AB Bakanı Açıklaması Vize Kalkmazsa...
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, AB ülkelerine vizelerin kalkmaması halinde Türkiye’nin geri kabul anlaşmasını feshetme hakkı olduğunu söyledi.
Bozkır, Washington’da düşünce kuruluşu German Marshal Fund’da gerçekleştirdiği konuşmasının ardından yaptığı açıklamada, “Ekim, Kasım aylarında da AB’nin vizeyi kaldırma kararını alması lazım. Geri Kabul Anlaşması şayet yürürlüğe girer, Ekim, Kasım aylarında vize kalkmazsa Geri Kabul Anlaşmasında yer alan bir hükme göre Geri Kabul anlaşmasını bizim feshetme hakkımız var” dedi.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, ABD’deki temasları kapsamında düşünce kuruluşu German Marshal Fund’ın Washington’da bulunan merkezinde bir konuşma gerçekleştirdi. Bozkır, buradaki konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. AB’nin Türkiye’ye yapacağı 3 milyar Euro’nun doğru anlaşılması gerektiğini kaydeden Baklan Bozkır, “Türkiye olarak biz AB’den herhangi bir talebinde bulunmadık. 3 milyar Euro da Türkiye için önemli bir rakam değildir. Biz bunu havalimanı inşaatı için, köprü inşaatı için, yollar için Türk ekonomisinin gücü ile nükleer santraller olsun çok daha büyük projelere kaynak sağlayabilecek kapasitede bir ülkeyiz. 825 milyar dolar milli geliri olan bir ülkeden bahsediyoruz” dedi.
Mülteciler için şu ana kadar 10 milyar dolar harcandığını vurgulayan Bozkır, “Bu 3 milyar Türkiye’ye verilmiyor. Bu 3 milyar Euro bir anlamda AB’nin kendi vicdanını rahatlatması için Suriyeli kardeşlerimize harcanmak üzere Türkiye’ye ulaştırılacak. bununla ilgili ihtiyaç listeleri hazırlandı. Ağrılık okullara, hastanelere verilecek. Kamplardaki şartlan daha iyi hale getirilmesi, hatta kamplarda yaşayan Suriyeli kardeşlerimizin konutlara geçmesi gibi projeler var. İlk listeyi Hollanda Dönem Başkanlığına sayın Başbakanımızın ziyareti sırasında vermiştik. Şimdi bütün hazırlıklar tamamlanıyor ve ihtiyaç listesi kesinleştirilecek. Türkiye’ye bu yıl için Suriyeli mültecilere harcanmak için verilecek 3 milyar Euro’nun intikali ve harcanmasına da başlanacak” ifadelerini kullandı.
“İLLEGAL GÖÇTEN NEMALANMAK İSTEYEN ÖNEMLİ BİR ÖRGÜTLENME VAR”
Bakan Bozkır illegal göç dalgasının geleceğinin çok belli olduğunu ve Türkiye’nin yıllardır bu uyarıyı yaptığına dikkat çekerek, “Maalesef AB ülkeleri bu vahim tehlikenin farkına varamadılar veyahut vardıkları halde bunu tedbir alma aşamasına getiremediler. Ağustos ayında dahi AB bu tehlikenin büyüklüğü konusunda bir fikre sahip olmadığı ortada. Gerçekten Avrupa, tarihinin en büyük göç dalgası ile karşı karşıya. Türkiye sahillerinden Yunan adalarına cereyan eden bir olay olarak düşünülürse yanlışın en büyüğü olur. Bu gerçekten çok büyük bir olay. Suriye sorunu çözülemedi takdirde terörün ve illegal göçün Avrupa’ya ulaşması önlenemeyecektir. Daha büyük boyutlarda ortaya çıkması ihtimali de çok güçlü bir şekilde ortadadır. Dünyada illegal göçten nemalanmak isteyen önemli bir örgütlenme var. 6 milyar dolarlık bir ekonomiden bahsediliyor” ifadelerini kullandı.
Bakan Bozkır, önemli olan hususun hiçbir ülkenin bu sorumlulukla baş başa bırakılmayacağını belirterek, ne Türkiye’nin ne Yunanistan’ın, ne Balkan ne de Avrupa ülkelerinin suçlanamayacağını belirtti.
