Bdp Genel Başkanı Demirtaş Hakkari'de
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ''Partimizin hiçbir partiye, hiçbir belediye başkan adayına karşı asla bir saldırı girişimi, saldırı planlaması, seçim çalışmasını engelleme planlaması olmamıştır, olmaz da'' dedi.
Çeşitli ziyaretlerde bulunmak üzere BDP Hakkari milletvekilleri Adil Zozani ve Esat Canan ile kente gelen Demirtaş, Çiftlik mevkisinde partililerce karşılandı.
Belediye ziyaretinin ardından vatandaşlara hitap eden Demirtaş, genel seçimlerde Hakkari halkının 7'den 70'e tek yürek olarak verdiği mesajın çok büyük gelişmelerin önünü açtığını belirterek, İmralı'daki diyaloğun ve barış sürecinin Hakkarilinin eseri olduğunu savundu.
Demirtaş, 30 Mart seçimleri sonrasında, bugüne kadar yürüyen diyolog sürecinin kalıcı barışa dönüşmesi için somut adımların atılacağı döneme gireceklerini ifade ederek, "Elbette ki bugüne kadar özellikle son birkaç seçimdir aldığımız sonuçların üstünde sonuçlar elde edersek burada da Kürt halkı artık kendi kaderini kendi eline almış olacak'' diye konuştu.
-"Keşke bu ülkede Kürt sorunu olmasaydı"
Daha sonra Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğini (MEYADER) ziyaret eden Demirtaş, gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Keşke bu ülkede Kürt sorunu olmasaydı" diyen Demirtaş, şunları kaydetti:
"Keşke Kürtlerin başına bu felaketler getirilmeseydi ve keşke Kürt gençleri bütün bu zulümle karşı karşıya kalmasıydı, eline silah alıp dağa çıkmak zorunda kalmasıydı. Keşke bugün şehitlerimiz, Kürtlerin gençleri, evlatları, analarının babalarının yanında yaşasaydı. Keşke bugün yaşamını kaybeden asker ve polisler, annesinin, babasının yanında yaşasaydı. Bunların hepsi bizim yürekten temennimizdir. Bütün halkımız da bu duyguları yüreğinde hissediyor."
Demirtaş, yeni ölümlerin olmaması için herkese daha fazla görev düştüğünü, ölenleri geri getirmenin imkansız olduğunu ifade ederek, "Bu Allah'ın takdiridir. Ama savaşı durdurup kalıcı barış bizim elimizdedir. İnsanların çabasıyla olur. Allah'ın izniyle biz bunu başaracağız" ifadelerini kullandı.
-Lice'deki gerginlik
Demirtaş, gazetecilerin, Diyarbakır'ın Lice ilçesindeki gerginliğe ilişkin soruları üzerine, "Burada şunu açık yüreklilikle belirtiyorum. Partimizin hiçbir partiye, hiç bir belediye başkan adayına karşı asla bir saldırı girişimi, saldırı planlaması, seçim çalışmasını engelleme planlaması asla olmamıştır, olmaz da" dedi.
Siyasi parti olarak rutin siyasi çalışmalarını ve seçim faaliyetlerini yürüttüklerini, bunu yürütürken de halkın iradesine saygı duyan bir yaklaşım sergilediklerini anlatan Demirtaş, şunları ifade etti:
"HÜDA PAR denen parti, neredeyse bir tek üyesinin bile olmadığı bir ilçeye gidip esnafa bildiri dağıtıyor. Esnafın kendisi tepki gösteriyor. Esnaf, burada 'Bu bildiriyi dağıtmayın' diyor. Esnaf ne partimizin yöneticisidir ne partimizin üyesidir. Yani halkın doğal tepkisi gelişiyor. Ensaf, 'Bu bildiriyi bana vermeyin' diyor. 'Ben BDP'liyim. BDP'ye oy vereceğim, bana bu bildiriyi vermeyin' deyip iade ediyor. Gittiği her yerde HÜDA PAR bu tepki ile karşılaşıyor. Şimdi bildiri iade edilince, insanlar kabul etmeyince, esnafa hakaret ediyorlar. Oradaki insanlara tehditler yağdırıyorlar. Oradan başlayan bir gerilim ortaya çıkıyor. Ondan sonra bagajlarından çıkardıkları sopalarla, kasaturalarla, silahlarla saldırıyorlar."
