Askerler Çorba İçme Hayaliyle Yola Çıkmış
Kayseri'deki terör saldırısında yaralanan askerlerden Ahmet Gün, arkadaşlarının çorba içme teklifini geri çevirmeyerek otobüse bindiğini söyledi Kırşehirli asker Gün: 'Bizim her çarşıya çıkışta amacımız çorba içmekti. Bir hafta boyunca o çorbayı bekliyorduk, bir heves oluyor insanın içinde. Çorbacıdan sonra gezeriz, çay içer, sohbet ederiz' 'Otobüs ağzına kadar doluydu. Müzik açıyordu kimisi, kimi şarkı söylüyordu, kimi oynuyordu, çok eğlenceliydi. Öyle bir heyecanla çıktık tugaydan ama o heyecan söndü'
ESMA KÜÇÜKŞAHİN - Kayseri'de çarşı iznine çıkan askerlere yönelik terör saldırısında bacaklarından yaralanan asker Ahmet Gün, 'Bizim her çarşıya çıkışta amacımız çorba içmekti. Bir hafta boyunca o çorbayı bekliyorduk, bir heves oluyor insanın içinde. Çorbacıdan sonra gezeriz, çay içer, sohbet ederiz.' dedi.
Kentteki özel bir hastanede tedavisi süren Kırşehirli asker Gün, terhisine 85 gün kala hain terör saldırısının gerçekleştiğini söyledi.
Ankara'da jandarma uzman çavuşluk mülakatına katıldığını aktaran Gün, 15 Aralık'ta Zincidere'deki bölüğüne döndüğünü belirtti.
Mülakattan geçtiğini ve sağlık raporu almaya hazırlandığını ifade eden Gün, 'Sağlık raporunun çoğunu tamamlamıştım. Kan sonucum pazartesi gününe kalmıştı ama nasip olmadı.' dedi.
Çarşı iznine çıkmak istemediğini ancak ısrar eden arkadaşlarını kıramadığını belirten Gün, şöyle konuştu:
'Arkadaşlara, 'Ben çarşıya çıkmayayım, zaten bir haftadır çarşıdaydım, izinliydim' dedim. Arkadaşlarım, 'Çorba içmeye gideceğiz, sen gitmezsen biz de gitmeyiz' dediler. Onları yalnız bırakmak istemedim. İlk kez Erciyes Dağı'na çıkacaktık. Sonuçta arkadaşlarım bir haftadır içerideydi. Hafta sonu ne yaparız, onun hayalini kuruyorlardı. Hep kamuflajın içindesiniz, sivil insanları görünce insanın içi açılıyor. İnternete giriyorsunuz, ailenle görüntülü konuşuyorsun, onları görüyorsun. Bizim her çarşıya çıkışta amacımız çorba içmekti. Bir hafta boyunca o çorbayı bekliyorduk, bir heves oluyor insanın içinde. Çorbacıdan sonra gezeriz, çay içer, sohbet ederiz. O gün de bizim bölükten 5 kişiydik. Birinci otobüs tıklım tıklım doldu. İkinci otobüsü de biz doldurduk. İlk otobüse binemedik, ben arkadaşa 'İlk otobüse binelim' dedim. Ayakta gitmemek için ikinci otobüse bindik.'
- 'Otobüs çok eğlenceliydi'
Gün, askerleri taşıyan otobüsün çoğunlukla dağ yolu güzergahını izlediğini, o gün de aynı yolun kullanıldığını anlattı.
Otobüse sadece askerlerin alındığına dikkati çeken Gün, şunları söyledi:
'Otobüste kimi müzik açıyordu, kimisi şarkı söylüyordu, kimi oynuyordu, çok eğlenceliydi. Öyle bir heyecanla çıktık tugaydan ama o heyecan söndü. O gün askerin biri rica etmiş, farklı bir durakta inmek için. O arkadaş orta kapıdan indi, ben de orta kapıya yakındım. Asker kaldırıma çıktı, bir adım attı, otobüs tekrar hareket etmeden bir hengame oldu, biz içeride çok anlamadık ama şiddetli bir patlama olmuş. Kulağımı kapattım. Çevremdekileri görünce şok oldum. 5 kişiydik bölükten 3'ü taburcu oldu, biri yoğun bakımda. Buna şükür olsun. Uzman çavuş olmak istiyordum, küçük teferruatlar kalmıştı ama olmadı, nasip değilmiş. Patlama esnasında sıkıştım kalkamadım. Benim sağ ayağım kırık dizden itibaren. Sol ayağımda da şarapnel parçaları var.'
