Ak Parti Grup Başkanvekili Elitaş:
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Mısır’daki olayları örnek gösterip darbecileri eleştirerek, “28 Şubat’ta erkeklik, ürkeklik davası ortaya çıkaranlar, 27 Nisan’da gık diyemediler” dedi.
AK Parti Kayseri İl Başkanlığı’nın Temmuz ayı Meclis Toplantısı’nda konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Mısır’daki olaylara değindi. Elitaş, “Özellikle Mısır’da demokrasi ile seçilmiş, millet iradesi ile çıkmış, o ülkenin kuralları çerçevesinde sandıktan çıkmış iktidar ne ise herkes ona saygı göstermek zorundadır. Ona herkes boynunu bükmek zorundadır. Türkiye’de darbe heveslisi, darbe yaltakçısı birileri çıkıyor ve onların önünde de profesör yazıyor. O duayenler hesap yapıyorlar. Mursi’nin aldığı oy fazla değil diyorlar. Bugün Fransa’da, Almanya’da seçime katılım oranları, ABD’de yüzde 55’in üzerinde gerçekleşirse olağanüstü oluyor. Dünyanın jandarması olan ABD’de yüzde 55-60 seçmen çoğunluğu ile dünya idare ediliyorsa, Mısır’da da seçime katılım oranı ne olursa olsun sandıktan çıkana herkes saygı göstermeli. Demokratlık budur. Azınlığın çoğunluğa tahakkümünü demokrasi diye yutturmaya çalışanlar var. Millet bunlara hiçbir zaman prim vermeyecektir” dedi.
Konuşmasında Türkiye’deki darbelere de değinen Elitaş, şunları söyledi:
“2001 yılında milletin yüzde 95’i temsil edildi Türkiye’de yapılan seçimlerde. Millet Türkiye’de demokrasiye sandıktaki tercihi ile müdahale ediyor. Başkaları gibi asker destekli, namlu destekli demokrasiye balans ayarı vermesine müsaade etmiyor. 28 Şubat’ta demokrasiye balans ayarı vermişlerdi. 12 Eylül’de gençleri birbirlerine kırdırmışlardı iktidara gelmek için senaryolar üretenler. Sesimizi o dönem çıkaramadık. 27 Mayıs’ta da sesimizi çıkaramadık, 12 Mart’ta da sesimizi çıkaramadık. 27 Nisan’da post modern bir ifade kullandılar. Birden bire Türkiye alt üst olmuş. İnternet sitesinde ‘şöyle bir cumhurbaşkanı seçersen kabulümdür’ diyor. Ama ilk defa o gün 27 Mayıs’ta, 12 Mayıs’ta sessiz kalanlar, 27 Nisan’da gık diyemediler. 28 Şubat’ta erkeklik, ürkeklik davası ortaya çıkaranlar, 27 Nisan’da gık diyemediler. Başımız dik gezebiliyorsak, demokrasiyi her platformda söyleyebiliyorsak ve yarışa gidiyorsak o gün 27 Nisan 2007 tarihinde yapılan herkes haddini bilecek diyen hükümetin aldığı kararlılık sonucunda ortaya çıkan bir durumdur. Birileri şapkasını alıp kaçarken, şu anda demokratikleşme yolunda herkes çalışırken, bir siyasi partinin genel başkanı darbe olursa tankların karşısına ben çıkarım diyor. 28 Şubat’ı yaşadın. O dönemlerde tankların karşısına çıkmak aklına gelmedi mi? Sayın Kılıçdaroğlu 28 Şubat’ı es geçti. Tanklar yürürken Sayın Kılıçdaroğlu ne yapıyordu? Genel müdür de değildi, istifa etmişti. Tanklar yürürken sana engel olan mı vardı? Bu gün Türkiye’de darbe olmaz diyebiliyorsak bu 27 Nisan bildirisine karşı 28 Nisan tarihindeki hükümetin darbecilere dur diyebilmesinin cesaretidir. Refah Partisi’ni eleştirenler, ‘çok ürkek’ diyenler 28 Şubat’ın gölgesinde iktidara geldiler. Başbakanlığı verelim dediler, Bahçeli ‘Ben hazır değilim’ dedi.
‘Fazilet Partisi dinlensin’ dedi.
O zaman askerden o talimatı almıştı.”
Kaynak: İHA
Konuşmasında Türkiye’deki darbelere de değinen Elitaş, şunları söyledi:
“2001 yılında milletin yüzde 95’i temsil edildi Türkiye’de yapılan seçimlerde. Millet Türkiye’de demokrasiye sandıktaki tercihi ile müdahale ediyor. Başkaları gibi asker destekli, namlu destekli demokrasiye balans ayarı vermesine müsaade etmiyor. 28 Şubat’ta demokrasiye balans ayarı vermişlerdi. 12 Eylül’de gençleri birbirlerine kırdırmışlardı iktidara gelmek için senaryolar üretenler. Sesimizi o dönem çıkaramadık. 27 Mayıs’ta da sesimizi çıkaramadık, 12 Mart’ta da sesimizi çıkaramadık. 27 Nisan’da post modern bir ifade kullandılar. Birden bire Türkiye alt üst olmuş. İnternet sitesinde ‘şöyle bir cumhurbaşkanı seçersen kabulümdür’ diyor. Ama ilk defa o gün 27 Mayıs’ta, 12 Mayıs’ta sessiz kalanlar, 27 Nisan’da gık diyemediler. 28 Şubat’ta erkeklik, ürkeklik davası ortaya çıkaranlar, 27 Nisan’da gık diyemediler. Başımız dik gezebiliyorsak, demokrasiyi her platformda söyleyebiliyorsak ve yarışa gidiyorsak o gün 27 Nisan 2007 tarihinde yapılan herkes haddini bilecek diyen hükümetin aldığı kararlılık sonucunda ortaya çıkan bir durumdur. Birileri şapkasını alıp kaçarken, şu anda demokratikleşme yolunda herkes çalışırken, bir siyasi partinin genel başkanı darbe olursa tankların karşısına ben çıkarım diyor. 28 Şubat’ı yaşadın. O dönemlerde tankların karşısına çıkmak aklına gelmedi mi? Sayın Kılıçdaroğlu 28 Şubat’ı es geçti. Tanklar yürürken Sayın Kılıçdaroğlu ne yapıyordu? Genel müdür de değildi, istifa etmişti. Tanklar yürürken sana engel olan mı vardı? Bu gün Türkiye’de darbe olmaz diyebiliyorsak bu 27 Nisan bildirisine karşı 28 Nisan tarihindeki hükümetin darbecilere dur diyebilmesinin cesaretidir. Refah Partisi’ni eleştirenler, ‘çok ürkek’ diyenler 28 Şubat’ın gölgesinde iktidara geldiler. Başbakanlığı verelim dediler, Bahçeli ‘Ben hazır değilim’ dedi.
‘Fazilet Partisi dinlensin’ dedi.
O zaman askerden o talimatı almıştı.”