Erdoğan-Niinistö Ortak Basın Toplantısı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ankara Garı’nda yine canlı bomba eyleminde hayatını kaybeden 97 vatandaşımız için de yine yüreğimiz aynı samimiyetle yanmaktadır. Biz ölümler arasında ayrım yapmadığımız gibi katiller arasında da terör örgütleri arasında da ayrım yapmıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, resmi ziyaret kapsamında Türkiye’ye gelen Finlandiyalı Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ortak basın toplantısı düzenledi.

Ankara Garı önünde meydana gelen patlamayla ilgili düşüncelerini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Olayın olduğu gün bir yazılı açıklamayla değerlendirmede bulunmuştum. Bilindiği gibi Ankara Garı önünde yaşanan iki ayrı patlama sonucu 97 vatandaşımız hayatını kaybetti, çok sayıda vatandaşımız da yaralandı. Demokratik haklarını kullanmak üzere bir araya gelen sivil toplum kuruluşlarımızın düzenlediği toplantı öncesinde yaşanan bu elim olay bizi derinden üzmüştür. Öncelikle bu terör eyleminde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifalar temenni ediyorum. Türkiye’nin birliğine, beraberliğine, huzuruna, istikrarını, hedeflerine yönelik bu terör saldırısını bir kez daha şiddetle kınıyorum" ifadelerini kullandı.

"Şu gerçeğin tüm dünya ve tüm vatandaşlarımız tarafından bilinmesini istiyorum" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu saldırı Türkiye’ye yapılmıştır. Saldırının hedefi orada bulunan vatandaşlarımızla birlikte ülkemizin ve milletimizin tamamıdır. Yine üzüntüyle belirtmek mecburiyetindeyim ki Türkiye terör örgütleriyle terörün sinsi ve acımasız yöntemleriyle ilk defa karşılaşmıyor. Devlet ve millet olarak maalesef farklı isimler altında faaliyet gösteren terör örgütleriyle ve onların saldırılarıyla uzun zamandır mücadele ediyoruz. Sadece son 40 yılın bilançocusunu çıkardığımızda dahi bu gerçeği tüm çıplaklığıyla görmemiz mümkündür. Örneğin Ermeni terör örgütü Asala’nın, 1973 yılından itibaren 42 diplomatımızın şehit edilmesiyle sonuçlanan terör eylemleri gerçekleştirdi. 1970’li yıllar boyunca çok sayıda illegal faaliyetine sahne olan Türkiye, her kesimden binlerce vatandaşını, binlerce gencini bu karanlık dönemde yaşanan olaylara kurban verdi. PKK’nın 1984 yılından itibaren sürdürdüğü terör eylemlerinde bugüne kadar 14 bin civarında güvenlik görevlimiz, kamu personelimiz ve sivil vatandaşımız hayatını kaybetti. Farklı isimlerde uzun bir geçmişi olan, yaklaşık 21 yıldır DHKP-C adıyla faaliyet gösteren terör örgütü Özdemir Sabancı ve Savcı Mehmet Selim Kiraz cinayetleri başta olmak üzere çok sayıda olaydan sorumludur. El Kaide tarafından 2003 yılında İstanbul’da bomba yüklü araçla düzenlenen saldırılarda 57 kişi hayatını kaybetti. Son olarak Suriye ve Irak’ta ortaya çıkan DAİŞ de ülkemiz sınırları içinde yaptığı çeşitli eylemlerle Türkiye’ye karşı mücadele eden örgütler arasına katıldı.

Bugün farklı isimlerle aynı çatı altında faaliyet gösteren örgütlerden oluşan PKK ile DHKP-C ve DEAŞ karşımızdaki en menfur terör tehditleri olarak varlıklarını sürdürüyorlar."

"AYNI SAMİMİYETLE YÜREĞİMİZ YANIYOR"

"Biz terörü kendini nasıl tanımladığına, hangi ismi kullandığına, söylemine, yöntemine göre tasnif etmiyoruz. Sadece bu sıfatla adlandırıyoruz" diye konuşan Erdoğan, "Meseleye bu şekilde yaklaşmayan terör karşısında, terör örgütleri karşısında çifte standart kullanan herkes açık söylüyorum, teröre destek vermektedir. Bizim PKK tarafından Ceylanpınar’da evlerinde uyurken şehit edilen polislerimiz için de Malazgirt’te eşinin ve çocuğunun yanında şehit edilen binbaşımız için de Dağlıca’da şehit edilen Yarbayımız ve 15 silah arkadaşı için de Iğdır’da şehit edilen 13 polisimiz için de evlerinin önünde, çarşıda, pazarda, özel araçlarının içinde, eşlerinin, çocuklarının gözü önünde alçakça şehit edilen uzman çavuşlarımız, astsubaylarımız, subaylarımız, polislerimiz için de DAİŞ tarafından görevi başında şehit edilen astsubayımız, polisimiz için de son 3 ay içinde verdiğimiz diğer tüm şehitlerimiz için de geçmiştekiler için de Silvan’da ekmek almaya giderken bombayla öldürülen 13 yaşındaki Fırat ve Bismil’de roketle parçalanan 9 yaşında Elif ile diğer tüm masum sivillerimiz için de Gaziantep’de PKK’nın bombalı kamyonla yaptığı saldırıda katledilen 10 vatandaşımız için de, Esed’in güdümündeki bir örgüt tarafından Reyhanlı’da katledilen 52 vatandaşımız için de Suruç’ta canlı bomba eyleminde katledilen 33 vatandaşımız için de son olarak Ankara Garı’nda yine canlı bomba eyleminde hayatını kaybeden 97 vatandaşımız için de yine yüreğimiz aynı samimiyetle yanmaktadır. Biz ölümler arasında ayrım yapmadığımız gibi katiller arasında da terör örgütleri arasında da ayrım yapmıyoruz. Tüm terör örgütleri bizim nezdimizde aynı derecede cani, aynı derecede ahlaksız, aynı derecede kötüdür. Biliyoruz ki diğer terör olayları gibi Ankara Garı’ndaki hadise de bizim için bir sınavdır, bir sınamadır. Allah’ın yardımı güvenlik güçlerimizin çalışmaları ve milletimizin dirayetiyle bu sınamadan da başarıyla çıkacağımıza inanıyorum. Ülkemizde faili meçhuller dönemi uzun yıllar önce kapandı. Diğer olaylar gibi bu hadise titizlikle araştırılıyor, araştırılacak, eylemi yapanlarla ilişkiler belirlenecek suçlular adalete teslim edilecek. Hükümetimiz bu çalışmaları sürdürüyor, aynı şekilde Cumhurbaşkanı olarak ben de şu anda Devlet Denetleme Kurulu’nu görevlendirdim ve Devlet Denetleme Kurulumuz da bu konuyu ayrıca onlar da farklı bir bakış açısında ele almak suretiyle Anayasamızın 108. Maddesi’nin verdiği yetki ve göreve istinaden kapsamlı bir inceleme ve araştırma talimatını verdim. Bu saldırıyla ilgili hiçbir ihtimalin gözardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. DEAŞ-PKK ve onun türevleri olan PYD, YPG ile DHKP-C’ye kadar bütün ihtimaller sonuna kadar araştırılmalı sadece bu unsurlar değil onları kullanan, yönlendiren güçler de mutlaka ortaya çıkarılmalıdır" açıklamasında bulundu.
Kaynak: İHA