CHP Grup Toplantısı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DHKP-C operasyonlarına değinerek, "Avukatları kontrol edemiyorlar.Şimdi avukatlara operasyon düzenlediler" dedi.

HSYK'yı eleştiren Kılıçdaroğlu, "Adalet açısından sizin yeriniz maalesef çukurda" diye konuştu.

TBMM’de partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, geçen hafta Çin’e yaptığı ziyaret ile ilgili bilgiler verdi. Çin izlenimlerini anlatan Kılıçdaroğlu, “Çin çok önemli bir ülke, o ülkeye CHP olarak davet edildik, Çinlilerle buluştuk. Dünyanın ikinci büyük ülkesi, iktisatçıların ortaya koyduğu rakamlara göre 2030’da dünyanın birinci ülkesi olacak. 1 milyar 335 milyon Çinli yaşıyor, 511 milyon internet kullanıcısı var, 1 milyardan fazla mobil telefon kullanılıyor, otomotiv üretiminde dünya birincisi. Bu ülkeye CHP olarak sırtımızı dönebilir miydik? Çin’deki gelişmeleri görmezden gelemezdik. Çin’e 9 yılda 11 milyar dolarlık ihracatımızı var, aynı tarihler arasında 105 milyar dolarlık ithalatımız var. Aramızda ticaret var ama hep Türkiye’nin aleyhine gelişiyor. Türkiye’de Çin’in yatırım yapması gerek. Türk halkı ile Çin halkı arasında sağlıklı bir kültürel, ticari bağ kurulması gerekiyorsa Çinlilerin Türkiye’ye yatırım yapması gerekiyor. AB için Çin’in Türkiye’de yapacağı yatırımlar, Ortadoğu için, Kafkaslar için çok önemli. Hiçbir zaman Çin’de dar siyaset kalıplarının arasına sıkışmadık. Ülkemizin çıkarlarını düşündük. O çıkarlar çerçevesinde sağlıklı bir ilişkinin kurulmasının gerektiğinin altını çizdik. Biz güçlü Türkiye istediğimizi söyledik" diye konuştu.

"TÜRKİYE DE BÜYÜYOR AMA..."

"Türkiye’nin kaderi masalarda belirlenmemeli, Türkiye güçlü olmalı, Türkiye masaları devirmeli" diye devam eden Kılıçdaroğlu, "İşsizlik oranı yüzde 4, bizde yüzde 10. Neden Türkiye böyle, biz üretmiyoruz, tüketen bir toplum oluyoruz. Çin üretim yaparken bilgi toplumuna da ulaşmayı hedefliyor. Teknoloji bu açıdan çok önemli. Sıcak paraya teslim olan bir ekonomimiz, dışarıdan yönlendirilen bir ekonomimiz var. Kalkınma planlarımız güven vaat etmiyor. Çin üretiyor, dünyaya meydan okuyor; biz tüketiyoruz, kime meydan okuyoruz? ‘Türkiye de büyüyor’ diyorlar, doğru Türkiye de büyüyor, ama benimle beraber yola çıkanlar benden daha hızlı gidiyorlarsa ben geride kalıyorum demektir. Dünyayı okuyamıyoruz. Bundan birkaç yıl önce akademisyenler, ekonomi yazanları, iktidarı uyardılar, ‘aman ha, sakın ola ki orta gelir tuzağına düşmeyin’ Geldiğimiz nokta, Türkiye orta gelir tuzağına düştü. Çünkü Türkiye bilimi dışladı, üretimi dışladı. Borçlanarak büyüme nereye kadar. Dünyanın faizini ödüyoruz bu ülkedeki halkın sırtından” ifadelerini kullandı.

