Başbakan Yardımcısı Arınç Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, koalisyon formüllerine ilişkin, "Partilerin 'Şu kırmızı çizgisi var', 'Bu olmazsa olmazı var' derseniz, hayır siyasette böyle bir şey olmaz. 'Benim kırmızı çizgim şudur. Bundan daha aşağısını kabul etmem' anlayışı veya bazı partilere kapıyı kapalı tutmak anlayışı doğru bir anlayış değildir. Kendine güvenen hiçbir siyasetçi böyle yola çıkmaz" dedi.
Arınç, Ulusal İnsan Hakları Kurumları İyi Uygulama Örnekleri ve Deneyim Paylaşımı Uluslararası Konferansı'nın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Soruyu yanıtlamadan önce toplantıya ilişkin kısa bir değerlendirmede bulunan Arınç, Türkiye İnsan Hakları Kurumu'nun yurt dışından gelen ombudsman ve insan hakları temsilcileriyle yaptığı önemli bir toplantının gerçekleştirildiğini söyledi.
Bülent Arınç, bu toplantıda dünyadaki örneklerin ve Türkiye'deki uygulamaların karşılaştırıldığını, bu örneklerden hareketle Türkiye ve dünyadaki uygulamalar için bir yol çizilmeye çalışıldığını ifade etti.
- "Tartışılan bir kısım yorumlardır, manipülatif haberlerdir"
Türkiye'de koalisyon tartışmalarının gündemde olduğunu hatırlatan bir gazetecinin "AK Parti içinde 'MHP ile uyum CHP ile çözüm olabilir' tarzında yorumlar olduğu iddia ediliyor. Kırmızı çizgileri var mı AK Parti'nin?" sorusuna Arınç, şu yanıtı verdi:
"Sabah bütün gazeteleri okudum. Seçimin üzerinden henüz 5 gün geçti. Bu, bildiğiniz gibi 5 gün içinde geçici sonuçlar açıklandı. Ama kesin sonuçlar henüz açıklanmadı. Başbakanımız, Cumhurbaşkanımızı ziyaretinde hükümetin istifasını sundu. Sayın Cumhurbaşkanı, yeni hükümet kuruluncaya kadar göreve devam edilmesi ricasında bulundu. Bu bir yazıyla Resmi Gazete'de yayımlandı. Cumhurbaşkanımızın dün bir konuşması oldu. Fevkalade yapıcı ve bundan sonraki sürece ışık tutan bir konuşmaydı. Sayın Başbakanımız da 3 günden beri parti içi kurullarda hem seçim sonuçlarını değerlendiriyor hem de seçim sonuçlarına göre yeni bir hükümet kurmakla görevlendirildiğinde, ne yapması gerektiğini Merkez Karar Yönetim Kurulu'nda, Merkez Yönetim Kurulu'nda, Bakanlar Kurulu olarak pazartesi günü toplanacağız ama bakan arkadaşlarımızın büyük bir kısmıyla da bu toplantıları yapıyor. Bugün de genel merkezde ana kademe kuruluşlarıyla bir araya geldi."
Arınç, henüz hükümet kurma çalışmalarının başlamadığını hatırlatarak, öncelikle kesin sonuçların açıklanacağını, ant içme töreninin yapılacağını, meclis başkanlığı seçimi yapılacağını ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'ndan başlamak üzere hükümeti kurma görevinin sunulacağını anlattı.
