TBB'den HSYK'ya Can Dündar başvurusu
Türkiye Barolar Birliği, Can Dündar ve Erdem Gül tutuklanmasıyla ilgili HSYK'ya başvuruyor.
Türkiye Barolar Birliği (TBB), Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanması hakkında bir açıklama yaptı.
TBB tarafından yapılan açıklamada Dündar ve Gül'ün tutuklanmasıyla ilgili HSYK'ya başvurulacağı belirtilerek 'Türkiye'nin dört bir yanının ateş çemberiyle sarıldığı bu dönemde siyasi iktidara düşen görev ise, özgürlük kısıtlamaları ve baskıcı uygulamalara son vermek suretiyle toplumun kutuplaşmasını önlemek, birlik beraberliği sağlamak ve böylece krizleri el birliğiyle aşmamıza öncülük etmektir. Türkiye Barolar Birliği olarak hukuksuzlukların karşısında dimdik durmaya devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyor; Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için derhal özgürlük talep ediyoruz.
Ulusal ve uluslararası hukuka aykırı bu kararla ilgili adli ve idari soruşturma açılması için de bugün Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na başvuracağımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz ' denildi.
TBB Başkanı Feyzioğlu önce Cumhuriyet Gazetesi'ni ziyaret etti. Ardından da Dündar ve Gül'ün götürüldüğü Silivri cezaevine geçti. Özel bir televizyon kanalında canlı yayınına bağlanan Feyzioğlu gazetecilerin tutuklanmasının son derece vahim olduğunu söyledi ve şöyle konuştu:
BASINI SİNDİRMEK İSTİYORLAR
“Son derece vahim. Çünkü, tutuklamanın hiçbir şartı oluşmuş değil. Bu insanlar kaçmamışlar, kaçma niyetleri de yoktur. Delilleri karartmak söz konusu bile değil, çünkü haberin içeriği ile ilgili açılmış bir soruşturma. Bu sebeple tutuklamanın hiçbir şartı oluşmamıştır. Sulh ceza hakimlikleri iktidarın yeni sopası olmuştur”
“Daha önce pek çok siyasi içerikli davada gördüğümüz gibi yargı yolu ile basını baskı altına alma, korkutma ve yıldırma amacı güdülmektedir. Gazetecileri haber verdikleri gerekçesi ile bırakın tutuklamayı, soruşturulması bile AİHM sözleşmesine açıkça aykırı. Haklarında bir ceza soruşturması açılması bile AİHM sözleşmesine aykırı. Basın özgürlüğü olmazsa toplumun, vatandaşların iktidarı denetlemesi mümkün olamaz. Basın mensupları kendilerine ulaşan bilgileri, haber değeri varsa, toplumun bir kısmı için önemliyse açıklamakla yükümlüler, basın mensubu olmalarının kendilerine verdiği sorumluluk bu. Gazetecinin bunu yayımladığı için soruşturulması akıldan bile geçirilemez. Bu kadar güncel ve kamuoyunu bu kadar ilgilendiren bir haberi yaptığı için soruşturuluyorsa demokrasi çok ciddi yara almıştır.”
MİT'İN BÖYLE BİR YETKİSİ YOK
“Bu haber yapıldığında içeriğinin gerçek dışı ve yalan olduğunu söylemişti siyasi iktidar. İçeriği yalansa devlet sırrını ele geçirme ve açıklamaktan söz edilemez çünkü devlet sırrı yoktur. İçeriği doğruysa, IŞİD'e silah sağlamaktan bahsediliyor, o zaman Türkiye'nin vay haline. Bu çelişkinin altını ısrarla çizmek gerekiyor.”
“MİT'in silah taşıma gibi bir açık yetkisi yok. Uluslararası açıdan komşularımızın toprakları üzerindeki haklarına saygı göstermek zorundayız. Komşularımızın toprak bütünlüğüne yönelik hiçbir şekilde bir girişimde bulunamayız. Eğer bu silahlar IŞİD denilen terör örgütüne gidiyorsa ortada vahim bir durum var. IŞİD'e gitmiyorsa devlet sırrı nerede. Eğer sırsa Türkiye'yi zora sokacaktır.”
