Halıdere Sakinleri Cinayete Lanet Okudu
34 gündür kayıp olan Alman vatandaşı Rita Darı Winkler’in cesedinin bulunduğu Kocaeli’de, mahalle sakinleri olaya isyan etti.
Mart ayının başında İstanbul’da kaybolan Rita Darı Winkler’in cesedi, 34 gün sonra Kocaeli’nin Gölcük ilçesine bağlı Halıdere Yalı Mahallesi’ndeki bir dükkanın bodrumunda bulundu. Polis ekiplerinin detaylı araştırması sonucu bir varile konularak üzerine beton dökülmüş ve varil ile birlikte dükkanın bodrumuna gömülerek üzeri betonla kapatılmış halde bulunan Rita Darı Winkler’in cesedi, Gölcük Mezarlığı Gasilhanesi’nde varilden çıkarılamadığı için İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Polis ekipleri cesedin bulunduğu dükkanı ve bodrumunun giriş kapısını mühürlerken, olayın şüphelisi olan Ali Kemal S.’nin Almanya’da bir hastanede tedavi gördüğü ve cesedin bulunmasının ardından hastaneden kaçtığı öğrenildi. Cesedin bulunduğu dükkanın sahibi olan olayın şüphelisi Ali Kemal S.’nin kayınçosu Fevzi A. ise, soruşturmayı yöneten İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Şube Müdürlüğü Kayıp Şahıslar Büro Amirliği ekipleri tarafından gözaltına alındı. Fevzi A.’nın Halıdere Yalı Mahallesi’nde işlettiği playstation kafesi ise bugün açılmadı. Cesedin bulunduğu dükkanın yan tarafında polis ekipleri tarafından çekilen şeritler dururken, mahalle sakinleri ise burunlarının dibinde yaşanan vahşete isyan etti.
"VAHŞETİN DE ÜZERİNDE BİR VAHŞET"
Mahalle sakinlerinden Osman Karabulut, "Çok üzücü bir olay. Yaşanması çok üzücü. Hele ki bir insan canının böyle katledilmesi, çok vahim bir olay. Allah tekrarını nasip etmesin" dedi.
Mahallede esnaflık yapan Mahmut Boğuş ise, "Biz de olayı televizyondan öğrendik. Ben o adamı hiç görmedim. Sadece kayınbiraderi burada komşumuz, esnaflık yapıyor. Ben bir tek onu tanırım. Başka tanıdığım yok. Bu olay Halıdere için çok kötü. Böyle tanınması. Çünkü burası mazbut bir köy, sakinliğiyle biliniyor. Ben de İstanbul’dan geldim. Daha önce İstanbul Tuzla’da esnaflık yaptım. Sakin olduğu için burayı tercih ettim. Burada karakol dahi yok. Kazı yapılırken biz de gittik baktık. Bu vahşettir. Ben insanoğlunun yapabileceği bir şey olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir şey yapılamaz. Normal bir cinayet olur. Adam kindardır, öldürür. Ama bu böyle bir şey değil ki. Varilin içerisine koymuş, üstüne beton dökmüş. Bu muhitte, bu şekilde, böyle bir şey görülmedi. Ama geçen senelerde öyle bir adam vurma olayı oldu. Bizim orada oturan arkadaşlarımız da var. Onlar bile şüphelenmemişler. Gerçekten kabul edilebilecek bir şey değil. İnsanoğlunun aklı almıyor. Vahşetin de üzerinde bir vahşet. Olayı herkes farklı şekilde anlatıyor. ama muhtemelen burada işlenmiş bir cinayet değil bu. Buraya sonradan gelmiş. Çünkü burası küçük bir yer. En ufak bir şeyde hemen dedikodu ile yayılabilecek bir şey bu. O yüzden başka bir yerden geldiğini tahmin ediyorum" dedi.
"BETONA GÖMÜLMESİNİ ŞAŞKINLIKLA KARŞILIYORUM"
Mahallede market işleten Keziban Güngör ise, "Vallahi vahşice bir durum. Yaşanmamasını isterdim. Çok da dua ettim inşallah öyle bir şey olmamıştır, hani Rita hanım sağ salim çıksın diye. Ama olmadı. Kadına şiddetin bitmesi gerekiyor. Gerekirse idamın gelmesini talep ediyorum. Aileden Gülşah’ı tanıyorum. Gayet mütevazi, sakin iyi insanlar. Ben ailenin geri kalanını tanımıyorum. Olayla ilgili olan beyi tanımıyorum. Eşini de tanımıyorum. Ama Fevzi abi olsun, babası olsun, karısı olsun, bunlar gerçekten mütevazi, sakin, iyi insanlar. Benim de müşterim olurlar zaten. Samimiyizdir de. Bu davalarla hiç alakalı olacaklarını düşünmüyorum. Bunu nasıl yaptılar. Yani beton içine gömülmesini ben hala şaşkınlıkla karşılıyorum. Halıdere sakin bir yer. Halıdere’de böyle bir olay 40 yıl düşünsen aklının ucundan geçmez. Çünkü insanları sakin, mütevazi, alavereyle, dalavereyle işi olmayan insanlar. Gerçekten bu tip olaylara karşı insanlar. Kavga bile çıkmayan Halıdere’de, çocukların bile kendi arasında kavga etmediği Halıdere’de, böyle bir olayın yaşanması gerçekten acayip bir şok oldu" şeklinde konuştu.
