'Tarih Çınarı'na Onur Madalyası
Tarihçilerin duayeni Prof.Dr. Halil İnalcık, Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY) onur madalyasını törenle aldı.
Devlet Resim ve Heykel Müzesinde düzenlenen törene, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Kültür Bakanı Prof.Dr. Talat Sait Halman, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Törende konuşan Günay, Prof. Dr. İnalcık'ın yaptığı araştırmalar, bütün yaşamı ve eserleriyle, yetiştirdiği isimlerle Türk dünyasının övündüğü en büyük isimlerden olduğunu belirterek, ''İnalcık, gerçekten bütün eserleriyle, kitaplarıyla, yaptıkları ve yaşadıklarıyla bizim kültürümüzün mücessem bir çınarı gibi yaşamaktadır. Ben de ona nice sağlıklı, güzel yıllar diliyorum'' dedi.
Dünyanın pek çok yerinde alanında isim yapmış kişilerin İnalcık'ı takdir ettiğini dile getiren Günay, ABD'li ünlü sosyolog Immanuel Wallerstein'ın, ''Bugün dünyanın bütün üniversitelerinde İnalcık okutuluyor, İnalcık'ı okuyorlar. İnalcık sıradan bir tarihçi değil. İnalcık, gerçekten metodolojisi, bakış tarzıyla bir ekol kurmuş bulunan müstesna bir tarihçidir. Onun yazdıkları, kitapları, makaleleri, ansiklopedi maddeleri, bu alanda çalışanlar için müstesna bir hazine değerindedir'' sözlerini aktardı.
Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:''Gerçekten bizim için büyük bir övünç kaynağı. Dünyanın bütün üniversitelerinde kendisine, kitaplarına başvurulan, bir anlamda Osmanlı'nın ve Ön Asya coğrafyasının, Doğu Avrupa coğrafyasının bütün gerçeğini dünyaya öğretmekte ışık tutan bir büyük bilim insanı. Ben hocamın yazdıkları üzerinde bir değerlendirme yapmayı kendim için haddini aşmak sayarım ama genelleme yapmaktan kaçınmış, olayları somut biçimde ele almış ve somut biçimdeki olaylar üzerine derinliğine çalışmış ve sanırım genellemelerden sakındığı için de çok daha zahmetli bir araştırma yolu seçmiş, ama çok daha özgün sonuçlara varmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti onun hakkını nasıl öder, biz millet olarak hakkını nasıl öderiz bilmiyorum. Daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Bakanlığın Kültür Sanat Büyük Ödülünü takdim ederek ifade etmeye çalışmış, aynı şekilde 2005 yılında Cumhurbaşkanlığımız teşekkürünü ifade etmeye çalışmış. Şu anda benim de dönem koordinatörü bakan sıfatını onurla taşıdığım TÜRKSOY'umuz kendisine onur madalyasını sunarak teşekkürümüzü bir kez daha ifade etmek istiyoruz.''Günay, Prof. Dr. İnalcık'a, ''Hocam Allah size güzel yıllar versin. Eserleriniz, yaptıklarınız, yazdıklarınız, Türk milleti yaşadıkça, dünya yaşadıkça yaşasın ve hayatımız sizin yazdıklarınızla daha iyiye ve daha güzele doğru ilerlesin'' diye hitap etti.
TÜRKSOY Genel Sekreteri Kaseinov da Türk dünyası tarih ve kültürünün araştırılması ve tanıtılması yolunda büyük gayret sarf etmiş ve önemli başarılara imza atan İnalcık'a onur madalyası vermekten mutluluk duyduklarını söyledi.
Türk dünyasının çok önemli tarihçiler yetiştirdiğini ifade eden Kaseinov, ''Prof. Dr. İnalcık'a tüm Türk dünyası adına bir kez daha minnettarlığımızı sunmak istedik. Onun her eseri bir referanstır'' dedi.
