Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Yozgat'ta
YOZGAT - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Bizim sesimizi birçok kimse kısmaya çalıştı ama kısamadı. Bundan sonra da, inşallah bu kadronun sesini kimse kısamayacaktır. Ne gezenler, ne dolaşanlar, ne tencere tava çalanlar, ne içeride ne dışarıda iş birlikçileri, yeter ki değerli kardeşlerimizin duası ve desteği bizimle beraber olsun" dedi.
Bozdağ, Yozgat Valiliği ve Belediyesinin hazırladığı Bozok Bereket Kervanı Projesi kapsamında Yerköy Molla Hüsrev Camii bahçesinde düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmada, ramazanın bereket, paylaşma ve rahmet ayı olduğunu belirtti
Türkiye'nin huzur, kardeşlik, refah ve güzellikler içerisinde ramazan ayını geçirdiğini ifade eden Bozdağ, "Türkiye bu yıl ramazan ayını huzur ve kardeşlik içerisinde geçirdi, ama her yer böyle değildi. Komşularımızın sıkıntıları var. Uzakta olanların sıkıntıları var, yakında olanların sıkıntıları var. İslam dünyasının dört bir yanında maalesef ramazan yine gözyaşı, kan, huzursuzluk, barıştan uzak iklim içerisinde geçti. Diliyoruz ki, umuyoruz ki, bundan sonra hiç olmazsa hiçbir yerde ramazan aynında, diğer zamanlarda insanların gözyaşı olmasın, kan olmasın, her daim sevgi olsun, saygı olsun, barış olsun, kardeşlik olsun dileğimiz ve temennimiz budur" diye konuştu.
-"Türkiye her zaman darda ve zorda olanların yanında olmuştur"
Türkiye'nin, dünyanın neresinde olursa olsun her zaman insanların yanında yer aldığını belirten Bozdağ, Türkiye'nin insanların huzurunu refahını kardeşliğini barışını esas alan davranışların içerisinde olduğunu söyledi.
İslam coğrafyasının farklı yerlerinde insanların huzur içerisinde iftar yapma imkanı bulamadıklarını anlatan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Gerek Suriye olayında olsun gerek Mısır'da olsun gerekse başka yerlerde olsun mazlumun yanında yer alan insanın yanında yer alan ilkesel bir duruş ortaya koyduk. Sadece çıkar esaslı bakışlarla haksızlıklara, kötülüklere, yanlışlara, doğru deme veyahut da zulüm karışsında susma zilletine devlet olarak da millet olarak da düşmedik. Bu bizim medeniyet anlayışımızın da bir geleneğidir. Türk milleti tarihinin her devrinde darda ve zorda olanlarla beraber olmuştur. Saddam Hüseyin Irak'ta Halepçe'de katliam yaptığında oradaki kardeşlerine yine Türk milleti kucağını açmıştır. Bulgaristan'da devrim yönetimi orada ki soydaşlarımıza zulüm yapınca yine kapıyı biz açtık. Onlara evimizi soframızı onlarla paylaştık. Gerek Balkanlar'da gerek Bosna'da, gerekse diğer yerlerde katliamlar olunca zorluk olunca yine kapımızı açtık ekmeğimizi paylaştık. Afganistan'da öyle şimdi Suriye'de öyle, bu bizim tarihten miras aldığımız medeniye anlayışımızın tam da gereğidir. Eğer Türkiye bugün bunu yapmamış olsa idi, esas o zaman eleştirilmesi lazımdı."
Türkiye'nin büyük devlet olma gereğini yerine getirdiğini anlatan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Neden biz büyük devlet olmanın, atalarımızın dedelerimizin yaptığı iyilik yolunun yolcusu olmanın gereğini yapmadık. Bir yerde yangın var, komşumuz yanıyor 'imdat' diyor, 'beni kurtarın' diyor siz de ona kapı komşusunuz, bu yangın karşısında sesiz kalabilir misiniz ? Belki başkaları kalabilir ama Türkiye ile Suriye arasında 910 kilometre var. Oradan gelen duman bizi etkiliyor. Yangının ateşi bizi etkiliyor, kokusu bizi etkiliyor. Biz bundan etkilenmemiş gibi yapamayız. İmdat diye canımızı kurtarın diye, kapımıza gelip dayanana da ne haliniz varsa görün diyemeyiz. Sizi öldürenler varsın öldürsün diyemeyiz. Bu bizim kültürümüze de tarihimize de geleneğimize de büyük devlet oluşumuza da uymayan bir durumdur biz bunu yaptık yapmaya da devam ediyoruz. Türkiyemiz her alanda gelişti büyüdü, bugün güçlü ve kudretli bir Türkiye var hamdolsun sadece kendi içinde sorunlarla uğraşıp onlara çözüm bulan bir Türkiye değil, dünyanın her yerinde olup bitenlere cevap veren el uzatan bir Türkiye var yardım alan değil, yardım eden bir Türkiye var."