Çözümün illegal göçün legal göç haline getirilmesi olduğunu belirten Volkan Bozkır, “Şansölye Merkel Avrupa’da en doğru teşhisi koyan lider. bütün tenkitlere rağmen, kendisine yönelik itirazlara rağmen de doğru tespitini doğru politikalarıyla yürütme arzusunda bir lider. Eğer AB bu sorumluluğu paylaşmazsa bu sorunun ortadan kalması mümkün olmaz. Bir rakam ortaya çıkarıldı ve ülkelere paylaştırıldı ve 800 kişi için referandum yapan ülke var. ülkesine giren mültecilerin üzerindeki bütün malvarlığına el koyup bunları ihalelerde satıp, buradan o göçmenlerin yarattığı masrafları karşılamak için kanun çıkaran ülkeler var. Bu zavallı insanları dörtlü nizamlarla, önlerinde polis savaş esiri gibi yürütüp kamplara götürmek isteyen ülkeler var. Duvarlar, teller, bunlar yanlış ve bu sorunu çözme imkanı sağlayacak tablolar değil. En önemlisi bu insanların insan onuruna yakışır bir şekilde legal olarak Avrupa’ya gidebilecekleri bilincinde olmaları” açıklamasını yaptı.
“2017’DE VİZE KALKACAKTI, BUNU 1 YIL ÖNE ÇEKTİK”
Bakan Bozkır, Geri Kabul Anlaşması ile yol haritasının birlikte imzalandığını dile getirerek, “Biz Geri Kabul Anlaşmasını Haziran’da yürürlüğe koyacağız. Mart, Nisan ayında da bu beklentilerin tamamını gerçekleştirmiş olacağız. Yasalar olsun, uluslararası sözleşmelerin onaylanması olsun, idari tedbir kararlarının onaylanması olsun. Ekim, Kasım aylarında da AB’nin vizeyi kaldırma kararını alması lazım. Geri Kabul Anlaşması şayet yürürlüğe gire, Ekim, Kasım aylarında vize kalkmazsa Geri Kabul Anlaşmasında yer alan bir hükme göre Geri Kabul anlaşmasını bizim feshetme hakkımız var. Dolayısıyla birlikte yürüyen ilişkidir. 2013 Aralık ayında imzalandığı zaman da öyleydi. Bugün de öyle. Bu yeni Türkiye -AB ilişkisi dediğimiz tabloda yapılan aslında 2013 yılında imzalandığı anlaşma 2017’de vize kalkacaktı, bunu 1 yıl öne çektik” ifadelerini kullandı.
“ANLAŞMAYLA 1 MİLYON GÖÇMENİN TÜRKİYE’YE GÖNDERİLMESİ GİBİ BİR DÜŞÜNCE SÖZ KONUSU DEĞİL”
Geri kabul Anlaşmasının doğru anlaşılması gerektiğini vurgulayan Bozkır, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Geri Kabul anlaşmasının yürürlüğe girmesini takip eden gün 1 milyon göçmeni Türkiye’ye yollayacaktır gibi bir düşünce söz konusu değil. Her bir kişi için bir dosya gönderilecek. ‘Bu kişi yakalanmıştır, ismi şudur, Türkiye’den gittiğini ispat edecek belgeler bunlardır’ gibi. Türkiye’de de bir komisyon bunları inceleyecek. Kabul ederse bunlar gelecek. Bizim 1951 BM Konvansiyonu’na koyduğumuz bir coğrafi rezerv var. Dolayısıyla bu rezerv çerçevesinde anlaşmada da belirtildiği üzere ancak Türkiye üye olduğu zaman bu rezerv kalkacaktır. Suriyeliler ve Iraklılar Geri Kabul Anlaşmasının kapsamında değil. Bunun dışındaki ülkeler, kaynak ülkelerden olursa kabul edilecektir”
Açıklamaları sırasında İngiltere’nin AB’den çıkması durumuna da değinen Bozkır, “ Fransız Bakan, ‘İngiltere AB’den çıkarsa bunların hepsini İngiltere’ye göndeririz gibi bir beyanda bulundu. İçinde bulunan ortamda bu tür beyanların yanlış olduğunun en güzel göstergesi bu. Bu tür suçlamalarla, tehdit niteliğindeki, beyanlarla karşı karşıya olduğumuz durumun izalesi mümkün değildir. Herkes birbirine yardımcı olacak. İngiltere’nin AB’den ayrılmasının vahim sonuçları olur. Bu sadece ayrıldıktan sonra birkaç göçmenin İngiltere’ye gönderilmesi basitliğinde değerlendirilecek bir konu değildir. İngiltere’yi AB içinde tutmaya çalışmak lazımdır ve konsey kararı da İngiltere, AB’den ayrılmasında diye birkaç önemli karar almıştır” dedi.