-Bakan Günay elini öptüProf. Dr. Halil İnalcık da törende yaptığı konuşmada sözlerine, ''Bu salonda, 1935'te rahmetli Atatürk, şu balkonda otururken Afet Hanım bu kürsüden ilk dersini vermişti Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin. Ben Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin ilk talebesiyim, bir numaralı talebesiyim'' diyerek başladı.
Atatürk'ün Türklüğe, Türkiye Türklerine ve dünya Türklerine geleceğin yollarını gösteren ve açan büyük lider olduğunu dile getiren İnalcık, ''Talihin cilvesine bakın o zaman bir genç olarak, bu kürsüde, bu toplantıda, bu sıralarda oturan bir öğrenci olarak Atatürk'ün huzurunda yıllar sonra, 75 sene sonra tekrar buraya geliyorum ve onun bize gösterdiği yolda hizmet etmiş bir nefer olarak burada sizi selamlıyorum. Bu ne büyük saadettir'' diye konuştu.
Salondakilerin büyük alkışı üzerine, ''Sizin alkışlarınız benim ömrümü uzatıyor'' diyen İnalcık, ''Biliyorsunuz 95 yaşındayım ve TÜRKSOY'un bana bu şerefi bahşetmesinin bilmediğiniz bir sebebi var. Benim babam 1905'te Ruslar Japonlar ile savaşa girdikleri zaman Rus Ordusuna hizmet etmemek için bu memlekete sığındı'' sözleriyle kendisiyle ilgili fazla bilinmeyen bir konuyu aktardı. İnalcık, sözlerini şöyle sürdürdü:''Benim hemşehrilerim, akrabalarım Stalin tarafından bir gecede, 300 bin Kırımlı hemşehrim vagonlara tıkılarak Orta Asya'ya gönderildi. Çoğu vagonlarda ölmüştür. Onların hatırasını anmak isterim. Türk'ü dünyada hiç sevmezler, çünkü her tarafta efendi olmuştur. O 300 bin insanın hatırasını bizden başka kimse anmamıştır. Türkler, bugün Ruslar'ın Avrasya dediği bölgede, yani Moğolistan'dan Macaristan'a kadar step bölgelerinin hakimiydiler. Birbirleri arkasından bu sahada büyük imparatorluklar kurdular. İlki Çin kaynaklarının Hiung-nu dediği imparatorluk, Çin'in kuzeyinde büyük bir imparatorluk, step imparatorluğunu kurdu. Çin titriyordu onun karşısında ve büyük seddi, bugün dünyanın Ay'dan görülen yegane abidesidir Çin Seddi, onu yaptılar, ne kudretli bir imparatorluk, Çin'i böyle büyük bir eseri yapmaya mecbur etmiştir.
Hiung_nu'lar M.Ö 2. asırda kaynaklarda biliyoruz. Ondan sonra Moğollar bu step imparatorluğuna hakim oldular. Attila onlardan biri oldu. Moğollar'dan sonra 6. yüzyılın ortalarında Bumin Kağan tekrar bu step bölgesindeki kabileleri Türk-Moğol kabilelerini birleştirdi. Yeniden bir imparatorluk kurdu, bunun bugün yaşayan Orhun Abidelerinde ilk defa Türk adıyla Türk imparatorluğunu kurdu. Bu İmparatorluk, Moğolistan'dan Kafkasya'ya kadar muazzam bir imparatorluktu. Türk, dünya imparatorlukları kurmuş bir ırk demeyeceğim bir millettir. Bu bölgedeki bütün at üzerinde savaşan kabileleri toplayıp imparatorluk kuran bir ırkız. İslam dünyasına girdiğimiz zaman Orta Asya'dan Akdeniz'e kadar Selçuklu İmparatorluğu'nu kurduk.''Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulmasıyla da Türkler'in dünyaya hakim olduklarını anlatan İnalcık, ''İşte bizi hem alkışlarlar hem de çekemezler. Öyle imparatorluklar kurmuş bir milletiz. Bugün büyük problemler karşısında Türkiye... Ama tarihimizi bilelim, büyük imparatorlukların çocuklarıyız'' diyerek sözlerini tamamladı.
