadını olumsuz etkiledi.' diye konuştu.
Buzbaş, her yıl 500 bin ton civarında fındık satışıyla yaklaşık 3 milyar dolar döviz girdisi sağlandığını, bu rakamla fındık sektörünün, geçen yılın rakamlarıyla otomotiv sanayinin dış ticaretiyle sağladığı gelirin yüzde 20’sine denk gelen bir satış gerçekleştirdiğini kaydetti.
Fındığın bölge halkı için önemli bir gelir kaynağı olduğuna işaret eden Buzbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Fındık, 400 bin aileye iş sağlayan değerli bir ürün. Bu değerli ürünü ne yazık ki yeterince tüketemiyoruz. Üretilen fındığın yüzde 80’ini yurt dışına gönderiyoruz. Fındık ihracatının yüzde 75’i Avrupa pazarına satılıyor. Ülkeler ürünlerini beslenmedeki önemini öne çıkaracak şekilde destekliyorlar. Fındık ve sağlık ilişkisiyle ilgili bilimsel çalışmalar çok düşük. Fındık ve sağlıkla ilgili akademik çalışmalara destek vermeliyiz.'
Açılış konuşmalarının ardından Meta Fonksiyonel Gıdalar Genel Müdürü Dr. İrfan Demiryol moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Daha Çok Fındık ve Ürünlerimiz” oturumuna Yaşar Pazarlama AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Nur Demirok, Elvan Gıda Üst Yöneticisi (CEO) Özmen Genç, Ferrero Genel Müdürü Azmi Gümüşlüoğlu, Nestle Türkiye Çikolata Genel Müdürü Oben Akyol ve Şölen Çikolata Genel Müdür Yardımcısı Erdoğan Çoban konuşmacı olarak katıldı.
İstanbul Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hamit Aygül’ün de katıldığı panel kapsamında Prof. Dr. Osman Müftüoğlu ile bir söyleşi de gerçekleştirildi.
Kaynak: AA
Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) ve Fındık Tanıtım Grubu (FTG) iş birliğiyle gerçekleştirilen 'Fındık ile Sağlık' panelinde konuşan Sevinç, FTG’nin Türkiye’deki arz fazlası fındığı devlete yük olmadan, fiyatları da düşürmeden yurt dışında satabilmeyi amaçladığını kaydetti.
Sevinç, Mart 2009'da devletin elinde 695 bin ton kabuklu fındık olduğunu belirterek, 'Devlet 3 milyar dolar zarar etmişti. Ortalama 5 lira olan fındık çok ucuz fiyatla yağlığa verilmişti. Maalesef o dönemde fındık tüketme alışkanlığı oluşturulamadı ve fındığın başka ülkelere ihraç edilmesi yeterince gerçekleştirilemedi.' diye konuştu.
2009 yılından itibaren fındıkta, ucuz fiyatlardan bahsedilmesinin söz konusu olmadığını ve vesayetin ortadan kalktığını, fındık fiyatının serbest piyasa ve arz talep dengesine bırakıldığını anlatan Sevinç, dünyada fındık fiyatlarının hep Türkiye’de belirlendiğini söyledi.
Sevinç, 'Son yıllarda fındıkta yaşanan üretim düşüşleri, hastalıklar ve piyasaya müdahaleler bizleri fındık üretimi ve verimliliğini ön planda tutmaya sevk etti. Türkiye ilk defa 2012 yılında 301 bin ton iç fındık ihraç etti. Bu 600 bin ton kabuklu fındığa tekabül ediyor. Biliyoruz ki daha fazla fındık olsaydı, daha fazla satış yapmak mümkündü.' ifadelerini kullandı.
- 'Tüketim odaklı düşünmek zorundayız'
İlyas Edip Sevinç, bazı ülkelerin fındık üretimlerini artırma çabasında olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
'Bugün Türkiye tehdit gördüğü şeyleri kaldırmak durumdadır. Tehditler sadece askeri olmaz, ekonomik ve tarımsal tehditler de olur. Açıkça ifade ediyorum, Türk fındığı tehdit altındadır. Önlem alınmazsa Türk fındık üretiminin dünya genelindeki payının yüzde 60’lara düşmesi felaket olacaktır.
Türkiye'de fındık üretimi ve verimliliği artırıldığı takdirde diğer ülkelerin esamesi okunmaz. Çünkü Türkiye, ticaret potansiyeli, bankacılık sistemi, lojistikteki hakimiyeti ve ithalatçı ülkelere yakınlığı çerçevesinde rakip kabul etmez. Böyle bir durumda başta İtalya ve ABD olmak üzere diğer ülkelerin rekabet etme şansı olmayacaktır. Türkiye’deki verimliliğin artırılması için yaşlanan bahçeler yenilenmeli, zirai hastalıklarla mücadele konusunda devlet ile özel sektörün el ele vermesi gerekmektedir. Fındıkla ilgili tüketim odaklı düşünmek zorundayız.'
- 'Bu değerli ürünü ne yazık ki yeterince tüketemiyoruz'
Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Başkanı Necdet Buzbaş da fındığın insanlık tarihinin her döneminde önemli bir besin kaynağı olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin dünya fındık üretiminin yüzde 70-75’ini gerçekleştirdiğini bildirdi.
Buzbaş, 'Fındık, dünyada en fazla üretilen sert kabuklu ürünlerde bademden sonra ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de 43 ilde fındık yetiştirilebiliyorsa da Bakanlar Kurulu kararıyla 16 il ile sınırlandırılmış durumda. 16 ilde 700 bin hektar alanda fındık ziraati yapılıyor. Ortalama yıllık 600-650 bin ton fındık hasat ediliyor. Son 10 yıl içinde 2 kez yaşanan don olayı fındık hasadını olumsuz etkiledi.' diye konuştu.
Buzbaş, her yıl 500 bin ton civarında fındık satışıyla yaklaşık 3 milyar dolar döviz girdisi sağlandığını, bu rakamla fındık sektörünün, geçen yılın rakamlarıyla otomotiv sanayinin dış ticaretiyle sağladığı gelirin yüzde 20’sine denk gelen bir satış gerçekleştirdiğini kaydetti.
Fındığın bölge halkı için önemli bir gelir kaynağı olduğuna işaret eden Buzbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Fındık, 400 bin aileye iş sağlayan değerli bir ürün. Bu değerli ürünü ne yazık ki yeterince tüketemiyoruz. Üretilen fındığın yüzde 80’ini yurt dışına gönderiyoruz. Fındık ihracatının yüzde 75’i Avrupa pazarına satılıyor. Ülkeler ürünlerini beslenmedeki önemini öne çıkaracak şekilde destekliyorlar. Fındık ve sağlık ilişkisiyle ilgili bilimsel çalışmalar çok düşük. Fındık ve sağlıkla ilgili akademik çalışmalara destek vermeliyiz.'
Açılış konuşmalarının ardından Meta Fonksiyonel Gıdalar Genel Müdürü Dr. İrfan Demiryol moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Daha Çok Fındık ve Ürünlerimiz” oturumuna Yaşar Pazarlama AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Nur Demirok, Elvan Gıda Üst Yöneticisi (CEO) Özmen Genç, Ferrero Genel Müdürü Azmi Gümüşlüoğlu, Nestle Türkiye Çikolata Genel Müdürü Oben Akyol ve Şölen Çikolata Genel Müdür Yardımcısı Erdoğan Çoban konuşmacı olarak katıldı.
İstanbul Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hamit Aygül’ün de katıldığı panel kapsamında Prof. Dr. Osman Müftüoğlu ile bir söyleşi de gerçekleştirildi.