"O KADINI DÜŞÜNDÜKÇE UYUYAMADIM"
Bir kadın olarak olaydan çok etkilendiğini söyleyen Güngör, "O kadını düşündükçe ben uyuyamadım dün akşam. Bu kadınların, erkeklerden çektiği nedir? Ben onu da çözmüş değilim. Zaten bu bey evliymiş. Bekar bir bayanla ne işi olabilir. Madem kadın suçlu burda. Kadın bekar. Evli olan kendisi, suçlu olan kendisi. Bu bayanın ne suçu vardı. Sadece adamı sevmek mi? Bilmiyorum artık. Bunun için gerçekten bir şeyler yapılmalı. Gerekirse idam gelsin. Çocuk istismarları için de aynı. Koysunlar Taksim Meydanı’na bir darağacı, bunları her gün burada assınlar. Benim bir kız çocuğum var. Ben bir anneyim ve şu zamanlarda o kadar çok çocuk istismarları oluyor ki. Artık bunlara bir ’dur’ denilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
"VAHŞETİN DE ÜZERİNDE BİR VAHŞET"
Mahalle sakinlerinden Osman Karabulut, "Çok üzücü bir olay. Yaşanması çok üzücü. Hele ki bir insan canının böyle katledilmesi, çok vahim bir olay. Allah tekrarını nasip etmesin" dedi.
Mahallede esnaflık yapan Mahmut Boğuş ise, "Biz de olayı televizyondan öğrendik. Ben o adamı hiç görmedim. Sadece kayınbiraderi burada komşumuz, esnaflık yapıyor. Ben bir tek onu tanırım. Başka tanıdığım yok. Bu olay Halıdere için çok kötü. Böyle tanınması. Çünkü burası mazbut bir köy, sakinliğiyle biliniyor. Ben de İstanbul’dan geldim. Daha önce İstanbul Tuzla’da esnaflık yaptım. Sakin olduğu için burayı tercih ettim. Burada karakol dahi yok. Kazı yapılırken biz de gittik baktık. Bu vahşettir. Ben insanoğlunun yapabileceği bir şey olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir şey yapılamaz. Normal bir cinayet olur. Adam kindardır, öldürür. Ama bu böyle bir şey değil ki. Varilin içerisine koymuş, üstüne beton dökmüş. Bu muhitte, bu şekilde, böyle bir şey görülmedi. Ama geçen senelerde öyle bir adam vurma olayı oldu. Bizim orada oturan arkadaşlarımız da var. Onlar bile şüphelenmemişler. Gerçekten kabul edilebilecek bir şey değil. İnsanoğlunun aklı almıyor. Vahşetin de üzerinde bir vahşet. Olayı herkes farklı şekilde anlatıyor. ama muhtemelen burada işlenmiş bir cinayet değil bu. Buraya sonradan gelmiş. Çünkü burası küçük bir yer. En ufak bir şeyde hemen dedikodu ile yayılabilecek bir şey bu. O yüzden başka bir yerden geldiğini tahmin ediyorum" dedi.
"BETONA GÖMÜLMESİNİ ŞAŞKINLIKLA KARŞILIYORUM"
Mahallede market işleten Keziban Güngör ise, "Vallahi vahşice bir durum. Yaşanmamasını isterdim. Çok da dua ettim inşallah öyle bir şey olmamıştır, hani Rita hanım sağ salim çıksın diye. Ama olmadı. Kadına şiddetin bitmesi gerekiyor. Gerekirse idamın gelmesini talep ediyorum. Aileden Gülşah’ı tanıyorum. Gayet mütevazi, sakin iyi insanlar. Ben ailenin geri kalanını tanımıyorum. Olayla ilgili olan beyi tanımıyorum. Eşini de tanımıyorum. Ama Fevzi abi olsun, babası olsun, karısı olsun, bunlar gerçekten mütevazi, sakin, iyi insanlar. Benim de müşterim olurlar zaten. Samimiyizdir de. Bu davalarla hiç alakalı olacaklarını düşünmüyorum. Bunu nasıl yaptılar. Yani beton içine gömülmesini ben hala şaşkınlıkla karşılıyorum. Halıdere sakin bir yer. Halıdere’de böyle bir olay 40 yıl düşünsen aklının ucundan geçmez. Çünkü insanları sakin, mütevazi, alavereyle, dalavereyle işi olmayan insanlar. Gerçekten bu tip olaylara karşı insanlar. Kavga bile çıkmayan Halıdere’de, çocukların bile kendi arasında kavga etmediği Halıdere’de, böyle bir olayın yaşanması gerçekten acayip bir şok oldu" şeklinde konuştu.
"O KADINI DÜŞÜNDÜKÇE UYUYAMADIM"
Bir kadın olarak olaydan çok etkilendiğini söyleyen Güngör, "O kadını düşündükçe ben uyuyamadım dün akşam. Bu kadınların, erkeklerden çektiği nedir? Ben onu da çözmüş değilim. Zaten bu bey evliymiş. Bekar bir bayanla ne işi olabilir. Madem kadın suçlu burda. Kadın bekar. Evli olan kendisi, suçlu olan kendisi. Bu bayanın ne suçu vardı. Sadece adamı sevmek mi? Bilmiyorum artık. Bunun için gerçekten bir şeyler yapılmalı. Gerekirse idam gelsin. Çocuk istismarları için de aynı. Koysunlar Taksim Meydanı’na bir darağacı, bunları her gün burada assınlar. Benim bir kız çocuğum var. Ben bir anneyim ve şu zamanlarda o kadar çok çocuk istismarları oluyor ki. Artık bunlara bir ’dur’ denilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.