Başbakan Yardımcısı Arınç, Soruları Cevaplandırdı

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin Akdeniz'de petrol arama çalışmalarına başlamasıyla ilgili olarak, "Eğer Güney Kıbrıs Rum Kesimi bir takım ittifaklar içerisinde böyle bir aramayı yapacaksa, Türkiye de bunun karşılığını mutlaka verecektir.

Bu bir rest veya blöf değildir; bu Türkiye'nin uluslar arası hukuk içerisindeki hakları ve imkanlarıdır" dedi

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, beraberindeki TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Orta Asya Türk devletlerinin ve balkan ülkelerinin büyükelçileri ile birlikte TRT Avaz Stüdyosu'nun açılışını gerçekleştirdi. Arınç, açılış kurdelesini kesmeden önce yaptığı kısa konuşmada, Mart 2009'dan bu yana faaliyet gösteren Avaz kanalının yeni stüdyosunun açılışını yaptıklarını belirterek, "Avaz 2.5 yıldır 42 ülkeye yönelik yayın yapmakta. Bir taraftan Orta Asya Türk cumhuriyetleri, özerk cumhuriyetler, bir taraftanBalkanlar, bir taraftan Ortadoğu ve daha geniş kapsamı içerisine alan 42 ülkeye ulaşan bir yayın yapmaktayız. Burada Türkiye Türkçesi ile birlikte bölge dillerinden de yayın yapılmaktadır. Şu anda 8 dilden 24 saat aralıksız yayın yapıyor Avaz televizyonu. Umarım hepiniz beğeniyle izliyorsunuz. Televizyonumuzun güçlenmesinde ve yayın alanını daha da artırarak milyonlara ulaşmasında dost ve kardeş ülkelerimizin büyükelçilerinin şüphesiz çok büyük katkıları var. Yeni Avaz stüdyosunun yeni yayın döneminde dahabaşarılı, daha güçlü olmasını temenni ediyorum" diye konuştu

"CUMHURBAŞKANI GÜL, ALMANYA'DA DOĞRU OLANI YAPMIŞTIR" Arınç, burada gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dün Almanya'da vereceği konferansın terör örgütü tarafından protesto edilmesi ve bomba ihbarı yapılmasıyla ilgili bir soru üzerine, dünyanın her yerinde zaman zaman asılsız bomba ihbarları yapıldığını söyledi. Arınç, "Dünya terörle mücadele ediyor ve terör örgütlerinin de nerede ne yapacağını önceden bilmek çok zor. Sayın Cumhurbaşkanımızın Almanya seyahatinde bir kapalı salon toplantısına bir yerden gelen telefonihbarı ile bomba araması yapılması, salonun boşaltılması bence bir güvenlik tedbiri olarak doğaldır. Ama güzel olanı, doğru olanı ve bizim açımızdan da takdir edileni Sayın Cumhurbaşkanımızın ısrarla bu konuşmayı yapmak istemesi ve hatta 'bu konuşma yapılmayacaksa bu ziyareti yarıda kesen ülkeme dönerim" demesidir. Terör örgütlerinin veya kötü maksatlı kişilerin bir takım bu şekilde davranışlarına prim verdirmemek gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımız doğru olanı yapmıştır" dedi

"AKDENİZ'DE ARAMA REST DEĞİL, HAKTIR" Dün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton'un görüşmesinin ardından ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin Güney Kıbrıs'ın Doğu Akdeniz'de petrol aramasının makul olduğuna yönelik açıklamasının hatırlatılması üzerine ise Arınç, "Bugün Kuzey Kıbrıs'la ilgili olarak da, Güney Kıbrıs'la ilgili olarak da bir takım petrol arama çalışmalarının münhasır ekonomik bölgelerde yapılacak olması Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Eğer Güney Kıbrıs Rum Kesimi bir takım ittifaklariçerisinde böyle bir aramayı yapacaksa, Türkiye de bunun karşılığını mutlaka verecektir. Sayın Başbakanımızın ifadesiyle bu hafta içerisinde Türkiye de bu çalışmalara fiilen başlamış olacaktır ve bu çalışmalar elbette Deniz ve Hava Kuvvetlerimiz tarafından da desteklenmiş olacaktır. Bu bir rest veya blöf değildir; bu Türkiye'nin uluslar arası hukuk içerisindeki hakları ve imkanlarıdır. Bunları kullanmaktan hiçbir şekilde tereddüt etmeyeceğimizi Türkiye de bilsin, bütün dünya da bilsin" diye konuştu

