Kılıçdaroğlu: “siyaseten İdam Olmamalıdır”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adnan Menderes’in kabrini ziyaret etmesini eleştiren bir gence, “Siyaseten idam olmamalıdır, Türkiye bu defteri kapatmalıdır.

Hiç kimseyi düşüncesinden ötürü suçlamayacağız. Benim arkadaşım siyaseten idam edildi, karşı çıkacağım, benim rakibim siyaseten idam edildi, alkışlayacağım. Bu çifte standarda asla ve asla izin vermeyeceğiz” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Gençler Konuşuyor, Kılıçdaroğlu Dinliyor” adlı panele katıldı.

Burada gençlerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bir gencin Adnan Menderes’in kabrini ziyaret etmesini eleştirmesi üzerine şunları söyledi:
“Ne olursa olsun bir demokrasi ekseninde ya da paydasında birleşeceğiz. Hiç kimseyi bizden farklı düşünüyor diye suçlamayacağız. Eleştirme özgürlüğümüz olacak ama onu suçlamayacağız. Katılmayabiliriz, sevmeyebiliriz ancak siyaseten idam olmamalıdır. Benim arkadaşım siyaseten idam edildi karşı çıkacağım, benim siyasi rakibim idam edildi alkışlayacağım diye bir şey yok. Bu çifte standartlara izin vermeyeceğiz. Hepimiz aynı şeyi düşünmek zorunda değiliz. Farklılıklara saygı duyacağız. Eğer 17 yaşındaki çocuğun yaşı büyütülerek idam ediliyorsa aynı tepkiyi vereceğiz. Adnan Menderes için de, Deniz Gezmiş ve arkadaşları da idam edilirse de aynı tepkiyi vereceğiz. Hiç kimseyi ötekileştirme lüksümüz yok. Bir şeyi unutmayacağız, insanımızı seveceğiz. Birbirimizi saygıyla dinleyeceğiz. Bu bizim demokrasimizin olmazsa olmazıdır. Özel mahkemeler kurup belli kişileri de yargılamak doğru değildir. Menderes’i idam eden mahkemeler de özel mahkemelerdir. Silivri’deki mahkemeler de özel mahkemelerdir. Bir süre sonra özel mahkemeler, siyasi otoritenin elindeki sopaya dönüşür. Özel mahkemelere, özel yargılama sistemlerine sonuna kadar karşı çıkacağız.”

Hükümetin uyguladığı dış politikaların başarısız olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, “Bugün geldiğimiz noktada Suriye, İsrail, Irak, İran, Rusya ile sorunlar vardır. Türkiye başarısızdır, kim ne derse desin. Bütün komşularımızla sorunlu hale geldik. Kendi ülkemizin çıkarları doğrultusunda dış politikamızı yaratmalıyız. Sonuna kadar anti emparyalist politikaları savunacağız. Filistin’de gidip özgürlük mücadelesi veren birçok arkadaşımız var. Filistin’de bizim arkadaşlarımızın mezarları vardır. Filistin’in özgürlüğü için mücadele ettiler. Ortadoğu emperyalist güçlerin oyun alanıdır. Kaddafi’nin öldürülmesine karşı çıkan, Brüksel’de seslendiren tek lider benim. Egemen güçlerin gidip Kaddafi’yi kendi ülkelerinde imha etmesi bizim kabul edeceğimiz bir şey değildir. Egemen güçlerin taşeronluğunu kimse yapmamalıdır. Hele Türkiye hiç yapmamalıdır. Türkiye birilerinin maşası olmamalıdır. Her ülkenin bağımsız ve özgürlüğünü savunan partiyiz. Çünkü bizim geleneğimizde Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsızlık ruhu yatar. Onun mücadelesini bütün Ortadoğu halkları rehber edinmiştir” şeklinde konuştu.