Bugünlerde çıkan haberlerin gerçeklere uygun olmadığını belirten Arınç, "Bunlar, basında tartışılan bir kısım yorumlardır, manipülatif haberlerdir. Hiçbir partinin genel başkanı ve yetkili karar mercisi tarafından açıklanmadıkça, hükümet kurma çalışmaları konusunda bir beyana itibar etmemek gerekir. Şimdiden meclis başkanı adaylarının isimlerinin geçmesi, şimdiden hatta bazı bakanlıkların paylaşımına ilişkin haberler yapılması şüphesiz kimin kimle hükümet kuracağı konusunda da birtakım haberler çıkması doğaldır ama bunların gerçekle yakından uzaktan ilişkisi yoktur" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, seçim sonuçlarını, pazartesi günü AK Parti Genel Merkezi'ne girişinde kısaca tahlil ettiğine değinirken, şunları söyledi:
"Sayın Bahçeli'nin henüz seçim akşamı yaptığı bir değerlendirmeyi uygun bulmadığımı ifade ederek, onlara başka bir koalisyon modeli önermiştim. Koalisyon modeli önermek şüphesiz benim haddim değil ama Sayın Bahçeli müstehzi bir tavırla AK Parti'yi HDP ile koalisyon kurması, yetmiyorsa CHP ile de hükümet olabileceği konusunda bir beyanda bulunması karşısında 'Siz 3 muhalif parti birbirinizle çok iyi anlaşıyorsunuz, aslında sizin HDP ve CHP ile birlikte hükümet kurmanız daha uygun olur. İşe buradan başlamanızı tavsiye ediyorum' demiştim. Bunun dışında herhangi bir değerlendirmem olmadı. Pek çok koalisyon formülleri olabilir ama ne yapalım ki bu partilerin 'Şu kırmızı çizgisi var', 'Bu olmazsa olmazı var' derseniz, hayır siyasette böyle bir şey olmaz. O günkü açıklamamda da söylemiştim. 'Benim kırmızı çizgim şudur. Bundan daha aşağısını kabul etmem' anlayışı veya bazı partilere kapıyı kapalı tutmak anlayışı doğru bir anlayış değildir. Kendine güvenen hiçbir siyasetçi böyle yola çıkmaz. Mademki ülkenin hükümetsiz kalmaması gerekir, elbette hükümet kurulamadığı takdirde erken seçime gitmek de anayasal bir kurumdur. Ama öncelikle hükümet kurma imkanlarının araştırılması ve acil yapılacak işlerle birlikte bir taraftan ekonomi, bir taraftan dış politika, bir taraftan Türkiye ile ilgili bütün hususlarda güçlü bir hükümetin bir an önce karar alma noktasına gelmesi acildir. Buna ilişkin çaba gösterilmesi gerekir."
Arınç, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun TRT'deki röportajında ve bugünlerde yaptığı konuşmalarda önemli bir noktayı işaret ettiğini dile getirerek, "Kırmızı çizgi olmaz, kendisine görev verilen her genel başkan, diğer parti liderleriyle çok samimi, çok yapıcı ilişkiler kurmalı ve ülke için faydalı bir hükümet modeli üzerinde çalışma yapmalıdır. Bu çerçeve etrafında doğru bir çalışma yapılırsa ülke için hayırlı, başarılı, verimli bir hükümetin kurulabileceğini düşünüyorum" dedi.
- Dört eski bakan
Arınç, "Dört eski bakan tekrar gündeme gelebilir mi?" sorusu üzerine, bu konunun seçim öncesi ve sonrasında dile getirilen bir unsur olduğunu belirterek, Türkiye'nin bu gerçeği yaşadığını söyledi.
Dört eski bakanla ilgili Meclis Soruşturma Komisyonu raporunun TBMM'de oylandığını ancak Yüce Divan'a gitme konusunda karar çıkmadığını ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
"Oylar değişmiştir. Ama yeterli olan sayıya ulaşılamamıştır. Şimdi bunun tekrar Meclis'e gelmesi hukuken mümkün olabilir mi? Bu konuda anayasa hukukçuları daha önce meclis soruşturma komisyonlarından geçmiş ve kesinleşmiş bir sonuçta yeniden soruşturma açılamayacağını düşünüyorlar. Bir kısmı da 'Olabilir' diyor. Ben 1995'ten beri parlamentodayım. Evet böyle olabildiğini gördüm. Anayol hükümeti kuruldu, 3-5 ay devam etti. Sonra Refahyol hükümeti kuruldu. Daha sonra Mesut Yılmaz ve Ecevit hükümetleri geldi. O hükümetler döneminde dosyaların yeniden açıldığını, meclis soruşturma komisyonları marifetiyle yeni bir sürecin başladığını gördüm. Doğrudur, yanlıştır ama örneği vardır.
Ben başka bir şeye işaret etmek istiyorum. 'Meclis Soruşturma Komisyonu kurulsa veya yeniden Yüce Divan'a gitse' diye bir parti genel başkanının söz söylemeye hakkı yoktur. Bir parti grubunun 'Biz bu konuda karar aldık. Dört eski bakan hakkında yeniden soruşturma komisyonu açacağız, bunu da diğer partilere bir öneri olarak götürüyoruz' demesi anayasayı çiğnemektir. Çünkü anayasanın amir hükümleri içerisinde 'Meclis soruşturması açılması konusunda hiçbir parti grubunda karar alınamaz, konuşulamaz' diye hüküm vardır. Sadece milletvekilleri böyle bir komisyonun açılması ve sonuçlanması konusunda vicdanlarına ve hukuka uygun hareket ederler. Hiçbir parti karar alamaz, bu karar doğrultusunda işlem yapamaz. Yaparsa bu anayasayı çiğnemek anlamına gelir. Sayın genel başkanlara acizane hatırlatmak istiyorum ki bu konuyu ağızlarına alıp da bir parti kararı olarak veya gruplarını bağlayıcı bir karar olarak ileriye sürmesinler. Anayasayı bilmedikleri anlamına gelir ve mahkum olurlar."