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Güney Kıbrıs'ın arama yapmasını destekleşen açıklamasının hatırlatılması üzerinde de Arınç, "Önemli olan bizim yaptığımızdır" karşılığını verdi

"DOĞAN YURDAKUL, TAHLİYE EDİLMEYEN TEK TUTUKLU DEĞİL" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Olay Tv davasından tutuklu gazeteci Doğan Yurdakul'un eşinin cenazesine cezaevi aracıyla getirilmesinin kendisini üzdüğüne yönelik açıklamasının hatırlatılması üzerine de şöyle konuştu: "Görüntülerin insanı üzdüğü konusunda sanıyorum herkes ittifak içindedir. Bir defa ölüm büyük bir hadise. İkincisi ölen kişi, o zaten eşidir. Üçüncüsü kendisi tutukludur. Özel izinle bu cenaze törenine gelmiştir. Bütün bunlar insani düşünceyle baktığınız zaman fevkalade üzücü ve yaralayıcıdır. Ancak işin hukuki boyutu bir kaç konuda ele almak gerekir. Bir tanesi bu kişi, belli bir soruşturma kapsamında tutuklanmıştır ve henüz tahliye edilmemiştir. Türkiye'de tutuklanan ve tahliye edilmeyen tek kişi deDoğan Yurdakul değildir. Yani herkes tutuklanmasın herkes serbest bırakılsın anlayışı mümkün olmayacağına göre, 'tutukluluk istisnai olmalı ve tutukluluk süreleri mutlaka çok az olmalı' şeklindeki bir düşünce Adalet Bakanlığımız tarafından ceza muhakemesi kanununda yapılacak düzenlemelerle ancak gerçekleştirilebilir. Bu konuda zaman içerisinde çalışmalar yapıldı ve tutukluluk süreleri bildiğiniz gibi belli suçlar için belli sürelere bağlandı. Bu konuda itirazlar oldu. Yeni bir düzenleme yapmak için birçalışmanın mevcudiyetinden haberdar değilim. Elbette insani açıdan üzülürüz. Hiç kimse tutuklanmamalıdır ama suç işleyenler de suçlarının karşılığını mutlaka görmelidirler. Aslolan tutuklamanın bir tedbir olması ve cezaya dönüşmemesidir. Bu konularda da hakimlerimizin takdir haklarını ellerindeki delillere göre ve kanunda yazılı usuller çerçevesinde kullanmasıdır. Sadece Doğan Yurdakul'un durumuna bakılarak bu konuda bir düzenleme yapmamız da mümkün değil. Bilelim ki içeride profesör unvanınıtaşıyanlardan muvazzaf veya gayrı muvazzaf emekli subaylara kadar pek çok kişi tutuklu bulunmaktadır. Hepsinin durumunu ortak bir paydada düşünerek hareket etmemiz bence daha doğru olur." Elektrik faturalarından TRT payının kesilmeye devam edilip edilmeyeceğine yönelik soru üzerine de Arınç, "Tabii kesilmeye devam edecek çünkü biz kamu yayıncılığı yapıyoruz. Bütçemiz bundan oluşuyor. İşte o bütçeyle de avaz gibi kanallarımızla birlikte 15 tane kanalımızın tüm masraflarını karşılıyoruz" dedi

Kaynak: İHA