2012 yılında, Türkiye'nin, yurt dışında bulunan darda ve zorda olan ülke ve topluluklara yaptığı yardımın 2 milyar 530 milyon dolar olduğunu belirten Bozdağ "Türkiye'nin 2002 yılında yapmış olduğu yardım 83 milyondu. Şimdi 10 sene sonra dikkat edildiği gibi 2 milyar doların üzerinde yardım yapabiliyor. İmkanımız var hamdolsun, çünkü ülkemizin bütçesi 230 milyar dolardan 786 milyar dolara çıktı. Yaklaşık üç kattan fazla artışı sağladık" dedi.
-"Bizim sesimizi çok kişi kısmak istedi"
Konuştuğu sırada elektriklerin kesilmesi üzerine, bir süre beklemek zorunda kalan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bizim sesimizi birçok kimse kısmaya çalıştı ama kısamadı. Bundan sonra da, inşallah bu kadronun sesini kimse kısamayacaktır. Ne gezenler, ne dolaşanlar, ne tencere tava çalanlar, ne içeride ne dışarıda iş birlikçileri, yeter ki değerli kardeşlerimizin duası ve desteği bizimle beraber olsun bizim elektriğimiz sizsiniz. Bizim enerjimiz sizsiniz Allah hepinizden razı olsun. Bugün Türkiye yüz sene önceki mektuplara cevap verdiği gibi yazılan her mektuba da anında cevap veren güçlü ve kuvvetli bir ülke oldu. O noktaya geldik, şimdi IMF'yi gönderdik, borçları ödedik, birileri nara attı borç aldı biz ödedik ama Türkiye artık, IMF'ye borç vermenin şartlarını konuşuyor. Bor vereceğiz hangi şartlarda vereceğiz onun müzakeresini yapıyor. Türkiye o nedenle güçlü bir noktada, güçlü noktada olduğu için güçlü Türkiye'den rahatsız olanlar var. Terör meselesini halletmiş, çözüm sürecini başarıya ulaştırmış bir Türkiye bu güçle yoluna devam ederse, bu Türkiye'yi tutamayız diye endişe edenler var onun için dışarıdan içeriden çelme takmak isteyenler var. Biz onlara karşı sizlere güveniyoruz. Milletimize güveniyoruz. Çünkü bugüne kadar milletle beraber bu başarıları yakaladık. Bundan sonra da beraber yolumuza devam edeceğiz."
Kaynak: AA
Türkiye'nin huzur, kardeşlik, refah ve güzellikler içerisinde ramazan ayını geçirdiğini ifade eden Bozdağ, "Türkiye bu yıl ramazan ayını huzur ve kardeşlik içerisinde geçirdi, ama her yer böyle değildi. Komşularımızın sıkıntıları var. Uzakta olanların sıkıntıları var, yakında olanların sıkıntıları var. İslam dünyasının dört bir yanında maalesef ramazan yine gözyaşı, kan, huzursuzluk, barıştan uzak iklim içerisinde geçti. Diliyoruz ki, umuyoruz ki, bundan sonra hiç olmazsa hiçbir yerde ramazan aynında, diğer zamanlarda insanların gözyaşı olmasın, kan olmasın, her daim sevgi olsun, saygı olsun, barış olsun, kardeşlik olsun dileğimiz ve temennimiz budur" diye konuştu.
-"Türkiye her zaman darda ve zorda olanların yanında olmuştur"
Türkiye'nin, dünyanın neresinde olursa olsun her zaman insanların yanında yer aldığını belirten Bozdağ, Türkiye'nin insanların huzurunu refahını kardeşliğini barışını esas alan davranışların içerisinde olduğunu söyledi.
