Yeni Kalple Yeni Hayat
Yaklaşık 15 yıldır kalp hastası olan, 8 yıldır da pille yaşamını sürdüren 50 yaşındaki Nevzat Uluğ, Adana’da gerçekleştirilen ilk kalp nakli ile adeta yeniden doğdu. Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde 17 yaşındaki bir genç kızın kalbinin nakledildiği Uluğ, kısa sürede sağlığına kavuştu ve ikinci hayatını yaşamaya başladı.
Kalp rahatsızlığı nedeniyle yıllardır tedavi gören Nevzat Uluğ’un zorlu hayatı, Diyarbakır’da hayatını kaybeden bir genç kızın bağışlanan kalbi ile bir anda değişti. Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Organ Nakli Birimi’nde görevli doktorların, Sağlık Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin desteğiyle Adana’ya getirdiği kalp, yaklaşık 6 saat süren başarılı bir operasyonla Uluğ’a nakledildi.
Prof. Dr. Öner Gülcan, Prof. Dr. Atilla Sezgin, Doç. Dr. Hüseyin Ali Tüner, Uzm. Dr. Özgür Ersoy ve Uzm. Dr. Utku Alemderoğlu’ndan oluşan ekibin gerçekleştirdiği operasyon, Ankara’nın doğusunda bir ilde gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk kalp nakli olarak da tarihe geçti.
Geçtiğimiz Temmuz ayının son günlerinde gerçekleştirilen ameliyat sonrası bir süre daha hastanede tedavi gören Nevzat Uluğ, daha sonra taburcu edildi. Yeni kalbi ile ikinci hayatına “merhaba” diyen Uluğ, hızla sağlığına kavuşmaya başladı.
Sağlık durumu her geçen gün daha iyiye gidiyor
Nakli gerçekleştiren ekip adına Uzm. Dr. Utku Alemdaroğlu, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası dolayısıyla Nevzat Uluğ’u evinde ziyaret etti.
Alemdaroğlu, hastanın sağlık durumunun her geçen gün daha iyiye gittiğini belirterek, “Nevzat Bey’i çok iyi gördüm. Nakil öncesinde hep yatan, hareket etmekte büyük sıkıntı çeken bir hastamız vardı. Ameliyattan sonra yoğun bakım ünitesinde kısa yürüyüşler yaparken kendisini görme imkanımız olmuştu, ama şimdi normal hayatına yavaş yavaş döndüğünü, evinin içinde rahat rahat hareket ettiğini ve emeklerimizin boşa gitmediğini görüyoruz. Hastamız artık daha sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebilecek” dedi.
Bundan sonra da dikkati elden bırakmayacaklarını ifade eden Alemdaroğlu, “Hastamızın rutin kontrollerine devam edeceğiz. Onun dışında normal hayata hızlı bir şekilde dönmesini istiyoruz. Hastane ve ameliyat psikolojisinden bir an önce kurtulması lazım. Belki birkaç yıl sonra ameliyatı bile unutmuş olacak” diye konuştu.
Organ bağışının önemine de vurgu yapan Uzm. Dr. Utku Alemdaroğlu, şöyle devam etti:
“Biz doktorlar olarak, topluma organ bağışının önemini anlatıyoruz. Fakat bunun en güzel ve canlı örneği Nevzat Bey. Bu organı bağışlayan aile, verdikleri kararın ne kadar doğru, ne kadar güzel olduğunu ancak Nevzat Bey’i gördüklerinde anlayabilirler. Çünkü genel olarak doktorların söylediğini dinliyoruz ama yapmıyoruz. Allah razı olsun o aileden, bir canı ailesine bağışladılar. Artık rahat rahat dolaşabiliyor, günlük işlerini yapabiliyor. Umarım insanlarımız bağış yapma konusunda daha olumlu düşünürler ve bizler de birçok organ bekleyen hastamıza yardımcı olabiliriz.”
“Nakil sonrası ikinci hayata başladım”
Bölgenin ilk kalp nakli hastası olan müteahhit Nevzat Uluğ da, "Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi doktorlarından Allah razı olsun. Artık çok rahatım. Ameliyat öncesi hiç yürüyemiyordum. Nakil sonrası ikinci hayatıma başlamış oldum. Şimdi daha rahat konuşabiliyor ve gezebiliyorum” dedi.
Şimdilik bütün gün evin içinde vakit geçiren Nevzat Uluğ, “Biz Vanlıyız. Bizim oraların lahana turşusu meşhurdur. Evde lahana turşusu yaparak oyalanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Aile olarak bağışta bulanacağız”
Organ bağışı konusunda insanların daha duyarlı olması gerektiğinin altını çizen Uluğ, “Doğumda gülüyoruz, ölümde ağlıyoruz. Vade dolduktan sonra organlarımız boşa gidecek. Ama bunları bağışlarsak birkaç hastaya umut oluruz. İnsanın başına geldikten sonra aklına geliyor. Biz de aile olarak organ bağışında bulunacağız” şeklinde konuştu.
