Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu:

Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Dilovası‘nda annelerin sütünde ve bebeklerin dışkısında ağır metaller bulunduğu yönündeki açıklamasının ardından elde ettiği bilimsel verileri bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyurdu.

KYÖD tesislerinde gerçekleşen basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, "Kocaeli‘nin 2010 yılı can yakıcı gündeminde yeni demir çelik fabrikaları, yeni organize sanayi bölgeleri kurulması tartışılırken, ben de bilgi paylaşımı adına ocak ayında bilimsel verileri paylaştım. Ön raporu ise şimdi söz verdiğim gibi haziran ayı içerisinde açıklıyorum. ‘Neden böyle bir rapor hazırlandı?‘ denirse kentin özelliği bakımından bu proje konusunu seçtik" dedi.

Hamzaoğlu, "Kocaeli‘nde 3 tane lastik fabrikası, tek yakma ünitesi, demir çelik ve çimento fabrikaları, boya fabrikaları, kimya ihtisas limanları, kömür işleme fabrikaları var. Bu manada sanayi kirliliği tehlike sınırına gelmiştir. Zaten ölüm raporlarında 100 kişiden 30‘unun kanserden öldüğünün tespit edilmesi de sadece bir bölgede değil, il genelinde sıkıntı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Sadece Dilovası‘nda 2 mahallenin kaldırılması değil, Dilovası‘nın komple kaldırılması bu meseleyi yine çözemez. 2007

yılında Kanserle Savaş Daire Başkanlığı ile araştırma yaptık. 2000-2007 tarihleri arasında kapı kapı yapılan tespitlerde, 100 kişiden 30 kişi kanserden hayatını kaybediyordu. Bu manada Çevre Bakanlığına proje sunduk ve kabul edilmedi. Tezimizi sınamak için Kandıra ve Dilovası‘nda aynı noktalarda toz ve ağır metal ölçümleri yapıldı. Projenin kapsamında kanser yoktur. Şu anda bebekleri de izlemeye devam ediyoruz, 1,5 yaşına kadar da izlemeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Hava ölçümleri ile ilgili raporların da TÜBİTAK MAM laboratuvarlarında yapıldığını belirten Hamzaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz bu ölçümleri ve tahlilleri kendimiz yapmıyoruz. Akredite olan TÜBİTAK MAM ve Çevre Enstitüsü laboratuvarlarında yapılıyor. Biz onların yalancısıyız. Avrupa Çevre Koruma Ajansı ve ABD sınırlarına göre partiküllerin 40 miligram olması gerekirken Dilovası‘nda 3,5 kat, Kandıra‘da ise 1,7 kat fazla olduğu tespit edilmiştir. Uluslararası değerlere göre, ‘Kirlilik var‘ demek oluyor. İnsan günde 9 metreküp hava soluyor ve 6 metreküplük kısmı kana karışıyor. Aliminyum ve arsenik oranı normalin 1,6 kat

üstünde. Artık tehlike sınırı geçilmiş ve bu kentte risk var demektir. Biz bu araştırmaları yaparken annelerin sigara kullanmaması, kronik bir hastalığı olmaması gibi ve gönüllü olmasını öncelikli olarak istedik. Bu bebek kakaları ve sütleri özel ortamlarda -48 derecede toz haline getiriliyor ve ardından yakıldıktan sonra sonuçlar ortaya çıkıyor. Dilovasında 70, Kandıra‘da 35 kişi üzerinde, toplam 56 gebe, 49 bebek üzerinde yapıldı. Burada sadece 2 noktada değil, il genelinde bu riskin olduğu görülüyor. Bu

konu piyasanın şefkatli kollarına bırakılmayacak kadar önemli bir konu. Biz insana ve doğaya zararlı olmayan sanayie evet diyoruz. Daha büyük çabalara ihtiyaç vardır. Bu kentte fabrikaların birbirine komşu olması, kentin gözden çıkarılması demektir."

Kaynak: İHA