Kaynak: AA
Soruyu yanıtlamadan önce toplantıya ilişkin kısa bir değerlendirmede bulunan Arınç, Türkiye İnsan Hakları Kurumu'nun yurt dışından gelen ombudsman ve insan hakları temsilcileriyle yaptığı önemli bir toplantının gerçekleştirildiğini söyledi.
Bülent Arınç, bu toplantıda dünyadaki örneklerin ve Türkiye'deki uygulamaların karşılaştırıldığını, bu örneklerden hareketle Türkiye ve dünyadaki uygulamalar için bir yol çizilmeye çalışıldığını ifade etti.
- "Tartışılan bir kısım yorumlardır, manipülatif haberlerdir"
Türkiye'de koalisyon tartışmalarının gündemde olduğunu hatırlatan bir gazetecinin "AK Parti içinde 'MHP ile uyum CHP ile çözüm olabilir' tarzında yorumlar olduğu iddia ediliyor. Kırmızı çizgileri var mı AK Parti'nin?" sorusuna Arınç, şu yanıtı verdi:
"Sabah bütün gazeteleri okudum. Seçimin üzerinden henüz 5 gün geçti. Bu, bildiğiniz gibi 5 gün içinde geçici sonuçlar açıklandı. Ama kesin sonuçlar henüz açıklanmadı. Başbakanımız, Cumhurbaşkanımızı ziyaretinde hükümetin istifasını sundu. Sayın Cumhurbaşkanı, yeni hükümet kuruluncaya kadar göreve devam edilmesi ricasında bulundu. Bu bir yazıyla Resmi Gazete'de yayımlandı. Cumhurbaşkanımızın dün bir konuşması oldu. Fevkalade yapıcı ve bundan sonraki sürece ışık tutan bir konuşmaydı. Sayın Başbakanımız da 3 günden beri parti içi kurullarda hem seçim sonuçlarını değerlendiriyor hem de seçim sonuçlarına göre yeni bir hükümet kurmakla görevlendirildiğinde, ne yapması gerektiğini Merkez Karar Yönetim Kurulu'nda, Merkez Yönetim Kurulu'nda, Bakanlar Kurulu olarak pazartesi günü toplanacağız ama bakan arkadaşlarımızın büyük bir kısmıyla da bu toplantıları yapıyor. Bugün de genel merkezde ana kademe kuruluşlarıyla bir araya geldi."
Arınç, henüz hükümet kurma çalışmalarının başlamadığını hatırlatarak, öncelikle kesin sonuçların açıklanacağını, ant içme töreninin yapılacağını, meclis başkanlığı seçimi yapılacağını ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'ndan başlamak üzere hükümeti kurma görevinin sunulacağını anlattı.
Bugünlerde çıkan haberlerin gerçeklere uygun olmadığını belirten Arınç, "Bunlar, basında tartışılan bir kısım yorumlardır, manipülatif haberlerdir. Hiçbir partinin genel başkanı ve yetkili karar mercisi tarafından açıklanmadıkça, hükümet kurma çalışmaları konusunda bir beyana itibar etmemek gerekir. Şimdiden meclis başkanı adaylarının isimlerinin geçmesi, şimdiden hatta bazı bakanlıkların paylaşımına ilişkin haberler yapılması şüphesiz kimin kimle hükümet kuracağı konusunda da birtakım haberler çıkması doğaldır ama bunların gerçekle yakından uzaktan ilişkisi yoktur" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, seçim sonuçlarını, pazartesi günü AK Parti Genel Merkezi'ne girişinde kısaca tahlil ettiğine değinirken, şunları söyledi:
"Sayın Bahçeli'nin henüz seçim akşamı yaptığı bir değerlendirmeyi uygun bulmadığımı ifade ederek, onlara başka bir koalisyon modeli önermiştim. Koalisyon modeli önermek şüphesiz benim haddim değil ama Sayın Bahçeli müstehzi bir tavırla AK Parti'yi HDP ile koalisyon kurması, yetmiyorsa CHP ile de hükümet olabileceği konusunda bir beyanda bulunması karşısında 'Siz 3 muhalif parti birbirinizle çok iyi anlaşıyorsunuz, aslında sizin HDP ve CHP ile birlikte hükümet kurmanız daha uygun olur. İşe buradan başlamanızı tavsiye ediyorum' demiştim. Bunun dışında herhangi bir değerlendirmem olmadı. Pek çok koalisyon formülleri olabilir ama ne yapalım ki bu partilerin 'Şu kırmızı çizgisi var', 'Bu olmazsa olmazı var' derseniz, hayır siyasette böyle bir şey olmaz. O günkü açıklamamda da söylemiştim. 'Benim kırmızı çizgim şudur. Bundan daha aşağısını kabul etmem' anlayışı veya bazı partilere kapıyı kapalı tutmak anlayışı doğru bir anlayış değildir. Kendine güvenen hiçbir siyasetçi böyle yola çıkmaz. Mademki ülkenin hükümetsiz kalmaması gerekir, elbette hükümet kurulamadığı takdirde erken seçime gitmek de anayasal bir kurumdur. Ama öncelikle hükümet kurma imkanlarının araştırılması ve acil yapılacak işlerle birlikte bir taraftan ekonomi, bir taraftan dış politika, bir taraftan Türkiye ile ilgili bütün hususlarda güçlü bir hükümetin bir an önce karar alma noktasına gelmesi acildir. Buna ilişkin çaba gösterilmesi gerekir."