Siyasette kullanılan üsluptan yakınan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Hiçbir zaman benim ağzımdan cibilliyetsiz sözcüğü çıkmadı. Hiçbir zaman benim ağzımdan şerefsiz sözü çıkmadı. Beni eleştiren en azından Sayın Başbakan’ı eleştirseler, samimi söylüyorum Türkiye’de sorun olmayacak. En ağır hakaretlere maruz kaldım. Ne annem kaldı, ne babam. Ben siyasette saygın bir tartışma üslubundan yanayım. Gerilimden yana değilim. Ama bir kavga ortamı yaratılıyor. Gerilim ortamı yaratılıyor, bu doğru değil. Eğer insanlar açlık grevindeyse sen kebaptan bahsediyorsan bu doğru değildir. Toplum karpuz gibi ikiye bölünmüştür. Benim kullandığım üslup, olanaklarım el verdiği kadar yumuşak bir üslup kullanmayı tercih ediyorum” dedi.

Gündemde yer alan “anadil yasağı” ile ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, “Anadil yasağının kaldırılmasıyla ilgili ilk kanun teklifini veren biziz. Bugün artık yasak yok. Dil bizim kültürümüzün önemli bir parçasıdır. Herkes istediği dili kullanabiliyor. İsteyen istediği dilde yayın yapabiliyor. Bunu sorun haline getirmemekte gerekir. Özgürce insanlar kendi dillerini kullanmalıdır. Kullanıyor da zaten, ama bir gerçeği unutmayacağız. Her devletin resmi bir dili vardır. Bizim resmi dilimiz de Türkçe’dir” şeklinde konuştu.

“OTURUN KALKIN CHP’YE TEŞEKKÜR EDİN”

Kılıçdaroğlu Suriye’de Beşar Esad’ın askerleri tarafından tutsak edilen Cüneyt Ünal’ın CHP’li heyet tarafından Türkiye’ye getirilmesine ilişkin ise şunları söyledi:
“Haber için oraya gitti, eşi kurtarılmasını istiyor. Dernekler kurtarılmasını istiyor. Onlar geldiler, ne olursunuz gidin kurtarın diye. Normalde ne olması lazım teşekkür etmeleri lazım. Hiçbir yurttaşımızın adı ne olursa olsun, unvanı ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun saçının teline zarar gelmesini istemeyiz. Eğer serbest bırakılacaksa ben 135 vekilimi dünyanın her yerine gönderirim. Kendi insanımızı kurtarıyorum. Zindandan kurtarıyorum. Oturun kalkın CHP’ye teşekkür edin. O gazetecimizi çıkardık, Türkiye’ye getiriyoruz. Bu ülkenin sağlıklı haber alma hakkı için getiriyoruz.”

Tutuklu milletvekilleri hakkındaki son durumun sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Bunun mücadelesini veriyoruz. Bunun önündeki en ciddi engel AKP’dir. Ama 800 öğrenci hapisteyken, sadece milletvekilleri çıksın diye bir şey yok. Hem öğrenciler, tutuklu vekiller, gazeteciler, bilim adamları çıksın. Zindanlar, hapishaneler düşünen insanlar için olmasın. Bunun mücadelesini el birliğiyle vereceğiz” dedi.

Türkiye’nin en temel sorununun Kürt sorunu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Adına ne derseniz deyin. Bu konuda çözüm üreten parti CHP. Gelin bütün siyasi partiler bu sorunun çözümü için bir komisyon kuralım. Akıllı insanlar, bilgili insanlar var. Başkaları niye çözüm üretsin. Sorunun çözümü konusunda bir akil adamlar heyeti olsun. Orda toplumun önemli kanaat önderleri olsun. Sonra masaya oturalım tartışalım. Biz olaya böyle yaklaşalım. Devletin meşru organları bir terör örgütüyle masaya oturmaz. Geçen her gün bizim çözümümüzün ne kadar doğru olduğunu görüyoruz. Bizim de elbette çözüm önerilerimiz var. Ama diğerleri, siz bize çözüm dayatıyorsunuz diyebilirler.’’
Kaynak: İHA