Bafa Gölü’nde Toplu Balık Ölümleri
Ege Bölgesi'nin en büyük sulak alanlarından olan Bafa Gölü'nde son dönemde gündeme gelen aşırı kirlilikten sonra yine toplu balık ölümleri görülmeye başlandı.
Aydın-Muğla il sınırındaki Bafa Gölü’nde Mayıs ayında meydana gelen alg patlamalarından sonra başlayan ekolojik bozulmalar devam ediyor. Bafa Gölü’ndeki ekolojik bozulmaların en net şekilde görüldüğü Kapıkırı bölgesinde binlerce balık ölü şekilde kıyıya vurdu
Mayıs ayında meydana gelen bozulmalardan sonra yağmurlarla göle su girişi oldu ve Büyük Menderes Nehri’nden bir süreliğine göle su akışı sağlandı. Pamuk tarımı başladığında göle su giriş-çıkışını sağlayan kanalların önü toprakla kapatılarak, su giriş-çıkışı pamuk sulama dönemi sona erene kadar durduruldu. Ancak yaşanan toplu balık ölümleri, dikkatleri yeniden Bafa Gölü’ne çevirdi.
Bafa Gölü’nde toplu balık ölümlerinin ardından inceleme yapan Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Bilim Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Erol Kesici, “İlk belirlemelere göre Bafa Gölü’nün Kapıkırı bölgesinde meydana gelen balık ölümlerinin nedeni sudaki oksijen yetersizliği ve sudaki bulanıklık nedeniyle balıkların solungaçlarının tıkanması sonucu havasızlıktan dolayı adeta balıklar suda boğulmuşlardır. Akdeniz kökenli olan ve göllerimize balıklandırma yöntemiyle de katılan 5 ila 12 santimetre boyunca gümüş balıkları deniz ve göllerde yaşayabilen çok hareketli balıklardandır. Çok farklı su özeliklerinde yaşayabilen dayanıklı balık türleri olmasına rağmen Bafa Gölü’nde kitleler halinde gümüş balığı ölümlerinin görülmesi düşündürücü olmasının yanı sıra göldeki kirliliğin diğer bir göstergesidir“ dedi
“GÖLDEKİ SU KALİTESİ FARKLILIK TAŞIYOR”
Bafa Gölü’nün yıllardır kirlilikte en somut göstergesi olan ve gölün dingin dönemlerinde bilhassa batı kısmını tamamen kaplayan alg çoğalmasının hala devam ettiğine dikkati çeken Kesici, “Gölde birim alanda bulunması gereken mavi-yeşil alg oranı binlerce kat fazladır. Bunun sonucunda gölde sediment miktarı artmakta, buna bağlı olarak sudaki oksijen seviyesi önemli oranda azalmaktadır. Bunun sonucunda da su canlılarının-balıkların ölümleri gerçekleşmektedir. Kirlilik ve bulanıklık nedeniyle gölün batı kesimini çamur rengine dönüştüren ve bu tür doğal olmayan renk değişiminin görüldüğü sularda öncelikle aşırı oranda oksijen seviyesinin düşmesi kaçınılmazdır ve her zaman için beklenen bir durumdur. Bafa Gölü’nün doğu kesimleri coğrafik konumu bakımından farklı kesimi olup, tarihi, kültürel, ekolojik doku özelikleri yönünden çok zengin bir dokuya sahiptir. Bu kesim adeta büyük bir koy görünümünde olup, çok hassas bir yapıya sahiptir. Bu nedenledir ki Bafa Gölü’nün en çok kirlenen, gölün atıklarının yoğun olduğu ve gölde tuzluluk oranının en yüksek olduğu kesimdir. Doğal yapısı korunmayan bölgede göl suyu aşırı oranda bulanık, hava koşullarına ve sedimente bağlı olarak suyu farklı renklere bürünmekte ve dalgalanmaya rağmen sudaki çözünmüş oksijen seviyesi oldukça azdır. Su sıcaklığının etkisiyle birlikte su kalitesinde bu tür çok farklı değişim gösteren göllerde canlıların yaşaması söz konusu değildir. Bafa Gölü’nün coğrafik ve ekolojik bakımdan farklılık gösteren dışarıdan su girişinin olduğu Serçin kesiminde suda çok fazla bulanıklık söz konusu olmayıp, oksijen seviyesi Gölyaka ve Kapıkırı’ya nazaran daha iyi olup, bu kesimde de balıkçıların ifadelerince balık bereketi söz konusudur. Bu kesim tür çeşitliliği ve su kalitesi yönünden farklılıklar içermektedir“ diye konuştu.
Bafa Gölü’nde inceleme yapan Kuşadası EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü ise, “Bafa Gölü’nün sorununu da, çözümünü de gölle çalışan bilim insanları defalarca dile getirmekte ve önerilerini sunmaktadır. Yıllardır bu konuda çalışmalarını özveriyle sürdüren bilim insanlarına kulak verilmeli ve çözüm için girişimlerde bulunulmalıdır. Bafa Gölü önlem alınmaz ise önümüzdeki günlerde çok daha ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Bir gölde aşırı kirlilik göstergesi olan alg çoğalması sonucunda gölün suyu yeşile, kahverengiye boyanıyorsa ve gölün içindeki dayanıklı balıklar kitleler halinde ölüyorsa artık beklenmemelidir. Balık ölümlerini ilgili kurumlara bildirdik“ şeklinde konuştu.