Kaybedenler Kulübü'nün yönetmeninden samimi açıklamalar

Kaybedenler Kulübü'nün ardından 'Labirent' adlı bir film yöneten Tolga Örnek: "Elia Kazan'ın dediği gibi, yönetmenlik aslında biraz yalnız bir iş. Ben de hiçbir zaman kalabalık bir gruba ait olduğumu hissetmedim" dedi.

Kaybedenler Kulübü'nün yönetmeninden samimi açıklamalar
Geçtiğimiz yıl çektiği 'Kaybedenler Kulübü' filmiyle çok konuşulan yönetmen Tolga Örnek, "Kendimi hiçbir zaman kalabalık bir gruba ait hissetmedim. Hayallerimin peşinde koşayım, kendi çizgimi çizeyim istedim. O kulüpleri, o grup psikolojisini çok sevmiyorum" dedi. Meltem Cumbul ve Timuçin Esen'in başrol oynadığı yeni filmi 'Labirent'in Aralık ayında vizyona gireceğini söyleyen Örnek; Digiturk dergisinden Didem Çimen'e konuştu.

KEŞKE DENESEYDİM

Rock'n roll yaşam tarzı, 'Kaybedenler Kulübü'nden önce sizin için ne ifade ediyordu, şimdi ne ifade ediyor? Çok uzaktım, şimdi çok yakınım. Merak ediyorum, öğrenmek istiyorum. "Keşke daha gençken birazcık öyle olmayı deneseydim" diyorum. ? O tarz bir yaşamda sizi çeken nedir? Tamamen özgürlük! Rock'n roll hayatında biraz hesapsızca yaşamak ve o hesapsızlığın getirdiği özgürlük var. O yüzden gıpta edilecek bir şey.

DİNAMİK BİR DÖNEM

Siz, 90'lı yıllarda neler yapıyordunuz? Üniversitedeydim... Özel radyolar açıldığında, o heyecanı herkes gibi ben de yaşamıştım. Çok dinamik bir dönemdi Türkiye için bence; ama Kaan'ların programını bilmiyordum, onların tam zirve yaptığı dönemde ben Amerika'daydım.
Kadıköy kültürünün de çok içinde değilmişsiniz. Sizi bu hikayede çeken neydi?
Özgürlük tarafı, renkliliği, karakterlerin hoşluğu, farklılığı... Kadıköy çok entelektüel bir yer. İstanbul içinde başka bir İstanbul var orada.
Bu tarz bir alt kültürü popülerleştirmek konusunda çekinceleriniz oldu mu başta? Oldu ama umursamadım. Çünkü film, insanların alışık olduğu tarzımın dışındaydı. Nasıl çekeceğimi kimse bilemezdi. Şimdi bana "Bilmem ne şarkıcının hayatını çek, punk rock'ın tarihini çek" gibi teklifler geliyor. Türkiye'de daha yaygın bu... Bir iş tutup beğenilince, "Hep öyle şeyler yapmalısın" diyorlar. Bunu çok sevmiyorum açıkçası.

'MEMENTO' ETKİLEDİ

Hiçbir kulübe ait hissettiniz mi kendinizi? Hiç! Elia Kazan'ın kitabını okuyorum. O da "Yönetmenlik aslında biraz yalnız bir iş" diyor. Çok büyük bir kalabalıkla çalışmanın yanında, tereddütlerini kendi içinde yaşıyorsun. Ben hiçbir zaman kalabalık bir gruba ait hissetmedim. Hele Türkiye'de gruplar sürekli konuşup, hiçbir şey yapmıyor. Çoğu grup öyle.
Keşke ben çekseydim diye hayıflandığınız bir film var mı? Beni son yıllarda en çok etkileyen, keşke böyle bir şeyi düşünebilecek bir hayal gücüm olsa dediğim film, Christopher Nolan'ın 'Memento'suydu.


AKLIMIZA GELENİ YAPMAK İSTEDİK

'Kaybedenler Kulübü' ile kendinizi aştığınızı düşünüyor musunuz?
Bu filmde, kurgu, müzik, anlatım ve karakterler anlamında sınırlar yoktu. Biz de aklımıza geleni, içimize sineni yapmak istedik. Kendimi en özgür hissettiğim film oldu.
Sizce kim 'kaybeden'dir
Milyonlarca doları olup da bir güzel çiçeği fark edemeyen, bir rüzgar sesini dinleyemeyen, denize baktığı zaman keyif alamayan insanlara 'kaybeden' derim ben.
'Hiç izlenmeyen filmler' yapsaydınız ,yine de inatla sinemaya devam eder miydiniz
Ederdim... Hayattaki en büyük lüks, keyif aldığın işten para kazanarak yaşamaktır.

'LABİRENT' GÜNCEL


Şu anda çektiğimiz 'Labirent', daha güncel bir film, 2011'de geçiyor. Frankfurt, İstanbul, Mardin, Pakistan, Yemen ve Kuzey Irak'ta geçen bir aksiyon gerilim... Bütçe, içerik ve süre olarak da tamamen 'Kaybedenler'in dışında bir film. Meltem Cumbul, Timuçin Esen gibi isimler oynuyor. Aralık'ta gösterime girecek.