Kaynak: İHA
AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, ABD’deki temasları kapsamında düşünce kuruluşu German Marshal Fund’ın Washington’da bulunan merkezinde bir konuşma gerçekleştirdi. Bozkır, buradaki konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. AB’nin Türkiye’ye yapacağı 3 milyar Euro’nun doğru anlaşılması gerektiğini kaydeden Baklan Bozkır, “Türkiye olarak biz AB’den herhangi bir talebinde bulunmadık. 3 milyar Euro da Türkiye için önemli bir rakam değildir. Biz bunu havalimanı inşaatı için, köprü inşaatı için, yollar için Türk ekonomisinin gücü ile nükleer santraller olsun çok daha büyük projelere kaynak sağlayabilecek kapasitede bir ülkeyiz. 825 milyar dolar milli geliri olan bir ülkeden bahsediyoruz” dedi.
Mülteciler için şu ana kadar 10 milyar dolar harcandığını vurgulayan Bozkır, “Bu 3 milyar Türkiye’ye verilmiyor. Bu 3 milyar Euro bir anlamda AB’nin kendi vicdanını rahatlatması için Suriyeli kardeşlerimize harcanmak üzere Türkiye’ye ulaştırılacak. bununla ilgili ihtiyaç listeleri hazırlandı. Ağrılık okullara, hastanelere verilecek. Kamplardaki şartlan daha iyi hale getirilmesi, hatta kamplarda yaşayan Suriyeli kardeşlerimizin konutlara geçmesi gibi projeler var. İlk listeyi Hollanda Dönem Başkanlığına sayın Başbakanımızın ziyareti sırasında vermiştik. Şimdi bütün hazırlıklar tamamlanıyor ve ihtiyaç listesi kesinleştirilecek. Türkiye’ye bu yıl için Suriyeli mültecilere harcanmak için verilecek 3 milyar Euro’nun intikali ve harcanmasına da başlanacak” ifadelerini kullandı.
“İLLEGAL GÖÇTEN NEMALANMAK İSTEYEN ÖNEMLİ BİR ÖRGÜTLENME VAR”
Bakan Bozkır illegal göç dalgasının geleceğinin çok belli olduğunu ve Türkiye’nin yıllardır bu uyarıyı yaptığına dikkat çekerek, “Maalesef AB ülkeleri bu vahim tehlikenin farkına varamadılar veyahut vardıkları halde bunu tedbir alma aşamasına getiremediler. Ağustos ayında dahi AB bu tehlikenin büyüklüğü konusunda bir fikre sahip olmadığı ortada. Gerçekten Avrupa, tarihinin en büyük göç dalgası ile karşı karşıya. Türkiye sahillerinden Yunan adalarına cereyan eden bir olay olarak düşünülürse yanlışın en büyüğü olur. Bu gerçekten çok büyük bir olay. Suriye sorunu çözülemedi takdirde terörün ve illegal göçün Avrupa’ya ulaşması önlenemeyecektir. Daha büyük boyutlarda ortaya çıkması ihtimali de çok güçlü bir şekilde ortadadır. Dünyada illegal göçten nemalanmak isteyen önemli bir örgütlenme var. 6 milyar dolarlık bir ekonomiden bahsediliyor” ifadelerini kullandı.
Bakan Bozkır, önemli olan hususun hiçbir ülkenin bu sorumlulukla baş başa bırakılmayacağını belirterek, ne Türkiye’nin ne Yunanistan’ın, ne Balkan ne de Avrupa ülkelerinin suçlanamayacağını belirtti.