-"Ortada bir halk tepkisi var"
Demirtaş, olayın gelişiminin bu şekilde olduğuna değinerek, şöyle devam etti:
"(BDP seçim çalışmalarımızı engelliyor, BDP bize saldırıyor) diye veryansın ederek büyük bir velvele ile duyarmaya çalışıyorlar. Neye hizmet ettiği belli. Halk bunu bildiği için esnaf tepki gösteriyor, elini sıkmıyor, verdiği ilanı, bildiriyi, afişi geri atıyor. Şimdi bu insanların hakkıdır. Bunu yapmasın mı?. Ne diyelim yani. Biz BDP'li esnafa, BDP sempatizanına, seçmenimize, 'HÜDA PAR geldiğinde, afişlerini dükkanlarınıza asın, onlara oy vereceğinize dair söz verin mi?' diyeceğiz. HÜDA PAR'lılar bizden bunu bekliyor herhalde. Ortada bir BDP tepkisi, BDP provokasyonu, BDP girişimi yok. Ortada bir halk tepkisi var. Halk tepki gösteriyor. Şimdi ben sormak istiyorum, bu HÜDA PAR'lılar açıklama yapıyorlar. 'Biz çalışma yapmayacak mıyız?' Yapın kardeşim. Ama bir tek üyenizin olmadığı Lice'de, esnafa zorla bildiri dağıtmanın kendisi provokasyondur. Esnaf istemiyorsa zorlamayacaksınız, vermeyeceksiniz. Biz BDP olarak hiçbir yerde esnafa zorla bildiri dağıtmıyoruz. Almıyorsa, saygı duyuyoruz. Elimizi sıkmıyorsa, afişimizi almıyorsa saygı duyuyoruz. 'Partilimiz değil' diyoruz saygı duyup çıkıyoruz. Ama bunlar esnafa hakaret ediyorlar. 'Efendim Allah'ın partisini kabul etmiyorsunuz da din düşmanı BDP'yi mi kabul ediyorsunuz' deyip partiye hakaret ediyorlar. Bu tür provokasyonlar yapıyorlar."
-"Provokasyonlara karşı dikkatli olun"
Demirtaş, ortada BDP-HÜDA PAR çatışması olmadığını bildirerek, "Bunlar kendilerini bu şekilde gündeme taşımak istiyorlar. BDP, HÜDA PAR'ın çalışmasını engelliyormuş. Buyurun sabaha kadar çalışın. Biz mi engel oluyoruz? Ben bütün halkımızdan, esnafımızdan özellikle rica ediyorum. Bu ve benzeri partiler, provokasyon yapmak için ellerinden geleni yapacaklar. Siz sağduyulu olun. Elbette ki kendini savunmak haktır ama provokasyonlara karşı da dikkatli olun. Gelip, gitsinler. Çalışmalarını mı yapıyorlar, ne yapıyorlarsa yapsınlar. 30 Martta zaten sonuçları görecekler. Kimin ne mal olduğu meydana çıkacak" diye konuştu.
Kaynak: AA
Belediye ziyaretinin ardından vatandaşlara hitap eden Demirtaş, genel seçimlerde Hakkari halkının 7'den 70'e tek yürek olarak verdiği mesajın çok büyük gelişmelerin önünü açtığını belirterek, İmralı'daki diyaloğun ve barış sürecinin Hakkarilinin eseri olduğunu savundu.
Demirtaş, 30 Mart seçimleri sonrasında, bugüne kadar yürüyen diyolog sürecinin kalıcı barışa dönüşmesi için somut adımların atılacağı döneme gireceklerini ifade ederek, "Elbette ki bugüne kadar özellikle son birkaç seçimdir aldığımız sonuçların üstünde sonuçlar elde edersek burada da Kürt halkı artık kendi kaderini kendi eline almış olacak'' diye konuştu.
-"Keşke bu ülkede Kürt sorunu olmasaydı"
Daha sonra Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğini (MEYADER) ziyaret eden Demirtaş, gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
"Keşke bu ülkede Kürt sorunu olmasaydı" diyen Demirtaş, şunları kaydetti:
"Keşke Kürtlerin başına bu felaketler getirilmeseydi ve keşke Kürt gençleri bütün bu zulümle karşı karşıya kalmasıydı, eline silah alıp dağa çıkmak zorunda kalmasıydı. Keşke bugün şehitlerimiz, Kürtlerin gençleri, evlatları, analarının babalarının yanında yaşasaydı. Keşke bugün yaşamını kaybeden asker ve polisler, annesinin, babasının yanında yaşasaydı. Bunların hepsi bizim yürekten temennimizdir. Bütün halkımız da bu duyguları yüreğinde hissediyor."
Demirtaş, yeni ölümlerin olmaması için herkese daha fazla görev düştüğünü, ölenleri geri getirmenin imkansız olduğunu ifade ederek, "Bu Allah'ın takdiridir. Ama savaşı durdurup kalıcı barış bizim elimizdedir. İnsanların çabasıyla olur. Allah'ın izniyle biz bunu başaracağız" ifadelerini kullandı.
