Kuru Göz Sendromu’na Dikkat

Çok sayıda insanı ilgilendiren fakat tüm yönleriyle bilinmeyen göz kuruluğu; gözde yanma ve batma hissinin yanı sıra kızarıklık, görmede bulanıklık gibi durumlara yol açabildiği ve kronik hale gelebildiği belirtildi.

Konuyla ilgili bilgiler veren Özel Yıldızlıgüven Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Fatih Demirbaş, göz hareketlerinin rahat bir şekilde gerçekleştirilebilmesi ve gözün sağlıklı kalabilmesi için gözyaşının miktarı ve kalitesinin çok önemli olduğunu söyledi.

Gözyaşı miktarı ve kalitesinin düşmesi halinde göz kuruluğu, diğer bir deyişle ‘Kuru göz sendromu’nun ortaya çıkabileceğini kaydeden Demirbaş “Gözyaşı üst göz kapağının altındaki ana gözyaşı bezinden, alt ve üst göz kapaklarının iç kısmına ve kirpikli kenara yakın, yardımcı gözyaşı bezleri tarafından üretilir. Göz kırpma hareketi ile bir film tabakası şeklinde gözün yüzeyini kaplar, yine kırpma hareketiyle üst ve alt kapak kenarlarında yer alan küçük delikler vasıtasıyla burun içine iletilir ve gözyaşının bir kısmı da buharlaşma yoluyla gözden uzaklaşır. Gözün normal fonksiyonunu devam ettirmesi ve optik bütünlüğünü koruması için göz yüzeyini kaplayan sağlıklı bir gözyaşı tabakasına ihtiyaç vardır. Gözyaşı; toz, duman, rüzgâr gibi çeşitli etkenler nedeniyle kirlenen göz yüzeyini temizler ve kornea yüzeyinin tahriş olmasını engeller. Gözün kırpılması sonucunda gözyaşı, göz yüzeyinin tamamına yayılır ve bu yüzeyi nemlendirir, varsa toz, is gibi etkenlerden arındırır. Gözyaşı eksikliğinde ise bu yüzey nemsiz kalacağı için yanma, batma ve kızarma gibi sonuçlar ortaya çıkar ve yüzey tahriş olmaya başlar” dedi.

Gözyaşının basitçe iki türlü olduğunu vurgulayan Demirbaş, “Sürekli gözyaşı, tepki gözyaşı. Sürekli gözyaşı, göz yüzeyinin her zaman nemli kalmasını sağlar. Tepki gözyaşı ise ağlama ya da alerji, göze toz kaçması gibi durumlarda gözün tepkisi sonucunda ortaya çıkan gözyaşıdır. Her iki gözyaşı da göz kapakları ile göz yüzeyi arasındaki sürtünmeyi azaltıcı bir göreve sahiptir” diye konuştu.

GÖZ KURULUĞUNUN BAŞLICA NEDENLERİ
Demirbaş, sürekli gözyaşı miktarı ve kalitesinde azalma meydana geldiğinde, göz yüzeyi yeterli seviyede beslenemeyeceğinden dolayı tahriş olmaya başlayacağını ve enfeksiyon riskini ortaya çıkaracağını ifade ederek göz kuruluğuna neden olan faktörleri şu şekilde sıraladı:
“Kontak lens kullanımı, Lazerle göz ameliyatı gibi operasyonlar, Klimalı ya da kaloriferli ortamlar, Yoğun ışığa maruz kalma, Uzun süre bilgisayar kullanımı ya da televizyon izleme, Sigara kullanımı ya da dumanlı ortamlarda bulunma, Romatizmal rahatsızlıklar, Kalp hastalıkları ve diyabet, Göz tansiyonu, Yaşlılık, Uyku hapları, antidepresan gibi ilaçlar, Uzun süre gözün kırpılmaması, Oksijen yetersizliği, düşük nem ve havasız ortamlar.”
Birçok hastalık ve bazı ilaçların kullanımının kuru göz oluşumuna neden olabildiğini kaydeden Dr. Fatih Demirbaş “Günümüzde, özellikle çalışma hayatının gelişmesi sonucu bilgisayar kullanımı ve klimalı ortamlar önemli ölçüde kuru göze neden olarak hayat kalitesini düşürebilmektedir. Zaman zaman görme bulanıklığı yaşayan bazı hastalarımızda, başka herhangi bir problem olmadan sadece kuru göz varlığının sorumlu olduğunu görebilmekteyiz. Ayrıca yanma ve batma hissi, kaşıntı ve kızarıklık, gözde yabancı cisim hissi, aşırı sulanma, gözün ağrıması ve karıncalanması diğer bulgular arasındadır” dedi.

GÖZ KURULUĞUNUN TEDAVİSİ
Kuru göz tedavisinde amacının göz yüzeyinin nemli kalmasını sağlamak olduğunu açıklayan Demirbaş, göz kuruluğuna neden olan faktörlerin ortadan kaldırılmasının son derece önemli olduğunu belirtti.

Demirbaş, “Örneğin, kuru bir havaya sahip mekânda kalan birisinin daha nemli bir ortamı tercih etmesi ya da uzun süre bilgisayar kullanan bir kuru göz hastasının bu süreyi en aza indirmesi gereklidir. Eğer göz kuruluğu kronik bir hal almışsa, yapay gözyaşları ya da cerrahî müdahale gerekli olabilir” şeklinde konuştu.

Demirbaş, sağlıkla ilgili her durumda olduğu gibi göz kuruluğunda da erken teşhis ve tedavi önemli olduğunu ifade ederek, gözde, belirtiler sorunlar gözlemleniyorsa en kısa sürede bir göz doktoruna görünmekte fayda olduğunu vurguladı. Demirbaş, “Özellikle yoğun bilgisayar kullanan, sık okuma yapan kişilerde, görüntü kalitesini ve çalışma performansını arttırmak için, bariz şikayetler oluşmasa bile, gözyaşı damlası kullanımını öneriyoruz” ifadelerini kullandı

Kaynak: İHA