'Terör Eylemleri Altında Yaşamak İstemiyorlar'

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suat Kolukırık, doğu illerindeki halkın "terör eylemleri altında yaşamak istemediğini" belirterek, "Bölge halkı, gerçekte devlet ve ülkeyle bütündür, bütünleşmek istemektedir. Bölge insanı, sessizlik ve arayış içindedir" dedi.

"Roman Açılımı"nın taslak eylem planını da hazırlayan Prof. Dr. Kolukırık, AA muhabirine, bir hafta boyunca Diyarbakır, Siirt, Batman ve Şanlıurfa'nın aralarında bulunduğu birçok ilde yüzlerce vatandaşla görüşme ve inceleme yapma imkanı bulduğunu söyledi.

Uzun süredir de bu bölgenin sorunlarına yönelik çalışmalar yürüttüğünü anlatan Kolukırık, bölge halkının Çözüm Süreci'ne inandığını kaydetti.

Vatandaşların en büyük beklentisinin "tekrar başlayan terör eylemlerinin son bulması ve bölge üzerindeki sosyal baskının ortadan kalkması" olduğunu dile getiren Kolukırık, şöyle konuştu:

"(İstanbul'a, Ankara'ya vizeyle girmeyi kim ister?) sorusu, bölünme kaygısı üretenler ve dışlayıcı siyaset yapanların bütün kurgularını yerle bir ediyor. Bölge halkının terör aktivisti olarak sunulması kabul edilebilir değildir. Bölge halkı gerçekte devlet ve ülkeyle bütündür, bütünleşmek istemektedir. Bölge insanı, sessizlik ve arayış içindedir."

Bölge halkının "Terör eylemleri altında yaşamak istemiyoruz" dediğini ifade eden Kolukırık, terörle mücadele stratejilerinin yeniden ele alınmasının önemine değindi.

- "Terör sorunu, güvenlik eksenli algılanmamalı"

Terör sorununun yalnızca güvenlik eksenli algılanmasının, arzu edilen barış ve istikrar ortamını sağlama konusunda tek başına yeterli olmayacağını belirten Kolukırık, koruculuk sistemi yerine bölgesel gelişmeye ivme kazandıracak, eğitimli ve nitelikli insan gücüne dayalı istihdamın ön plana çıkarılması gerektiğini savundu.

"Osmanlı sonrası kadim bölge halklarının ortak bir kader etrafında yeniden geleceğe yürümesini sağlayacak iş birliklerine ihtiyaç var" görüşünü paylaşan Kolukırık, şunları kaydetti:

"Ülke olarak dar bir alana hapsedilmeye çalışılıyor olmak, tarihi ve jeopolitik çıkarlarımıza set çekmek anlamındadır. Artık görüş ayrılıklarımızı bir yana bırakmadan baş edemeyeceğimiz pek çok sorun olduğunun farkına varmamız gerekiyor. Barış söylemi üreten ve dahası, 'yok olma ya da hayatta kalma' iddiasıyla bölgede ortaya çıkan yapıların, 'Arap baharı' adı altında yaşanan gerçeklikleri göz önüne almasında fayda var. Diğer taraftan da devlet, kapsayıcı politikalarıyla bölge insanını içermeyi ve korumayı sağlayabilmelidir. Terör eylemlerinin ürettiği sosyal baskı, bölge insanını üstü örtülü göç etmeye zorlamaktadır."

Kaynak: AA