-Lice'deki gerginlik
Demirtaş, gazetecilerin, Diyarbakır'ın Lice ilçesindeki gerginliğe ilişkin soruları üzerine, "Burada şunu açık yüreklilikle belirtiyorum. Partimizin hiçbir partiye, hiç bir belediye başkan adayına karşı asla bir saldırı girişimi, saldırı planlaması, seçim çalışmasını engelleme planlaması asla olmamıştır, olmaz da" dedi.
Siyasi parti olarak rutin siyasi çalışmalarını ve seçim faaliyetlerini yürüttüklerini, bunu yürütürken de halkın iradesine saygı duyan bir yaklaşım sergilediklerini anlatan Demirtaş, şunları ifade etti:
"HÜDA PAR denen parti, neredeyse bir tek üyesinin bile olmadığı bir ilçeye gidip esnafa bildiri dağıtıyor. Esnafın kendisi tepki gösteriyor. Esnaf, burada 'Bu bildiriyi dağıtmayın' diyor. Esnaf ne partimizin yöneticisidir ne partimizin üyesidir. Yani halkın doğal tepkisi gelişiyor. Ensaf, 'Bu bildiriyi bana vermeyin' diyor. 'Ben BDP'liyim. BDP'ye oy vereceğim, bana bu bildiriyi vermeyin' deyip iade ediyor. Gittiği her yerde HÜDA PAR bu tepki ile karşılaşıyor. Şimdi bildiri iade edilince, insanlar kabul etmeyince, esnafa hakaret ediyorlar. Oradaki insanlara tehditler yağdırıyorlar. Oradan başlayan bir gerilim ortaya çıkıyor. Ondan sonra bagajlarından çıkardıkları sopalarla, kasaturalarla, silahlarla saldırıyorlar."
-"Ortada bir halk tepkisi var"
Demirtaş, olayın gelişiminin bu şekilde olduğuna değinerek, şöyle devam etti:
"(BDP seçim çalışmalarımızı engelliyor, BDP bize saldırıyor) diye veryansın ederek büyük bir velvele ile duyarmaya çalışıyorlar. Neye hizmet ettiği belli. Halk bunu bildiği için esnaf tepki gösteriyor, elini sıkmıyor, verdiği ilanı, bildiriyi, afişi geri atıyor. Şimdi bu insanların hakkıdır. Bunu yapmasın mı?. Ne diyelim yani. Biz BDP'li esnafa, BDP sempatizanına, seçmenimize, 'HÜDA PAR geldiğinde, afişlerini dükkanlarınıza asın, onlara oy vereceğinize dair söz verin mi?' diyeceğiz. HÜDA PAR'lılar bizden bunu bekliyor herhalde. Ortada bir BDP tepkisi, BDP provokasyonu, BDP girişimi yok. Ortada bir halk tepkisi var. Halk tepki gösteriyor. Şimdi ben sormak istiyorum, bu HÜDA PAR'lılar açıklama yapıyorlar. 'Biz çalışma yapmayacak mıyız?' Yapın kardeşim. Ama bir tek üyenizin olmadığı Lice'de, esnafa zorla bildiri dağıtmanın kendisi provokasyondur. Esnaf istemiyorsa zorlamayacaksınız, vermeyeceksiniz. Biz BDP olarak hiçbir yerde esnafa zorla bildiri dağıtmıyoruz. Almıyorsa, saygı duyuyoruz. Elimizi sıkmıyorsa, afişimizi almıyorsa saygı duyuyoruz. 'Partilimiz değil' diyoruz saygı duyup çıkıyoruz. Ama bunlar esnafa hakaret ediyorlar. 'Efendim Allah'ın partisini kabul etmiyorsunuz da din düşmanı BDP'yi mi kabul ediyorsunuz' deyip partiye hakaret ediyorlar. Bu tür provokasyonlar yapıyorlar."
-"Provokasyonlara karşı dikkatli olun"
Demirtaş, ortada BDP-HÜDA PAR çatışması olmadığını bildirerek, "Bunlar kendilerini bu şekilde gündeme taşımak istiyorlar. BDP, HÜDA PAR'ın çalışmasını engelliyormuş. Buyurun sabaha kadar çalışın. Biz mi engel oluyoruz? Ben bütün halkımızdan, esnafımızdan özellikle rica ediyorum. Bu ve benzeri partiler, provokasyon yapmak için ellerinden geleni yapacaklar. Siz sağduyulu olun. Elbette ki kendini savunmak haktır ama provokasyonlara karşı da dikkatli olun. Gelip, gitsinler. Çalışmalarını mı yapıyorlar, ne yapıyorlarsa yapsınlar. 30 Martta zaten sonuçları görecekler. Kimin ne mal olduğu meydana çıkacak" diye konuştu.