'Doğa Ve İnsan' Söyleşisi
Hayatta kalma teknikleri uzmanı ve doğa bilimci Serdar Kılıç, Türk inanının tarihini çok iyi bilmesi gerektiğini belirterek, “Bizim coğrafyada hayatta kalmak için tarihi bilmek lazım. Milli şuurumuzu ve duygularımızı güçlü tutmak zorundayız. Kimseyi ezmek için değil, daha adil ve kendimizi daha iyi koruyabilmek için. Yoksa bizi coğrafyadan siler atarlar” dedi.
Kılıç, 9. Çukurova Kitap Fuarı’nda Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi işbirliğinde düzenlenen ‘Doğa ve İnsan’ konulu söyleşiye konuşmacı olarak katıldı.
TÜYAP Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nin Çukurova Toplantı Salonu’nda gerçekleşen söyleşiye, çok sayı öğrenci katıldı.
Burada konuşan Kılıç, köyden şehre göçün dezavantajlarından bahsederek, “Aslında bizim köylüye uygarlığı getirmemiz gerekiyordu. Köylünün şehre gelmemesi gerekiyordu. Eğer uygarlık oraya gitseydi çok daha başarılı olabilirdik” dedi.
Yaşamından örnekler de veren Kılıç, “Bizim coğrafyada hayatta kalmak için tarihi bilmek lazım. Her yerden didikleniyoruz. Vücutta bir hastalık vardır, gezer. Sen güçlüsündür o hastalıkla baş edersin, yenersin. Ama vücudun uykusuz kaldığında, az beslendiğinde yıpranırsın hastalıklarla mücadele edemez hale gelirsin. Bizim coğrafya da öyle. Bilgi yoksulluğu başladığı zaman, yanlış tarihi öğrendiğimiz zaman sürekli yeniliriz. Kendini tanımayan girdiği hiçbir mücadeleyi kazanamaz. Bir milletin milli duyguları ve değerleri olmalı. Milli şuuru olmayan bir millet erir. Çocuğunuzu Fransa’da bir Fransız okuluna bırakın Fransız olur. Milli şuurumuzu ve duygularımızı güçlü tutmak zorundayız. Kimseyi ezmek için değil, daha adil ve kendimizi daha iyi koruyabilmek için. Yoksa bizi coğrafyadan siler atarlar. Ecdadımız bize çok güzel bir coğrafya emanet etmiş. Buraya sahip çıkmanın tek yolu milli bilinçten geçiyor” diye konuştu.
Kaynak: İHA
TÜYAP Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nin Çukurova Toplantı Salonu’nda gerçekleşen söyleşiye, çok sayı öğrenci katıldı.
Burada konuşan Kılıç, köyden şehre göçün dezavantajlarından bahsederek, “Aslında bizim köylüye uygarlığı getirmemiz gerekiyordu. Köylünün şehre gelmemesi gerekiyordu. Eğer uygarlık oraya gitseydi çok daha başarılı olabilirdik” dedi.
Yaşamından örnekler de veren Kılıç, “Bizim coğrafyada hayatta kalmak için tarihi bilmek lazım. Her yerden didikleniyoruz. Vücutta bir hastalık vardır, gezer. Sen güçlüsündür o hastalıkla baş edersin, yenersin. Ama vücudun uykusuz kaldığında, az beslendiğinde yıpranırsın hastalıklarla mücadele edemez hale gelirsin. Bizim coğrafya da öyle. Bilgi yoksulluğu başladığı zaman, yanlış tarihi öğrendiğimiz zaman sürekli yeniliriz. Kendini tanımayan girdiği hiçbir mücadeleyi kazanamaz. Bir milletin milli duyguları ve değerleri olmalı. Milli şuuru olmayan bir millet erir. Çocuğunuzu Fransa’da bir Fransız okuluna bırakın Fransız olur. Milli şuurumuzu ve duygularımızı güçlü tutmak zorundayız. Kimseyi ezmek için değil, daha adil ve kendimizi daha iyi koruyabilmek için. Yoksa bizi coğrafyadan siler atarlar. Ecdadımız bize çok güzel bir coğrafya emanet etmiş. Buraya sahip çıkmanın tek yolu milli bilinçten geçiyor” diye konuştu.