Süper lüks yatta cinsel taciz iddiası

Yunanistan’ın Santorini Adası açıklarında, iki aydır aşçı olarak çalıştığı süper lüks yatın kaptanı tarafından cinsel tacize uğrayıp, ölümle tehdit edildiğini ileri süren 36 yaşındaki E.G.S., Türk karasularına girdiklerinde Sahil Güvenlik ekiplerini arayıp yardım istedi

Süper lüks yatta cinsel taciz iddiası
Aşçı kadın, kendisine tacizde bulunduğunu iddia ettiği Türk kaptan 40 yaşındaki B.Ç. ve olayın üzerini kapatmaya çalışan teknenin Fransız sahibi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. B.Ç., ise tüm uyarılara rağmen kurallara uymadığı için sözleşmesini feshetmek istedikleri için E.G.S. 'nin kendilerine iftira attığını ileri sürüp, 'Biz de kendisinden şikayetçi olduk' dedi.

Beş yıldızlı otellerde aşçılık ve bazı televizyon kanallarında zaman zaman yemek programları yapan aşçı E.G.S. anlattığına göre, 2 ay önce Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy 'nin danışmanlarından J.P.T.'nin sahibi olduğu şirkete ait ABD bayraklı,'Leydi Diane'adlı 32 metrelik süper lüks yatta sözleşmeli olarak işe başladı.

E.G.S.'nin işe başladığı tekne, iki hafta önce Yunanistan 'ın Santoroni Adası açıklarına demirleyip, Fransa 'dan helikopterle gelecek olan patronlarını beklemeye başladı. Ancak, geçen 21 Temmuz 'da, fırtına nedeniyle gelmekten vazgeçen Thomas, kaptandan İstanköy (Kos) Adası 'na geçmelerini istedi. Bunun üzerine teknedeki 7 personelden 5 'i saat 20.00 sıralarında karaya çıktı. Teknede aşçı E.G.S. ile yalnız kalan kaptan B.Ç., iddiaya göre, 3 saat kadar sonra aşçı kadının kaldığı kamaraya girip, cinsel tacizde bulundu. 15 dakika boyunca direnen E.G.S., bu sırada personelin tekneye dönmesi üzerine B.Ç.'nin hemen toparlanıp, hiçbir şey olmamış gibi kamaradan çıkması üzerine kurtuldu.

ŞİKAYETÇİ OLDU
Karaya uzak olmaları ve Yunanistan 'da şikayetçi olacağı yakında bir makam bulunmaması nedeniyle çaresiz kaldığını anlatan E.G.S., yaşandığını söylediği anları şöyle anlattı:
'Kaptan B.Ç., yaşadıklarımızı kimseye anlatmamam için beni denize atıp, öldürmekle tehdit etti. Korkumdan kendimi mutfaktaki işler dışında dört gün boyunca, kamaraya kilitledim. Daha sonra patronumuzu almak için İstanköy Adası 'na geçti. Burada, durumu Fransız patronumuza anlattım. Vücudumdaki çürük ve darp izlerini gösterdim. Ancak, bana değil kaptana inandı. Olay günü yaşadıklarımı Türkiye 'de daha önceden tanıdığım iki savcı ile bir üst düzey askeri yetkiliye anlatmıştım. Türk karasularına girdiğimizde Sahil Güvenliği arayıp, yardım istedim. Gelip beni tekneden alarak kurtardılar. Daha sonra Sahil Güvenliğe şikayetçi olup, avukatım Nazlı Aydoğan Kaplan ile savcılığa da suç duyurusunda bulundum. Teknedeki diğer 2 kadın personel de yaşadıklarımı tanık olup, üzüldüler. 17 yıllık aşçıyım, ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım. Yaşadıklarım nedeniyle psikolojik tedavi görmeye başladım. B.Ç. 'nin yanı sıra yaşadıklarımı anlatamama rağmen beni korumayan patronumdan da şikayetçi oldum.'

YATIN AYRILMASINA İZİN VERİLMEDİ
E.G.S. 'nin şikayeti üzerine Sahil Güvenlik, kaptan B.Ç. ve tekne personeli 4 kişinin ifadelerine başvurdu. Sahibi Fransız işadamının da içinde bulunduğu teknenin ise Bodrum 'dan ayrılmasına izin verilmedi.
Sahil Güvenliğin, gelişmeler üzerine kız arkadaşı ile birlikte yatından ayrılarak Bodrum 'daki lüks bir otele yerleşen Fransız işadamının da ifadesine başvuracağı öğrenildi.

KAPTAN: HEPSİ YALAN VE İFTİRA
DHA muhabirinin telefonla ulaştığı kaptan B.Ç., konunun adli makamlara intikal ettiğini belirtip, 'E.G.S. hanımın söyledikleri tamamen yalan ve iftiradır. Bu konuda biz de kendisinden şikayetçi olduk. Teknede sözleşmenin kurallarına ve maddelerine uymadığı için kendisini sık sık uyardım. Tüm uyarılara rağmen yine de vazgeçmeyince iş akdini feshetmek istedik. Bunu öğrenince böyle bir iftira ve yalan söyleme yoluna gitti. Biz de hukuki yollardan hakkımızı arayacağız' dedi.