Daha sonra İnalcık'a Kültür ve Turizm Bakanı Günay tarafından onur madalyası takıldı. Prof. Dr. İnalcık, elini öpen Bakan Günay'a sarılarak teşekkür etti. İnalcık, kendisine verilen madalyayı da öperken uzun süre ayakta alkışlandı.
-''Gerçek bilim insanı böyle olur''-Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Kültür Bakanı Talat Sait Halman da İnalcık'ın yaşayan en büyük Osmanlı tarihçisi olduğunu belirterek, ''Bugün İnalcık'ı alkışlayanlardan gözlerim kamaşıyor. Tarihi Shakespeare gibi duyumsamış, Mozart gibi bestesini yapmıştır'' dedi.
İnalcık'ın tarihi ışık gibi aydınlatarak bugünlere geldiğini dile getiren Halman, ''İnalcık bir hakikat anlatıcısıdır. Hiçbir menfaati yoktur. Gerçek bilim insanı da böyle olur'' diye konuştu.
Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı ise Halil İnalcık'ın her yönüyle genç tarihçiler için örnek teşkil ettiğini söyledi. Tarihçiliğin ''filolojik bir amelelik'' gerektirdiğini, çünkü belgelerin dikkatle incelenmesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Ortaylı, genç tarihçileri ise konuya ciddiyetle eğilmedikleri gerekçesiyle eleştirdi.
''Tarihçilik bir Türk genci için kör makasla mukavva kesmektir. Ne kolej eğitimi ne de medrese eğitimi yeter'' diyen Ortaylı, ''Prof. Dr. İnalcık, eserleri en çok çeviriye ulaşan yazarlardan biridir. İnalcık, 'Made in Turkey' bir münevverdir. Her şeyin bu memlekette öğrenilebileceğinin, yapılabileceğinin en iyi örneğidir'' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Törende konuşan Günay, Prof. Dr. İnalcık'ın yaptığı araştırmalar, bütün yaşamı ve eserleriyle, yetiştirdiği isimlerle Türk dünyasının övündüğü en büyük isimlerden olduğunu belirterek, ''İnalcık, gerçekten bütün eserleriyle, kitaplarıyla, yaptıkları ve yaşadıklarıyla bizim kültürümüzün mücessem bir çınarı gibi yaşamaktadır. Ben de ona nice sağlıklı, güzel yıllar diliyorum'' dedi.
Dünyanın pek çok yerinde alanında isim yapmış kişilerin İnalcık'ı takdir ettiğini dile getiren Günay, ABD'li ünlü sosyolog Immanuel Wallerstein'ın, ''Bugün dünyanın bütün üniversitelerinde İnalcık okutuluyor, İnalcık'ı okuyorlar. İnalcık sıradan bir tarihçi değil. İnalcık, gerçekten metodolojisi, bakış tarzıyla bir ekol kurmuş bulunan müstesna bir tarihçidir. Onun yazdıkları, kitapları, makaleleri, ansiklopedi maddeleri, bu alanda çalışanlar için müstesna bir hazine değerindedir'' sözlerini aktardı.
Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:''Gerçekten bizim için büyük bir övünç kaynağı. Dünyanın bütün üniversitelerinde kendisine, kitaplarına başvurulan, bir anlamda Osmanlı'nın ve Ön Asya coğrafyasının, Doğu Avrupa coğrafyasının bütün gerçeğini dünyaya öğretmekte ışık tutan bir büyük bilim insanı. Ben hocamın yazdıkları üzerinde bir değerlendirme yapmayı kendim için haddini aşmak sayarım ama genelleme yapmaktan kaçınmış, olayları somut biçimde ele almış ve somut biçimdeki olaylar üzerine derinliğine çalışmış ve sanırım genellemelerden sakındığı için de çok daha zahmetli bir araştırma yolu seçmiş, ama çok daha özgün sonuçlara varmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti onun hakkını nasıl öder, biz millet olarak hakkını nasıl öderiz bilmiyorum. Daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Bakanlığın Kültür Sanat Büyük Ödülünü takdim ederek ifade etmeye çalışmış, aynı şekilde 2005 yılında Cumhurbaşkanlığımız teşekkürünü ifade etmeye çalışmış. Şu anda benim de dönem koordinatörü bakan sıfatını onurla taşıdığım TÜRKSOY'umuz kendisine onur madalyasını sunarak teşekkürümüzü bir kez daha ifade etmek istiyoruz.''Günay, Prof. Dr. İnalcık'a, ''Hocam Allah size güzel yıllar versin. Eserleriniz, yaptıklarınız, yazdıklarınız, Türk milleti yaşadıkça, dünya yaşadıkça yaşasın ve hayatımız sizin yazdıklarınızla daha iyiye ve daha güzele doğru ilerlesin'' diye hitap etti.
TÜRKSOY Genel Sekreteri Kaseinov da Türk dünyası tarih ve kültürünün araştırılması ve tanıtılması yolunda büyük gayret sarf etmiş ve önemli başarılara imza atan İnalcık'a onur madalyası vermekten mutluluk duyduklarını söyledi.
Türk dünyasının çok önemli tarihçiler yetiştirdiğini ifade eden Kaseinov, ''Prof. Dr. İnalcık'a tüm Türk dünyası adına bir kez daha minnettarlığımızı sunmak istedik. Onun her eseri bir referanstır'' dedi.
-Bakan Günay elini öptüProf. Dr. Halil İnalcık da törende yaptığı konuşmada sözlerine, ''Bu salonda, 1935'te rahmetli Atatürk, şu balkonda otururken Afet Hanım bu kürsüden ilk dersini vermişti Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin. Ben Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinin ilk talebesiyim, bir numaralı talebesiyim'' diyerek başladı.
Atatürk'ün Türklüğe, Türkiye Türklerine ve dünya Türklerine geleceğin yollarını gösteren ve açan büyük lider olduğunu dile getiren İnalcık, ''Talihin cilvesine bakın o zaman bir genç olarak, bu kürsüde, bu toplantıda, bu sıralarda oturan bir öğrenci olarak Atatürk'ün huzurunda yıllar sonra, 75 sene sonra tekrar buraya geliyorum ve onun bize gösterdiği yolda hizmet etmiş bir nefer olarak burada sizi selamlıyorum. Bu ne büyük saadettir'' diye konuştu.
Salondakilerin büyük alkışı üzerine, ''Sizin alkışlarınız benim ömrümü uzatıyor'' diyen İnalcık, ''Biliyorsunuz 95 yaşındayım ve TÜRKSOY'un bana bu şerefi bahşetmesinin bilmediğiniz bir sebebi var. Benim babam 1905'te Ruslar Japonlar ile savaşa girdikleri zaman Rus Ordusuna hizmet etmemek için bu memlekete sığındı'' sözleriyle kendisiyle ilgili fazla bilinmeyen bir konuyu aktardı. İnalcık, sözlerini şöyle sürdürdü:''Benim hemşehrilerim, akrabalarım Stalin tarafından bir gecede, 300 bin Kırımlı hemşehrim vagonlara tıkılarak Orta Asya'ya gönderildi. Çoğu vagonlarda ölmüştür. Onların hatırasını anmak isterim. Türk'ü dünyada hiç sevmezler, çünkü her tarafta efendi olmuştur. O 300 bin insanın hatırasını bizden başka kimse anmamıştır. Türkler, bugün Ruslar'ın Avrasya dediği bölgede, yani Moğolistan'dan Macaristan'a kadar step bölgelerinin hakimiydiler. Birbirleri arkasından bu sahada büyük imparatorluklar kurdular. İlki Çin kaynaklarının Hiung-nu dediği imparatorluk, Çin'in kuzeyinde büyük bir imparatorluk, step imparatorluğunu kurdu. Çin titriyordu onun karşısında ve büyük seddi, bugün dünyanın Ay'dan görülen yegane abidesidir Çin Seddi, onu yaptılar, ne kudretli bir imparatorluk, Çin'i böyle büyük bir eseri yapmaya mecbur etmiştir.
