'Kuru Tip Trafo, Faciaları Önlüyor'
Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Köksal Erentürk, kuru tip trafo kullanmanın Soma'daki gibi faciaların önlenmesinde büyük rol oynayacağını belirterek, "Kuru tip trafo olsaydı böyle bir patlama esnasında soğutma amaçlı kullanılan yağ değil, toz olacaktı. Yangın olarak değil de sadece kendi içerisinde elektriksel yanma olarak kendini gösterecekti" dedi.
Erentürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, enerji sistemlerinden korunma yöntemlerine ilişkin uzun yıllar bilimsel araştırmalar yaptığını belirterek, genellikle maden ocaklarında trafoların girişe yakın yerlerde monte edildiğini söyledi.
Trafoların çalışma bölgelerinde tozdan, nemden ve aşırı sıcaktan uzakta bulunması gerektiğinin altını çizen Erentürk, "Eğer trafo patlamasından dolayı böyle bir faciayı yaşadıysak, trafonun türünün bilinmesi bu noktada büyük önem arz ediyor" diye konuştu.
Erentürk, trafolarda, elektriksel zorlanma, kimyasal zorlanma ve mekanik zorlanmanın olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Mekanik zorlanma, tek başına doğrudan doğruya meydana gelebilen bir arıza çeşidi veya bir basınç yükselmesi değil. Bunun arka planında bir elektriksel zorlanmanın olması gerekiyor. Elektriksel zorlanmadan kastettiğimiz, aşırı akımın, aşırı güç çekimi içeriden meydana gelen kısa devre arızaları ki bu tip arızalar kendi iç sargıları içerisinde olabileceği gibi trafodaki sargılarla trafonun tank dediğimiz yüzeyi arasındaki yağ içerisinde bulunan nem ve partiküllerin gözle görünemeyecek partiküllerin bir araya gelerek, içeride ısınmadan veya bir yol oluşturmadan dolayı hidrokarbonların beraberinde getirmesi. Trafo tankı aslında bizim düdüklü tencere olarak bildiğimiz bir yapı. Düdüklü tencereden farklı olarak çok yüksek basınçlarda atan siboplarımız var. Bu yağla beraber içeride gazın ortamda bulunup, bir anda genleşmesi ve beraberinde hidrokarbonların çıkışı ki kimyasal zorlanma diyoruz buna... Beraberinde kimyasal zorlanma ve patlamayı getiriyor."
Erentürk, soğutma amaçlı madeni yağların kullanıldığını dile getirerek, "Eğer böyle bir tank içerisinde gaz veya bir ark oluşmuşsa mekanik zorlanmayla bir basınç artışı ve trafo tankınız patlıyorsa yağ etrafa sıvı olarak saçılmıyor, yanarak saçılıyor. Bu yanarak saçılma, yangınları doğuruyor" şeklinde konuştu.
- "Soğutmada kullanılan yağın kalitesi önemli"
Trafo patlamalarının Türkiye'de çok sayıda can kaybına neden olduğunu vurgulayan Erentürk, "Eğer yan soğutmalı bir trafo düzeneğimiz varsa yağın kalitesi, bakımı ve içerisindeki iletken partikül oranın azlığı bizim için önem arz ediyor. Bir de sıcaklık çok büyük etken. Sıcaklık normalde 70 ile 90 arasında bir devirdaimle soğutulması gerekiyor. Sıcaklık birazcık yükseldiği anda yani 20 veya 30 dereceler civarında. İçeride basınç yaklaşık 2 kat gibi bir değere ulaşıyor. Bu da doğal olarak beraberinde patlamayı getiriyor" ifadelerini kullandı.
"Kuru tip trafo olsaydı böyle bir patlama esnasında soğutma amaçlı kullanılan yağ değil, toz olacaktı. Yangın olarak değil de sadece kendi içerisinde elektriksel yanma olarak kendini gösterecekti. Böyle bir facia en azından yangın başlangıcı olarak biz görmemiş olacaktık" diyen Erentürk, kuru tip trafoların Türkiye'de bazı yerlerde kullanıldığını belirtti.
