Mührü Sökenlere Hapis Geliyor
1 Mayıs'ın İşçi Bayramı olma konusundaki tartışmaların artık yerini yer tartışmalarına bıraktığını belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, meydanlarda emeğin hakkının ve sıkıntılarının konuşulması gerektiğini söyledi.
İş güvenliğinde herkesin görevini yapması gerektiğini belirten Çelik, mührü sökenlere hapis cezasının geleceğini söyledi.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun düzenlediği ‘İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği’ eğitim seminerine katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, işçi ve işverene karşı yaptıkları çalışmalardan konuştu.
1 Mayıs İşçi Bayramı olma konusundaki tartışmanın ortadan kalktığını ve artık bunun yer tartışmasına döndüğünü belirten Bakan Çelik, meydanlarda emeğin hakkının ve sıkıntılarının konuşulması gerektiğini ifade etti.
İşçinin sağlığı ve örgütlenmesiyle ilgili sorunlar olduğunu ifade eden Çelik, bunları dile getiren 1 Mayıs anlayışının geliştirilmesi gerektiğini anlattı.
Çelik, “Herkes sorumluluğun bilincinde hareket ederse bunların üstesinden gelebiliriz. Biz mevzuatı hazırlamakla ve denetimle yükümlüyüz. ‘Vicdanen rahat mısınız?’ derseniz, evet rahatım. Çünkü 2012 yılına kadar Türkiye’nin müstakil iş sağlığı güvenliği yasası yoktu. 60 hükümet geçmiş. Büyük bir mücadele ile tam 5 sene uğraştım. İte kaka iş sağlığı güvenliği yasasını 2012 yılının 6 ayında çıkardık. Türkiye’de 1 milyon 630 bin iş yeri var. Hepsine de denetim yapılıyor. Her iş yerine bir müfettiş görevlendiremeyiz. Kurallara uyan işyeri ve çalışan olmalısınız. Bir inşaat firmasını örnek alacak olursak, siz denetimini yapıyor, oradan ayrılıyorsunuz. 1 ay içerisinde 4 kat inşaat yükseliyor. Her tahta çakışta müfettiş orada olacak diye bir şey yok. Orada işin sahibi ve yetkililer vardır” diye konuştu.
Sendika yasasına haksızlık yapılmaması gerektiğini belirten Çelik, 1,5 sene örgütlü toplum olma yolunda 200 bin işçinin sendikalara üye olduğuna dikkat çekti. Çelik, biraz daha gayret edilmesi durumunda son çıkan torba yasasıyla birlikte bu sayıyı 2 milyona taşımanın mümkün olduğunu söyledi.
Kendisinin örgütlü toplumu desteklediğini ve tavsiye ettiğini ifade eden Çelik, “Örgütlü toplum, yaşanan sıkıntıları teşhis eden ve oraya neşter vuran toplumdur. Çıkan yasa ile birlikte artık kimin hizmet alımında olduğu ve kimin asıl işçi olduğu netleşmiş bulunuyor. Mesele işverenini kim olduğu değil. Haklar nedir? Çalışma ortamı nedir? Bunu konuşan yok. Haklarda eşitlik varsa, alt-üst olması önemli değil, ama farklılık var ise buraya dikkat çekmemiz gerekiyor” dedi
“ASGARİ ÜCRET GEÇİM ÜCRETİ DEĞİLDİR”
Asgari ücretin bir geçim ücreti olmadığını her defasında dile getirdiğini ifade eden Çelik, “Bana 'Asgari ücretle geçinir misin?' deniyor. Mecbur kalırsam tabii ki geçinirim. Ama asgari ücretin amacı bir geçim ücreti değildir, asgari ücretin amacı bir koruma ücretidir. Bundan daha düşük ücret veremezsin ey patron demektir. Ama bizde geçim ücretine çevrildi. Bu geçim ücreti değil, koruma ücretidir. Bu asgari ücreti kaldırdığınız zaman eminim ki size 400 lira teklif eden çıkacaktır” diye kaydetti.
“MÜHRÜ KIRANIN CEZASI HAPİS OLACAK”
İstanbul’daki asansör kazasındaki sorumluların belli olduğunu ifade eden Çelik, 500 veya 5 bin metrekarelik alandan bahsedilmediğini, 10 metrekarelik asansör alanında meydana gelen olaydan bahsedildiğini söyledi.
Bakan Çelik, “Ben gittim bizzat inceledim. 10 can, 140 metre yükseklikten aşağı çakılmış. Buna kimsenin yüreği dayanmaz. Bizzat asansörden sorumlu görevliler var. Herkes işini yapacak. Kazaların ve meslek hastalıklarının yüzde 98’i önlenebilir. Sadece yüzde 2’sine kaza diyeceğiz. Sen o durdurucuyu takmadığın zaman ben buna nasıl kaza diyeyim. Tedbir alındıktan sonra dua edeceksin, nazar boncuğu takacaksın. İlk önce siz kendi hukukunu koruyacaksınız. Yoksa işverenle ilgili çalışmalarımız var. Artık mührü kıran, durdurmaya uymayan işverenin cezası hapis olacak” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun düzenlediği ‘İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği’ eğitim seminerine katılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, işçi ve işverene karşı yaptıkları çalışmalardan konuştu.
