'Devrimden Darbeye

Başbakan Erdoğan'ın dış politika danışmanı İbrahim Kalın, "Mısır'da yapılan darbe, demokrasiye katkı sağlamayacaktır. Aksine demokratikleşme fikrini baltalayacaktır" dedi.

İstanbul Küresel Forumu tarafından düzenlenen "Devrimden Darbeye: Arap Baharı'nın 360° Dönüşümü" konulu toplantıda konuşan Kalın, "Darbe bağlamında Mısır'a bakıldığı zaman siyasetin anlamını ve işlevini yitirdiğini" belirtti.

Mısır'daki darbenin siyaseti "nihilize ettiğini" dile getiren Kalın, sözlerini şöyle sürdü:

"Eğer bir hükümet bir yılda başarısız olduğunda veya yeteri kadar kadar ekonomik başarı ortaya koyamadığında devreye ordu girecekse, darbe yapacaksa siyasetin hiçbir anlamı yok demektir. Mısır'daki darbe siyaseti nihilize eden, sıfırlaştıran bir yaklaşımdır. Türkiye'de biz, bunu çok yaşadık. Aynı şeylerin Mısır'da ve diğer ülkelerde yaşanmaması bölgenin geleceği açısından büyük önem arz ediyor."

Kalın, Arap devrimin başladığı dönemde yaşadığı bir olayı ise şu şekilde aktardı:

"Olayların harareti devam ederken Batı'daki birçok oryantalist uzmana, 'Arap toplumu demokrasiye hazır mı?' diye bir soru sormuştum. Cevap olarak ise 'Hazır olmadıklarını, kabile sistemleri, dini inançları, toplumsal yaşantılarının demokrasiye geçişlerine imkan tanımayacağını ve başlarındaki diktatörlerden de oldukça memnun olduklarını, sokak eylemi ve güçlü muhalefetin olmadığını' söylemişlerdi. Dolayısıyla 'Demokratikleşme gibi bir konuyla uğraşacağımıza mevcut dikatörleri destekleyelim ve kendi gündemimizi hayata geçirelim' diyorlardı. Ancak Arap devletleri demokrasiye hazır olduklarını gösterdi. Yeter ki önündeki engeller kaldırılsın."

"Asıl sorulması gereken soru, Batı, Arap dünyasında demokrasiye hazır mıdır?" diyen Kalın, "Mısır örneğinde hazır olmadıklarını gördük. Benzer olayı daha önce 90'lı yılların başında Cezayir'de de gördük ve bunun faturasının kadar ağır olduğunu hepimiz biliyoruz" ifadesini kullandı.

-"Amerikalıların çoğu İslam'ı bilmiyor"

Georgetown Üniversitesi öğretim üyesi John Esposito ise "Amerikalıların yüzde 50'den fazlası fazlası İslam'ın ne olduğunu bilmiyor veya tehlikeli bir din olarak algılıyor. Radikal İslamcı grupların oluşturduğu imaj, Müslümanların hepsine mal ediliyor" diye konuştu.

ABD'deki 11 Eylül saldırılarından sonra ortaya çıkan, "mantıksız İslam karşıtılığı tavırlar ve korkular olarak adlandırılan İslamofobi'yi" canlı tutan en önemli nedenin "Batı'nın siyasi gündemi belirlemesi" olduğunu öne süren Esposito, "Buna katkı sağlayan bir diğer etken ise sosyal medyadır. İnternet sitelerine girdiğinizde İslamofobik ögelerle karşılaşıyorsunuz" değerlendirmesinde bulundu.

Eski El Cezire TV Genel Yayın Yönetmeni Vaddah Kanfar da Arap Baharı ile bölgenin büyük değişim geçirdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"100 yıl boyunca otoriter yönetimler altında kalmış bir bölgeden bahsediyoruz. 100 yıl sonra kendi gerçekliğini oluşturmaya çalışıyor. İlk defa kendi kaderini yazmaya çalışıyor. Bugüne kadar demokrasi kavramını Batı'dan öğrendik. Uzun zamandır Batılı insanlar bu bölgenin demokratikleşmesi gerektiğini söylüyor ancak bunun gereklerini yerine getirecek şeyler yapmıyor. Bu, gerçekten ikiyüzlülük. Batılı entelektüeller şu anda ayağa kalkmalı ve demokrasiyi savunmalılar."

Kaynak: AA