Ecevit'in doktorundan ilginç iddia!
Ergenekon davasında tanıklık yapan Doktor Mustafa Bolkan, Bülent Ecevit'in hastalığıyla ilgili olarak çarpıcı iddialarda bulundu.
Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen Doktor Mustafa Bolkan, Bülent Ecevit'in rahatsızlığını tam olarak bilmediklerini için acil müdahale gerektiği durumlarda nasıl bir ilaç verilmesini sormak için gittikleri Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde, Doktor Rengin Erdal'ın kendilerine, 'Hasta sizin bizi ilgilendirmez.' dediğini belirtti. Bolkan, 'Bu ifadeyi duyunca şok oldum. ' dedi.
İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 201. duruşmasında Mustafa Balbay, Veli Küçük ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 44 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Hurşit Tolon ve Levent Ersöz'ün de aralarında bulunduğu 24 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.
Duruşmada merhum Başbakan Bülent Ecevit'in sağlık durumu ile ilgili oluşturulan acil müdahale ekibinden Doktor Mustafa Bolkan'ın ifadesine başvuruldu.
Bülent Ecevit'in başbakan olduğu dönemde Ankara İl Sağlık Müdür Yardımcısı görevinde olduğunu belirten Bolkan, 'İl Sağlık Müdürü Taner Gökçimen, beni odasına çağırdı ve Ankara Valisi Yahya Gür tarafından talimat verildiğini belirterek, Ecevit'in acil bir sağlık problemi olması ihtimaline karşı acil müdahale için bir ekip oluşturulmasını istedi. 4 hemşire ve 4 şoförden oluşan bir ekip oluşturduk. Teamüllerde, böyle bir durumda yazılı bir emir uygulaması bulunmamasına, sözlü talimat verilmesine rağmen biz bu durumu yazıya döktük. İki nüsha halinde hazırladık. Görevlendirilen kişilere bu emri imzalattık. Bir nüshasını Recai Birgün'ün yanında bulunan bir korumaya verdim. Poliste ve bizde olmayan 65.11 gibi bir telsiz kodu da belirledik ki acil durumlarda anons edildiğinde ulaşılabilsin . Bu acil durumlarda 10 ya da 11 kavşağın tutulması durumları da vardı. ' diye konuştu.
Kendisinin de acil müdahale uzmanlığı olduğunu belirten Bolkan, '3 gün nöbet tuttuktan sonra acil bir durum söz konusu olursa nasıl müdahale ederiz diye düşündüm. Neticede Başbakan da olsa 70 yaşında 55-60 kilo ağırlığında bir adam. Yanlış bir sıvı verme durumunda komaya girmesine de neden olabiliriz, diye endişe duydum. Bu nedenle Başkent Üniversitesi'ne giderek Başhekim Rengin Erdal'a gidip acil durumda nasıl bir sıvı kullanmamız gerektiğini sordum. O da bunu bana söyleyemeyeceğini ifade etti. Beni tanımadığı için söylemediğini düşünerek isterse valilikten resmi yazı getirebileceğimi söyledim. Ancak iki elini yana açarak 'Hasta sizin, bizi ilgilendirmez.' cevabını verdi. Şok olmuştum. Bu etik olarak da uygun bir davranış tarzı değildi. Durumu İl Sağlık Müdürü'ne aktardım. Önce Vali'ye durumu anlattılar. Ardından da Sağlık Bakanı Osman Durmuş'a durumu ilettiler. Bu aşamada bizim bir şey yapmamamızı söylemişler. Biz de ekibi lağvettik. Güvenlik nedeniyle de yazılı ekip oluşturma emrini ben kendi ellerimle imha ettim. ' ifadesini kullandı.
Başkan Çalmuk'un soruları üzerine Bolkan, 'Şimdiki aklım olsaydı bu imha ettiğim yazılı görevlendirme emrini yok etmezdim ve devlet arşivlerine gönderirdim. ' dedi.