Nevzat Uluğ’un oğlu Ferhat Uluğ da babasının yanında refakatçı olarak kaldığı için iki kez rapor alarak askerliğini ertelemek zorunda kaldığını ifade etti.
Önümüzdeki günlerde birliğine teslim olacağını belirten genç, “Babam nakil sonrası eski sağlığına tekrar kavuşmaya başladı.
Artık aklım burada kalmadan, gönül rahatlığı ile askere gidebilirim” dedi.
Ankara’nın doğusunda ilk ve tek
Prof. Dr. Öner Gülcan ise Ankara’nın doğusundaki ilk ve tek kalp nakli merkezine sahip Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde gerçekleştirilen kalp naklinin, bölge için gurur kaynağı olduğunu söyledi.
Türkiye’de 20 binin üzerinde nakil yapılmış hastanın yaşamına devam ettiğini belirten Gülcan, “Gerek son dönemde yapılan yasal düzenlemeler gerekse kamuoyunun bu konuya ilgisi organ bağışının artmasına neden oldu. Ama hala daha istenilen seviyede değil. Ülkemizde bu konuda ne kadar çok haber yapılırsa insanlarımız o kadar çok bu konuya yönelmiş olur. Biz bölgemizde hastane olarak karaciğer, böbrek, kemikiliği ve kalp naklinin merkezi olarak geçiyoruz. Bugüne kadar yapılan nakillerde başarı oranı yüksek. Tabii ki buradaki en önemli faktör bağışın yapılmış olması” diye konuştu.
Türkiye’de yılda 80-100 arası kalp nakli gerçekleşiyor
Kalp nakli yapılan Nevzat Uluğ’un 3,5-4 ay kadar hastanede yatıp kalp beklediğini ifade eden Gülcan, şunları söyledi:
“Bu çok uzun bir süreç hem hasta hem de aile açısından. Toplumda önder olan kişilerin insanları bilinçlendirmesi gerekiyor. Böbrek ve karaciğer hastaları bir bakıma daha şanslı, çünkü vericilerin iki böbrekten bir tanesini bağışlama şansı veya kadavradan böbrek alma şansları var. Yine sağlıklı bir karaciğerin bir kısmı alınarak yapılabiliyor. Kalpte durum tamamen farklı. Beyin ölümü olmuş bir vericiden kalp almanız gerekiyor. Bu da tabii ki kalp nakil sayısını düşürmekte. Ülkemizde yıllık kalp nakli sayısı 80-100 arasında değişmekte.”
Karaciğer ve böbrek naklinin bölgedeki diğer hastaneler tarafından da yapılabildiğini ifade eden Prof. Dr. Öner Gülcan, “Kalp nakli açısından ise bölgede tek merkeziz. Ankara’nın doğusunda ruhsat almış başka merkez yok. Bu da bizim açımızdan biraz sorumluluk ve omuzlarımızda ağır bir yük oluşturuyor. Bölgemizin böyle bir ihtiyacı vardı, onu da karşılamış olmaktan dolayı mutluyuz” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Prof. Dr. Öner Gülcan, Prof. Dr. Atilla Sezgin, Doç. Dr. Hüseyin Ali Tüner, Uzm. Dr. Özgür Ersoy ve Uzm. Dr. Utku Alemderoğlu’ndan oluşan ekibin gerçekleştirdiği operasyon, Ankara’nın doğusunda bir ilde gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk kalp nakli olarak da tarihe geçti.
Geçtiğimiz Temmuz ayının son günlerinde gerçekleştirilen ameliyat sonrası bir süre daha hastanede tedavi gören Nevzat Uluğ, daha sonra taburcu edildi. Yeni kalbi ile ikinci hayatına “merhaba” diyen Uluğ, hızla sağlığına kavuşmaya başladı.
Sağlık durumu her geçen gün daha iyiye gidiyor
Nakli gerçekleştiren ekip adına Uzm. Dr. Utku Alemdaroğlu, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası dolayısıyla Nevzat Uluğ’u evinde ziyaret etti.
Alemdaroğlu, hastanın sağlık durumunun her geçen gün daha iyiye gittiğini belirterek, “Nevzat Bey’i çok iyi gördüm. Nakil öncesinde hep yatan, hareket etmekte büyük sıkıntı çeken bir hastamız vardı. Ameliyattan sonra yoğun bakım ünitesinde kısa yürüyüşler yaparken kendisini görme imkanımız olmuştu, ama şimdi normal hayatına yavaş yavaş döndüğünü, evinin içinde rahat rahat hareket ettiğini ve emeklerimizin boşa gitmediğini görüyoruz. Hastamız artık daha sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebilecek” dedi.
Bundan sonra da dikkati elden bırakmayacaklarını ifade eden Alemdaroğlu, “Hastamızın rutin kontrollerine devam edeceğiz. Onun dışında normal hayata hızlı bir şekilde dönmesini istiyoruz. Hastane ve ameliyat psikolojisinden bir an önce kurtulması lazım. Belki birkaç yıl sonra ameliyatı bile unutmuş olacak” diye konuştu.
