(özel Haber) Çadır Mahalle
İzmir’de, kurdukları çadırlarda Suriyeli sığınmacıların yaşamlarını aratmayan görünümleri ile 14 yıldır hayat mücadelesi veren aileler kendilerine uzatılacak yardım elini bekliyorlar.
Merkezî Nüfus İdare Sistemi (MERNİS) sistemine kayıtlı olarak yaşayan 21 haneli çadır mahalle sakinleri; “İzmir’in göbeğinde bizi Suriyeli sığınmacı sanabilirler ama biz Türk bayrağı altında yaşıyoruz” dediler. İzmir’in Aliağa ilçesinde MERNİS sistemine kayıtlı olarak çadırlarda yaşamlarını sürdüren aileler, ‘Medeniyetten mahrumuz’ sözleriyle yardım çağrısında bulundu. 21 haneli çadırlarda en az 6 kişi kaldıklarını söyleyen aileler geçimlerini günlük yevmiyeli işlerden sağladıklarını belirtti.
Doğumlarını gerçekleştirdikleri, davul zurnalı asker eğlencelerini tertipledikleri, ebediyete uğurladıkları cenazeleri ve destansı düğünleri ile birlikte 14 yıldır çadırlarda kaldıklarını dile getiren aileler, eşit yaşam koşullarına sahip olmanın özlemini “İnsanca yaşamak istiyoruz” sözleri ile ifade ettiler.
Göreve geldikten sonra ailelerin MERNİS sistemine tarafınca kayıtlarının yapıldığını dile getiren Aliağa Barbaros Hayrettin Paşa Mahallesi Muhtarı Ali İnci de bölgenin konut arazisi olduğunu açıklayarak yıllardır ailelere yer temininin yapılmadığını söyledi.
Muhtar İnci; 4 yıldır görev yaptığını belirterek şöyle konuştu: "14 yıldır kayıtlı olarak 21 hane konut alanı içinde kalıyor. MERNİS’te doğru düzgün kayıtları yoktu. Göreve geldikten sonra ilk işim bu soruna çözüm üretmek oldu. Kaymakamlıktan sosyal destek alabiliyorlar. Ancak, burada kolay bir yaşam yok. Bu yıl yağışlar çok oldu. Dağdan gelen sular yüzünden çadırları su altında kalıyor. Aliağa Belediyesi yıkım tebligatı gönderdi. Ama kendilerine bir yer gösterilmeden yıkım durduruldu. Bu ailelere kalıcı konut yapılması gerekiyor.” TOPRAĞIMIZ VE BAYRAĞIMIZ BİR Çadır sakinlerinden Sevgül Yağcılar, aynı toprak üstünde eşit haklara sahip olmak istedikleri çağrısında bulunarak şunları söyledi: “Oy alma vaadiyle çok kandırıldık. Devletten büyüklerden yardım istiyoruz. Çadırda dünyaya gelen çocuklarımız var. 25 yaşında gencecik delikanlımızı toprağa verdik. Vatanımıza askerimizi gönderiyoruz. Türkiye’nin bayrağı altında yaşıyoruz. Biz kimseye ayrımcılığın yapılmadığı bir hayatı yaşamak istiyoruz.” SURİYELİ SIĞINMACILARDAN FARKIMIZ YOK Çadırdaki hayatının Suriyeli sığınmacılara tanınan haklardan daha zor olduğuna dikkat çeken 61 yaşındaki Hakkı Yağcılar da; “İzmir’in göbeğinde bizi Suriyeli sığınmacı sanabilirler. Onlara tanınan imkan bize tanınmıyor” diye konuştu.
Hakkı Yağcılar, bağlanan su ile hastalıkların diz boyu olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Çadırda altımızdan yağmur suları gidiyor. Her yıl çadır değiştiriyoruz. Elektriği belediye veriyor. Su bağlandı ancak artezyen suları veriliyor. O su içilmiyor. Çocuklar hastalandı. Bazen kendi paramızla su satın alıyoruz. Medeniyetten uzak bir yaşam sürdürüyoruz.”
Kaynak: İHA
Doğumlarını gerçekleştirdikleri, davul zurnalı asker eğlencelerini tertipledikleri, ebediyete uğurladıkları cenazeleri ve destansı düğünleri ile birlikte 14 yıldır çadırlarda kaldıklarını dile getiren aileler, eşit yaşam koşullarına sahip olmanın özlemini “İnsanca yaşamak istiyoruz” sözleri ile ifade ettiler.
Göreve geldikten sonra ailelerin MERNİS sistemine tarafınca kayıtlarının yapıldığını dile getiren Aliağa Barbaros Hayrettin Paşa Mahallesi Muhtarı Ali İnci de bölgenin konut arazisi olduğunu açıklayarak yıllardır ailelere yer temininin yapılmadığını söyledi.
Muhtar İnci; 4 yıldır görev yaptığını belirterek şöyle konuştu: "14 yıldır kayıtlı olarak 21 hane konut alanı içinde kalıyor. MERNİS’te doğru düzgün kayıtları yoktu. Göreve geldikten sonra ilk işim bu soruna çözüm üretmek oldu. Kaymakamlıktan sosyal destek alabiliyorlar. Ancak, burada kolay bir yaşam yok. Bu yıl yağışlar çok oldu. Dağdan gelen sular yüzünden çadırları su altında kalıyor. Aliağa Belediyesi yıkım tebligatı gönderdi. Ama kendilerine bir yer gösterilmeden yıkım durduruldu. Bu ailelere kalıcı konut yapılması gerekiyor.” TOPRAĞIMIZ VE BAYRAĞIMIZ BİR Çadır sakinlerinden Sevgül Yağcılar, aynı toprak üstünde eşit haklara sahip olmak istedikleri çağrısında bulunarak şunları söyledi: “Oy alma vaadiyle çok kandırıldık. Devletten büyüklerden yardım istiyoruz. Çadırda dünyaya gelen çocuklarımız var. 25 yaşında gencecik delikanlımızı toprağa verdik. Vatanımıza askerimizi gönderiyoruz. Türkiye’nin bayrağı altında yaşıyoruz. Biz kimseye ayrımcılığın yapılmadığı bir hayatı yaşamak istiyoruz.” SURİYELİ SIĞINMACILARDAN FARKIMIZ YOK Çadırdaki hayatının Suriyeli sığınmacılara tanınan haklardan daha zor olduğuna dikkat çeken 61 yaşındaki Hakkı Yağcılar da; “İzmir’in göbeğinde bizi Suriyeli sığınmacı sanabilirler. Onlara tanınan imkan bize tanınmıyor” diye konuştu.
Hakkı Yağcılar, bağlanan su ile hastalıkların diz boyu olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Çadırda altımızdan yağmur suları gidiyor. Her yıl çadır değiştiriyoruz. Elektriği belediye veriyor. Su bağlandı ancak artezyen suları veriliyor. O su içilmiyor. Çocuklar hastalandı. Bazen kendi paramızla su satın alıyoruz. Medeniyetten uzak bir yaşam sürdürüyoruz.”