'O KANUN KALKTI BENİ DIŞARI ÇIKARAMAZSINIZ'
Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu bazı tutuklu sanıkların avukatlığını yürüten Celal Ülgen, Bolkan'ın savunması öncesi konuşmak için söz istedi. Ancak Başkan Çalmuk, söz vermeyeceğini, tanık dinleyeceklerini söyledi. Ülgen'in, önünde bulunan masaya da vurarak söz verilmez, alınır. Söz vermek zorundasınız. ' diye tepki göstermesi üzerine Çalmuk, 'Duruşmanın inzibatını sağlayan benim. Gerekirse sizi dışarı çıkarırım avukat bey. ' ifadesini kullanması üzerine avukat Ülgen, 'Hangi kanuna göre beni dışarı çıkarırsınız? O kanun kalktı artık. Beni dışarı çıkaramazsınız. ' diye bağırdı.
Ülgen'in masaya vurmaya devam etmesi ve sesini yükselterek konuşması üzerine Başkan Çalmuk, 'Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 203. maddesini okuyorum. Duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından sağlanır. Avukat diye bir tabir kullanılmıyor ama b bendinde de 'Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın düzenini bozan kişinin, savunma hakkının kullanılmasını engellememek koşuluyla salondan çıkarılmasını emreder.' ifadesi var. Aynı maddenin c bendinden ise 'Kişi dışarı çıkarılması sırasında direnç gösterir veya karışıklıklara neden olursa yakalanır ve hâkim veya mahkeme tarafından, avukatlar hariç, verilecek bir kararla derhal dört güne kadar disiplin hapsine konulabilir. Ancak çocuklar hakkında disiplin hapsi uygulanmaz.' deniliyor. ' açıklamasını yaptı. Bunun üzerine Ülgen yine bağırarak 'Ben kişi değilim, avukatım. Beni dışarı çıkaramazsınız. Beni ancak kolluk kuvveti ile zor kullanarak atabilirsiniz. ' dedi. Çalmuk ise jandarma görevlilerinden Ülgen'in çıkmasına refakat etmelerini istedi. Ülgen ise kendi isteği ile dışarı çıktığının kayıtlara geçmesini istedi. Aksi halde kendisini mahkemenin dışarı çıkaramayacağını söyledi. Ülgen'in dışarı çıkmasının ardından da Başkan Çalmuk, tutanaklara geçmesi için Ülgen'in salondan dışarı çıktığını söyledi.
İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 201. duruşmasında Mustafa Balbay, Veli Küçük ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 44 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Hurşit Tolon ve Levent Ersöz'ün de aralarında bulunduğu 24 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.
Duruşmada merhum Başbakan Bülent Ecevit'in sağlık durumu ile ilgili oluşturulan acil müdahale ekibinden Doktor Mustafa Bolkan'ın ifadesine başvuruldu.
Bülent Ecevit'in başbakan olduğu dönemde Ankara İl Sağlık Müdür Yardımcısı görevinde olduğunu belirten Bolkan, 'İl Sağlık Müdürü Taner Gökçimen, beni odasına çağırdı ve Ankara Valisi Yahya Gür tarafından talimat verildiğini belirterek, Ecevit'in acil bir sağlık problemi olması ihtimaline karşı acil müdahale için bir ekip oluşturulmasını istedi. 4 hemşire ve 4 şoförden oluşan bir ekip oluşturduk. Teamüllerde, böyle bir durumda yazılı bir emir uygulaması bulunmamasına, sözlü talimat verilmesine rağmen biz bu durumu yazıya döktük. İki nüsha halinde hazırladık. Görevlendirilen kişilere bu emri imzalattık. Bir nüshasını Recai Birgün'ün yanında bulunan bir korumaya verdim. Poliste ve bizde olmayan 65.11 gibi bir telsiz kodu da belirledik ki acil durumlarda anons edildiğinde ulaşılabilsin . Bu acil durumlarda 10 ya da 11 kavşağın tutulması durumları da vardı. ' diye konuştu.