TBB tarafından yapılan açıklamada Dündar ve Gül'ün tutuklanmasıyla ilgili HSYK'ya başvurulacağı belirtilerek 'Türkiye'nin dört bir yanının ateş çemberiyle sarıldığı bu dönemde siyasi iktidara düşen görev ise, özgürlük kısıtlamaları ve baskıcı uygulamalara son vermek suretiyle toplumun kutuplaşmasını önlemek, birlik beraberliği sağlamak ve böylece krizleri el birliğiyle aşmamıza öncülük etmektir. Türkiye Barolar Birliği olarak hukuksuzlukların karşısında dimdik durmaya devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyor; Gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül için derhal özgürlük talep ediyoruz.
Ulusal ve uluslararası hukuka aykırı bu kararla ilgili adli ve idari soruşturma açılması için de bugün Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na başvuracağımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz ' denildi.
TBB Başkanı Feyzioğlu önce Cumhuriyet Gazetesi'ni ziyaret etti. Ardından da Dündar ve Gül'ün götürüldüğü Silivri cezaevine geçti. Özel bir televizyon kanalında canlı yayınına bağlanan Feyzioğlu gazetecilerin tutuklanmasının son derece vahim olduğunu söyledi ve şöyle konuştu:
BASINI SİNDİRMEK İSTİYORLAR
“Son derece vahim. Çünkü, tutuklamanın hiçbir şartı oluşmuş değil. Bu insanlar kaçmamışlar, kaçma niyetleri de yoktur. Delilleri karartmak söz konusu bile değil, çünkü haberin içeriği ile ilgili açılmış bir soruşturma. Bu sebeple tutuklamanın hiçbir şartı oluşmamıştır. Sulh ceza hakimlikleri iktidarın yeni sopası olmuştur”
“Daha önce pek çok siyasi içerikli davada gördüğümüz gibi yargı yolu ile basını baskı altına alma, korkutma ve yıldırma amacı güdülmektedir. Gazetecileri haber verdikleri gerekçesi ile bırakın tutuklamayı, soruşturulması bile AİHM sözleşmesine açıkça aykırı. Haklarında bir ceza soruşturması açılması bile AİHM sözleşmesine aykırı. Basın özgürlüğü olmazsa toplumun, vatandaşların iktidarı denetlemesi mümkün olamaz. Basın mensupları kendilerine ulaşan bilgileri, haber değeri varsa, toplumun bir kısmı için önemliyse açıklamakla yükümlüler, basın mensubu olmalarının kendilerine verdiği sorumluluk bu. Gazetecinin bunu yayımladığı için soruşturulması akıldan bile geçirilemez. Bu kadar güncel ve kamuoyunu bu kadar ilgilendiren bir haberi yaptığı için soruşturuluyorsa demokrasi çok ciddi yara almıştır.”
MİT'İN BÖYLE BİR YETKİSİ YOK
“Bu haber yapıldığında içeriğinin gerçek dışı ve yalan olduğunu söylemişti siyasi iktidar. İçeriği yalansa devlet sırrını ele geçirme ve açıklamaktan söz edilemez çünkü devlet sırrı yoktur. İçeriği doğruysa, IŞİD'e silah sağlamaktan bahsediliyor, o zaman Türkiye'nin vay haline. Bu çelişkinin altını ısrarla çizmek gerekiyor.”
“MİT'in silah taşıma gibi bir açık yetkisi yok. Uluslararası açıdan komşularımızın toprakları üzerindeki haklarına saygı göstermek zorundayız. Komşularımızın toprak bütünlüğüne yönelik hiçbir şekilde bir girişimde bulunamayız. Eğer bu silahlar IŞİD denilen terör örgütüne gidiyorsa ortada vahim bir durum var. IŞİD'e gitmiyorsa devlet sırrı nerede. Eğer sırsa Türkiye'yi zora sokacaktır.”