“SENDİKA AĞALARINA HESAP SORMAK, BENİM BOYNUMUN BORCU”

Türkiye’nin 10 yılda önemli kayıpları olduğunu ileri süren ve Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nun yayınladığı genelge nedeniyle sendikalara seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, “10 yılda çok şey kaybettik, zaman kaybettik. Daha hızlı gelişip, üretimi artırabilirdik, imalat sanayini geliştirebilirdik. İnsanlarımızı borçlandırdık, icra dairelerinin yükü arttı. İnsanımız mutlu değil, şimdi bir de ‘niye borçlandın’ diye cezalandırıyoruz. Türkiye Taş Kömürü Kurumu bir genelge yayınlıyor; -bunların maaşları hacizli, hacizli olduğu için ‘bu aybaşını nasıl getireceğiz’ diye düşünüyor ve bu nedenle kaza yapıyorlar-. Konsantrasyon problemi yaşamalarının muhtemel olduğunu söylüyor genelge. İşlem yapılmasını istiyor genelge. Hangi vicdan bunu kabul eder, kim gönüllü borçlanır? Sen o işçiye adam gibi para verdin mi? Hayatını ortaya koyuyor, hayatını kaybediyor. Sen tutuyor genelge yayınlıyor, ‘icralıksın, borcunu kapat, kapatmazsan işinden olursun’ Bari idam sehpası koysaydın oraya. Bu anlayış AK Parti’nin anlayışı. İnsan hakları denen bir kavram var. O işçinin ailesi, çocukları yok mu? Nasıl böyle bir genelgeyi siz yayınlayabilirsiniz. Bu genelge bizim demokrasimizin yüz karası bir genelgedir. Sendikalara söylüyorum, o sıcak koltuklarında oturup mercedeslere binen sendika ağalarına söylüyorum, sabah akşam AK Parti şakşakçılığı yapan o sendikalara söylüyorum, işçilerinin haklarına siz sahip çıkamazsınız, o koltuklarınızdan ayrılın. Beyler koltuklarında oturuyorlar. CHP iktidarında o sendika ağalarına hesap sormak, benim boynumun borcu olacaktır” dedi.

“YENİ BİR SANAYİ POLİTİKASINA İHTİYAÇ VAR”

Yeni bir sanayi politikasına ihtiyaç olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyetin 100. yılında hedefimiz var, en büyük 10 ekonomi arasına gireceğiz. Bu koşullarda girebilir miyiz? Eğer siz gerçekten de ilk 10 arasına gireceksiniz, büyüme hızınız ortalama yüzde 7 olmalı. Böyle bir şey yok. 10 yıldır iktidardalar, işsizliği bitirdiler mi, yoksulluğu bitirdiler mi, gelir dağılımında adaletsizliği bitirdiler mi? Ama beylerin cepleri dolu, keyifleri yerinde. Bize görev düşüyor, yeni bir sanayi politikasına ihtiyacımız var, yeni bir teşvik politikasına ihtiyacımız var. Çağdaş, özgür, üreten Türkiye için yeni bir bakış açısına ihtiyacımız var. 1990’lı yıllar; o yıllarda sanayi üretiminde Türkiye 15 büyük ülkeden birisiydi, 2010’da Türkiye 15’in içinde yok. Bunların başarı hikayesi işte bu. Ülke ilerlemiyor, diğer ülkelere göre geriliyoruz, sorunumuz bu bizim” ifadelerini kullandı.

“DEMOKRASİ AYAKLAR ALTINDAN KAYIP GİDİYOR”

"Medyanın tek özgürlük alanının CHP’yi eleştirmek" olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, “Bize her zamankinden daha fazla görev düşüyor. Daha fazla çalışmak zorundayız. Nüfus artıyor, gazetelerin tirajı düşüyor, kimse okumuyor. Özgürlüğün olmadığı ortamda ekonomi sağlıklı gelişmez, sanayici sesini çıkartamaz, öğrenci konuşamaz, üniversiteler susar, sendikalar koltuklarında otururlar. Geriye bir tek güç kalıyor; demokrasiyi, özgürlüklere getiren tek bir güç kalıyor, o gücün adı CHP’dir. Kaybedecek dakikamız yok. Demokrasi ayaklarımızın altında kayıp gidiyor, ilk kez Cumhuriyet aleyhinde bir başbakan demokrasiden şikayet ediyor. Medyanın ayağa kalkması lazımdı, STK’ların, sendikaların, üniversitelerin, baroların ayağa kalkması lazımdı. Demokrasiden şikayet edilir mi? ‘Konuşmayacaksınız, yargı, medya, parlamento ayak bağıdır’ diyor. Beyefendi başkanlık sistemi istiyor. Sen isteyebilirsin ama bu halk bunu sana vermeyecek” dedi.

