Eurochambres Ekonomik Forumu

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa'nın her geçen gün Türkiye'den uzaklaştığını belirterek, "Bakın sizler bir genişleme yorgunluğundan bahsediyorsuruz. Biz ise artık bir dışlanma yorgunluğu yaşar noktaya geldik" dedi.


Bağış, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen EUROCHAMBRES Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada, kutsal bir günde, bir bayramda değerli konuklarını İstanbul'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

"Umarım Türkiye'nin AB ile olan ilişkilerini kurban etmeye çalışanlara, kurban bayramında ortaya koyduğumuz bu performans bir mesaj olur" diyen Bağış, Türkiye'nin, dış ticaretinin neredeyse yarısını AB üyesi ülkelerle yaptığını ve küresel sermayenin yaklaşık yüzde 80'ini AB üyesi ülkelerden çektiğini anlattı.

Bu süreçte AB kıpırdadığı zaman Türkiye'nin uçtuğunu gördüklerini, bu yüzden AB ekonomisinin canlanmasının Türkiye'nin çıkarlarını direkt ilgilendirdiğini belirten Bağış, AB'nin sadece ekonomik bir proje olmadığını, insanlık tarihinin belki de en kapsamlı barış projesi olduğunu vurguladı.

Tarihe bakıldığında AB üyesi ülkeler arasındaki savaşların çok acımasız, kanlı, can kaybıyla sonuçlandığını anlatan Bağış, zaman içerisinde AB şemsiyesi altında istikrar, huzur ve barışın yakalandığını kaydetti.

Bağış, "İşte Türkiye, AB sürecini bu yüzden önemsiyor. Çünkü insanlık tarihinin bu kadar kapsamlı bir barış projesi hala kıtasal bir proje" diye konuştu.

Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin bu barış projesini küreselleştirecek bir süreç olduğunu vurgulayan Bağış, bu yüzden Türkiye'nin AB üyeliğini önemsediklerini ifade etti.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Türkiye'nin önyargıların esiri olmadan, zamanında AB'ye üye olması durumunda bugün AB'nin çok daha müreffeh ve zengin olabileceğini, bölgesel, küresel gelişmelerde çok daha etkin bir AB'den bahsedilebileceğini anlattı.

Suriye'de, Mısır'da AB'nin sesisin, maalesef dünyadaki diğer güç odaklarıyla kıyaslandığı zaman çok daha cılız kaldığını gördüklerini belirten Bağış "Suriye'de 110 bin kişi kendi diktatörü tarafından katledildi. Mısır'da AB'nin en önemli değeri olan demokrasi tecavüze uğradı ama AB'den gelen sesler maalesef çok cılız kaldı. İşte Türkiye, AB'nin üyesi olsaydı AB'yi küreselleştirecek, belki bu katliamlara mani olabilecek ve dünya huzuru için sizlerle birlikte çok daha önemli adımları atabilecekti" ifadelerini kullandı.

- "Geçmişte bizim için Avrupa'nın hasta adamı denirdi"

Bağış, geçmişte Türkiye için "Avrupa'nın hasta adamı" denildiğini hatırlatarak, ama şu anda Avrupa kıtasının ekonomik hastalıklarının çok daha dünya gündeminde olduğunu dile getirdi.

Krizlerin gelip geçici olduğunu ve bunu en iyi Türkiye'nin bildiğini anlatan Bağış, şöyle konuştu:

"Bu ülkede çok değil, 20 yıl hatta 15 yıl evvel bir Anayasa kitapçığı bir masanın ucundan havalanıp, öbür ucuna düşene kadar bu salondaki meslektaşlarımız, işadamlarımız yüzde 8 bin faiz ödedi.

Ama doğru bir ekonomik politikayla istikrar ve güvenle o günleri geride bıraktık. AB de eninde sonunda bu krizi geride bırakacaktır. AB krize rağmen bugün dünyada kişi başına düşen refahın en yüksek olduğu coğrafyadır. Refahla kastım sadece gelir değil, gelir artı insan hakları standartı, gıdanın hijyen standartları, ifade özgürlüğü standardı, eğitim standartları, sağlık standartları… İşte bizi AB yolunda önümüze çıkan bütün engellere rağmen hala teşvik eden de o standartlardır."

- "Müzakere süreci Guinnes Rekorlar Kitabı'na girecek noktaya geldi"

Bağış, kendileri için önemli olanın Almanya'daki otoban stardartlarını bu ülkedeki bütün vatandaşlara yaşatabilmek olduğuna değinerek, şöyle devam etti:

"İngiltere'deki eğitim, İsveç'teki ifade özgürlüğü ve insan hakları, Fransa'daki gıda hijyen, İtalya'daki moda ve marka standartlarını 76 milyon vatandaşımızla paylaşabilmek… Bu yüzden bu yolda azimliyiz, kararlıyız. Ama buradan Avupa ekonomisini yönlendiren dostları birarada bulmuşken, bizim tabirimizle 'dost acı söyler' diyerek bir üzüntümü, sıkıntımı da sizlerle paylaşmak istiorum. Dostlar, Avrupa her geçen gün Türkiye'den uzaklaşıyor. Bakın sizler bir genişleme yorgunluğundan bahsediyorsuruz. Biz ise artık bir dışlanma yorgunluğu yaşar noktaya geldik."

Türkiye'de AB'ye olan ilginin her geçen gün azaldığına dikkati çeken Bağış, müzakere sürecinin Guinness Rekorlar Kitabı'na girecek noktaya geldiğini söyledi.

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin ilk başvuruyu 1959'da yaptığını hatırlatarak, şöyle konuştu:

"1963'te Ankara Antlaşması'nı imzaladı. 1996'da ortak pazara girdi. 2004'te müzakereler için tarih aldı. 2005'ten bu yana da resmi müzakerelerimiz sürüyor. Hiçbir ülke, hiçbir uluslararası kuruma üyelik için 54 yıl beklememiştir, bekletilmemiştir. Türkiye, ilk başvuruyu yaptığından bu yana birçok ülke aday oldu ve üyeliğe kabul edildi. Biz bunun siyasi bir süreç olduğunun farkındayız. Kimse bize Türkiye'nin AB'ye üyeliğe hazır olmadığını söylemesin çünkü Türkiye'nin gümrüklerine, Avrupa'ya açılan kapılarına gidin, 30 metre ötede 30 yıl gerimizdeki ülkelerin AB üyesi olduğunu görürsünüz. Bu yüzden bu siyasi akıl tutulmasına hep birlikte son vermek için sizlerin yardımını bekliyoruz."

Kaynak: AA