Çözümün illegal göçün legal göç haline getirilmesi olduğunu belirten Volkan Bozkır, “Şansölye Merkel Avrupa’da en doğru teşhisi koyan lider. bütün tenkitlere rağmen, kendisine yönelik itirazlara rağmen de doğru tespitini doğru politikalarıyla yürütme arzusunda bir lider. Eğer AB bu sorumluluğu paylaşmazsa bu sorunun ortadan kalması mümkün olmaz. Bir rakam ortaya çıkarıldı ve ülkelere paylaştırıldı ve 800 kişi için referandum yapan ülke var. ülkesine giren mültecilerin üzerindeki bütün malvarlığına el koyup bunları ihalelerde satıp, buradan o göçmenlerin yarattığı masrafları karşılamak için kanun çıkaran ülkeler var. Bu zavallı insanları dörtlü nizamlarla, önlerinde polis savaş esiri gibi yürütüp kamplara götürmek isteyen ülkeler var. Duvarlar, teller, bunlar yanlış ve bu sorunu çözme imkanı sağlayacak tablolar değil. En önemlisi bu insanların insan onuruna yakışır bir şekilde legal olarak Avrupa’ya gidebilecekleri bilincinde olmaları” açıklamasını yaptı.
“2017’DE VİZE KALKACAKTI, BUNU 1 YIL ÖNE ÇEKTİK”
Bakan Bozkır, Geri Kabul Anlaşması ile yol haritasının birlikte imzalandığını dile getirerek, “Biz Geri Kabul Anlaşmasını Haziran’da yürürlüğe koyacağız. Mart, Nisan ayında da bu beklentilerin tamamını gerçekleştirmiş olacağız. Yasalar olsun, uluslararası sözleşmelerin onaylanması olsun, idari tedbir kararlarının onaylanması olsun. Ekim, Kasım aylarında da AB’nin vizeyi kaldırma kararını alması lazım. Geri Kabul Anlaşması şayet yürürlüğe gire, Ekim, Kasım aylarında vize kalkmazsa Geri Kabul Anlaşmasında yer alan bir hükme göre Geri Kabul anlaşmasını bizim feshetme hakkımız var. Dolayısıyla birlikte yürüyen ilişkidir. 2013 Aralık ayında imzalandığı zaman da öyleydi. Bugün de öyle. Bu yeni Türkiye -AB ilişkisi dediğimiz tabloda yapılan aslında 2013 yılında imzalandığı anlaşma 2017’de vize kalkacaktı, bunu 1 yıl öne çektik” ifadelerini kullandı.
“ANLAŞMAYLA 1 MİLYON GÖÇMENİN TÜRKİYE’YE GÖNDERİLMESİ GİBİ BİR DÜŞÜNCE SÖZ KONUSU DEĞİL”
Geri kabul Anlaşmasının doğru anlaşılması gerektiğini vurgulayan Bozkır, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Geri Kabul anlaşmasının yürürlüğe girmesini takip eden gün 1 milyon göçmeni Türkiye’ye yollayacaktır gibi bir düşünce söz konusu değil. Her bir kişi için bir dosya gönderilecek. ‘Bu kişi yakalanmıştır, ismi şudur, Türkiye’den gittiğini ispat edecek belgeler bunlardır’ gibi. Türkiye’de de bir komisyon bunları inceleyecek. Kabul ederse bunlar gelecek. Bizim 1951 BM Konvansiyonu’na koyduğumuz bir coğrafi rezerv var. Dolayısıyla bu rezerv çerçevesinde anlaşmada da belirtildiği üzere ancak Türkiye üye olduğu zaman bu rezerv kalkacaktır. Suriyeliler ve Iraklılar Geri Kabul Anlaşmasının kapsamında değil. Bunun dışındaki ülkeler, kaynak ülkelerden olursa kabul edilecektir”
Açıklamaları sırasında İngiltere’nin AB’den çıkması durumuna da değinen Bozkır, “ Fransız Bakan, ‘İngiltere AB’den çıkarsa bunların hepsini İngiltere’ye göndeririz gibi bir beyanda bulundu. İçinde bulunan ortamda bu tür beyanların yanlış olduğunun en güzel göstergesi bu. Bu tür suçlamalarla, tehdit niteliğindeki, beyanlarla karşı karşıya olduğumuz durumun izalesi mümkün değildir. Herkes birbirine yardımcı olacak. İngiltere’nin AB’den ayrılmasının vahim sonuçları olur. Bu sadece ayrıldıktan sonra birkaç göçmenin İngiltere’ye gönderilmesi basitliğinde değerlendirilecek bir konu değildir. İngiltere’yi AB içinde tutmaya çalışmak lazımdır ve konsey kararı da İngiltere, AB’den ayrılmasında diye birkaç önemli karar almıştır” dedi.