“ONLAR SİZDEN DAHA YURTSEVERDİR SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN”

Hükümete yönelik eleştirilerini sürdüren Kılıçdaroğlu, “Vergi politikalarında 2006’da 95, 2012’de 112. sıraya gerilemişiz. Eğitim politikalarında 2006’da 58, 2012’de 74. sıraya gerilemişiz. Adalet politikalarında 2006’da 56. sırada, şimdi 83. sıraya gerilemişiz. Adalet yok ve biz adaleti katlediyoruz. Türkiye’de yargıçlar vardır diyebiliyor muyuz, adalet vardır diyebiliyor muyuz? Adaletin 3 önemli ayağı, bir tarafında savcı, bir tarafında avukat, diğer tarafında da yargıç var. Yargıcı hallettiler, siyasi otoritenin emrindeler. O HSYK üyeleri orada oturdukları sürece bu ülkeye adalet gelmez. İddia makamı da zaten hükümetin elinde. Açıyorlar telefon, ‘şunun hakkında soruşturma’, ‘baş üstüne’, hemen soruşturma açılıyor. İtiraz mı edilecek; bir üst mahkemeye telefon ediyorlar. Adalet Türkiye’de bu. Çözemedikleri bir şey var, avukatlar. Avukatları kontrol edemiyorlar. Şimdi avukatlara operasyon düzenlediler. Türkiye bir hukuk devleti olmak zorunda, hukukun üstünlüğüne inanmak zorunda. Gerek iç hukukumuzda, gerek evrensel hukukta yargı mensupları için özel düzenlemeler var. Onlar diğerleri gibi gözaltına alınamaz, sorgulanamaz. Çünkü onlar hukukun önemli bir ayağı. Türkiye’de hukuk yok ki, ‘sabahın köründe giderim, bürolarına girerim, hepsini tutuklarım’. Onun için özgürlük isteyen her yurttaşın, adalet isteyen her yurttaşın mutlaka bu olaylar karşısında duyarlı olması gerekiyor. Tepki vermek zorundayız, üniversitelerden bir ses çıktı mı? O ders veren hocalar, o öğrencilerin yüzüne nasıl bakıyorlar, o öğrencilere hukuku nasıl anlatıyorlar, merak ediyorum. Kapıları kırıp içeriye giriyorsunuz. Neymiş, kaçabilirlermiş. ÇHD Başkanı yurt dışındaymış zaten, arandığını duyunca gelmiş Türkiye’ye. Onlar sizden daha yurtseverdir Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Ava çıkmışlar mübarekler, nerede beğenmedikleri muhalif birisini görseler yakala içeriye at. ‘Sen neden çıkıyorsun da Türkiye’nin aleyhine konuşuyorsun’ diyorlar. ‘İçeride gazeteciler var’ demişim. Ne diyeyim? ‘Gazeteciler tutuklu değil’ mi diyeyim? Gerçekler acıdır, Recep Bey de bu gerçekleri kabul edecek. Dünyaya da duyuracağız bunları. Kenan Evren bile bunları yapmadı. İlk kez yargı ayaklar altına alınıyor” diye konuştu.