Erentürk, kuru tip trafonun, fiziksel olarak daha büyük mekanlara ihtiyaç duyması ve ömürlerinin yağ soğutmalı trafolara göre biraz daha az olması nedeniyle yaygınlaşmadığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Kuru tip trafo kullanmak en azından bu tür faciaların önlenmesinde büyük rol oynayacaktı. Madenin içerisinde aydınlatma dediğimiz söküm elemanlarına güç beslemesi için kullanılıyor trafolar. Bir de baz sistemlerinin çalıştırılmasında kullanılıyor. Dışarıda da olabilir. Trafo belki dışarıda kullanılabilir. Kaynağı ne kadar uzağa götürürseniz, o kadar uzun iletken çekmek zorundasınız. Bu da beraberinde aşırı gerilim düşümünü meydana getiriyor. Aşırı gerilim düşümü, trafodan fazlaca güç ve yük çekimini meydana getiriyor. Bu da yine trafoda aşırı ısınmayı sonuç olarak doğuyor."
- "Günlük hayattaki tesisat malzemeleri, orada kullanılmıyor"
Erentürk, bu tip faciaların yaşanmaması için şu önerilerde bulundu:
"Özellikle bakımların düzenli bir şekilde yapıldığından sadece yetkililer değil, hepimizin emin olması gerekiyor. Yani bundan sizin de benim de endişe duymamız lazım, bu tip faciaların yaşanmaması için. Günlük hayattaki tesisat malzemeleri, evlerde kullandığımız, kabloları, lambaları oralarda kullanamıyoruz. Oralarda kullandığımız malzemeler, patlayıcı ortamlar yönetmeliğine göre hazırlanmış olan malzemelerdir. Yalnız bunları kullanırken bakım ve onarımlarının net bir şekilde yapılması gerekiyor. Gözden kaçıracağınız en küçük bir adımın, bize faturası çok ağır olarak yansıyabiliyor."
Erentürk, Avrupa'daki maden ocaklarında uzaktan algılama sistemlerinin kullandığını belirterek, "Mağazalarda kıyafetlerde bulunan alarm sistemi gibi Avrupa'daki maden ocaklarında algılama sistemleri var. Bu, işçilerimizin belirlenmesini sağlıyor. O maden ocağında çalışan bir işçi, galeride yürürken geçtiği yollar, hangi işçinin, nerede, ne zaman bulunduğunu bize bildiriyor. Devlet baştan bu yana çok iyi müdahalelerde bulundu ama biz zamana karşı yarıştık orada. Bu tip bir sistem kullanılmış olsaydı bizim zaman yarışımızı biraz daha hızlandıracaktı. İkincisi ise yedek koruma, enerji ve havalandırma sistemleri de burada önem arz ediyor."
Kaynak: AA
Trafoların çalışma bölgelerinde tozdan, nemden ve aşırı sıcaktan uzakta bulunması gerektiğinin altını çizen Erentürk, "Eğer trafo patlamasından dolayı böyle bir faciayı yaşadıysak, trafonun türünün bilinmesi bu noktada büyük önem arz ediyor" diye konuştu.
Erentürk, trafolarda, elektriksel zorlanma, kimyasal zorlanma ve mekanik zorlanmanın olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Mekanik zorlanma, tek başına doğrudan doğruya meydana gelebilen bir arıza çeşidi veya bir basınç yükselmesi değil. Bunun arka planında bir elektriksel zorlanmanın olması gerekiyor. Elektriksel zorlanmadan kastettiğimiz, aşırı akımın, aşırı güç çekimi içeriden meydana gelen kısa devre arızaları ki bu tip arızalar kendi iç sargıları içerisinde olabileceği gibi trafodaki sargılarla trafonun tank dediğimiz yüzeyi arasındaki yağ içerisinde bulunan nem ve partiküllerin gözle görünemeyecek partiküllerin bir araya gelerek, içeride ısınmadan veya bir yol oluşturmadan dolayı hidrokarbonların beraberinde getirmesi. Trafo tankı aslında bizim düdüklü tencere olarak bildiğimiz bir yapı. Düdüklü tencereden farklı olarak çok yüksek basınçlarda atan siboplarımız var. Bu yağla beraber içeride gazın ortamda bulunup, bir anda genleşmesi ve beraberinde hidrokarbonların çıkışı ki kimyasal zorlanma diyoruz buna... Beraberinde kimyasal zorlanma ve patlamayı getiriyor."