Gün, 1. Komanda Tugayı'nda herkesin birbirini tanıdığına işaret ederek herkesin patlamadan sonra birbirine yardım ettiğini aktardı.
- 'Evladıma sevinemedim bile'
Anne Nuray Gün ise yaralı askerin üç oğlunun ortancası olduğunu belirterek artık annelerin ağlamasını istemediğini söyledi. Gün, 'Ciğerim yandı, evladımın yaşadığına sevinemiyorum bile. Allah hepimizin yardımcısı olsun.' görüşünü kaydetti.
Kaynak: AA
Kentteki özel bir hastanede tedavisi süren Kırşehirli asker Gün, terhisine 85 gün kala hain terör saldırısının gerçekleştiğini söyledi.
Ankara'da jandarma uzman çavuşluk mülakatına katıldığını aktaran Gün, 15 Aralık'ta Zincidere'deki bölüğüne döndüğünü belirtti.
Mülakattan geçtiğini ve sağlık raporu almaya hazırlandığını ifade eden Gün, 'Sağlık raporunun çoğunu tamamlamıştım. Kan sonucum pazartesi gününe kalmıştı ama nasip olmadı.' dedi.
Çarşı iznine çıkmak istemediğini ancak ısrar eden arkadaşlarını kıramadığını belirten Gün, şöyle konuştu:
'Arkadaşlara, 'Ben çarşıya çıkmayayım, zaten bir haftadır çarşıdaydım, izinliydim' dedim. Arkadaşlarım, 'Çorba içmeye gideceğiz, sen gitmezsen biz de gitmeyiz' dediler. Onları yalnız bırakmak istemedim. İlk kez Erciyes Dağı'na çıkacaktık. Sonuçta arkadaşlarım bir haftadır içerideydi. Hafta sonu ne yaparız, onun hayalini kuruyorlardı. Hep kamuflajın içindesiniz, sivil insanları görünce insanın içi açılıyor. İnternete giriyorsunuz, ailenle görüntülü konuşuyorsun, onları görüyorsun. Bizim her çarşıya çıkışta amacımız çorba içmekti. Bir hafta boyunca o çorbayı bekliyorduk, bir heves oluyor insanın içinde. Çorbacıdan sonra gezeriz, çay içer, sohbet ederiz. O gün de bizim bölükten 5 kişiydik. Birinci otobüs tıklım tıklım doldu. İkinci otobüsü de biz doldurduk. İlk otobüse binemedik, ben arkadaşa 'İlk otobüse binelim' dedim. Ayakta gitmemek için ikinci otobüse bindik.'
- 'Otobüs çok eğlenceliydi'
Gün, askerleri taşıyan otobüsün çoğunlukla dağ yolu güzergahını izlediğini, o gün de aynı yolun kullanıldığını anlattı.
Otobüse sadece askerlerin alındığına dikkati çeken Gün, şunları söyledi:
'Otobüste kimi müzik açıyordu, kimisi şarkı söylüyordu, kimi oynuyordu, çok eğlenceliydi. Öyle bir heyecanla çıktık tugaydan ama o heyecan söndü. O gün askerin biri rica etmiş, farklı bir durakta inmek için. O arkadaş orta kapıdan indi, ben de orta kapıya yakındım. Asker kaldırıma çıktı, bir adım attı, otobüs tekrar hareket etmeden bir hengame oldu, biz içeride çok anlamadık ama şiddetli bir patlama olmuş. Kulağımı kapattım. Çevremdekileri görünce şok oldum. 5 kişiydik bölükten 3'ü taburcu oldu, biri yoğun bakımda. Buna şükür olsun. Uzman çavuş olmak istiyordum, küçük teferruatlar kalmıştı ama olmadı, nasip değilmiş. Patlama esnasında sıkıştım kalkamadım. Benim sağ ayağım kırık dizden itibaren. Sol ayağımda da şarapnel parçaları var.'
Gün, 1. Komanda Tugayı'nda herkesin birbirini tanıdığına işaret ederek herkesin patlamadan sonra birbirine yardım ettiğini aktardı.
- 'Evladıma sevinemedim bile'
Anne Nuray Gün ise yaralı askerin üç oğlunun ortancası olduğunu belirterek artık annelerin ağlamasını istemediğini söyledi. Gün, 'Ciğerim yandı, evladımın yaşadığına sevinemiyorum bile. Allah hepimizin yardımcısı olsun.' görüşünü kaydetti.