“ADALET AÇISINDAN SİZİN YERİNİZ MAALESEF ÇUKURDA”

Gözaltına alınan avukatlarla ilgili iktidara eleştirilerini sürdüren Kılıçdaroğlu, “Kul hakkı mı yedin, fakir fukaranın hakkını mı yedin, merak etme arkanda Recep Tayyip Erdoğan var. Seni kimse gözaltına alamaz. Geldiğimiz nokta bu. Adalet adı altında HSYK diye kendilerine yüksek adını veren kurula söylüyorum, yeriniz yüksekte değil. Adalet açısından sizin yeriniz maalesef çukurda. Bu avukatlar faili meçhullerle ilgileniyorlar, 'sen misin faili meçhullerle ilgilenen'. Öldürülen kişilerin anne ve babaları yok mu? Mezarlarını istiyor, başında dua etmek istiyorlar. Cezaevlerindeki haksız uygulamalarla ilgileniyorlar. Karakollarda ölüm ve darp olaylarıyla ilgileniyorlar. Sen misin ilgilenen, ‘niye boşanma davalarına bakmıyorsunuz. Türkiye’de boşanma davaları patladı, onlarla uğraşmak varken sanane faili meçhullerden’. Ne yaparsanız yapın, çiçekleri ne kadar koparırsanız kopartın baharın gelmesini engelleyemeyeceksiniz. Diğer avukatlarda gidiyorlar gözaltına alınanların haklarını savunuyorlar. 'Vay siz misiniz gelenler', biber gazı cop. Avukatlar hastaneye kaldırılıyor. Biz bu ülkeyi kolay kurmadık, CHP de bir dilekçe ile kurulmuş bir siyasal parti değil. Bizim köklerimizde Anadolu’nun uygarlığı, anaların gözyaşları, bağımsızlık hareketi, Kuvayi Milliye vardır bizim genlerimizde. Bazı partiler birilerinin bürolarında kurulabilir, biz savaş meydanlarında kurulan partiyiz. Bu kadar sürenin geçmesine karşın bütün partiler gitti, CHP kaldı. Ne zaman Türkiye dara düşse bir CHP’li gelmiş ve kurtarmıştır. 3 büyük devrime imza atmış bir partiyiz. Cumhuriyeti kurduk, çok partili hayatı getirdik, askeri darbe falan olmadı. Kendi özgür irademizle bu ülkeye demokrasi gelsin dedik, sosyal demokrasiyi getirdik. Sakarya’nın akan suyunda CHP, Nemrut’un kanında, Çukurova’nın pamuğunda, Edirne’nin mısırında CHP vardır. Biz CHP’yiz, bizim sorumluluğumuz var” şeklinde konuştu.

“CEHALETİN BU KADARINA İLK KEZ TANIK OLUYORUM”

Ulusalcılığın kafatasçılık anlamına gelmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Öyle bir halimiz var ki vatandaş av tüfeği ile cadde kuş avlıyor, İstanbul’un göbeğinde. İşsiz vatandaş. Atama bekleyen öğretmen ‘atama yapın diyor’ Kibre bakın siz ‘o oy senin olsun’ diyor. Sonrada ‘kibir şeytanda vardır’ diyor. Kimseyi ötekileştirme lüksümüz yok, herkesi kucaklayacağız. 'Siz ulusalcı mısınız, sosyal demokrat mısınız' diye soruyorlar; cehaletin bu kadarına ilk kez tanık oluyorum. Bizim 6 okumuzdan birisi milliyetçilik, bu ulusalcılık anlamına geliyor. Ulusalcılık kafatasçılık anlamına gelmiyor. Biz birilerini Ortadoğu’da taşeronluğunu yapar parti değiliz. Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni pazarlamak olan bir siyasal anlayıştan gelmiyoruz. Bizim ulusalcılığımız işte budur. Biz ulusalcıyız, aynı zamanda sosyal demokratız. Ben sana bir soru soruyum, hangi ülkenin taşeronluğunu yapıyorsunuz? Biz ulusalcıyız, devrimciyiz, halkçıyız” ifadelerini kullandı .
Kaynak: İHA