'Üretemeyen şarkıcılar single çıkarıyor'
'Mavi Şarkılar' albümüyle geri dönen Ayna'nın solisti Erhan Güleryüz, üretemeyen şarkıcıların single çıkardığını savunarak, "Biz üretken bir grubuz. Sürekli konserler veriyoruz. Birkaç şarkıyla yürüyebilme şanşımız yok" dedi. Güleryüz, grup olarak maddiyatın peşinde olmadıklarını da söyledi.

Ayna grubu geçtiğimiz günlerde yeni albümü 'Mavi Şarkılar'ı müzikseverlerle buluşturdu. Grubun solisti Erhan Güleryüz; Avusturulya'da, Hint Okyanusu'na karşı yazdıkları şarkıların hikayesini ve hayallerini anlattı... Güleryüz; "Biz grup olarak maddiyatın peşinde değiliz" dedi.
EKONOMİK NEDENLİ
Herkes son dönemlerde single çıkarırken, siz 12 şarkı ve beş remiks versiyonu olmak üzere 17 şarkıdan oluşan bir albüm yaptınız. Bunun sebebi nedir?
Sanatçılar; ekonomik nedenlerden ya da üretimlerinin az olmasından dolayı single çıkarıyor. Ayna grubu ise üreten bir grup... Kendimize ait özel bir kayıt stüdyomuz var. O bizim ürettiğimiz ürünleri, daha kolay sunmamızı sağlıyor. Ayna grubu olarak bizim single çıkarma imkanımız yok! Çünkü biz bir konser grubuyuz. Birkaç şarkıyla yürüyebilme şansımız yok! Bu nedenle her yıl müzikseverlere yeni şarkılar sunuyoruz.
Albümler satmazken, siz her yıl yeni bir albüm yapıyorsunuz. Bu konuda bir endişeniz yok mu?
Para bir müzisyen için o kadar da önemli değil... Bir şarkı bestelerken, "Bundan acaba ne kadar para kazanırım?" diye düşünmek çok anlamsız. Bizim yaptığımız işin içinde parayı düşünmek en sonda gelmeli... Ancak o zaman büyük bir samimiyetle, insanlara dokunan bir şey üretebilirsiniz. Ama tabii ki müzik bir endüstridir. Bu konuda benim gibi düşünen müzisyenler olmayabilir. Zaman zaman müzisyenler o telaşa düşebilir. Ama iyi olan şey; kesinlikle para düşünülmeden yapılanlardır.
GÜLÜMSETEN ŞARKILAR
Albümün adı neden 'Mavi Şarkılar' oldu?
Geçtiğimiz yıl kışın, çok soğuk bir havada uçağa atlayıp Avustralya'ya gittik. Şubat ayı o kıtanın yaz sonlarına denk geliyor. Orada okyanusta yüzerken çok mutlu olduk. "Kış ortasında, cıvıl cıvıl, insanın içini ısıtan bir albüm yapsak ya" dedik. 10 gün içinde repertuvarın neredeyse tamamı bitmişti. 'Mavi Şarkılar' biraz da 'okyanus albümü' oldu diyebiliriz. Gülümseten şarkılar yapmak istedik. Bu süreçte biz de çok eğlendik. Çünkü içimizde böyle bir yaşam sevinci vardı. Süratli bir şekilde de stüdyoya girdik.
ŞANSLI BİR GRUBUZ
Birçok sanatçı yaz aylarında albüm çıkartmayı tercih ediyor. Siz de mi bu modaya uydunuz? mu?Ayna'nın uyduğu herhangi bir moda veya akım falan yok! Nasıl geliyorsa öyle devam ediyor. Şarkılar nasıl bitiyorsa, öyle sunuyoruz. "Hangi mevsimde çıksak acaba?" diye düşünmüyoruz. Ama genel anlamda da şanslıyız. Çünkü bugüne hep şarkılarımızı söyleyebileceğimiz alanlar ve insanlar bulduk. Grup müziği kötü bir şeyi affetmez. Aslolan gerçekten kalıcı bir şey yapmaktır. Bir şarkıyı yaptıktan sonra kendi kendime "20-30 yıl sonra, bu yaptığım şarkıyı dinlesem ne hissederim?" diye soruyorum. 15 yıl önceki ilk albümümüz 'Gittiğin Yağmurla Gel'di. Ben o albümü hâlâ sıkılmadan dinliyorum. Bütün şarkılarda aynı sağlamayı hissettiğinizde de daha iyi şeyler üretebiliyorsunuz
PARA ÖNEMLİ DEĞİL
Konserler maddi anlamda sizleri tatmin ediyor mu?
Açıkçası biz grup olarak maddiyatın peşinde olmadığımız için bunu hiç bilemiyorum. Bizim için işin ticari formülü değil de eserlerin kendileri çok daha önemli...
TAKIM ELBİSEDEN KURTULDUK!
Albümün ilk klibi 'Aşıklar Tepesi'ne çekildi. Klibi neden şarkıları yaptığınız Avustralya'da çekmediniz?
Çünkü o günlerde İstanbul'daydık ve Kilyos'ta çektik. Bundan sonra yurtdışında da çekebiliriz.
Bu albümle giyim tarzınız da değişmiş gibi görünüyor...
Klipte; albümün o cıvıl cıvıl ruhunu yansıtabilmemiz için takım elbiselerden kurtulmamız gerekiyordu. Bir 'okyanus albümü' olduğu için, takım elbise olmazdı. Bu albümün kıyafetlerinin daha yazlık, daha spor olması gerekiyor.
BİRBİRİMİZİ HEP KOLLUYORUZ!
Grup olarak çalışmanın zorlukları var mı?
Biz bir performans grubuyuz... Konserler veriyoruz ve dolayısıyla sürekli yollardayız. Dünyanın en zor şeyi; yollarda kavgasız, gürültüsüz yol alabilmektir. Çünkü her şeyi beraber yapıyorsunuz, her şeyi beraber paylaşıyorsunuz. İnsan tek başına bile kendi kendisiyle kavga edebilir. Biz 15 yıldır birlikte yol alıyoruz. Bazen tabii ki yolculuğun getirdiği kıvılcımlar, tartışmalar oluyor ama o konuda çok şanslıyız. Çünkü birbirimizin arkasını kolluyoruz ve sorunları çözüyoruz.