Arınç, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun TRT'deki röportajında ve bugünlerde yaptığı konuşmalarda önemli bir noktayı işaret ettiğini dile getirerek, "Kırmızı çizgi olmaz, kendisine görev verilen her genel başkan, diğer parti liderleriyle çok samimi, çok yapıcı ilişkiler kurmalı ve ülke için faydalı bir hükümet modeli üzerinde çalışma yapmalıdır. Bu çerçeve etrafında doğru bir çalışma yapılırsa ülke için hayırlı, başarılı, verimli bir hükümetin kurulabileceğini düşünüyorum" dedi.
- Dört eski bakan
Arınç, "Dört eski bakan tekrar gündeme gelebilir mi?" sorusu üzerine, bu konunun seçim öncesi ve sonrasında dile getirilen bir unsur olduğunu belirterek, Türkiye'nin bu gerçeği yaşadığını söyledi.
Dört eski bakanla ilgili Meclis Soruşturma Komisyonu raporunun TBMM'de oylandığını ancak Yüce Divan'a gitme konusunda karar çıkmadığını ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
"Oylar değişmiştir. Ama yeterli olan sayıya ulaşılamamıştır. Şimdi bunun tekrar Meclis'e gelmesi hukuken mümkün olabilir mi? Bu konuda anayasa hukukçuları daha önce meclis soruşturma komisyonlarından geçmiş ve kesinleşmiş bir sonuçta yeniden soruşturma açılamayacağını düşünüyorlar. Bir kısmı da 'Olabilir' diyor. Ben 1995'ten beri parlamentodayım. Evet böyle olabildiğini gördüm. Anayol hükümeti kuruldu, 3-5 ay devam etti. Sonra Refahyol hükümeti kuruldu. Daha sonra Mesut Yılmaz ve Ecevit hükümetleri geldi. O hükümetler döneminde dosyaların yeniden açıldığını, meclis soruşturma komisyonları marifetiyle yeni bir sürecin başladığını gördüm. Doğrudur, yanlıştır ama örneği vardır.
Ben başka bir şeye işaret etmek istiyorum. 'Meclis Soruşturma Komisyonu kurulsa veya yeniden Yüce Divan'a gitse' diye bir parti genel başkanının söz söylemeye hakkı yoktur. Bir parti grubunun 'Biz bu konuda karar aldık. Dört eski bakan hakkında yeniden soruşturma komisyonu açacağız, bunu da diğer partilere bir öneri olarak götürüyoruz' demesi anayasayı çiğnemektir. Çünkü anayasanın amir hükümleri içerisinde 'Meclis soruşturması açılması konusunda hiçbir parti grubunda karar alınamaz, konuşulamaz' diye hüküm vardır. Sadece milletvekilleri böyle bir komisyonun açılması ve sonuçlanması konusunda vicdanlarına ve hukuka uygun hareket ederler. Hiçbir parti karar alamaz, bu karar doğrultusunda işlem yapamaz. Yaparsa bu anayasayı çiğnemek anlamına gelir. Sayın genel başkanlara acizane hatırlatmak istiyorum ki bu konuyu ağızlarına alıp da bir parti kararı olarak veya gruplarını bağlayıcı bir karar olarak ileriye sürmesinler. Anayasayı bilmedikleri anlamına gelir ve mahkum olurlar."