1 Mayıs İşçi Bayramı olma konusundaki tartışmanın ortadan kalktığını ve artık bunun yer tartışmasına döndüğünü belirten Bakan Çelik, meydanlarda emeğin hakkının ve sıkıntılarının konuşulması gerektiğini ifade etti.
İşçinin sağlığı ve örgütlenmesiyle ilgili sorunlar olduğunu ifade eden Çelik, bunları dile getiren 1 Mayıs anlayışının geliştirilmesi gerektiğini anlattı.
Çelik, “Herkes sorumluluğun bilincinde hareket ederse bunların üstesinden gelebiliriz. Biz mevzuatı hazırlamakla ve denetimle yükümlüyüz. ‘Vicdanen rahat mısınız?’ derseniz, evet rahatım. Çünkü 2012 yılına kadar Türkiye’nin müstakil iş sağlığı güvenliği yasası yoktu. 60 hükümet geçmiş. Büyük bir mücadele ile tam 5 sene uğraştım. İte kaka iş sağlığı güvenliği yasasını 2012 yılının 6 ayında çıkardık. Türkiye’de 1 milyon 630 bin iş yeri var. Hepsine de denetim yapılıyor. Her iş yerine bir müfettiş görevlendiremeyiz. Kurallara uyan işyeri ve çalışan olmalısınız. Bir inşaat firmasını örnek alacak olursak, siz denetimini yapıyor, oradan ayrılıyorsunuz. 1 ay içerisinde 4 kat inşaat yükseliyor. Her tahta çakışta müfettiş orada olacak diye bir şey yok. Orada işin sahibi ve yetkililer vardır” diye konuştu.
Sendika yasasına haksızlık yapılmaması gerektiğini belirten Çelik, 1,5 sene örgütlü toplum olma yolunda 200 bin işçinin sendikalara üye olduğuna dikkat çekti. Çelik, biraz daha gayret edilmesi durumunda son çıkan torba yasasıyla birlikte bu sayıyı 2 milyona taşımanın mümkün olduğunu söyledi.
Kendisinin örgütlü toplumu desteklediğini ve tavsiye ettiğini ifade eden Çelik, “Örgütlü toplum, yaşanan sıkıntıları teşhis eden ve oraya neşter vuran toplumdur. Çıkan yasa ile birlikte artık kimin hizmet alımında olduğu ve kimin asıl işçi olduğu netleşmiş bulunuyor. Mesele işverenini kim olduğu değil. Haklar nedir? Çalışma ortamı nedir? Bunu konuşan yok. Haklarda eşitlik varsa, alt-üst olması önemli değil, ama farklılık var ise buraya dikkat çekmemiz gerekiyor” dedi
“ASGARİ ÜCRET GEÇİM ÜCRETİ DEĞİLDİR”
Asgari ücretin bir geçim ücreti olmadığını her defasında dile getirdiğini ifade eden Çelik, “Bana 'Asgari ücretle geçinir misin?' deniyor. Mecbur kalırsam tabii ki geçinirim. Ama asgari ücretin amacı bir geçim ücreti değildir, asgari ücretin amacı bir koruma ücretidir. Bundan daha düşük ücret veremezsin ey patron demektir. Ama bizde geçim ücretine çevrildi. Bu geçim ücreti değil, koruma ücretidir. Bu asgari ücreti kaldırdığınız zaman eminim ki size 400 lira teklif eden çıkacaktır” diye kaydetti.
“MÜHRÜ KIRANIN CEZASI HAPİS OLACAK”
İstanbul’daki asansör kazasındaki sorumluların belli olduğunu ifade eden Çelik, 500 veya 5 bin metrekarelik alandan bahsedilmediğini, 10 metrekarelik asansör alanında meydana gelen olaydan bahsedildiğini söyledi.
Bakan Çelik, “Ben gittim bizzat inceledim. 10 can, 140 metre yükseklikten aşağı çakılmış. Buna kimsenin yüreği dayanmaz. Bizzat asansörden sorumlu görevliler var. Herkes işini yapacak. Kazaların ve meslek hastalıklarının yüzde 98’i önlenebilir. Sadece yüzde 2’sine kaza diyeceğiz. Sen o durdurucuyu takmadığın zaman ben buna nasıl kaza diyeyim. Tedbir alındıktan sonra dua edeceksin, nazar boncuğu takacaksın. İlk önce siz kendi hukukunu koruyacaksınız. Yoksa işverenle ilgili çalışmalarımız var. Artık mührü kıran, durdurmaya uymayan işverenin cezası hapis olacak” diye konuştu.