Kendisinin de acil müdahale uzmanlığı olduğunu belirten Bolkan, '3 gün nöbet tuttuktan sonra acil bir durum söz konusu olursa nasıl müdahale ederiz diye düşündüm. Neticede Başbakan da olsa 70 yaşında 55-60 kilo ağırlığında bir adam. Yanlış bir sıvı verme durumunda komaya girmesine de neden olabiliriz, diye endişe duydum. Bu nedenle Başkent Üniversitesi'ne giderek Başhekim Rengin Erdal'a gidip acil durumda nasıl bir sıvı kullanmamız gerektiğini sordum. O da bunu bana söyleyemeyeceğini ifade etti. Beni tanımadığı için söylemediğini düşünerek isterse valilikten resmi yazı getirebileceğimi söyledim. Ancak iki elini yana açarak 'Hasta sizin, bizi ilgilendirmez.' cevabını verdi. Şok olmuştum. Bu etik olarak da uygun bir davranış tarzı değildi. Durumu İl Sağlık Müdürü'ne aktardım. Önce Vali'ye durumu anlattılar. Ardından da Sağlık Bakanı Osman Durmuş'a durumu ilettiler. Bu aşamada bizim bir şey yapmamamızı söylemişler. Biz de ekibi lağvettik. Güvenlik nedeniyle de yazılı ekip oluşturma emrini ben kendi ellerimle imha ettim. ' ifadesini kullandı.
Başkan Çalmuk'un soruları üzerine Bolkan, 'Şimdiki aklım olsaydı bu imha ettiğim yazılı görevlendirme emrini yok etmezdim ve devlet arşivlerine gönderirdim. ' dedi.
'O KANUN KALKTI BENİ DIŞARI ÇIKARAMAZSINIZ'
Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu bazı tutuklu sanıkların avukatlığını yürüten Celal Ülgen, Bolkan'ın savunması öncesi konuşmak için söz istedi. Ancak Başkan Çalmuk, söz vermeyeceğini, tanık dinleyeceklerini söyledi. Ülgen'in, önünde bulunan masaya da vurarak söz verilmez, alınır. Söz vermek zorundasınız. ' diye tepki göstermesi üzerine Çalmuk, 'Duruşmanın inzibatını sağlayan benim. Gerekirse sizi dışarı çıkarırım avukat bey. ' ifadesini kullanması üzerine avukat Ülgen, 'Hangi kanuna göre beni dışarı çıkarırsınız? O kanun kalktı artık. Beni dışarı çıkaramazsınız. ' diye bağırdı.
Ülgen'in masaya vurmaya devam etmesi ve sesini yükselterek konuşması üzerine Başkan Çalmuk, 'Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 203. maddesini okuyorum. Duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hâkim tarafından sağlanır. Avukat diye bir tabir kullanılmıyor ama b bendinde de 'Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın düzenini bozan kişinin, savunma hakkının kullanılmasını engellememek koşuluyla salondan çıkarılmasını emreder.' ifadesi var. Aynı maddenin c bendinden ise 'Kişi dışarı çıkarılması sırasında direnç gösterir veya karışıklıklara neden olursa yakalanır ve hâkim veya mahkeme tarafından, avukatlar hariç, verilecek bir kararla derhal dört güne kadar disiplin hapsine konulabilir. Ancak çocuklar hakkında disiplin hapsi uygulanmaz.' deniliyor. ' açıklamasını yaptı. Bunun üzerine Ülgen yine bağırarak 'Ben kişi değilim, avukatım. Beni dışarı çıkaramazsınız. Beni ancak kolluk kuvveti ile zor kullanarak atabilirsiniz. ' dedi. Çalmuk ise jandarma görevlilerinden Ülgen'in çıkmasına refakat etmelerini istedi. Ülgen ise kendi isteği ile dışarı çıktığının kayıtlara geçmesini istedi. Aksi halde kendisini mahkemenin dışarı çıkaramayacağını söyledi. Ülgen'in dışarı çıkmasının ardından da Başkan Çalmuk, tutanaklara geçmesi için Ülgen'in salondan dışarı çıktığını söyledi.