Organ bağışının önemine de vurgu yapan Uzm. Dr. Utku Alemdaroğlu, şöyle devam etti:
“Biz doktorlar olarak, topluma organ bağışının önemini anlatıyoruz. Fakat bunun en güzel ve canlı örneği Nevzat Bey. Bu organı bağışlayan aile, verdikleri kararın ne kadar doğru, ne kadar güzel olduğunu ancak Nevzat Bey’i gördüklerinde anlayabilirler. Çünkü genel olarak doktorların söylediğini dinliyoruz ama yapmıyoruz. Allah razı olsun o aileden, bir canı ailesine bağışladılar. Artık rahat rahat dolaşabiliyor, günlük işlerini yapabiliyor. Umarım insanlarımız bağış yapma konusunda daha olumlu düşünürler ve bizler de birçok organ bekleyen hastamıza yardımcı olabiliriz.”
“Nakil sonrası ikinci hayata başladım”
Bölgenin ilk kalp nakli hastası olan müteahhit Nevzat Uluğ da, "Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi doktorlarından Allah razı olsun. Artık çok rahatım. Ameliyat öncesi hiç yürüyemiyordum. Nakil sonrası ikinci hayatıma başlamış oldum. Şimdi daha rahat konuşabiliyor ve gezebiliyorum” dedi.
Şimdilik bütün gün evin içinde vakit geçiren Nevzat Uluğ, “Biz Vanlıyız. Bizim oraların lahana turşusu meşhurdur. Evde lahana turşusu yaparak oyalanıyorum” ifadelerini kullandı.
“Aile olarak bağışta bulanacağız”
Organ bağışı konusunda insanların daha duyarlı olması gerektiğinin altını çizen Uluğ, “Doğumda gülüyoruz, ölümde ağlıyoruz. Vade dolduktan sonra organlarımız boşa gidecek. Ama bunları bağışlarsak birkaç hastaya umut oluruz. İnsanın başına geldikten sonra aklına geliyor. Biz de aile olarak organ bağışında bulunacağız” şeklinde konuştu.
Nevzat Uluğ’un oğlu Ferhat Uluğ da babasının yanında refakatçı olarak kaldığı için iki kez rapor alarak askerliğini ertelemek zorunda kaldığını ifade etti.
Önümüzdeki günlerde birliğine teslim olacağını belirten genç, “Babam nakil sonrası eski sağlığına tekrar kavuşmaya başladı.
Artık aklım burada kalmadan, gönül rahatlığı ile askere gidebilirim” dedi.
Ankara’nın doğusunda ilk ve tek
Prof. Dr. Öner Gülcan ise Ankara’nın doğusundaki ilk ve tek kalp nakli merkezine sahip Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde gerçekleştirilen kalp naklinin, bölge için gurur kaynağı olduğunu söyledi.
Türkiye’de 20 binin üzerinde nakil yapılmış hastanın yaşamına devam ettiğini belirten Gülcan, “Gerek son dönemde yapılan yasal düzenlemeler gerekse kamuoyunun bu konuya ilgisi organ bağışının artmasına neden oldu. Ama hala daha istenilen seviyede değil. Ülkemizde bu konuda ne kadar çok haber yapılırsa insanlarımız o kadar çok bu konuya yönelmiş olur. Biz bölgemizde hastane olarak karaciğer, böbrek, kemikiliği ve kalp naklinin merkezi olarak geçiyoruz. Bugüne kadar yapılan nakillerde başarı oranı yüksek. Tabii ki buradaki en önemli faktör bağışın yapılmış olması” diye konuştu.
Türkiye’de yılda 80-100 arası kalp nakli gerçekleşiyor
Kalp nakli yapılan Nevzat Uluğ’un 3,5-4 ay kadar hastanede yatıp kalp beklediğini ifade eden Gülcan, şunları söyledi:
“Bu çok uzun bir süreç hem hasta hem de aile açısından. Toplumda önder olan kişilerin insanları bilinçlendirmesi gerekiyor. Böbrek ve karaciğer hastaları bir bakıma daha şanslı, çünkü vericilerin iki böbrekten bir tanesini bağışlama şansı veya kadavradan böbrek alma şansları var. Yine sağlıklı bir karaciğerin bir kısmı alınarak yapılabiliyor. Kalpte durum tamamen farklı. Beyin ölümü olmuş bir vericiden kalp almanız gerekiyor. Bu da tabii ki kalp nakil sayısını düşürmekte. Ülkemizde yıllık kalp nakli sayısı 80-100 arasında değişmekte.”
Karaciğer ve böbrek naklinin bölgedeki diğer hastaneler tarafından da yapılabildiğini ifade eden Prof. Dr. Öner Gülcan, “Kalp nakli açısından ise bölgede tek merkeziz. Ankara’nın doğusunda ruhsat almış başka merkez yok. Bu da bizim açımızdan biraz sorumluluk ve omuzlarımızda ağır bir yük oluşturuyor. Bölgemizin böyle bir ihtiyacı vardı, onu da karşılamış olmaktan dolayı mutluyuz” diye konuştu.