İslam coğrafyasının farklı yerlerinde insanların huzur içerisinde iftar yapma imkanı bulamadıklarını anlatan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Gerek Suriye olayında olsun gerek Mısır'da olsun gerekse başka yerlerde olsun mazlumun yanında yer alan insanın yanında yer alan ilkesel bir duruş ortaya koyduk. Sadece çıkar esaslı bakışlarla haksızlıklara, kötülüklere, yanlışlara, doğru deme veyahut da zulüm karışsında susma zilletine devlet olarak da millet olarak da düşmedik. Bu bizim medeniyet anlayışımızın da bir geleneğidir. Türk milleti tarihinin her devrinde darda ve zorda olanlarla beraber olmuştur. Saddam Hüseyin Irak'ta Halepçe'de katliam yaptığında oradaki kardeşlerine yine Türk milleti kucağını açmıştır. Bulgaristan'da devrim yönetimi orada ki soydaşlarımıza zulüm yapınca yine kapıyı biz açtık. Onlara evimizi soframızı onlarla paylaştık. Gerek Balkanlar'da gerek Bosna'da, gerekse diğer yerlerde katliamlar olunca zorluk olunca yine kapımızı açtık ekmeğimizi paylaştık. Afganistan'da öyle şimdi Suriye'de öyle, bu bizim tarihten miras aldığımız medeniye anlayışımızın tam da gereğidir. Eğer Türkiye bugün bunu yapmamış olsa idi, esas o zaman eleştirilmesi lazımdı."
Türkiye'nin büyük devlet olma gereğini yerine getirdiğini anlatan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Neden biz büyük devlet olmanın, atalarımızın dedelerimizin yaptığı iyilik yolunun yolcusu olmanın gereğini yapmadık. Bir yerde yangın var, komşumuz yanıyor 'imdat' diyor, 'beni kurtarın' diyor siz de ona kapı komşusunuz, bu yangın karşısında sesiz kalabilir misiniz ? Belki başkaları kalabilir ama Türkiye ile Suriye arasında 910 kilometre var. Oradan gelen duman bizi etkiliyor. Yangının ateşi bizi etkiliyor, kokusu bizi etkiliyor. Biz bundan etkilenmemiş gibi yapamayız. İmdat diye canımızı kurtarın diye, kapımıza gelip dayanana da ne haliniz varsa görün diyemeyiz. Sizi öldürenler varsın öldürsün diyemeyiz. Bu bizim kültürümüze de tarihimize de geleneğimize de büyük devlet oluşumuza da uymayan bir durumdur biz bunu yaptık yapmaya da devam ediyoruz. Türkiyemiz her alanda gelişti büyüdü, bugün güçlü ve kudretli bir Türkiye var hamdolsun sadece kendi içinde sorunlarla uğraşıp onlara çözüm bulan bir Türkiye değil, dünyanın her yerinde olup bitenlere cevap veren el uzatan bir Türkiye var yardım alan değil, yardım eden bir Türkiye var."
2012 yılında, Türkiye'nin, yurt dışında bulunan darda ve zorda olan ülke ve topluluklara yaptığı yardımın 2 milyar 530 milyon dolar olduğunu belirten Bozdağ "Türkiye'nin 2002 yılında yapmış olduğu yardım 83 milyondu. Şimdi 10 sene sonra dikkat edildiği gibi 2 milyar doların üzerinde yardım yapabiliyor. İmkanımız var hamdolsun, çünkü ülkemizin bütçesi 230 milyar dolardan 786 milyar dolara çıktı. Yaklaşık üç kattan fazla artışı sağladık" dedi.
-"Bizim sesimizi çok kişi kısmak istedi"
Konuştuğu sırada elektriklerin kesilmesi üzerine, bir süre beklemek zorunda kalan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bizim sesimizi birçok kimse kısmaya çalıştı ama kısamadı. Bundan sonra da, inşallah bu kadronun sesini kimse kısamayacaktır. Ne gezenler, ne dolaşanlar, ne tencere tava çalanlar, ne içeride ne dışarıda iş birlikçileri, yeter ki değerli kardeşlerimizin duası ve desteği bizimle beraber olsun bizim elektriğimiz sizsiniz. Bizim enerjimiz sizsiniz Allah hepinizden razı olsun. Bugün Türkiye yüz sene önceki mektuplara cevap verdiği gibi yazılan her mektuba da anında cevap veren güçlü ve kuvvetli bir ülke oldu. O noktaya geldik, şimdi IMF'yi gönderdik, borçları ödedik, birileri nara attı borç aldı biz ödedik ama Türkiye artık, IMF'ye borç vermenin şartlarını konuşuyor. Bor vereceğiz hangi şartlarda vereceğiz onun müzakeresini yapıyor. Türkiye o nedenle güçlü bir noktada, güçlü noktada olduğu için güçlü Türkiye'den rahatsız olanlar var. Terör meselesini halletmiş, çözüm sürecini başarıya ulaştırmış bir Türkiye bu güçle yoluna devam ederse, bu Türkiye'yi tutamayız diye endişe edenler var onun için dışarıdan içeriden çelme takmak isteyenler var. Biz onlara karşı sizlere güveniyoruz. Milletimize güveniyoruz. Çünkü bugüne kadar milletle beraber bu başarıları yakaladık. Bundan sonra da beraber yolumuza devam edeceğiz."