Altın Madenciliği ve Siyanür Paneli
TMMOB bileşenlerini oluşturan Maden Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ile Çevre Mühendisleri Odası Adana Şubeleri ile Çukurova Üniversitesi Maden, Jeoloji, Çevre ve Kimya Mühendislikleri Bölümü ortak düzenledikleri “Altın Madenciliği ve Siyanür” konulu panel Çukurova Üniversitesi Mithat Özhan Amfisinde gerçekleşti.
Moderatörlüğünü Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Sabahatdin Sakatoğlu’nun yaptığı panele konuşmacı olarak Maden Mühendisleri Odasından Prof. Dr. Caner Zanbak, Jeoloji Mühendisleri Odasından Tahir Öngür, Gazi Üniversitesi Toksikoloji Bölümü Ana Bilim Dalından Prof. Dr. Ali Esat Karakaya, Kimya Mühendisleri Odasından Prof. Dr. Bilgehan Güzel ile Çevre Mühendisleri Odasından Yrd. Doç. Dr. Enver Yaşar Küçükgül katıldı.
Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Sabahatdin Sakatoğlu, altın madenciliğinin Anadolu topraklarında 6000 yıllık bir geçmişi olduğunu, 1933 yılında Atatürk’ün emriyle kurulan Altın ve Petrol Arama İdaresi Başkanlığının faaliyete başlamasıyla Cumhuriyet döneminde de devam ettiğini söyledi.
Sakatoğlu, ”Önemli bir altın ithalatçısı olan ülkemizde özellikle 1980 ve sonrasında çok uluslu şirketlerin arama ve sonrasında bulunan madenleri işletmeye açması ile altının nihai ürün eldesin’de kullanılan siyanür üzerinden altın madenciliği tartışılmaya başlanmıştır. Tartışmaların odağını kendi ulusal kaynaklarımızın kullanılmasından daha çok, çok uluslu şirketlerin ve onların uzantısı olan yerli ortakları oluşturmuştur. Altın madenciliği yapan çok az sayıda ulusal sermayeli şirketler de tartışmayı bitirmemiş, bu şirketlerin arkasında uluslar arası şirketlerin varlığı kuşkusuyla yaklaşılmıştır. Birde altın nihai ürün elde edilmesinde siyanür kullanılıyor olması tartışmanın boyutunu çok farklı mecralara çekmiştir. Ülkemizde siyanüre karşı olanlar ve altın madenciliğini destekleyenler olarak kutuplar oluşmuştur. Öyle ki aynı platformlarda taraflar bir araya gelerek tartışmaktan kaçınmakta kitleleri kendi inançları doğrultusunda bilgilendirmeye çalışmışlardır. Altın ve siyanür konusunda televizyon programları, paneller, sempozyumlar yapılmakta, konunun tarafları birlikte yer alamamaktadır. Konunun uzmanları karşılıklı tartışmadığından bazı çevreler tarafından bilinçli olarak bilgi kirliliği yaratılmaktadır. Bu da madenciliğimize ve çevremize zarar vermektedir” diye konuştu.
Konularında uzman olan panelist bilim adamları Prof. Dr. Caner Zanbak, Prof. Dr. Ali Esat Karakaya, Prof. Dr. Bilgehan Güzel, Sayın Tahir Öngür ve Yrd. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül yaptıkları sunumlarda Altın Madenciliğinin yapılmalıdan başlayarak Siyanürün Kimyasal yapısına, Toksikolojik olarak insan üzerinde etkisine ve doğaya verebileceği zararlara kadar her türlü bilgiyi ayrıntılı olarak anlattı. Sunumların ardından katılımcıların merak ettiği sorulara yanıtlar verilmesinin yanı sıra konunun doğruları bulunmaya çalışıldı. Panelin ardından başkan Sakatoğlu, verdikleri doyurucu bilgilerden dolayı panelistlere, katıldıkları için öğrencilere teşekkür etti .
Kaynak: İHA
Maden Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Sabahatdin Sakatoğlu, altın madenciliğinin Anadolu topraklarında 6000 yıllık bir geçmişi olduğunu, 1933 yılında Atatürk’ün emriyle kurulan Altın ve Petrol Arama İdaresi Başkanlığının faaliyete başlamasıyla Cumhuriyet döneminde de devam ettiğini söyledi.
Sakatoğlu, ”Önemli bir altın ithalatçısı olan ülkemizde özellikle 1980 ve sonrasında çok uluslu şirketlerin arama ve sonrasında bulunan madenleri işletmeye açması ile altının nihai ürün eldesin’de kullanılan siyanür üzerinden altın madenciliği tartışılmaya başlanmıştır. Tartışmaların odağını kendi ulusal kaynaklarımızın kullanılmasından daha çok, çok uluslu şirketlerin ve onların uzantısı olan yerli ortakları oluşturmuştur. Altın madenciliği yapan çok az sayıda ulusal sermayeli şirketler de tartışmayı bitirmemiş, bu şirketlerin arkasında uluslar arası şirketlerin varlığı kuşkusuyla yaklaşılmıştır. Birde altın nihai ürün elde edilmesinde siyanür kullanılıyor olması tartışmanın boyutunu çok farklı mecralara çekmiştir. Ülkemizde siyanüre karşı olanlar ve altın madenciliğini destekleyenler olarak kutuplar oluşmuştur. Öyle ki aynı platformlarda taraflar bir araya gelerek tartışmaktan kaçınmakta kitleleri kendi inançları doğrultusunda bilgilendirmeye çalışmışlardır. Altın ve siyanür konusunda televizyon programları, paneller, sempozyumlar yapılmakta, konunun tarafları birlikte yer alamamaktadır. Konunun uzmanları karşılıklı tartışmadığından bazı çevreler tarafından bilinçli olarak bilgi kirliliği yaratılmaktadır. Bu da madenciliğimize ve çevremize zarar vermektedir” diye konuştu.
Konularında uzman olan panelist bilim adamları Prof. Dr. Caner Zanbak, Prof. Dr. Ali Esat Karakaya, Prof. Dr. Bilgehan Güzel, Sayın Tahir Öngür ve Yrd. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül yaptıkları sunumlarda Altın Madenciliğinin yapılmalıdan başlayarak Siyanürün Kimyasal yapısına, Toksikolojik olarak insan üzerinde etkisine ve doğaya verebileceği zararlara kadar her türlü bilgiyi ayrıntılı olarak anlattı. Sunumların ardından katılımcıların merak ettiği sorulara yanıtlar verilmesinin yanı sıra konunun doğruları bulunmaya çalışıldı. Panelin ardından başkan Sakatoğlu, verdikleri doyurucu bilgilerden dolayı panelistlere, katıldıkları için öğrencilere teşekkür etti .