İHKİB Başkanı Tanrıverdi Açıklaması

İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, "ABD gibi dolar kullanan pazarlara geçmişe göre azalan ihracatın, şimdi yeniden hızlandırılabilmesi için bir fırsata sahibiz" dedi.

AA muhabirinin döviz kurundaki yükselişin ihracata etkisine ilişkin sorularını yanıtlayan Tanrıverdi, döviz kurundaki yükselişin normal şartlarda ihracatı olumlu etkilemesi gerektiğini, ancak bu kadar dalgalanmanın olduğu yerde ihracatın olumlu etkilenmesinin beklenemeyeceğini söyledi.

Özellikle paritedeki değişkenliğin kendilerini olumsuz etkilediğini belirten Tanrıverdi, "Girdilerimizin büyük bir kısmı dolar endeksli olduğu ve bizim ihracatımızın da yaklaşık yüzde 77'si AB'ye yani avro cinsinden olduğu için buradaki pariteyi iyi takip etmemiz gerekiyor" diye konuştu.

Tanrıverdi, firmaların da genelde KOBİ ölçekli olmasından dolayı döviz kurundaki bu artışın kendilerini çok olumlu etkilemediğini ancak uzun vadede Türkiye'yi ihracat konusunda olumlu etkileyeceğini ifade etti.

Dolardaki yükselişin ABD'ye daha rahat ürün satmalarını ve fiyat kırabilmelerini sağlayacağını belirten Tanrıverdi, ABD gibi dolar kullanan pazarlara geçmişe göre azalan ihracatın, şimdi yeniden hızlandırılabilmesi için bir fırsata sahip olduklarını söyledi.

Burada kurun kalıcılığının, sabitlenmesinin çok önemli olduğunun altını çizen Tanrıverdi, şöyle devam etti:

"Bu kadar volatil bir ortamda insanlar kura güvenerek yeni bir hamle yapmaya korkuyor. Önce stabil hale gelmesi lazım. Sonra da firmaların önünü görerek tekrar buna göre yatırımlarını veya satışlarını ona göre yeniden organize etmesi lazım. 2001 yılında krizin ilk çıktığı dönemde çok yükselen bir dolar kuru vardı. Ama 4-5 yıl sonra geldiğimiz noktada ciddi oranda dolarda geri geliş oldu. Dolayısıyla pek çok firma çok büyük sıkıntı yaşadı. O gün ona müsaade edilmemeliydi. Türk ihracatının temeline bomba konan bir gün oldu o gün. '1 dolar 1 TL olsun' gibi bir beklenti oluşturulması ki dolar 1,80'lerden 1,15'e gelmişti... Hem aramalı üreticilerinin bir çoğunun işletmesini kapatmasına neden oldu bu durum. Hem de dolar bazlı ürünlerin hiçbirinde rekabet edemez hale geldik. Sonra dövizdeki güven kayboldu."

Tanrıverdi, şimdi de bu yaşananlarla insanların, Türkiye'nin tekrar geriye dönmeyeceğini görmesi gerektiğinin altını çizerek, ihracatın hızlı şekilde artmasının böyle sağlanabileceğini söyledi.

- "İhracatçı, gerçekçi bir reel kur istiyor"

Hikmet Tanrıverdi, dolar/TL kurunun 3 bandını zorlayıp zorlamayacağına ilişkin ise burada kurun yüksek olmasının, ihracatçının "ille de olsun" dediği bir durum olmadığını vurguladı.

İhracatçının rekabet edilebilir, gerçekçi bir reel kur istediğini ve bunun sağlanması gerektiğini belirten Tanrıverdi, şunları kaydetti:

"Bu reel kur endeksini belli bir aralıkta tutmamız lazım. Dünya konjonktürüne baktığımızda bizim gibi ülkelerde dolar kurunun hepsinde ciddi oynamalar var. TL bu kadar değer kaybetmesine karşın hala Brezilya, Rusya para birimlerinin değer kaybından daha az değer kaybımız var. Bunun yanı sıra Fed'in (ABD Merkez Bankası) faiz artırımı dünyada çalkantı yaratıyor. Fed'in ne kadar hızlı faiz artıracağı çok önemli. Fed, eylül-ekim aylarında hızlı bir artış yaparsa, dolar kurunda ciddi bir sıçrama olacağını düşünüyorum. Önden satın alma olursa da faiz artırımına karşın, yine de o zaman doların daha yükseklerde, 3'ler civarında bir noktaya gidebileceğini düşünüyorum."

Türkiye'de ayrıca bir siyasi istikrarsızlık olması durumunda bunun peşinden ekonomik istikrarsızlığı getireceğine işaret eden Tanrıverdi, erken seçimin Türkiye'ye ekonomik anlamda bir kaos getirebileceğini söyledi.

Tanrıverdi, Türkiye'nin hükümetsiz bırakılmaması gerektiğini vurgulayarak, "Türkiye'nin geçen dönemde yapısal reformlar konusunda bekleyen pek çok eylemi var. Bunların büyük kısmı açıklandı. Bir an önce yapısal reformların eyleme dökülmesi lazım. Belli, ölçülebilir bir sistem içinde ki son dönemde ekonomi yönetimi bunu ölçülebilir hale getirmişti... Ölçülebilir bir zaman dilimi içinde bunların yapılması planlanıyordu. Bir an önce hükümetin kurulması gerekiyor. Güçlü bir hükümet, '2023 hedefini yakalayamayız' diyenlerin dahi 'bu hedefleri çok rahat yakalarız' demesini sağlar" ifadelerini kullandı.

Beklentilerinin, "hükümetin en kısa zamanda kurulması ve ekonomi yönetiminin kuvvetli olması" olduğunu açıklayan Tanrıverdi, bunun, seçim hükümeti olmamasının önemine dikkati çekti.

Tanrıverdi, koalisyon içinde ise büyük bir ihtimalle AK Parti'nin olacağını düşündüğünü belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"AK Parti'nin olmadığı modelde de sürdürülebilir kurulabilecek her türlü hükümetin ekonomiye katkı sağlayacağını düşünüyorum. Yeni kurulacak hükümetin de çok daha yakın şekilde STK'larla yakın ilişki kurması halinde bugünkü konuştuğumuz pek çok konuyu konuşmaz hale gelir, sadece işimize odaklanırız. Türkiye'nin kurtuluşu ve ekonomisinin düzelmesinin ilaçlarından biri de ihracattır. Türkiye'nin ihracatını en hızlı artıracak modelde yola koyulması lazım."

Kaynak: AA