Engelli Öğrencinin Başarı Öyküsü

Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nin (AÖF) İkinci Üniversite programında öğrenim gören görme engelli Abidin Karademir, hayattaki başarısı ile tüm engelli vatandaşlara örnek oluyor.

Engelli Öğrencinin Başarı Öyküsü
Yıllar önce geçirdiği Behçet hastalığıyla görme yetisini kaybeden Abidin Karademir, yaptığı işlerdeki gösterdiği başarılarla tüm engellilere ışık tutuyor. Sosyal ve sportif alanda birçok faaliyette bulunan Karademir, okulda olan başarısıyla da göz dolduruyor. Bugüne kadar arkadaşları ve ailesinin desteğiyle bu günlere geldiğini ifade eden Karademir, engelli vatandaşlara örnek olarak, onların da hayata tutunmalarını istiyor.

“Çok iyi şeyler yaptığımı düşünüyorum”

İki üniversite birden okuyan ve aynı zamanda birçok sportif faaliyetlerde bulunan Karademir, hayatında çok iyi şeyler yaptığını ifade etti.

Karademir, “Anadolu Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği programında son sınıf öğrencisiyim. Aynı zamanda Açıköğretim Fakültesi Uluslararası İlişkiler Programında 3’üncü sınıf öğrencisiyim. 2 üniversiteyi birlikte yürütmeye çalışıyorum. Aynı zamanda sportif faaliyetlerde bulunuyorum. Eskişehir Görme Engelliler Spor Kulübü’nün sporcusuyum. Futbol ve Golbol branşlarında sporculuk yapıyorum. Diğer yandan Eskişehir Bisiklet Derneği ile birlikte espedal olayını gerçekleştiriyoruz kulüp olarak. Çok iyi şeyler yaptığımı düşünüyorum. 2011’de ben lise 3’de iken değişim programına katıldım. Türk Kültür Vakfı’nın yürüttüğü AFS YES değişim programları var. 3’üncü sınıfı Amerika’da okudum. 10 ay amerikan bir ailenin yanında yaşadım. Onların kültürünü öğrendim. Türk kültürünü öğrettim. O şekilde bir deneyimim oldu” dedi.



“Etrafımdaki kişilerin desteğiyle başardım”

Üniversite döneminde zorlandığını fakat etrafındaki kişilerin desteğiyle bunu da başarabildiğini belirtti.

Karademir, “2013’de üniversiteye başladım. Üniversiteye hazırlanma süreci biraz sıkıntılıydı. Çünkü bize uygun kaynak çok yok ve gönüllü okuyucular bulmak zorundayız. Dersi derste çok iyi anlamalıyız. Bu konuda çok zorlandım. Çünkü sınavlarımız tamamıyla birsürü kaynakta çalışmaya yönelik. Sıkıntılar olsa da dediğim gibi etrafımdaki kişilerin desteğiyle onu da başarabildiğimi düşünüyorum” şeklinde konuştu.



“Sadece bisikleti değil hayatı paylaşmayı da öğreniyoruz”

Türk Kültür Vakfı Gönüllüleri ve Fonuyla birlikte yaptıkları porojeyle Eskişehir’e 8 adet tandem bisikleti getirttiklerini ve hayatında hiç bisiklete binmeyen kişilerin bisiklete binebilir hale geldiğini ifade etti.

Tandem bisikletler gören ve görmeyen kişileri aynı bisiklette buluşturduğunu aktaran Karademir, “ Birlikte pedallamayı, pedallamadan da öte hayatı paylaşmayı öğretiyor. Daha yapacağımız çok güzel projelerimiz var. Birkaç proje daha dünyada yok diyebilirim. Bu projeler, hani görme engelli tek başına yapamayabilir ama gören biriyle birlikte. Gören birinin yardımıyla demek istemiyorum çünkü iki kişi birlikte yapacak. Bisiklette nasıl ki iki kişi de pedal çeviriyor, arkadaki görmeyen kişi pedal basmadığında öndeki çok zorlanıyor. Bir süre sonra gidemiyor. Yad a arkadaki dengeyi bozduğunda öndeki gören kişi de zorlanıyor ve öndeki gören kişi aynısını yaptığında arkadaki görmeyen kişi de aynı zorluklarla karşılaşıyor. Bu tür projeler olacak yine. O yüzden gören ve görmeyen iki kişi aynı anda, aynı şeyi yapıyor olacak ve sadece görme engelli muhtaç görene gibi bir algı var. Onun ortadan kalkacağını düşünüyorum” açıklamalarında bulundu.

“Bu bir kutlama günü değil”

3 Aralık dünya Engelliler Günü’nün bir kutlama günü olmadığını dile getiren Karademir, bunun bir farkındalık günü olduğunu ve toplumun bu şekilde bilinçlenmesi gerektiğini dile getirdi. Abidin Karademir, Engellilerin dünyadaki en büyük azınlık olduğunu belirterek konuşmasına şöyle devam etti “Engelliler Türkiye’de ve dünyada en büyük azınlık diye geçiyor. Dünyada 500 - 600 milyon bir nüfustan bahsediliyor. Buda en büyük azınlık denebilecek bir rakam gerçekten. Türkiye’yi baz alırsam 3 Aralık Dünya Engelliler Günü bizde kutlama mesajlarıyla dolup taşıyor. Esasında bu bir kutlama günü değil. Çünkü mantığa da aykırı. Görmeyen biri gözünün olmamasını ya da duymayan biri işitememesini kutlamıyor. Farkındalık günü bu. Birlikte yan yana gelerek bir şeyler yapılabildiğini göstermek asıl amaç. Daha çok engelliler topluma kazandırılsın diye faaliyetler yapılmalı. Herhangi bir insan bizi tanımıyor ya da bizlerden bazı kişiler toplumu tanımıyoruz. Çünkü sosyal faaliyetlerde bulunmamışız, yan yana gelmemişiz. Esnaf kaldırıma kasa koyduğunda, sandalye masa koyduğunda bizim için engel oluşturduğunu bilmiyor. O tür kişiler mesela eğitilse yada okulu baz alırsak, bir öğretmen görme engelli bir öğrenciyi gördüğünde ne yapacağını bilmiyor. Hani çekinebiliyor. Ya da görme engelli birey çekinebiliyor birbirini tanımadığından bu gibi günlerde Farkındalık çalışmalarıyla yada eğitimlerle iki tarafta bilinçlendirilirse her şey çok daha yoluna girer. Çünkü görmemek ya da işitmemek bir engel değil. Belki bir cerrah olamayabiliriz ya da bir pilot olamayabiliriz ama her insan da doktor ya da pilot olamıyor. Bu sadece görme engellilere has bir şey değil”
Kaynak: İHA