Erentürk, soğutma amaçlı madeni yağların kullanıldığını dile getirerek, "Eğer böyle bir tank içerisinde gaz veya bir ark oluşmuşsa mekanik zorlanmayla bir basınç artışı ve trafo tankınız patlıyorsa yağ etrafa sıvı olarak saçılmıyor, yanarak saçılıyor. Bu yanarak saçılma, yangınları doğuruyor" şeklinde konuştu.
- "Soğutmada kullanılan yağın kalitesi önemli"
Trafo patlamalarının Türkiye'de çok sayıda can kaybına neden olduğunu vurgulayan Erentürk, "Eğer yan soğutmalı bir trafo düzeneğimiz varsa yağın kalitesi, bakımı ve içerisindeki iletken partikül oranın azlığı bizim için önem arz ediyor. Bir de sıcaklık çok büyük etken. Sıcaklık normalde 70 ile 90 arasında bir devirdaimle soğutulması gerekiyor. Sıcaklık birazcık yükseldiği anda yani 20 veya 30 dereceler civarında. İçeride basınç yaklaşık 2 kat gibi bir değere ulaşıyor. Bu da doğal olarak beraberinde patlamayı getiriyor" ifadelerini kullandı.
"Kuru tip trafo olsaydı böyle bir patlama esnasında soğutma amaçlı kullanılan yağ değil, toz olacaktı. Yangın olarak değil de sadece kendi içerisinde elektriksel yanma olarak kendini gösterecekti. Böyle bir facia en azından yangın başlangıcı olarak biz görmemiş olacaktık" diyen Erentürk, kuru tip trafoların Türkiye'de bazı yerlerde kullanıldığını belirtti.
Erentürk, kuru tip trafonun, fiziksel olarak daha büyük mekanlara ihtiyaç duyması ve ömürlerinin yağ soğutmalı trafolara göre biraz daha az olması nedeniyle yaygınlaşmadığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Kuru tip trafo kullanmak en azından bu tür faciaların önlenmesinde büyük rol oynayacaktı. Madenin içerisinde aydınlatma dediğimiz söküm elemanlarına güç beslemesi için kullanılıyor trafolar. Bir de baz sistemlerinin çalıştırılmasında kullanılıyor. Dışarıda da olabilir. Trafo belki dışarıda kullanılabilir. Kaynağı ne kadar uzağa götürürseniz, o kadar uzun iletken çekmek zorundasınız. Bu da beraberinde aşırı gerilim düşümünü meydana getiriyor. Aşırı gerilim düşümü, trafodan fazlaca güç ve yük çekimini meydana getiriyor. Bu da yine trafoda aşırı ısınmayı sonuç olarak doğuyor."
- "Günlük hayattaki tesisat malzemeleri, orada kullanılmıyor"
Erentürk, bu tip faciaların yaşanmaması için şu önerilerde bulundu:
"Özellikle bakımların düzenli bir şekilde yapıldığından sadece yetkililer değil, hepimizin emin olması gerekiyor. Yani bundan sizin de benim de endişe duymamız lazım, bu tip faciaların yaşanmaması için. Günlük hayattaki tesisat malzemeleri, evlerde kullandığımız, kabloları, lambaları oralarda kullanamıyoruz. Oralarda kullandığımız malzemeler, patlayıcı ortamlar yönetmeliğine göre hazırlanmış olan malzemelerdir. Yalnız bunları kullanırken bakım ve onarımlarının net bir şekilde yapılması gerekiyor. Gözden kaçıracağınız en küçük bir adımın, bize faturası çok ağır olarak yansıyabiliyor."
Erentürk, Avrupa'daki maden ocaklarında uzaktan algılama sistemlerinin kullandığını belirterek, "Mağazalarda kıyafetlerde bulunan alarm sistemi gibi Avrupa'daki maden ocaklarında algılama sistemleri var. Bu, işçilerimizin belirlenmesini sağlıyor. O maden ocağında çalışan bir işçi, galeride yürürken geçtiği yollar, hangi işçinin, nerede, ne zaman bulunduğunu bize bildiriyor. Devlet baştan bu yana çok iyi müdahalelerde bulundu ama biz zamana karşı yarıştık orada. Bu tip bir sistem kullanılmış olsaydı bizim zaman yarışımızı biraz daha hızlandıracaktı. İkincisi ise yedek koruma, enerji ve havalandırma sistemleri de burada önem arz ediyor."