Atina ve Selanik'e Cami Müjdesi
Atina Üniversitesi’nin Türkiye uzmanı Dr. Thanassis Kotsiaros, Gediz Üniversitesi’ne konuk oldu, önce Selanik’te, sonra da Atina’da cami açılacağını söyledi.
Türkiye’nin AB adayı olarak tanınması karşılığında Kıbrıs Rum Kesimi’nin birliğe üye yapıldığını da öne sürdü.
İnönü Vakfı tarafından düzenlenen “90'ıncı Yılında Lozan Antlaşması Etkinlikleri”nin son durağı Gediz Üniversitesi oldu. Lozan Barış Antlaşması’nın taşıdığı önemin ele alındığı paneller dizisinin 19’uncu ve son oturumu "Lozan'dan Günümüze Türkiye-Yunanistan İlişkileri" başlığı altında, Gediz Üniversitesi AB Kulübü işbirliğiyle gerçekleştirildi.
Dinleyenler arasında eski Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun da yer aldığı konferansın açılışını İnönü Vakfı Başkanı ve İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker ile Rektör Prof. Dr. Seyfullah Çevik yaptı. Konuşmacı olarak da Atina Üniversitesi Türkiye Araştırma Birimi Koordinatörü Dr. Thanassis Kotsiaros ve ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Tayfur kürsüye çıktı.
Türkiye uzmanı Yunan akademisyen Dr. Kotsiaros, Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde tekrar gündeme getirerek Yunanistan’a tepki gösterdiği Atina’da cami olmamasına değindi, “Yakında önce Selanik’te, ardından da Atina’da cami ibadete açılacak. Bu yönde hazırlıklar yapılıyor” dedi.
Dr. Thanassis Kotsiaros, Türkiye’nin resmen AB adayı olarak tanındığı 1999’daki Helsinki Zirvesi’ne ilişkin de iddiada bulundu, şunları söyledi:
“Yunanistan’ın Türkiye’ye yönelik vetosundan vazgeçmesinin karşılığında, Kıbrıs Avrupa Birliği’ne üye oldu. Bir bakıma ‘al gülüm ver-gülüm’ politikası izlendi. Ayrıca, Kopenhag kriterlerini yerine getirerek Avrupalılaşan Türkiye’nin Yunanistan için daha az tehlikeli olacağı da düşünüldü. Marmara ve Atina depremleri, ardından da Helsinki Zirvesi’yle 2 ülke arasında ilişkilerde sivil diplomasiye geçildi. Ancak ilişkileri daha ileri götürmek ve kalıcı hale getirmek için güç kullanımı reddedilerek saldırmazlık anlaşması imzalanmalı, her krizde akla ilk olarak savaş değil, uzlaşma gelmeli.”
ODTÜ’den Doç. Dr. Fatih Tayfur da Türkiye ve Yunanistan’ın birbirlerinden bağımsız üstünlük çabalarının hep hezimetle sonuçlandığına işaret etti, şöyle konuştu: “İki ülke Kıbrıs’ı da yanlarına alarak siyasi ve ekonomik olarak ortak yönetişim modeline geçmeli. İşbirliği içinde rekabet edilirse 2 devlet de kazanır, bölgesel kalkınma sağlanır.”
Kaynak: İHA
İnönü Vakfı tarafından düzenlenen “90'ıncı Yılında Lozan Antlaşması Etkinlikleri”nin son durağı Gediz Üniversitesi oldu. Lozan Barış Antlaşması’nın taşıdığı önemin ele alındığı paneller dizisinin 19’uncu ve son oturumu "Lozan'dan Günümüze Türkiye-Yunanistan İlişkileri" başlığı altında, Gediz Üniversitesi AB Kulübü işbirliğiyle gerçekleştirildi.
Dinleyenler arasında eski Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu’nun da yer aldığı konferansın açılışını İnönü Vakfı Başkanı ve İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker ile Rektör Prof. Dr. Seyfullah Çevik yaptı. Konuşmacı olarak da Atina Üniversitesi Türkiye Araştırma Birimi Koordinatörü Dr. Thanassis Kotsiaros ve ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Tayfur kürsüye çıktı.
Türkiye uzmanı Yunan akademisyen Dr. Kotsiaros, Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde tekrar gündeme getirerek Yunanistan’a tepki gösterdiği Atina’da cami olmamasına değindi, “Yakında önce Selanik’te, ardından da Atina’da cami ibadete açılacak. Bu yönde hazırlıklar yapılıyor” dedi.
Dr. Thanassis Kotsiaros, Türkiye’nin resmen AB adayı olarak tanındığı 1999’daki Helsinki Zirvesi’ne ilişkin de iddiada bulundu, şunları söyledi:
“Yunanistan’ın Türkiye’ye yönelik vetosundan vazgeçmesinin karşılığında, Kıbrıs Avrupa Birliği’ne üye oldu. Bir bakıma ‘al gülüm ver-gülüm’ politikası izlendi. Ayrıca, Kopenhag kriterlerini yerine getirerek Avrupalılaşan Türkiye’nin Yunanistan için daha az tehlikeli olacağı da düşünüldü. Marmara ve Atina depremleri, ardından da Helsinki Zirvesi’yle 2 ülke arasında ilişkilerde sivil diplomasiye geçildi. Ancak ilişkileri daha ileri götürmek ve kalıcı hale getirmek için güç kullanımı reddedilerek saldırmazlık anlaşması imzalanmalı, her krizde akla ilk olarak savaş değil, uzlaşma gelmeli.”
ODTÜ’den Doç. Dr. Fatih Tayfur da Türkiye ve Yunanistan’ın birbirlerinden bağımsız üstünlük çabalarının hep hezimetle sonuçlandığına işaret etti, şöyle konuştu: “İki ülke Kıbrıs’ı da yanlarına alarak siyasi ve ekonomik olarak ortak yönetişim modeline geçmeli. İşbirliği içinde rekabet edilirse 2 devlet de kazanır, bölgesel kalkınma sağlanır.”