Bankalara Faiz Eleştirisi
İçel Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, faizin düştüğü ortamda, bankaların faiz gelirlerini artırdığını, düşüşün ise müşterilere tam anlamıyla yansıtılamadığını bildirdi.
Aşut, yaptığı yazılı açıklamada, ekonomide genel faiz düşüşünün reel kesim açısından önemli olduğunu belirtti.
Düşen faizlerin, kredi faizlerine yansımasının gecikmeli ve yetersiz olduğunu ifade eden Aşut, şöyle devam etti.
"Faizin düştüğü ortamda, bankaların faiz gelirleri artıyor, düşüşü ise müşterilere tam anlamıyla yansıtılmıyor. Yine, bankaların aldığı ücret ve komisyon gelirleri de enflasyon ve genel büyüme oranının üzerinde artmıştır. Para politikasını yönlendiren kurumun reel kesime destek vermesi gerekiyor. Finansal kesim sağlıklı biçimde büyüyecekse, bunun karlarını reel kesimle paylaşarak yapacak. Reel kesim pahasına büyüme sağlıklı bir büyüme değildir."
Türkiye genelinde kredi artışının yaklaşık yüzde 20 olduğunu dile getiren Aşut, şöyle devam etti:
"Kredi artışı ekonomiye hissedilir şekilde yansımıyor. Çünkü büyüme sadece yüzde 2 veya 2.5 civarında. Reel sektörün çoğu borcu borçla kapatarak yoluna devam etmeye çalışıyor. Yurt içi hasılamızın neredeyse yüzde 5'i, borçlarımızın faizine gidiyor. Bu kabul edilir oranın neredeyse iki katı. Yani, katma değer azalıyor, karlılık azalıyor ve kazanan sadece tek taraflı olarak bankalar oluyor. Eğer Türkiye ekonomisinin sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme yakalaması isteniyorsa, reel kesimin odağa yerleştirilmesi gerekmektedir. Finansal kesimin, bu kesime hizmet üretmek için var olduğu gerçeği unutulmamalıdır. 'Hep bana' diyen bir sistemle, sadece bir tarafı ayakta tutmaya çalışan bir sitemle Türk reel sektörü ayakta duramaz."
Kaynak: AA
Düşen faizlerin, kredi faizlerine yansımasının gecikmeli ve yetersiz olduğunu ifade eden Aşut, şöyle devam etti.
"Faizin düştüğü ortamda, bankaların faiz gelirleri artıyor, düşüşü ise müşterilere tam anlamıyla yansıtılmıyor. Yine, bankaların aldığı ücret ve komisyon gelirleri de enflasyon ve genel büyüme oranının üzerinde artmıştır. Para politikasını yönlendiren kurumun reel kesime destek vermesi gerekiyor. Finansal kesim sağlıklı biçimde büyüyecekse, bunun karlarını reel kesimle paylaşarak yapacak. Reel kesim pahasına büyüme sağlıklı bir büyüme değildir."
Türkiye genelinde kredi artışının yaklaşık yüzde 20 olduğunu dile getiren Aşut, şöyle devam etti:
"Kredi artışı ekonomiye hissedilir şekilde yansımıyor. Çünkü büyüme sadece yüzde 2 veya 2.5 civarında. Reel sektörün çoğu borcu borçla kapatarak yoluna devam etmeye çalışıyor. Yurt içi hasılamızın neredeyse yüzde 5'i, borçlarımızın faizine gidiyor. Bu kabul edilir oranın neredeyse iki katı. Yani, katma değer azalıyor, karlılık azalıyor ve kazanan sadece tek taraflı olarak bankalar oluyor. Eğer Türkiye ekonomisinin sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme yakalaması isteniyorsa, reel kesimin odağa yerleştirilmesi gerekmektedir. Finansal kesimin, bu kesime hizmet üretmek için var olduğu gerçeği unutulmamalıdır. 'Hep bana' diyen bir sistemle, sadece bir tarafı ayakta tutmaya çalışan bir sitemle Türk reel sektörü ayakta duramaz."