Hiung_nu'lar M.Ö 2. asırda kaynaklarda biliyoruz. Ondan sonra Moğollar bu step imparatorluğuna hakim oldular. Attila onlardan biri oldu. Moğollar'dan sonra 6. yüzyılın ortalarında Bumin Kağan tekrar bu step bölgesindeki kabileleri Türk-Moğol kabilelerini birleştirdi. Yeniden bir imparatorluk kurdu, bunun bugün yaşayan Orhun Abidelerinde ilk defa Türk adıyla Türk imparatorluğunu kurdu. Bu İmparatorluk, Moğolistan'dan Kafkasya'ya kadar muazzam bir imparatorluktu. Türk, dünya imparatorlukları kurmuş bir ırk demeyeceğim bir millettir. Bu bölgedeki bütün at üzerinde savaşan kabileleri toplayıp imparatorluk kuran bir ırkız. İslam dünyasına girdiğimiz zaman Orta Asya'dan Akdeniz'e kadar Selçuklu İmparatorluğu'nu kurduk.''Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulmasıyla da Türkler'in dünyaya hakim olduklarını anlatan İnalcık, ''İşte bizi hem alkışlarlar hem de çekemezler. Öyle imparatorluklar kurmuş bir milletiz. Bugün büyük problemler karşısında Türkiye... Ama tarihimizi bilelim, büyük imparatorlukların çocuklarıyız'' diyerek sözlerini tamamladı.
Daha sonra İnalcık'a Kültür ve Turizm Bakanı Günay tarafından onur madalyası takıldı. Prof. Dr. İnalcık, elini öpen Bakan Günay'a sarılarak teşekkür etti. İnalcık, kendisine verilen madalyayı da öperken uzun süre ayakta alkışlandı.
-''Gerçek bilim insanı böyle olur''-Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Kültür Bakanı Talat Sait Halman da İnalcık'ın yaşayan en büyük Osmanlı tarihçisi olduğunu belirterek, ''Bugün İnalcık'ı alkışlayanlardan gözlerim kamaşıyor. Tarihi Shakespeare gibi duyumsamış, Mozart gibi bestesini yapmıştır'' dedi.
İnalcık'ın tarihi ışık gibi aydınlatarak bugünlere geldiğini dile getiren Halman, ''İnalcık bir hakikat anlatıcısıdır. Hiçbir menfaati yoktur. Gerçek bilim insanı da böyle olur'' diye konuştu.
Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı ise Halil İnalcık'ın her yönüyle genç tarihçiler için örnek teşkil ettiğini söyledi. Tarihçiliğin ''filolojik bir amelelik'' gerektirdiğini, çünkü belgelerin dikkatle incelenmesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Ortaylı, genç tarihçileri ise konuya ciddiyetle eğilmedikleri gerekçesiyle eleştirdi.
''Tarihçilik bir Türk genci için kör makasla mukavva kesmektir. Ne kolej eğitimi ne de medrese eğitimi yeter'' diyen Ortaylı, ''Prof. Dr. İnalcık, eserleri en çok çeviriye ulaşan yazarlardan biridir. İnalcık, 'Made in Turkey' bir münevverdir. Her şeyin bu memlekette öğrenilebileceğinin, yapılabileceğinin en iyi örneğidir'' ifadelerini kullandı.