Aysel Tuğluk‘tan Ara Seçim Vurgusu

BDP‘nin desteğiyle Van‘da bağımsız milletvekili seçilen Aysel Tuğluk, "Konunun başka bir boyutlara geçmemesi açısından sorumluluk şu anda iktidarda, hükümette, başbakanda.

Taksim‘deki Nippon Otel‘de düzenlenen "Geçiş Sürecinde Türkiye; Toplum, Siyaset, Yargı ve Medya" konulu konferansa katılan Aysel Tuğluk, çıkışta basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Tuğluk, Yüksek Seçim Kurulu‘nun (YSK) Hatip Dicle‘nin milletvekilliğini oy birliğiyle düşürmesinin ardından aldıkları kararın sorulması üzerine, "Bizim dünkü açıklamamız çok net bir açıklama. ‘Sayın Hatip Dicle‘nin milletvekilliği iade edilinceye kadar, bu sorun çözülünceye kadar meclise gitmeyeceğiz‘

dedik. Dolayısıyla bunun başka bir boyutlara geçmemesi açısından sorumluluk şu anda iktidarda, hükümette, başbakanda. Başbakan, eğer isterse bu mesele çözümlenir. Bu meclisin meşrutiyetine gölge düşüren bir durum var ortada" dedi.

Meselenin, yasal bir değişiklikle halledilebileceğini öne süren Aysel Tuğluk, şu andaki durumun vicdani ve meşru olmadığını savundu. Tuğluk, "Seçimin tekrarlanması gibi bir durum olur mu sorusuna, "35 milletvekilinin meclisten çekilmesi ve istifa etmesi, bu prosedürler tamamlanmalı. Bunun gideceği yer ara seçim olarak duruyor. Olmak durumunda zaten. Yani en önemlisi Türkiye‘yi iyi bir noktaya getirmeyecek, demokratik siyasetli bir çözüm aranırken, olay başka bir mevziye kayacak. Bu da hiç iyi bir durum

yaratmayacak. Bu açıdan bakmakta yarar var. Bu durum Türkiye‘yi nereye götürür, bu açıdan bakmak lazım. Kazandırır mı, kazandırmaz mı, çözüme hizmet eder mi, etmez mi korkusu var" diye konuştu.

Kararın ardından Hatip Dicle‘nin yerine AK Partili Oya Eronat‘a TBMM yolunun açılmasına ilişkin soru üzerine Aysel Tuğluk, şunları söyledi:

"Ben bu mazbatanın alınmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu mazbata iade edilmeli. Çünkü o mazbatanın sahibi Hatip Dicle‘dir. Halk Hatip Dicle‘ye verdi. Bunun Diyarbakır halkı üzerinde olumsuz bir etki yaptığı görülüyor. Siyasi anlamda, ruhsal anlamda çok büyük bir tepkiye yol açtığını da ifade edebiliriz. Ben olsaydım, bir kadın olarak haktan, hukuktan, adaletten ve vicdandan yana tavır koyardım. ‘Bu mazbata benim hakkım değil, Hatip Dicle‘nin hakkıdır‘ diyerek almaması gerekiyor. Hatip Bey‘in kararıyla

birlikte tutukluların serbest bırakılmaması, krizi daha da büyüten bir durum. Bizim mevcut duruşumuzu daha da güçlendiren, daha da meşruiyet kazandıran bir yaklaşım olur. Yeniden haksız, hukuksuz durumla karşılaşmış oluruz."

Tuğluk, basın mensuplarının "Önümüzde bir Sabahat Tuncel örneği var" sözü üzerine, "Hem o örnek var, hem de bunlar halkın onayını aldılar. Yasalar çerçevesinde milletvekili seçildiler, mazbatalarını aldılar. Artık halk iradesinin önünde ‘şu kurumun, bu kurumun iradesi‘ halkın önüne geçemez. Halk iradesinin gereğinin yapılması gerekiyor ve o arkadaşlarımız serbest bırakılmalı. Zaten tutukluluk sebepleri çok haksız sudan sebepler. Orada da bir hukuki durum söz konusu değil. Bu arkadaşlarımızın çoktan

tahliye edilmesi gerekiyordu zaten. Milletvekilliği durumundan sonra da bırakılmamaları, gerçekten sıkıntı yaratabilir" dedi.

Kaynak: İHA