1. Ulubat Bilim Zirvesi
AÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özkan:'Kafa nakline, aklı başındaki hiç bir Avrupa ülkesinin izin vereceğini düşünmüyorum'
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, 'Kafa nakline, aklı başındaki hiç bir Avrupa ülkesinin izin vereceğini düşünmüyorum.' dedi.
Özkan, Ondokuz Mayıs Üniversitesince Atatürk Kongre Merkezi'nde düzenlenen '1. Ulubat Bilim Zirvesi'nde, 'Kompozit Doku Nakilleri' konulu sunum yaptı.
Türkiye'de ilk kez çift kol, yüz ve rahim nakillerini gerçekleştirdiklerini anımsatan Ömer Özkan, 'Ama bu ameliyatların bir böbrek, karaciğer nakli gibi olmasını beklemiyoruz. Bunlar biraz daha hayat kalitesini artırıcı ameliyatlar. Tüm ameliyatlar özenle yapılıyor ama bu tür ameliyatlarda seçimin biraz daha dikkatli yapılması gerekiyor. Yaptığımız ameliyatlar bize moral veriyor. Tabi 1-2 olumsuz hastamız oldu. Ama maalesef onlardan edinilen bilgiler, diğer hastalar için daha dikkatli olunması gerekiyor. Seçimlerimizi iyi yapmaya çalışıyoruz.' diye konuştu.
En önemli olan konunun donör bulunması olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Özkan, şöyle konuştu:
'Bu sadece bizde değil, diğer hayat kurtaran böbrek, karaciğer, kalp gibi dediğimiz organlarda da bu donör sıkıntısı var. Donör sayısı arttıkça bu tür ameliyatlar daha düzenli bir şekilde yapılacaktır. Donör bakımından çok iyi durumda değiliz. Biz dünyada canlıdan nakilleri en fazla yapan ülkelerden biriyiz ama donör sıkıntısı sürekli dile getiriliyor. İnşallah gelecekte bunu da aşarız diye umut ediyorum.'
Özkan, bir öğrencinin, 'Son dönemlerde Avrupa'da kafa naklinin yapılması gündemde, bu gerçekleşebilir mi?' şeklindeki sorusunu da şöyle cevapladı:
'Kafa naklinin teknik olarak yapılması mümkün. Teknik olarak deney hayvanlarında yapılmış. Önemli olan bu tür ameliyatta sinir iyileşmesi. Eğer siz sinir iyileşmesini naklettiğiniz kişide zaten çözdüyseniz, dünyada felci çözmüş olursunuz. Yani bu 'dünyada felçli hasta kalmayacak' demektir. Bu deneysel olursa da kısa sürede hastayı kaybetme riskini doğurur. Kafa nakline, aklı başındaki hiç bir Avrupa ülkesinin izin vereceğini düşünmüyorum. Kol naklini yaparken bile bir mevzuatın olması gerekir, böyle bir ameliyata kim izin verir onu da bilmiyorum.'
Prof. Dr. Ömer Özkan, bilim kurgu filmlerinin 10 yıl sonra gerçeğe dönüştüğünü de dile getirerek, gittikçe bilim kurgu filimlerine inanmaya başladığını da sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Özkan, Ondokuz Mayıs Üniversitesince Atatürk Kongre Merkezi'nde düzenlenen '1. Ulubat Bilim Zirvesi'nde, 'Kompozit Doku Nakilleri' konulu sunum yaptı.
Türkiye'de ilk kez çift kol, yüz ve rahim nakillerini gerçekleştirdiklerini anımsatan Ömer Özkan, 'Ama bu ameliyatların bir böbrek, karaciğer nakli gibi olmasını beklemiyoruz. Bunlar biraz daha hayat kalitesini artırıcı ameliyatlar. Tüm ameliyatlar özenle yapılıyor ama bu tür ameliyatlarda seçimin biraz daha dikkatli yapılması gerekiyor. Yaptığımız ameliyatlar bize moral veriyor. Tabi 1-2 olumsuz hastamız oldu. Ama maalesef onlardan edinilen bilgiler, diğer hastalar için daha dikkatli olunması gerekiyor. Seçimlerimizi iyi yapmaya çalışıyoruz.' diye konuştu.
En önemli olan konunun donör bulunması olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Özkan, şöyle konuştu:
'Bu sadece bizde değil, diğer hayat kurtaran böbrek, karaciğer, kalp gibi dediğimiz organlarda da bu donör sıkıntısı var. Donör sayısı arttıkça bu tür ameliyatlar daha düzenli bir şekilde yapılacaktır. Donör bakımından çok iyi durumda değiliz. Biz dünyada canlıdan nakilleri en fazla yapan ülkelerden biriyiz ama donör sıkıntısı sürekli dile getiriliyor. İnşallah gelecekte bunu da aşarız diye umut ediyorum.'
Özkan, bir öğrencinin, 'Son dönemlerde Avrupa'da kafa naklinin yapılması gündemde, bu gerçekleşebilir mi?' şeklindeki sorusunu da şöyle cevapladı:
'Kafa naklinin teknik olarak yapılması mümkün. Teknik olarak deney hayvanlarında yapılmış. Önemli olan bu tür ameliyatta sinir iyileşmesi. Eğer siz sinir iyileşmesini naklettiğiniz kişide zaten çözdüyseniz, dünyada felci çözmüş olursunuz. Yani bu 'dünyada felçli hasta kalmayacak' demektir. Bu deneysel olursa da kısa sürede hastayı kaybetme riskini doğurur. Kafa nakline, aklı başındaki hiç bir Avrupa ülkesinin izin vereceğini düşünmüyorum. Kol naklini yaparken bile bir mevzuatın olması gerekir, böyle bir ameliyata kim izin verir onu da bilmiyorum.'
Prof. Dr. Ömer Özkan, bilim kurgu filmlerinin 10 yıl sonra gerçeğe dönüştüğünü de dile getirerek, gittikçe bilim kurgu filimlerine inanmaya başladığını da sözlerine ekledi.