MHP Grup Toplantısı
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “15 Temmuz Türkiye için aynı zamanda bir eşiktir, aynı zamanda bir dönüm noktasıdır” dedi.
MHP Grup Toplantısı’nda konuşan Bahçeli, FETÖ’cü teröristlerin 15 Temmuz darbe girişimi ile Türkiye gündemini allak bullak ettiğini belirterek, tartışmaların seyir ve siklet merkezini değiştirdiklerini kaydetti.
Bahçeli, “15 Temmuz Türkiye için aynı zamanda bir eşiktir, aynı zamanda bir dönüm noktasıdır. Yıllarca TSK’ya ahlak ve yasa dışı yollarla sızan ve sirayet eden FETÖ’cü alçaklar, en sonunda Türk milletine silah doğrultmuş, mermi ve bomba yağdırmıştır. Asker kamuflajına bürünmüş Pensilvanyalı katiller, Türkiye’yi ateşe vermek, vatana kast etmek, millete kıymak amacıyla Türk tarihinde çok nadir görülebilecek bir ihanet ve rezalete imza atmışlardır. Bir defa şu gerçeği yalın bir dil ve üslupla netleştirmemiz lazımdır; 15 Temmuz FETÖ’cü kalkışmaya karışan kim varsa, bu hain teşebbüse kim ortak olmuşsa, ismi, unvanı, mevki ne olursa olsun Türk askeri değildir, asla da olmayacaklardır. Türk askeri şereflidir, onur sahibidir. Vatan ve millet sevgisinin bedeli de gerektiği zaman canıyla, kanıyla ödemektedir. Şerefsizden asker olmaz, olana da asker denmez” ifadesini kullandı.
15 Temmuz gecesi Türkiye’nin tepesinde kanunsuz uçak uçurup, helikopter gezdirenlerin Haçlı işbirlikçisi olduğunun altını çizen Bahçeli, şunları söyledi:
“Bu maşaları tutan eller kirlidir, kanlıdır ve alayı birden Türk’ün ezeli ve ebedi düşmanlarıdır. Tarihimizde hiç görülmemiş, hiç de yaşanmamış ne varsa 15 Temmuz gecesinden 16 Temmuz sabah saatlerine kadar vuku bulmuştur. Türkiye zor ve çetin günlerden geçmiştir. Türk milleti varlığına biçilen kefeni son anda yırtıp atmıştır. Fethullahçı Terör Örgütü devleti ur gibi sarmıştır. Medyadan eğitime, sağlıktan adalete, yargıdan emniyete, TSK’dan sivil toplum kuruluşlarına kadar her yere çöreklenmişlerdir. Hain ve hasmane emeller yıllarca din kisvesi altında üremiş, himmet ve hidayet adıyla kuytu köşelerde gizlenmiş, güçlenip ortaya çıkmak için uygun zaman ve semin kollamıştır. Manevi duyguları sömüren takiyye ustaları aslında direkt kiliseye hizmetkarlık yapmışlar, oradan emir ve icazet almışlardır. Bu kapsamda dinler arası diyalog uydurmasının projelendirilip senelerdir servis ve propagandasının yapılması da boşuna değildir."
Kaynak: İHA
Bahçeli, “15 Temmuz Türkiye için aynı zamanda bir eşiktir, aynı zamanda bir dönüm noktasıdır. Yıllarca TSK’ya ahlak ve yasa dışı yollarla sızan ve sirayet eden FETÖ’cü alçaklar, en sonunda Türk milletine silah doğrultmuş, mermi ve bomba yağdırmıştır. Asker kamuflajına bürünmüş Pensilvanyalı katiller, Türkiye’yi ateşe vermek, vatana kast etmek, millete kıymak amacıyla Türk tarihinde çok nadir görülebilecek bir ihanet ve rezalete imza atmışlardır. Bir defa şu gerçeği yalın bir dil ve üslupla netleştirmemiz lazımdır; 15 Temmuz FETÖ’cü kalkışmaya karışan kim varsa, bu hain teşebbüse kim ortak olmuşsa, ismi, unvanı, mevki ne olursa olsun Türk askeri değildir, asla da olmayacaklardır. Türk askeri şereflidir, onur sahibidir. Vatan ve millet sevgisinin bedeli de gerektiği zaman canıyla, kanıyla ödemektedir. Şerefsizden asker olmaz, olana da asker denmez” ifadesini kullandı.
15 Temmuz gecesi Türkiye’nin tepesinde kanunsuz uçak uçurup, helikopter gezdirenlerin Haçlı işbirlikçisi olduğunun altını çizen Bahçeli, şunları söyledi:
“Bu maşaları tutan eller kirlidir, kanlıdır ve alayı birden Türk’ün ezeli ve ebedi düşmanlarıdır. Tarihimizde hiç görülmemiş, hiç de yaşanmamış ne varsa 15 Temmuz gecesinden 16 Temmuz sabah saatlerine kadar vuku bulmuştur. Türkiye zor ve çetin günlerden geçmiştir. Türk milleti varlığına biçilen kefeni son anda yırtıp atmıştır. Fethullahçı Terör Örgütü devleti ur gibi sarmıştır. Medyadan eğitime, sağlıktan adalete, yargıdan emniyete, TSK’dan sivil toplum kuruluşlarına kadar her yere çöreklenmişlerdir. Hain ve hasmane emeller yıllarca din kisvesi altında üremiş, himmet ve hidayet adıyla kuytu köşelerde gizlenmiş, güçlenip ortaya çıkmak için uygun zaman ve semin kollamıştır. Manevi duyguları sömüren takiyye ustaları aslında direkt kiliseye hizmetkarlık yapmışlar, oradan emir ve icazet almışlardır. Bu kapsamda dinler arası diyalog uydurmasının projelendirilip senelerdir servis ve propagandasının yapılması da boşuna değildir."